İnsanlarımız, yerinden yurdundan edilerek, adeta bir göçe zorlanıyor!

İnsanlarımız, büyük şehirlerin varoşlarında…

Tam da bizim Suriyeliler olarak sürüm sürüm sürünüyor!

Çünkü iş peşindeler… Aş peşindeler…

Çünkü devlet o adreslere üreten yatırımlar yapmıyor!

Tam tersine elde olanları da satıyor!

Buralarda çalışan yerli insanlarımız…

Tam da özel sektörün insafına (vicdanına, adaletine) terkediliyor!

Onlar fabrikaları alacak, onlar bir süre sonra başka işlere geçecektir.

Yani, yerli çalışanlar işsiz demektir!

Yani Milli Ekonomi kayıpta demektir!

Oysa Karma Ekonomi:

Ulu Önder Atatürk’ün en önemli uygulamalarındandır.

Gelişmekte olan bir ekonominin, tam da çekici lokomotifidir.

Devlet de yatırım yapacak… Devlet de üretecektir!

Millete iş ve aş kapısı açılacak…  Millet, bulunduğu yeri terk etmeyecektir.

Dahası millet, özel sektörün bir insaf ekonomisine muhtaç edilmeyerek:

Yerli ve de milli ekonomide, bölgesel dengeler sağlanmaya çalışılacaktır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanan bu sistem, tam da böyleydi.

Bugün sata sata bitiremedikleri, tam da o zamanların fabrikalarıdır.

Evet, Karma Ekonomi böyle bir projedir. Bu projeyi nice ülkeler uygularken…

Son olarak da Çin bu ekonomiyi uygulayarak dünya şöhreti oldu.

Ne yazık ki, bizde de emperyalizmin alçak oyunları işbaşı yaparak:

Bir özelleştirme tutkusu başladı.

Karma Ekonomi gidişatına darbe üstüne darbeler vuruldu.

Satılarak kapatılan işyerleri yüzünden:

Anadolu’nun Doğu ve Güneydoğu’su başta olmak üzere:

Nice kent ve nice yerleşim merkezleri boşaldı.

Oraların yerlileri göçerek büyük kentlerin varoşuna yerleşirken:

Milli ekonomi de işsizlik oranında tarihi zirveye erişti!

Elbette ki tüm olarak özel sektör karşıtı değiliz bu biline…

Çünkü nice saygın özel sektörümüz var ki, yurtta ve cihanda gururumuzdur!

Onlarla övünüyor, onlarla mili onur duyuyoruz!

Sözümüz, devletin altın yumurtalayan fabrika ve tesislerini satın alıp…

Sonra da burada çalışan emekçilere yol verenleredir!

Bu iş yerlerini üretimden düşürerek, kişisel çıkarları yüzünden:

Yerli ve de milli olan tüm değerlerimize zarar verenleredir.

Yerli olanları yerinden söküp atarak:

Büyük kentlerin varoşlarına mahkûm edenleredir!

Evet, Türkiye sözde özelleştirme adına:

Kimi özel kişileri güzelleştirme siyasetine tanıktır!

Bu uyanıkların insaf ekonomisi yüzünden:

Nice emekçi kıyımlarıyla… Nice milli zararlara tanıktır.

Onların TV TV… ‘’Hayır, asla işçi çıkarmayacağız. Asla ileride kapatmayacağız’’ Gibi:

Nice yere basmayan gerçek dışı beyanlarına tanıktır.

Ancak nedense, yöneten siyasetler bir türlü ders almadı!

Bir türlü emperyalizmin kirli emellerine dur diyemediler!

Tüm milli ve yerli değerlerimiz tek tek elden giderken:

Devleti ayakta tutan kurum ve kuruluşlar da bir hukuksuzluk gölündü çırpınmaya başladı.

Vatandaşlar soruyor: ‘’Yetmedi mi tüm bunlar?’’

Neden Karma Ekonomi değil de… İnsaf ekonomisi…

Neden işleyen fabrikalar elden çıkıyor; Bir süre sonra da kapanıyor?

Neden milli milli üretmiyor; Neden emperyalistlerin ürettiğini almak zorunda kalıyoruz?

Neden ülkemin kimi bölgeleri üretimden düşürülüyor?

Neden bu bölgelerin yerlileri, büyük kentlerde perişan oluyor?

Bu uygulamalar: Hiç ‘’Yerli ve Milli’’ olma siyasetiyle bağdaşıyor mu?

Türkiye’de siyaset:

Sadece seçimi kazanıp, iktidara konma işi mi yapar?

Bu uğurda, bir nalıncı keseriyle gezme işi mi yapar?

Peki, nerede bu ülkenin yerli halkı?

Yerinde mi, yoksa büyük kentlerin varoşunda mı?

Nerede bu ülkenin milli çıkarları?

Üretimden düşen bu milletin emrinde mi?

Yoksa ürettiklerini bu millete satanların cebinde mi?

O halde; İyi düşünmeli iyi!..

Karma mı, yoksa insaf ekonomisi mi?