Çok ihtiyaç var çok…

Biz bizi durmadan döverken…

Biz bizi durmadan aşağılarken…

Biz bizi tam da orta yerden bölerken…

Biz bize karalar çalıp, vicdansız ve de insafsız iftiralar atarken…

Yurtta ve cihandaki hainleri her zaman diliminde sevindirirken…

Çok ihtiyaç var çok…

Neye? Elbette ki Milli Birlik ve Beraberliğe…

Elbette ki yeni açılımıyla ‘TÜRKİYE İTİFAKI’NA…

Hele hele bu son yerel seçimlerdeki meydan meydan ayrıştırıcı siyasal söylemlerden sonra…

Hele hele devleti yönetenlerin:

Hem polis, hem savcı, hem de hakim koltuğuna oturarak:

İşlerine gelmeyenlere, bir YARGISIZ İNFAZ muamelesi yaptıktan sonra…

Yasal açıdan herhangi bir suçu olmayan vatandaşlarla siyasi partilere, nice haksız etiketler yapıştırıldıktan sonra…

Ne uğruna? Elbette ki birkaç oyla birkaç koltuk uğruna…

Ne uğruna? Elbette ki iktidarda kalma uğruna…

Ne yaparak? Elbette ki vatandaşları ayrıştırıp ötekileştirerek…

Ne yaparak? Devlet adamına yakışmayan nice aşağılayıcı söylemleri, meydan meydan sıralayarak…

Seçimi kazanırken muzaffer olup, kaybederken de türlü türlü iplere türlü türlü unlar sererek…

Evetevet, TÜRKİYE İTTİFAKI’NA çok ihtiyaç var çok…

Yandaş medyanın rüzgarıyla, bir dayanılmaz saldırı ve kavga siyaseti yapanlar yüzünden:

Ne ekonomi ve eğitim güven veriyor, ne de demokrasiyle adalet…

Geç kalsalar da bu kötü gidişatın farkında olacaklar ki…

Bundan sonra ‘TÜRKİYE İTTİFAKI’ kurulmalıdır arayışıyla gündeme oturdular!

Kurulsun elbette kurulsun! Bunu hangi vatansever istemez ki…

Ne var ki, insanın kanına dokunan uygulamaların tam da bu ‘TÜRKİYE İTTİFAKI’ çıkışından sonra sürmesidir!

Bizim Anadolu Sözü gibi: ‘ Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’…

Bu ülkenin Ana Muhalefet Lideri’ne linç saldırısı yapılıyor:

Ancak bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bir gün sonra bir sosyal medya ile açıklama yapıyor o kadar!

Daha ilk günden ne bir ziyaret var, ne de bir geçmiş olsun dileği…

Sahi bu anlayışla mı Milli Birlik Ruhu (TÜRKİYE İTTİFAKI) sağlanacaktır!

Organize linç girişimi yapanlar tespit edildiği halde:

Tamamı serbest kaldı, hatta bir kahraman edasıyla karşılandılar!

Size öyle… Bize böyle adaletiyle, hiç bu ülkeye sosyal barış gelir mi?

Ergenekon, Balyoz ve benzeri kumpaslarının açtığı toplumsal yaralar daha sarılmamışken:

Devlet adamları da bir yandan yargısız infaz yapma peşindeyken…

Hiç bu ülkeye Milli Birlik ve Beraberlik ruhu uğrar mı?

Mademki bu MİLLİ BİRLİĞİN (TÜRKİYE İTTİFAKI)NIN yeniden oluşumuna acil ihtiyaç vardır!

Öyleyse önce yöneten siyasete mensup olanlar:

Bu millettin tamamını kucaklayacak bir saygın iletişim dili kullanmalıdır!

Ne işlerine gelmeyen herkese ve her kuruma TV TV olmayacak karalama işine girmeliler…

Ne de TBMM çatısı altın bulunanlara, mahkeme kararı olmadığı halde kendi siyasal çıkarları doğrultusunda kara çalmalılar:

‘Bunlar teröristtir, onlar da bunlarla birlikte iş yapıyor…

Falanca yerden emir alıyorlar…

Bunları falanca yere sokmayın…

Bunlardan hesap sorulacak…

Hainler… İşbirlikçiler…

BEKA sorunumuz var…

Çamur, çukur, çöpler gibi daha nice incitici ve de kırıcı iletiler…

Sahi, tüm bu çıkışlar: Kime ya da kimlere?

Elbette ki bu ülkenin saygın siyasal partilerine…

Elbette ki bu partilere oy verenlere doğru savurulan yakışıksız sözler…

Bu ülkenin, Birlik ve Beraberliğini parçalayıcı sözler…

Mademki ‘TÜRKİYE İTTİFAKI’…

Öyleyse Kenan Evren’in darbeli mevzuatları tamamen değiştirilerek:

Çağdaş yasalara bir an önce yer verilmeli…

Parlamenter Sistem’e geri dönülerek: Kuvvetler ayrılığı sağlanmalıdır!

Bunları yaparak, milletin devlete olan güveni yeniden tesis edilmelidir!