Çok sevdiğimiz ama kaybettiğimiz her aşkın, her sevgilinin izlerini insan ömrü boyunca içinde taşıyor. Atamıyor.

Silemiyor. 

Yok edemiyor.

Kırık kalplerin tamiri yok…

Hepimiz candan bir sevgi istiyoruz.

Hepimiz sevgili istiyoruz…

Hepimiz çok çok sevilmek istiyoruz..

Evet, bende istiyorum.

Boyu posu yerinde, endamı güzel, bir içim su gibi güzel olan bir sevgilim olsun istiyorum.

Bir bakan bir daha baksın..

Aşka dair tüm beklentilerimi karşılasın…

Sohbeti bal şeker tadında olsun

İstediğim gibi giyinsin, kuşansın, olabildiğince seksi olsun.

Hatta zenginde olsun, ben çalışmak zorunda kalmayayım.

Gezelim, tozalım eğlenip içelim…

*

Bir dostumda demez mi “yok abi kalbi güzel olsun dış görünüş önemli değil” diye..

Kocaman kuyruklu bir yalanın ta kendisi…

O zaman neden güzel kadınlara bakıyoruz.

Neden güzel eş arıyoruz…

Güzel kadına herkes bakar bu böyledir…

Hele ki göğsüne, göbeğine, beline omzuna döğme yaptıran, yazı yazdıran kadınlar yok mu..

Mutlaka o yazıyı okumamız lazım, ilgimizi çeker...

Sadece erkekler değil ki, güzel kadına kadınlar da çok bakar...

*

Evlilik ya da aşk olsun hep bir denge arayışı, yalnızlıktan kaçmamızdandır. İç dünyamıza bir dost, bir sırdaş aranmasından geçer. Hepsi de hayat yolunda tüm insanlığın yaptığı ve yaşadığı bir tür alışveriştir. Hangi anlamda olursa olsun ilişkilerin devam etmesi için de kar marjinalin iyi korunmasından geçer. Sürekli bir taraf zarar ederse hiçbir ilişki yürümez. Her iki tarafında fayda sağlaması lazım. Tek taraflı yaşanan mutlulukta uzun sürmez.

“İlişki Dediğimiz” adlı yazımda da yazmıştım;

Evlilik deyince de,

Bir tür denge demektir,

Ve olmazsa olmazları vardır;

Sevgi,

Saygı,

Sabır,

Sadakat,

Seks

Bunlar temel 5 “S” kurallarıdır

Birinde mükemmel olmak yetmez,

Hepsinden olması gerekir.

Bir bütündür tek parçayla yürümez.

*

Kiminle konuşsam, biraz sohbet etsem insanların büyük çoğunluğunun duygusal bir eksiklik yaşadığını görüyorum.

Toplumsal olarak ne kadar fazlaysa bu açlık, o kadar şiddete meyilli olunması doğaldır.

İnsan vücudu en donanımlı bir makineden kat kat üstündür; her şeyi yapma imkânı var…

Ve tam bütün çalışmadığı zamanlarda bir yerlerde arıza verebiliyor.

YAŞANMASI VE HİSSEDİLMESİ GEREKEN HER ŞEY YAŞANMALI…

Duygusal ilişki, sevgiyle bir tene dokunmaktan geçer. Güvenle bir eli tutmaktan geçer. Ne olursa olsun içten, yürekten bir bağlılıktan geçer. Oysa duygusal açlığı cinsel yolla doyurmak isteyenler ya da öyle düşünenler ise çok fazla ki, bu ayrı bir yazının konusu.

Kalp çalmak, meyve ağaçlı yoldan geçerken elma armut çalmaya benzemez…

*

Son söz olarak, yaptığımız işler, yaşadığımız ortam, yanımızdaki eş, dost, sevgilimiz, yemeğe birlikte çıktığımız kız arkadaşlarımız bizi mutlu ediyorsa sorun yok…

 

Bir açlık hissediyorsak, bir arayış içindeysek değiştirmemiz gereken bir şeyler var demektir.

Ve uzun vadeli planlar yapacak kadar yaşam uzun değil, hayat her an tüm planlar bozulabilir, yok edebilir. 

Ve yaşamda esas olan mutlu olmaktır.

Mutluysan sorun yok, cennettesin.

Hüzün doluysa yüreğin, aydınlık değilse dünyan ve karanlıksa, tam net değil gri görünüyorsa gözüne, içinde kocaman bir özlem taşıyorsan emin ol her gün o yükün ağırlığı daha da artacaktır...

Ve sonunda pişmanlıklarınla yok olup gideceksin….