GÜNCEL

Kayabaşı: : “Başakşehir Belediyesi’nde hizmeti tetikleyen tek şey rant”

CHP Başakşehir İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı, “ Başakşehir Belediyesi’ni tetikleyen, hizmeti tetikleyen tek şey rant. Gelir varsa karşılığında hizmet var" diye konuştu

Abone Ol

CHP Başakşehir İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı, meclis üyeleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında hem iktidarı hem de Başakşehir Belediyesi’ni sert sözlerle eleştirdi. Kayabaşı, “Ülke yönetilemiyor, belediyelerimiz siyasi darbelerle yıpratılıyor” diyen Kayabaşı, Başakşehir Belediyesi’ni ise kamu kaynaklarını kötüye kullanmakla suçladı: “Bu ilçede hizmetin ölçüsü ranttır. Gelir varsa hizmet var, yoksa halk çamurun içinde kalıyor” dedi.

“AKP İKTİDARI BELEDİYELERİMİZE SİSTEMATİK BASKI UYGULUYOR”

Konuşmasının başında ülke genelindeki siyasal tabloya değinen Kayabaşı, “İktidar artık ülkeyi yönetemiyor. Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun yeniden seçilmesi ve CHP’nin 26 ilçede başarı elde etmesi, AKP tarafından tehdit olarak algılandı. Yargı, kamu gücü ve yandaş medya ile partimize stratejik saldırılar planlanıyor” dedi. İmamoğlu’nun tutuklanma süreciyle birlikte partinin genel siyasete odaklandığını belirten Kayabaşı, örgüt olarak saha çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Üye sayılarının 4 binden 12 bine çıktığını kaydeden Kayabaşı, “Partimize büyük bir teveccüh var, her gün yüzlerce yeni başvuru alıyoruz” dedi.

“BAŞAKŞEHİR PROJE DEĞİL, RANT İLÇESİ HALİNE GELDİ”

Başakşehir’in kuruluşundan bu yana proje adı altında şekillendirildiğini ama bugün rant alanlarına dönüştüğünü savunan Kayabaşı, “TOKİ ve Emlak Konut üzerinden başlatılan yapılaşmalarla Bahçeşehir, HABİTAT ödüllü bir mahalle iken beton yığınına dönüştü. Kayaşehir ve Başakşehir mahalleleri ise Ortadoğulu zenginlerin gettosu hâline geldi” diye konuştu. Vergilerin eşit alınmasına rağmen hizmetlerin adil dağılmadığını söyleyen Kayabaşı, “Başakşehir Belediyesi, 5 yılda 3 bina değiştirdi. Ama şeffaflık yok. Meclis canlı yayınları yapılmıyor çünkü anlatacak bir hizmetleri yok,” ifadelerini kullandı.

“BELEDİYE BAŞKANI PAZARA BİLE ÇIKMIYOR”

Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu’nu hedef alan Kayabaşı, “Ne ulusal bayramlara geliyor ne meclis toplantılarına. Peki, ne yapıyor? Arsa satıyor, komisyonculuk yapıyor. Belediyenin adını Google’a yazınca karşınıza ya arsa satışı ya imar sorunu çıkıyor” dedi. Kartoğlu’nun belediyecilik yerine siyasi korumaya sığındığını savunan Kayabaşı, “Sadece Cumhurbaşkanının gölgesine sığınarak yönetim olmaz. Billboardlara milyonlar harcayıp ‘Mutluluğun Şehri’ diye yazdırıyorlar ama Atatürk’ün resmini koymaya bile çekiniyorlar” dedi.

“DENETİMDEN KAÇIYORLAR, SAYIŞTAY BİLE UĞRAMIYOR”

Belediyenin hesaplarının denetlenmediğini belirten Kayabaşı, “Sayıştay 3 yılda bir geliyor. Biz defalarca çağrı yaptık, gelin denetleyin dedik. Denetim komisyonunda biz gördük ki sadece araç kiralama ihalelerinde 100 milyon TL’lik kamu zararı oluşmuş. Bazı ihaleler adrese teslim yapılıyor. 2022’den bu yana en az 113 milyon TL kamu zararı tespit ettik” dedi. Kayabaşı, AKP’li bürokratlara verilen ihalelerin tescilli olduğunu belirterek, “CHP’li belediyeler basit iddialarla soruşturulurken, burada göz göre göre yapılan usulsüzlükler görmezden geliniyor” diye konuştu.

“10 MİLYAR BÜTÇEYLE SOSYAL BELEDİYECİLİK YOK”

Başakşehir Belediyesi’nin 10 milyar TL’nin üzerindeki bütçesine rağmen temel projeleri bile tamamlayamadığını belirten Kayabaşı, “Bahçeşehir’deki rant projesi bir yılda tamamlandı ama Güvercintepe’deki pazar yeri 5 yıldır bitmedi. Çünkü orada rant yok. Başakşehir Belediyesi’nde hizmeti tetikleyen tek şey ranttır” dedi. CHP’nin çözüm odaklı muhalefet yaptığını vurgulayan Kayabaşı, “Biz şeffaflık, adalet, sosyal belediyecilik istiyoruz. Başakşehir’de yaşananları belgelerle anlatıyoruz. Halk artık gerçeği görüyor” dedi.

KAMUOYUNA ANLATALIM İSTEDİK

Basın mensuplarına kısa bir teşekkür konuşması yapan CHP Başakşehir İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bildiğiniz üzere Türkiye’de siyaset ve iktidar yönetimi maalesef buhranlı, artık ülkeyi yönetemez hale gelmiştir. Bu süreç içerisinde, özellikle 19 Mart ve 19 Mart’tan öncesi belediyelerimize yapılan siyasi darbeler ve baskılarla beraber Ekrem Başkanımızın (İmamoğlu) 2024’te 3. kez Büyükşehri alışı, 26 tane ilçeyi kazanmamız ve Türkiye’nin 1. partisi olmamız sebebiyle iktidar bunu bir tehdit olarak görmüştür. Yargı gücünü, kamu gücünü ve yandaş medya gücünü kullanarak bir algı operasyonlarıyla belediyelerimize, belediye başkanlarımıza, cumhurbaşkanı adayımıza ve aynı zamanda meclis üyelerimize, partimize stratejik bir saldırı ve stratejik bir darbe planlamaktadır. Millet nezdinde herhangi bir karşılığı olmayan, artık 23 yıldan beridir yıpranmış bir iktidarın kaybetme endişesiyle, bugünkü özellikle son 6 aylık süreçte maalesef ki demokrasi ve adalet, hukuk üzerine herhangi bir olumlu bir durum gelişmemiştir. Şu an eğer Türkiye’de adalet ismi olan AK Parti’nin kendi nezdinde, bizim belediyelere bu kadar baskı ve bu kadar yaptırım, yıpratmanın binde birini bile şu an kendi belediyelerine yapmıyor. Neden yapmıyor? Bakın bugün en basit şey de Başakşehir Belediyesi’ni göz önünde bulunduralım. Şu an iktidarın ve Cumhurbaşkanının gücünü kullanarak aslında bizim belediyelere isnat edilen suçların bin katını Başakşehir’de yaşıyoruz. Biz tabii ki bu 6 aylık süreç içerisinde, daha öncesinde meclis üyelerimiz ve basın emekçilerimizle 6 ayda bir, bir araya geliyorduk. Bu bir yıllık faaliyet raporlarımızı, bütçe sürecini, kesin hesapları ve belediyenin hizmetlerini, meclis grubumuzun çalışması ile ilgili bilgilendirmeler yapıyorduk. Ama maalesef şu 6 aylık süreçte yapamadık. Çünkü Ekrem başkanımızın, cumhurbaşkanı adayımızın Silivri zindanlarına atılması süreciyle artık partimiz biraz daha genel siyasete, biraz daha alanlara, biraz daha süreci başka bir şekilde işletmeye çalıştı. Ama yine de biz kendi ilçemizde de olup biteni sizlerin ve kamuoyunun bilgisine sunmak için bugün böyle bir toplantı yaptık.”



CHP’YE OLAN İLGİ GİDEREK ARTIYOR

Vatandaşların partilerine olan teveccühün her geçen gün arttığını belirten Kayabaşı, “Biz tabii ki 1 buçuk yıl oldu ilçeyi yönetimini alalı. Meclis üyeleriyle beraber yaklaşık işte 4.000’in üzerinde bir üyemiz vardı. Bugün dayanışma sandıklarıyla beraber, aynı zamanda bu hukuksuz süreçle beraber partimize büyük bir teveccüh oldu. Şu an 10.000’lerin üzerinde, 12.000’lere doğru bir üye katılımımız var ve bu hâlâ devam ediyor. İlçelerimize her gün yüzlerce kişi gelerek partimize üye olmak ve bizimle bu büyük aileye katılıp bu mücadeleyi omuz omuza yapmak için çalışıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin eylem etkinlik süreci pratiği son bir yılda değişti. Geçmiş dönemde işte 5 yılda yapılan büyük mitingler ya da işte ne bileyim 5 yılda yapılan bir etkinliğin artık haftada iki defaya döndüğünü ve yüz binleri, milyonları bulduğunu görüyoruz. Bugün işte örnek veriyorum, dün Pendik’teydik. Bir gün öncesinde, 19 Mart’ta İzmir’de yapılan 2 milyonun üstündeki mitinglerle aslında toplum nezdinde hâlâ birinci parti olduğumuzu ve bu ülkeyi yönetebilecek bir parti olduğumuzu görüyoruz. Tabii bunu gölgelemeye çalışan iktidarın da her seferinde ya bir ilçe belediyemize ya da bir büyükşehrimize ikinci dalgadır, üçüncü dalga operasyonlarıyla aslında bu algıyı, bu büyük kitle katılımlarını ve cumhurbaşkanı adayımızın ve genel başkanımızın şu anki saha çalışmalarına gölgelemeye çalışıyorlar. Ama biz bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.  Şimdi Başakşehir’e gelirsek, Başakşehir’le ilgili şöyle bir süreç var. Ta kurulduğundan beri de biliyorsunuz, burası proje bir ilçe. Birçok ilçenin kendi alanından alınarak oluşturulmuş, genellikle çoğu boş arazilerden oluşan bir ilçe ve buralara taşıma seçmenle, proje inşaat alanlarıyla buraları yapılandırmaya çalışıyorlar. Geçmiş dönemin bir belediye başkanının da dediği gibi: Ne kadar oy, o kadar hizmet anlayışı hâlâ devam ediyor. Ve Türkiye’nin bugün ilk kurulduğu bu zamanda 15–20. sıralarda olan bütçesi, bugün Türkiye’de ve İstanbul’da ilk üçteki bütçeler kadar geldi. Ama baktığınız zaman geçmişten bugüne kadar her geçen gün proje bazlı, kurumsal gelişim açısından, hizmet bazlı, sosyal belediyecilik açısından çok ciddi anlamda sorunları olan bir ilçe haline geldi. Her bir mahallenin, her bir bölgenin kendine göre birtakım sorunları var. Bu sorunları işte Bahçeşehir’den tuttuğumuzda işte yıllardan beridir HABİTAT ödüllü ve gerçekten de Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir mahalleyi bugün adeta beton yığınına getirdiler. O kadar kaçak yapılar, o kadar rant alanları Emlak Konut üzerinden, TOKİ üzerinden adeta yaşanmaz bir mahalle hâline getirdiler. Altyapısıyla, üstyapısıyla, sosyal alanlarıyla… Orta bölge dediğimiz işte Şahintepe, Güvercintepe, Altınşehir, Ziya Gökalp’e baktığınız zaman, yani Türkiye’ye yakışmayan… Bırakın Başakşehir’i, Türkiye’ye yakışmayan bir yapısıyla; sosyal yaşam alanlarıyla kent görüntüsüne uymayan bir yapı var. Diğer tarafa bakıyorsunuz, Kayaşehir, Başakşehir mahalleleri adeta yabancıların gettosu hâline geldi. Bugün dünyanın Ortadoğu ülkelerindeki ne kadar zengin, kaçak ya da kimliği belirsiz kişilerin sadece vatandaşlık alabilmek uğruna rant kapılarını oluşturduğu bir alana dönüşmüş durumda. Bir taraftan bakıyorsunuz, vergilendirme sistemi… Şimdi siz bu mahallelerden aynı değerde vergiler alıyorsunuz ama hizmeti götürdüğünüzde maalesef buralar yok. Peki, biz meclis grubu olarak ne yapıyoruz? Diyoruz ki: Yıllardan beridir Başakşehir Belediyesi sadece 5 yılda 3 tane bina değiştirdi. Bahçeşehir’den başladı, Kayaşehir’de son sistem bir bina yaptı. İçerisinde her şeyi var. Kamera sisteminden tutun da birçok şey… Akıllı bina yaptı.  Meclis grubumuz, meclis üyelerimiz dedi ki: Ya bu Büyükşehir’i örnek alın,  ilçe belediyelerimize örnek alın. Şu meclisteki çalışmaları canlı yayında verin, dediler. Maalesef vermiyorlar. Yazılı önerge verdik, vermiyorlar. Sözlü önerge verdik, vermiyorlar. Her seferinde anlattık, vermiyorlar. Çünkü niye? Yaptıkları, vatandaşa anlatacakları bir şey yok. Bugün mecliste bütçe alıyorlar. Bütçenin yüzde 60’ını, yüzde 70’ini arsa satışıyla karşılıyorlar. Boş arsaları satarak ya da kendi iştirak şirketleri üzerinden üçüncü şahıslara veriyorlar. İmarla ilgili sorunlar var. Şahintepe’de, diğer mahallelerde sorunlar var. Sırf bunu bypass yapabilmek için belediye kendi yetkisini, Büyükşehir’in yetkisini götürüyor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na veriyor. Oradan da yine arka kapılar üzerinden bir rant projesi, bir rant planlaması yapıyorlar. Sonrasında da vatandaş bununla ilgili hakkını aradığında, dava kazandığında, durdurma kararlarına rağmen vatandaşı döverek, tartaklayarak belediye binasından dışarı atıyorlar. Ve bunu belediye başkanı da olsun, diğer yardımcıları da olsun… Yani bakın, eğer biz bir şeyle ilgili siyasi olarak bir şeyi iddia ettiğimizde ya da bununla ilgili bir sorun olduğunda vatandaşı muhatap almanız lazım. Meclise gelmeyen ulusal bayramlara gelmeyen bir belediye başkanı var.  Bugün toplumun içerisinde pazara, çarşıya çıkmayan bir belediye başkanı var. Peki, "Siz belediye başkanlığı dışında ne yapıyorsunuz?" diyorsanız, ben size söyleyeyim: Emlakçılık, komisyonculuk, arsa satışı. Bugün Türkiye'de Başakşehir Belediyesi yazdığınızda karşınıza ya arsa satışı, ya imar sorunu ya da başka bir sorun çıkıyor. Ama billboardlara milyonlarca para verip ‘Mutluluğun Şehri’ diye yazdırmayı biliyorlar.”

ZORLAYA ZORLAYA YAPTIRIYORUZ

Kayabaşı sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama ulusal basında Atatürk'ün resmini bile koymaktan imtina ediyorlar. Yani biz zorlaya zorlaya bir şey yaptırmaya çalışıyoruz. Ya muhalefetiz, olabilir, eksik ya da fazla meselesi değil; ama muhalefet bir sistemin karşısında bir fikir üreten, bir çözüm üreten, karşı tarafı da olumlu bir şekilde yönlendiren bir muhalefetiz. Her şeyi eleştiren bir yapıda da değiliz. Ama bizim istediğimiz şeffaf belediyecilik, bizim istediğimiz sosyal belediyecilik, bizim istediğimiz demokratik bir yöntem anlayışı. E şimdi, siz Başakşehir'de yaşanılan bu imarla ilgili sorunları, arsa satışları ile ilgili sorunları, ihalelerdeki sorunları ki birazdan meclis üyelerimiz anlatacak. Bunların bir tanesi somut olan olaylarla ilgili. İktidar hiçbir şey yapmıyor. Ama bugün mesela başka bir belediyede, bizim belediyede adeta uydurma algı operasyonlarıyla belediye başkanlarımızı içeri alıyorsunuz. Ben iddia ediyorum, gelsin Yasin Başkanla da konuşalım. Bizim belediyelerdeki olayların bin katını buradaki meclis üyelerimiz anlatsın neler yapıldığını. Kamu zararı mı?, Kamu zararı. İmarla ilgili sorun mu? Sorun. Beş parmağın beşini geçmeyecek yıllardan beridir vermiş olduğunuz ihaleler mi? Evet. Sizde var bunlar. Kimlere verdiniz bunları? AKP’li bürokratlara verdiniz ve tescilli bunlar. Yıllardır ulusal basında çıkan haberler. Bunlarla ilgili hiçbir şey yok. Ama öbür tarafta Cumhuriyet Halk Partili belediyelere sürekli bir algı operasyonu yapıyorlar. Bakın, tasarruf genelgesi var bugün Türkiye'de, Ekonomik kriz var ama maalesef Başakşehir Belediyesi’nde yok tasarruf genelgesi. Cumhurbaşkanını dinlemiyorlar.”



BİR TÜRLÜ CANLI YAYIN AÇMIYORLAR

AK Partili belediyenin mecliste canlı yayın açmadığını vurgulayan Kayabaşı, “Böyle başına buyruk bir yönetim anlayışı var. Biz bunları defalarca söyledik. Şimdi de tekrarlıyoruz. Eğer Başakşehir Belediyesi halktan samimi bir hizmet, samimi bir yönetimi ortaya koymak istiyorsa, öncelikle o mecliste bir canlı yayını ortaya koyması gerekiyor. Ne konuşuluyor? Niye canlı yayın yapılmıyor? Çünkü belediye başkanı gelmiyor. Gelmiyor, yani vatandaşı dinlemiyor, muhalefeti de dinlemiyor. Gelmiyor, çünkü belediye başkanı kendi odasında özel canlı yayınlarla meclisi dinliyor. Sonuç itibarıyla, Başakşehir Belediyesi'nin bütçesi ne bir vergisini veren vatandaşa karşılık eşit bir şekilde gitmiyor, ne bir mahallelerde sosyal ve kamusal alanlarla ilgili bir proje üretilmiyor. Bakın, 350 - 400 milyonluk bütçelerde 20 projenin 15’ini, 13’ünü yapıyorlar, yüzde 50-60. Bugün 10 milyarın üzerinde, 10 katrilyonun üzerinde bir bütçeleri var. Şu an projelerin tamamı durmuş vaziyette” dedi.

GELİRİ VARSA HİZMETTE VAR DİYORLAR

AK Partili Başakşehir Belediyesi’nde ranta önem verildiğini iddia eden Kayabaşı, “Bakın, pazar yerleri geçmişte bir yılda, iki yılda yapılıyordu. Mesela Bahçeşehir’de rant projesiyle Pazartürk'ün yerini aldılar, bir yılda yerini yaptılar. Güvercintepe'de 5 yıldan beridir pazar yerini tamamlayamıyorlar. Ya samimiyete ve de kârlılığa bakar mısınız? Kupon araziyi al, yerini değiştir. İnsanları mağdur edecek bir alana koy. Diğer tarafta da Güvercintepe gibi gerçekten kalabalık ve ihtiyaç olan bir alanda çamurun içerisinde insanlar geziyor. 6 yıldan beridir projeyi bitiremediniz. Niye? Çünkü bir tarafta rant var. Yani Başakşehir Belediyesi’ni tetikleyen, hizmeti tetikleyen tek şey rant. Gelir varsa karşılığında hizmet var. Gelir yoksa da maalesef hizmet yok” dedi.

BAŞAKŞEHİR’E UĞRAMIYORLAR

Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu’nun ilçe ile alakadar olmadığımı savunan Kayabaşı, “Bununla beraber şunu da ifade etmek istiyorum: Başakşehir Belediyesi’nin somut bir şekilde geçmişten bugüne. Ben de meclis üyesiydim nihayetinde, denetim komisyonunu 4 yıl arkadaşlarımızla birlikte yaptık. Bakın, sadece iç denetim ve muhalefet denetiminden bahsetmiyorum. Bugün Türkiye'de Sayıştay raporlarının, Mali Hizmetler Müdürlüğü’nüni bakanlıkların müfettişleri bugün Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden çıkmıyor. Ama Başakşehir’e nedense uğramıyor. 3 yılda bir denetim olabilir mi? Biz bunu meclis grubu olarak defalarca Sayıştay’a adeta basın üzerinden "Gelin, denetleyin, gelin bir bakın burada ne dönüyor" diye çağrıda bulunduk. Geçmişte Sayıştay, en ufak bir eleştirisinde müdürlerini ya da memurlarını başka yerlere sürdüler. Suya sabuna dokunmadan, hafif geçişlerle, ılımlı yazılarla denetim yaptılar. Ama bugün gerçek öyle değil. Bizim yaptığımız denetimlerde Başakşehir Belediyesi'nin sadece araç kiralama üzerinden bırakın inşaatı, arsa satışını 100 milyonun üzerinde kamu zararı var. Denetimlerde dosyaların içeriğine bakıyoruz. Yıllardan beridir aynı sebeplerden dolayı. Mesela bir ihaleyi adrese teslim yapabilmek için ya aritmetik hata diyorlar, ya evrak eksikliği diyorlar, ya da efendim ‘Yaklaşık maliyetin altında kaldın’ diyorlar. Peki, bunların haricinde firmanın yeterliliği var, firmanın iş deneyimi var, firmanın sermayesi var ama sadece firmanın Başakşehir'de bir tanıdığı olmadığı için eleniyor. Sadece bakın, haberlerde bunu biz çıkardık. 113 milyon lira, 2022 yılından bu yana kamu zararı oluştu. 3 yıllık ihaleler yapıyorlar, bunlar bazı ihalelerle ilgili. Böyle zararlar varken bunları iktidar görmüyor ama bir taraftan da algıyla yine aynı şekilde 36 Cumhuriyet Halk Partisi’ni eleştiriyorlar ya da onun üzerinden algı yaratıyorlar. Ben şunu ifade edeyim: Başakşehir Belediyesi, bugün İstanbul’da ve Türkiye’de iddia ediyorum en büyük bütçeyi alıp da ortaya hiçbir şey koymayan, sadece ve sadece logonun arkasına sığınmış, cumhurbaşkanının gölgesine sığınmış bir belediyeden başka bir şey değildir. Bunu bütün mahallelerde gezdiğinizde görürsünüz. Özellikle büyük mahallelerde metrosuyla, hastanesiyle, bakanlıkların yardımlarıyla spor tesislerine kadar birçok şeyi bakanlıklar üzerinden yapıyorlar. Diğer yerlerde de bu bakanlıkların projelerini sanki kendi projeleriymiş gibi hizmet binalarında, dergilerinde anlatıyorlar. Ama kendi bütçeleriyle inanın bugün sosyal belediyecilik üzerine ya da kent kurumsallığı üzerine herhangi bir projeleri yoktur. Geçmiş yıllardaki stratejik raporlara bir bakın, buradan da rahatlıkla ispatlayabiliriz. 5 yıllık stratejik raporlarla bu dönemki 5 yıllık stratejik raporlara bir bakın. Karşılığında hiçbir şey yok. Karşılığında ne var? Ben size bir şey söyleyeyim: Tamamen ölçülemeyen, kontrol edilemeyen ve sayılmayan ama karşılığında milyonluk ihaleler var. Bugün işte, şu kadar çiçek ektik... Park Bahçeler Müdürlüğü’nün almış olduğu ihalelere bir bakar mısınız Allah aşkına? Hepsini birazdan arkadaşlarım söyleyecek. İlan, reklamla ilgili kaç tane billboard, kaç tane afişi... Sayabilirsiniz de bu kadar gerçek mi, değil mi diye. Bunların hepsi tamamen bütçe, bu tarz sayılamayan, kontrol edilemeyen, denetlenmeyen, ucu açık ihalelere gidiyor ve biz bunları her defasında da söylüyoruz. Sözlerimi burada sonlandırırken şunu da ifade etmek istiyorum: Başakşehir Belediyesi’nin bir sonraki dönemde Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçeceğinden yüzde 100 milyon eminiz. Çünkü bugün sahadayız, pazardayız, çarşıdayız, her yerdeyiz. Başakşehir Belediye Başkanı'nın ne bir sahada etkinliği, ne bir hizmeti, ne de herhangi bir faaliyeti olmadığını göreceksiniz. Bakın, bugün Cumhuriyet Halk Partisi muhalefette olan bir ilçe olarak basın komisyonumuzdaki arkadaşlarla yerel basında, ulusal basında her defasında — 3 ayda da olsa, 6 ayda da olsa bir araya gelip bir faaliyetimizi, bir çalışmamızı, bir amacımızı anlatabiliyoruz. Bugün iktidarda olan Başakşehir Belediyesi'nin bırakın komisyonları toplayıp basın üyelerini, emekçilerini toplayıp bir şey anlatmasını… Kendi belediyesinin içerisine basın üyelerini almayan bir zihniyetten bahsediyoruz. Çünkü bütün aslında sistem orada. Koskocaman bina içerisinde 45 tane meclis üyesinin, bir tane belediye başkanının çıkıp ne konuşulduğunu, ne kararlar alındığını, ne hizmetler yapılacağını, nelerin nerelere harcanacağını hiçbir şekilde söylemiyorlar. Bakın Büyükşehir'le ilgili biz, bırakın meclis üyelerinin çalışmalarını, vermiş olduğu ihaleleri bile şeffaflıkla anlatabiliyoruz. Diyoruz ki, kamera burada, firmaların katılımı burada, hakkaniyet sistemi burada diye. Bugün bırakın bu ihaleleri, şu an belediyenin çalışmalarıyla ilgili herhangi bir süreç maalesef bilgilendirme yok. Sadece bir algı üzerinden Yasin Başkan’ın işte koca billboardlara milyonlar harcayıp “Mutluluğun Şehri” dediği ama herkesin mutsuz olduğu bir ilçeden bahsediyoruz. Ulaşımdan, sosyal alanlardan, imar sorunundan, yoksulluktan, her alanda mağduriyetin yaşandığı bir ilçeden bahsediyoruz. Ama önümüzdeki süreçte bu ilçedeki belediyenin değişeceğini, bu zihniyetin değişeceğini de buradan ifade etmek istiyorum. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” diye konuştu

UYDUR KAYDIR ŞEYLERLE ORTAYA ÇIKIYORLAR

CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Murat Bakır ise şöyle konuştu: “Siyasal iktidar en baştan, daha doğrusu AK Parti'nin genel başkanı yıllar önce şunu söyledi: Dedi ki, “İktidara gitmek için her yol mübahtır.” Nitekim iktidara geldiler. Gelmeden önce de hatta şöyle bir söylemi vardı: “Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır.” Demokrasiyi araç olarak kullandılar. Yolculukta her şeyi mübah olarak gördüler. 23 yıldır bu memleketi yönettiler. Fakat başka bir sözü daha vardı:  “İstanbul'u alan, Türkiye'yi alır” demişti ki son iki yerel seçimde, iki yerel seçimde üç defa İstanbul’u kaybetti. Sandıkta alamadığı İstanbul’u bu sefer çeşitli propagandalarla, kayyumlarla almaya çalışıyor. Yani hani itirafı vardı ya, “İktidara gitmek için her yol mübahtır” Şimdi “İktidarda kalmak için her yol mübahtır.” deniyor. Bu kadar net. Hani bir de bunların bir bakanı vardı, şöyle bir şey söylemişti: “Siz uygulamayı yapın, yasa peşinizden gelir.” Şimdi bizim cumhurbaşkanı adayımızı, belediye başkanlarımızı, gençleri, gazetecileri, iş insanlarını, sendikacıları, ötekini berikini alıyorlar. Aynen Soylu Bakan’ın dediği gibi: “Siz tutuklayın, suçu arkadan uydururuz.” Nitekim bugün yaptıkları olay bu. Elle tutulur, gözle görülür bir suç da bulamıyorlar. İddialarının hemen hepsi sürüyor. Bunun da farkındalar. Ama iktidarda tutunmak için kafalarının arkasında ne var göremiyoruz, ama çeşitli uydur kaydır bir sürü şeyle ortaya çıkarıyorlar. Başakşehir Belediyesi’nin özellikle çalışması gereken dört tane mahallesi var: Şahintepe, Altınşehir, Güvercintepe, Ziya Gökalp. Özellikle çalışması gereken… Ama gel gör ki bu mahallelere çivi çakmıyor ve Türkiye'nin de en büyük bütçelerinden birisini yöneten bir ilçe belediyesi. Eğer yolsuzluğa, usulsüzlüğe siyasal iktidar bakacaksa, gerçekten bu konuda da samimiyse, o zaman önce bir kendi kapılarının önünü süpürsünler. Önce bir kendi belediyelerine bir baksınlar. Daha sonra aşağıya doğru bütün ülkedeki belediyeleri tarayabilirler. Ve başka bir şey; eğer gerçekten yine samimilerse, bir belediyenin 5 yılına değil, 10 yılına doğru geriye bir tarama yapsınlar. Bu İBB için de geçerli, ilçe belediyeleri için de geçerli. 10 yıl, daha fazlası istemiyoruz. 10 yıl geriye doğru tarasınlar bakalım, Önlerine ne çıkacak göreceğiz…  Kendi görevlendirdikleri Sayıştay müfettişlerine bile inanmıyorlar.  İktidarda kalmak için “Her yol mübah”ı uyguluyorlar.

CHP Başakşehir Basın Komisyonu Başkanı Erkan Özmen, basın mensuplarının sorunlarına dair bir konuşma gerçekleştirdi.

YÜZDE 300’LERE VARAN ARTIŞ YAPACAKLAR


Başakşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili ve İBB Belediye Meclisi Üyesi Nizamettin Kümeç şöyle konuştu: “Emlak vergileri dört yılda bir artıyor. Bu değerleme oranları çalışmaları devam ediyor. Bizim aldığımız bilgilere göre Başakşehir Belediyemiz anormal bir artışa hazırlanıyor. Belediyemizin çalışması sonucu yüzde 300’ler civarı emlak vergisi artışları vatandaşımızla yüzyüze getirilecek. Bu dört yıllık sürede dar gelirliye yüzde 30’luk zamklar reva görülürken emlak vergilerinde yüzde 300’lere varan artışlar açıklanacağını bekliyoruz. Başakşehir, Şahintepe, Güvercintepe, ara bölge ve Bahçeşehir özelinde ayrı ayrı değerlendirme yapabiliriz. Özellikle imar ve kentsel dönüşüm anlamında bir bölgemiz var ki çok sıkıntılı ama bir türlü planı yapılamayan, rantsal dönüşümün ön planda tutulduğu bölgelerimiz var. İki mahallemiz var: Şahintepe ve Ziya Gökalp Mahallesi. Şimdi özellikle Şahintepe özelinde planlar, Başakşehir Belediyesi kendini devre dışı çıkartarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden vatandaşı da son derece mağdur ederek planlar yaptı. Tabii vatandaşın arsasını parçalayarak, Arnavutköy Hacımaşlı’ya attı bir kısmını. Yani vatandaşın yıllardır beklediği ve geleceğini bağladığı bu arsalarını parça parça ederek değersizleştirmeyi planladı. Vatandaş da hakkını savunabilmek adına yüzlerce dava açtı burayla ilgili… Belediyelerimizde, işte, 2019 sonrası belediyeleri aldığımızda "İhale dosyalarını bize verin" diye bir talep geldi. Ama ne hikmetse AKP’li belediyelerden hiçbirinden bu talep gelmedi. Mesela Başakşehir’den hiç bu talep edilmedi. Bu da manidar bir durum. Durum bundan ibaret. Özellikle Başakşehir özelinde, başkanımız da söyledi: yüzde 65–70’lik arsa satışları… İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde vatandaşın talebi doğrultusunda 100 metrekare, 200 metrekare arsa satın alma taleplerine cevap verilirken çok itirazlarla karşı karşıya geliyoruz. Yani şimdi 100 metrekare, 200 metrekareye itiraz eden AK Partili meclis üyeleri, Başakşehir’de 30.000, 40.000, 50.000 metrekarelik yani 50 dönümlük yerleri tamamen görmezden geliyor. Bu, gözü kör, kulağı sağır denilebilecek bir durumdur işin açıkçası. Bir de İstanbul Büyükşehir Belediyemizin Başakşehir ile ilgili projeleri de tabii ki var. Özellikle şu anda proje hazırlık çalışmasında Kayaşehir’de eski kurban kesim alanıyla ilgili, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz çok önemli sosyal ve kültürel anlamda Başakşehir’e çok değer katacak proje çalışmalarını yapıyor. Bu, yakın zamanda devreye girecektir.


3 Y İLE BAŞLADILAR AMA SONRA…


CHP Başakşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Grup sözcüsü Esat Bodur ise şöyle konuştu: “Her ne kadar canlı yayınlarla buluşamasak da halkımızla meclis görüşmelerinde sizin aracılığınızla bundan sonrasında inşallah sorunları halka ulaştırma konusunda daha da yakınlaşmış olacağız. Bir siyasi hareket düşünün: “3 Y” diyerek başladılar. Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar üzerine bir söylemle iktidara geldiler. Geldiğimiz noktada bunların tam tersini icra ederek iktidarda kalmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla biz Başakşehir Belediyesi’nden bahsederken de genel iktidarın birçok meziyetini Başakşehir Belediyesi’nde de aynen gördüğümüz için, Başakşehir Belediyesi’ni de genel iktidarın aynı izinden yürüyen bir kamu kuruluşu olarak tanımlamak durumundayız.   Dolayısıyla bütün işlerini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı üzerinden yürüten, İBB’nin halka hizmet için yapmış olduğu yatırımları görmezden gelen, mevcut yatırımlarını ise kötücül bir anlatımla küçümsemeye çalışan bir zihniyetten bahsediyoruz. Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi belediye meclis üyeleri olarak her şeye rağmen halkımızın yararına olan tüm konularda meclise gelen teklifleri çalışarak, olumlu sonuçlanması için oy veriyoruz. Tabii kamu zararı olacak, kamuyu zarara uğratacak, halkın çıkarına olmayan konularda da gerekçelerini göstermek suretiyle itiraz hakkımızı kullanarak, olumsuz oy vermek suretiyle belediye meclisinin çalışmalarını sürdürüyoruz. 2024–2025 Nisan ayı arasında, yani bir yıllık dönem içerisinde, ben Esat Bodur olarak Eğitim Kültür Komisyonu’nda görev aldım. Görev sürem boyunca da bütün meclis çalışmalarına katıldım. Ancak gelen konular, Eğitim ve Kültür Komisyonu’nu ilgilendiren konular olmadı hiçbir zaman. Çünkü onlar kendi işlerini belediyenin iştirak şirketi üzerinden çözdükleri için mecliste böyle bir konuyla ilgili çok fazla gündem oluşturmadılar. Eğitime destek amaçlı konular ya da kültür merkezlerinde halka verilmesi düşünülen eğitim, seminer, gösteri, söyleşi alanlarında ya da yeni yapılacak projeler anlamında hiçbir konu meclis gündemine gelmedi bugüne kadar” dedi.

HESAP VERMEKTEN KAÇIYORLAR

CHP Başakşehir Meclis Üyesi Plan ve Bütçe’den Sorumlu Komisyon Üyesi Emel Karamanoğlu, “2024 yılında kesin hesapları incelediğimizde belediye denetimden kaçmak için her yolu deniyor. Ana hesaplar veriyor ama detayları vermiyor. Emanet hesaplarınızda borçlar nedir dediğimizde emanet hesap ve üstünde bir rakam görüyoruz. Detaylı mizan alamadığımızdan dolayı inceleyemiyoruz. Başakşehir Belediyesi iştirakleri aşırı ve anlamsız sermaye artışı adı altında milyarlık arsa alımlarını gerçekleştiriyor” dedi.

DERE YATAĞINA İNŞAAT YAPIYORLAR

CHP Başakşehir Belediye Meclis ve İmar Komisyonu Üyesi Ahmet Necati Erdem ise şöyle konuştu: “10.10.2024 tarihli Ekim ayı oturumunda bir ek bütçe talebi oldu. Bu, 2 milyar liralık bir ek bütçeydi ve bu bütçenin iptali için dava açtık. Bunun dışında; Ziya Gökalp ve Şahintepe Mahallelerindeki bazı parsellere dair ortaklığın giderilmesi adına, bazı parsellerin alımı ya da satımı yönünde belediyenin meclisten yetki istemesiydi. Bu yetkinin iptali için de dava açtık. Bu dava da devam ediyor. Kuzey Marmara Çevre Yolu arasında bulunan binalarda çok büyük bir gürültü olduğu için burada gürültü önleyici ses duvarlarının yapılması amacıyla bir teklifte bulunduk. Yine halı sahalarla ilgili bir soru önergesi verdik. Çeşitli mahallelerimizde toplantılar yaptık. Her meclis toplantısı öncesi Güvercintepe Mahallesi’nde yaptık, Ziya Gökalp Mahallesi’nde yaptık, Başak Mahallesi’nde yaptık, Kayaşehir Mahallesi’nde yaptık. Bu mahallelerimizin sorunlarını ertesi gün meclise gelerek mecliste soru önergeleri olarak dile getirdik. Ancak bugüne kadar verdiğimiz hiçbir soru önergesine cevap alamadık, alamıyoruz. Başakşehir Belediye Başkanı bize cevap vermiyor nedense. Yine Esenyurt Belediye Başkanımızın görevden uzaklaştırılması ve yerine kayyum atanmasıyla ilgili olarak mecliste tepkimizi dile getirdik. Yine Büyükşehir Belediye Başkanımızın görevden alınması, tutuklanması, bazı ilçe belediye başkanlarımızın yine tutuklanmaları ve yerlerine kayyum atanmasıyla ilgili tepkilerimizi dile getirdik. Kanal İstanbul projesiyle ilgili biliyorsunuz; bir ilçemizin sınırları içerisinde büyük bir bölümü var. Bununla ilgili karşı tepkilerimizi dile getirdik, soru önergeleri verdik… Dere yataklarına inşaatlar yapılıyor. Dere yataklarına yapılan inşaatlara karşı soru önergeleri verdik, cevap alamadık Son olarak söylememiz gereken şu: Belediye Başkanımız bugüne kadar sadece iki kez ben mecliste gördüm. Belediye çalışmalarına nedense hiç katılmıyor, kendince buna gerek duymuyor. Biz sadece belediye meclis üyeleri kendi aramızda toplantılarımızı yapıp dağılıyoruz”.

CHP Başakşehir Belediyesi Meclis Şehir Estetik Komisyonu Üyesi Ensar Şentürk şöyle konuştu: “Arkadaşlar genel hatlarıyla Başakşehir’le ilgili konulara değinildi ama ben özellikle orta bölge meclis üyesi, yani Güvercintepe'nin meclis üyesi olarak, o bölgenin ve Başakşehir’de sosyal tesisler anlamındaki eksiklikler konusunda birkaç şeyi söylemek istiyorum. Başakşehir’de aşağı yukarı 6 yıldır uğraşmamıza rağmen, vatandaşların uygun fiyatlarla gidip belediyenin imkânlarından yararlanabileceği bir sosyal tesisin olmamasına aşırı derecede tepki gösterip bunu sürekli gündemde tutmamıza rağmen başarılı olamadığımızı belirtmek isterim. Zaten eskiden olan sosyal tesis kaldırılmıştı. Biz mücadelemizi verirken onlar bizim bu mücadelemize karşı çok fazla bir şey yapmadılar. Emeklilerle ilgili lokal talebinde bulunduk. Bu talebimizi şu ana kadar sadece Sular Vadisi’nde gerçekleştirebildiler. Eski bir bina vardı, orayı düzenleyerek orada açtılar. Ama orta bölgenin aslında daha çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum…” dedi.

CHP Başakşehir Meclis ve Çevre ve Sağlık Komisyonu Üyesi Onur Şimşek, Bahçeşehir Semt Polikliniği ile ilgili yaptıkları çalışmaları anlattı ve CHP Başakşehir olarak Kanal İstanbul’a geçit vermeyeceklerinin altını çizdi. Daha sonra söz alan isim CHP Başakşehir Meclis ve Tarife Komisyonu Üyesi Zekeriya Tuncay oldu.
 
KARTOĞLU EN ÇOK BASINDAN KORKUYOR

Son kez söz alan Kayabaşı konuşmasını şöyle tamamladı: “Yasin Kartoğlu’nun en çok korktuğu basın. Yani meclisteki konuşmaların içeriğine bakmıyor, Yasin Başkan dışarıya yansıdığı noktasında tedirginlik yaşıyor. Bunları da biz sizlerin aracılığıyla duyurmaya çalışıyoruz. O yüzden çok teşekkür ederiz. Bugünkü toplantı bizim açımızdan çok kıymetli ve değerli. Bir söz var ya, diyor ya ‘Ayın karanlık yüzü’ Bugün Başakşehir Belediyesi'nin karanlık yüzü neresi dersiniz? Başakkent A.Ş. Başakkent A.Ş., bugün bir belediyenin iştirak şirketinden daha çok, bütün gizli kapaklı, toplumdan ve kamuoyundan gizlediği işlerin yaptıkları yer. Bakın, tabela kiralamasından tutun otoparkına, araba yıkamasından tutun da geri dönüşümüne, sermaye artırımına, arsa takasına kadar her şeyi Başakkent üzerinden yapıyorlar. Bunun tek bir sebebi var: Hem iç mekanizma hem tarafından Sayıştay tarafından denetlenemediği için. Az önce arkadaşımız da ifade etti. Başakşehir Belediyesi’nin, hani az önce özel kalemin 29 milyonluk bütçesi falan diyor ya, alt kalemleri, alt hesapları bize vermeyişinin sebebi şu: Kamuoyundan saklanmasının sebebi şu. Yapmış oldukları bütün borçlanma ve alacak meselelerinin tamamı aslında şaibeli. Şimdi mesela diyor ki, işte falanca belediyede başkanın şu hediyesi var. Başakşehir’in daha fazlası var ama bilmiyoruz. Çünkü yıllardır Başakşehir Belediyesi’nden biz bunu talep ediyoruz, vermiyorlar. Yani onlar çıksa aslında Başakşehir Belediyesi “ilklerin” ve “enlerin” belediyesi olma konusunda neler yaptığını sizler de daha yakından bileceksiniz. Diğer bir konu, vergiyle ilgili arkadaşlarım bahsetti. Şimdi Kayaşehir’de vergi artışını yapabilirsiniz, yüzde 300, yüzde 400 ya da emsal belediyelerle ilgili. Ya Allah aşkına, Şahintepe, Güvercintepe, Ziya Gökalp gibi dar gelirli, 14.000 lirayla geçinen bir emekliden %400 vergi artışı, eski ve deprem riski taşıyan bir evinden böyle bir artış yapılabilir mi? Bunun sebebi: Bütçeyi denkleştiremiyor. Başakşehir Belediyesi kurulduğu günden beridir bütçeyi denkleştiremediği için ya vergi kalemlerine ağırlık veriyor - çünkü faaliyetlerden bir geliri yok - ya da arsa satışına... Bugün Türkiye’de yüzde 70 arsa satan bir belediye çıksın, ben hiçbir şey söylemeyeceğim. Vergi borçlarını, maliye borçlarını, SGK borçlarını, iştirak şirketinin borçlarını arsa takası yaparak kapatıyorlar. Sonrasında çıkıp diyorlar ki: “Biz Başakşehir’in yüzde 20’lik kentsel dönüşümdeki deprem riskini yüzde 5’lere düşürdük.” Ya, yıllardır grup başkanvekilimiz soruyor: Kaç tane bina yıktınız? Kaç tane bina yıkıp yerinde dönüşüm yaptınız? Yok. Ne yapıyorlar? Yapı stoğunu artırarak oradaki sabit kalan riskli yapıların oranını düşürerek veriyorlar. Sayısal olarak vermiyorlar. Burada da ne kadar samimiyetsiz ve ciddiyetsiz olduklarını, toplumun hayatını ne kadar önemsediklerini görebiliyoruz. Diğer bir konu: Hiçbir zaman gündem yok. Ne Büyükşehir'e gündem verebiliyorlar ne de ilçe belediyesinin kendi meclisinde. Çünkü bütün gündemini ya Başakkent A.Ş. üzerinden ya da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden yapıyorlar. Yapmış oldukları bütün protokoller ve anlaşmaların tamamı da meclisten gizlenerek yapılıyor. Bize o evrakları bile vermiyorlar. Bugün Büyükşehir Belediyesi’nin 6 yıllık hizmetlerine bir bakın: Kreşler, sosyal kent lokantaları, anne kartlar, süt dağıtımları ve birçok sosyal yardım. Bugün Başakşehir Belediyesi bu kadar bütçenin binde birini sosyal belediyeciliğe harcamıyor. Her şey burada. Hepsi internette var. Ne kadar koli yardım yapmışlar, ne kadar sosyal yardım yapmış belli. Bugün Ekrem Başkan’ın içeri alınmasının sebebi, başarılı bir belediyecilik anlayışı. 6 yıldan beri, 15 yıldan beri Başakşehir’e yapılmayan birçok şey yapıldı. Ben size Başakşehir’in şu an 2024-2029 stratejik raporlarında olan ve projeleri çizilmiş 4 tane büyük projeden bahsediyorum. Bugün Türkiye’de örnek olabilecek projeler. Bir tanesi, Kurban Kesim Alanı’nda, Kayaşehir’de Türkiye’nin en büyük kompleksi: 7 tane hizmet binasından oluşan Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet alanları olacaktır. Spor tesisleri, kütüphanesi, anne yetkinlikleri... Bunların tamamı şu an durdu, kreşlerle beraber. Yine aynı şekilde Güvercintepe’de talep ettiğimiz, Ekrem Başkan’dan bizzat Başakşehir İlçe Örgütü olarak talep ettiğimiz projeler: Bir tanesi kent lokantası, bir tanesi de oradaki dernek ve vakıfların taziye evleri ve emeklilerin gelebileceği sosyal alanlar. Bir tanesi de yine FETÖ döneminde birilerine peşkeş çekilmiş, 20.000 metrekare alanı ve aynı zamanda 10.000 metrekare kadar kapalı alanın Kiptaş üzerinden alınarak sosyal tesislere kazandırılması, vatandaşa kazandırılma süreci vardı. Orasıyla ilgili süreç var…”

{ "vars": { "account": "G-LFQRKY8JGD" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }