Küçükçekmece Belediyesi'nin geriye dönük 30 yılına göz attığımızda yerel yönetim adına kimin ne yapabileceğini çok iyi görmekteyim. İsterseniz geçmiş 30 yılı özetlerken kişileri ve siyasi partilerini de özetliyelim.

TIĞLAY- GÜLKANAT SAVAŞI HALKA FATURA EDİLİYORDU

30 yıl geriye gittiğimizde Küçükçekmece Belediyesi'nde çalışan işçilerin sürekli grevde olduklarını, çöplerin sokaklarda günlerce kaldığını ve yerel anlamda hizmetin durma noktasına geldiğini göreceksiniz. Özellikle Ertuğrul Tığlay ve ALİ Rıza Gülkanat’lı SHP döneminde şişirilen belediye personeli, bırakın işe gitmeyi, işe gitmeden para alanları bilmeyen yoktu. Hatta hatta, belediyenin temizlik müdürlüğünde görünen ve süpürmekle sorumlu olduğu sokağı başka birine daha az para vererek süpürten, kendisinin mahallede kırtasiye işi yapanı da gördük. Tığlay ve Gülkanat arasında ki bu “ sen- ben” kavgası öyle bir hal almıştı ki, Gülkanat şikâyetçi oluyor, Tığlay görevden alınıyor, Tığlay mahkemeden geri dönüp görevinin başına geçiyordu. Hatta, belediye çalışanları dahi ikiye bölünmüş, kimi Tığlay’cı kimi ise Gülkanat’cı olmuşlardı. Böyle de olduğu için hizmet almak mümkün olmuyordu.

DSP’DE SHP’NİN YOLUNDAN GİTTİ

Sosyal Demokrat ilkelerin iktidarı olarak bilinen SHP dönemi alabildiğine hoyratça kullanıldıktan sonra, yine Demokratik Sol Parti olan DSP dönemi başladı. 1994’de Nurettin Şen’le Küçükçekmece’de iktidarı ele geçiren DSP'de SHP’nin yaşadığı iç kavgalara maruz kalmıştı. Halkın umudu olarak adı dağlara taşlara yazılan Bülent Ecevit’in ülke genelinde yakaladığı iktidar rüzgarı Küçükçekmece’ye de yansımıştı ve ( Merhum) Nurettin Şen’li dönem başlamıştı.  Nurettin Şen’in ilk 2 yılı gayet verimli geçmişti. Halkalı Çöplüğü gibi bölgenin başına dert olan ve bulunduğu bölgede insanların nefes dahi almakta zorluk çektiği çöplüğü kapatmak için olağan üstü bir mücadele veren Şen, dönemin İBB Başkanı olan ( cumhurbaşkanı) R.Tayyip Erdoğan’la acayıp bir yetki mücadelesi vermişti. Ve Nurettin Şen, verdiği bu mücadelenin sonunda Halkalı Çöplüğünün kapanmasını sağlamış, halka da rahat bir nefes aldırmıştı. Başkan Şen’in İBB ile böylesi bir kavgaya girmesi, ilçeye birçok yatırımın gelmesine de engel oldu. Ancak Nurettin Şen’de dışta başkalarıyla uğraşırken, içeride de kimi koltuk derdinde olan kimi de kısa yoldan para kazanmanın peşinde olan insanlarla uğraşıyordu. Kaçak inşaatlardan “ rüşvet” alma yarışında olan veya kaçak inşaatlara malzeme satma mücadelesi sonunda patlamıştı.

RÜŞVETE SUÇ ÜSTÜ

DSP’li bazı meclis üyeleri yine bazı inşaatlardan rüşvet istemişlerdi ve inşaat firmaları da polisle iş birliği yapmış, seri numaraları alınmış paralar verildikten sonra polis baskınını yapmış ve (ismini tekrardan vermek istemediğim) meclis üyelerini paketlemişti. İşte Nurettin Şen, bir taraftan ilçeye hizmet yapmakla uğraşırken öte yandan böylesi meclis üyeleriyle de uğraşmıştı. Yine de Çöplüğün kapatılmasının yanı sıra, Öğretmen evi gibi çok önemli bir hizmete imza atmıştı.

ÖZBATUR GÜNÜ DOLDURDU VE GİTTİ

DSP adına ikinci 5 yılı ise Halidun Özbatur üstlenmişti. “Sokak çalgıcısı” olarak da anılan Özbatur ise kendi dönemine başlarken ilk aylarda 99 depremiyle uyandı hayata. Ve uzun süre 1999 depreminin yaralarını sarmakla ve yeni çıkarılan “ Deprem Yönetmeliği Yasası”yla uğraştı. Mülayim bir kişiliği de olan Özbatur, gözle görünür kalıcı bir hizmete imza atamadan dönemini tamamladı. Böylelikle Tığlay ve SHP ile başlayan SOL İKTİDAR’ı kendi iç savaşı ve dönemin şartları nedeniyle halka yeterince hizmet edemediğinden ve “RÜŞVET” gibi olaylarla anılmasından dolayı 2004’de yönetimi AKP’ye kaptırdı.

AZİZ YENİAY ÇITAYI YÜKSELTTİ

SOL düşüncenin 15 yıl yönettikten sonra yeni bir dönemin ayak sesleri gelmeye başlamıştı. İlçe bazında tanınmayan ancak İBB de imar komisyonu başkanlığı dahil bir çok önemli görevlerde bulunmuş olan Aziz Yeniay sahneye çıkmıştı. AK Parti içinde onca ( sanırım 24 aday adayı vardı) aday adayı varken, yukarıdan görevlendirilmek üzere AK Parti’nin Küçükçekmece Belediye Başkan adayı olarak Yeniay gönderildi. Geçmiş sol iktidarların 15 yılda siyaseten ve ticareten, hatta kültürel anlamda batırdığı Küçükçekmece’de  seçim sonuçları beklendiği gibi Aziz Yeniay’ın  açık ara seçimi almasıyla son bulmuştu.

YENİAY’IN İLK İCRAATI KENTSEL DÖNÜŞÜM OLDU

Aziz Yeniay göreve başladıktan sonra ilk icraatı kentsel dönüşümü işlemek ve halka bu uygulamayı anlatmak oldu. Belediyenin girişinden tutun (aynı binayı öncekiler de kullanmıştı) personelin kılık kıyafetine varıncaya öyle saygın bir düzen getirdi ki, disiplin ve hiyerarşi en üst seviyedeydi. Özellikle Özel Kalem Müdürü olarak getirdiği kişiler ( Ömer Okumuş bunlardan biri) donanımlı ve halkla ilişkileri mükemmel kişilerdi. Yani, seçimde benimle beraber sokakta yürüdü, afiş astı veya dava arkadaşım mantığıyla değil, işinin ehli başkanın yükünü alabilecek donanıma sahip isimlerdi. Başkanın yükünün büyük bölümünü alabilecek özellikte olan özel kalem müdürlerinin bir özellikle ilçede ve bölgede yayın yapan yerel basınla sıcak ilişkiler kurmak olmuştu. Yerel Basın önemsendi, onlarla önce kahvaltılı toplantılar yaparak karşılıklı tanışma gerçekleştirildi, devamında ise birer çikolata alınarak yerlerine ziyarete gidildi.

YENİAY ÇITAYI YÜKSELTTİ, YENİ BAŞKANLARIN İŞİ ZORLAŞTI

Aziz Yeniay, her alanda Belediyeciliğin çıtasını öylesine yükseltti ki hala O yüksekliği geçen olmadı. Birkaç örnek verecek olursak, Küçükçekmece’ye Avrupa standartlarında 2 kültür merkezi yaptı ve var olan bir kültür merkezini de tepeden tırnağa yeniledi. Dolayısıyla Kültüre ve gençlere bu kadar önem veren bir belediye başkanı olarak 2. Dönemde aday gösterildi ve tekrar seçimi alarak, ilçenin daha uzun yıllar ihtiyaç duymayacağı kadar bilgi evleri de yaparak kendi döneminde önemli hizmetlere imza attı. Yeniay, Belediyecilik anlamında kendisinden sonraki başkanların işini baya baya zorlaştırdı. Ayrıca onlara kalıcı mükemmel eserler bıraktı

KARADENİZ, YENİAY’IN YARIM BIRAKTIKLARINI TAMAMLADI

Yeniay’dan sonra AK Parti Küçükçekmece’de Temel Karadeniz’i aday gösterdi. CHP’nin adayı ise Gökhan Gümüşdağ’dı. Güçlü bir aday olarak sahneye çıkan Gümüşdağ, seçimi az farkla kaybetmiş, seçim akşamı ortalarda olmamakla, seçim sonuçlarına sahip çıkmamakla eleştirilmişti. Gümüşdağ ve dönemin CHP yönetimine yönelik eleştiri ve suçlamalar hala konuşulur türden.  Kimi kesimler “ Gümüşdağ aldığı seçime sahip çıkamadı” diye eleştirirken, kimileri de CHP’nin O zaman ki ilçe Başkanı Dursun Zengin ve şimdi ki Belediye Başkanı Kemal Çebi’yi ters çalışmakla ve ya çalışmamakla suçladılar”  

Şimdi her iki iddiada geçmişte kaldığından Temel Karadeniz’e dönelim. Karadeniz, seçimi 7 veya 8 bin farkla kazandı ve mazbatasını aldıktan sonra görevi kendi partisinin başkanı Yeniay’dan devraldı. Bu arada görevi devraldığı yeni bınanın ilk kullananı da Karadeniz oldu.Bu arada şu an kullanılan yeni belediye binası eski binanın yerine karşılık TOKİ’ye yaptırıldı. Aziz Yeniay gibi, belediyecilikte duayen olmuş ve çıtayı da alabildiğine yükseltmiş birinden görevi devralan Temel Karadeniz, ilk bir yıl bunun altında ezildi ve Yeniay’ın yarım kalan projelerini tamamlamaya çalıştı. Karadeniz, Belediyeyi ve Belediyeciliği öğrendikten sonra ilçeye farklı hizmetler getirmeye başladı. Örnek kapalı pazar yerleri, depremde zarar gören Öğretmen evinin yeniden yapılması gibi.  Özellikle İBB’den önemli yatırımlar alan Karadeniz, Kültürel etkinliklere de önem veren biri olarak anıldı.

YENİ DÖNEME ÇÖP DAMGASINI VURACAK GİBİ

SHP’den bu yana, yani 30 yıl sonra yeniden ilçe de iktidar olan CHP’de iktidar olmanın şaşkınlığı, heyacanı ve biraz da şımarıklığı var. Kendine münhasır kimi kişiler, belediyeyi sanki kendileri kazanmış gibi, bir anlamda belediyeye “ çökmenin”( düzelme olmaz sa isim isim de ifşa edeceğim) mücadelesini vermekteler. İşte bu mantık, geçmişte SHP’nin ve DSP’nin erimesine  neden oldu.

KEMAL BAŞKAN, TEMKİNLİ HARAKET EDİYOR

Bir önceki dönem parti içi oylamadan birinci çıkmasına rağmen aday gösterilmeyen Kemal Çebi ise, bu dönem kendisi dışında çok güçlü aday adayları arasından aday gösterildi. Siyasi konjektörün de muhalefetten yana esmesiyle birlikte Kemal Çebi itiraz götürmeyecek bir farkla seçimi aldı. Kişilik yapısı itibariyle sakin bir yapıya sahip olan Kemal Çebi, görevi devraldıktan sonra yani aradan geçen 4 ayda sadece iki başkan yardımcısı atadı. Hala AK Parti döneminin başkan yardımcılarıyla ve müdürleriyle( tamamı olmasa da) çalışmakta. Kemal Çebi’nin iyi niyetinden şüphem yok, etrafından, yakınlarından aldığım izlenim de bu yönde. Ve 30 yıl sonra gelen bu imkanı dönemlik olarak düşünmezler ise hem kalıcı hizmetlere imza atacaklar hem de olası seçimlerde halkın takdirini alacaklar.

Aksi halde sokaklarda oluşan ve sosyal medyada dalga dalga yayılan çöpler ve çöp haberleri bir başka yöne çekilmekte. Hatta şu söylem yükselmeye başladı, “Küçükçekmece geçmişteki çöplü günlerine geri döndü, CHP mantığı işte bu.” Seçilmiş veya has bel kader bir yerlere gelmiş kişiler için belki yukarıdaki eleştiriler önemli değil ama, CHP nin geleceğini ve sonraki seçimleri düşündüğümüzde çok önemli olduğu anlaşılacaktır.

Dost acı söyler, benden söylemesi.