Üniversitelerde yüz yüze eğitimin başlamasına sayılı günler kala öğrenciler yüksek ev fiyatları ve yurt yetersizliğini protesto için parklarda uyuyor. Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda 19 Eylül’ü 20 Eylül’e bağlayan geve başlayan ‘Barınamıyoruz’ eylemi, Türkiye geneline yayıldı.  Kent Yaşam gazetesi olarak Eylemlerin çıkış noktası olan Yoğurtçu Parkı’na giderek öğrencilerin sesine kulak verdik. İşte gerçekleştirdiğimiz özel röportajlardan öne çıkanlar.

“BİNLERCE ÖĞRENCİNİN BURADA SESİNİ YANSITIYORUZ”

Öğrenci Sendikası İstanbul temsilcilerinden olan İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Arzum Yalçın,  Öğrenci Sendikası’nın iki buçuk yıl önce öğrencilerin temel haklarını savunmak için kurulan bir öğrenci oluşumu olduğunun vurgusunu yaparak, “Öğrencilerin insanca bir yaşam sürdüremediği Türkiye’de barınma sorununda söz söylememiz mümkün değildi. Biz evsiz kalan, yerleşecek bir yer bulamadığı için üniversitesini dondurmak zorunda kalan ve okuluna gidemeyen binlerce öğrencinin aslında burada sesini yansıtıyoruz. Yurt, ev kiralarının düşürülmesi ve bu fahiş fiyat artışının denetlenmesi gerektiğini söylüyoruz. Öğrencilere verilen 650 lira gibi çok komik KYK kredilerinin artırılmasını, daha insancıl bir yaşam için gerekli meblağının öğrencilere verilmesini istiyoruz. Devletin böyle bir bütçesinin olduğunu ama öğrencilere bunu vermeyi tercih etmediğini biliyoruz.” dedi.

“GENÇLERLE ARASINA YALAN GİRMEMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEYENLER GENÇLERİN SESİNİ DUYSUN”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Üniversite öğrencilerinin aldığı burs 45 liracıktı. Elinize, dilinize dursun. Şu anda bunlar 650 liraya çıktı" açıklamasına yanıt veren Yalçın, “Şu soruyu sormak gerekiyor; öğrencilere verilen 45 lira KYK bursu olduğu zaman acaba öğrencilerin yaşadığı yerler ne kadardı? Artan enflasyon, kiraların ücretleri, bu komik simit çay hesabı yapıldığında bile aslında işin ne kadar trajikomik olduğu gözler önüne seriliyor. Gençlerle arasına yalan girmemesi gerektiğini söyleyenler öncelikle gençlerin sesini duysun.” dedi.

GÜZEL PARTİ GENEL BAŞKANI AKBULUT: SİYASET ÜSTÜ BİR OLAY

Öğrencilere destek vermek amacıyla yönetim kadrosuyla beraber bölgeye gelen Güzel Parti Genel Başkanı Hüseyin Akbulut, yaşanan durumun siyaset üstü bir olay olduğunu ifade ederek, “Bir Türk vatandaşı olarak gençlere yardımcı olabilmek, onların sesini duyurabilmek için kendileriyle görüşmeye geldik. Şöyle bir konu var; ben partimizi kurmadan önce Sesimi Duyan Yok Mu Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı ile Mücadele Derneği genel başkanlığını yapıyordum. Kocaeli’nde 550 öğrenci evi kurmuştuk. Küçük bir dernek 550 öğrenci evi kurabiliyorsa bugün hükümet belki bu gençlerin seslerini duymakta geç kalmış olabilir yurt yapmamış olabilir ama en azından belediye başkanları da bu soruna çözüm üretmeleri gerekir.” dedi.

“KASITLI OLARAK HALKI GARİBANLAŞTIRDILAR”

“Bu çocuklarımız burada yatıyorsa yalnız hükümetin değil bütün belediyelerin bütün vatandaşların da suçu var.” diyen Akbulut, “Çünkü kiralar o kadar çok arttı ki şaşırıyoruz. Birçok öğrenci maalesef bir yıllığına üniversitelerini dondurmuşlar çünkü maddiyatları yok. Maddiyatları olmayınca bu çocuklar nasıl okuyacaklar? Nerede ev tutacaklar, hangi yurtta kalacaklar, ne yiyecekler, ne içecekler? Hükümet, özellikle son zamanlarda garibanlaştırdıkları halkın çocuklarını sahip çıksınlar çünkü bilerek ve kasıtlı olarak halkı garibanlaştırdılar.” ifadelerini kullandı.

“CEMAATLERDEN ÇOCUKLARIMIZ UZAK TUTMAMIZ LAZIM”

Yurtların yapılmamasının açıkça cemaatlere yönlendirme olduğunu vurgulayan Akbulut, “Maalesef bir cemaat ülkemizde ihtilal yapmaya kalktı. Cemaatlerden çocuklarımız uzak tutmamız lazım. Nasıl ki 15 Temmuz’da uçağı kaldıranlar cemaatin elemanlarıysa yarın da bu çocuklarımız böyle bir durumda uçağı kaldıran şahıslar niye olsun? Olmasın!” dedi.

“YURT YAPMAK NEW YORK’A BÜYÜK BÜYÜK BİNALAR YAPMAKTAN DAHA ZOR DEĞİL”

Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) yüksek lisans yapan bir öğrenci, görüşlerini şu şekilde ifade etti: “ Ailem İstanbul’da kendi oturdukları eve kira veriyorlar benim Ankara’da başka bir eve kira vermem gerekiyor. Bütün bunların yanında okuduğum için çalışabileceğim zaman çok kısıtlı. Yarı zamanlı çalışabiliyorum. Dolayısıyla çok ciddi bir maddi sıkıntının içinde buldum kendimi. Kiralar altı ay öncesinden bile inanılmaz yüksek. Karşılanabilir hallerde değiller dolayısıyla bizler de kendimize birer çare arıyoruz. KYK deseniz zaten KYK bursu çıkma olasılığı çok düşük bir şey. Kredi aldığım zaman bunu faiziyle hayata borçlu başlayarak ödemek zorundayız. Dolayısıyla bir şekilde çalışmak durumundayız bu da akademik hayatımızı etkiliyor. Bütün yetkililere buradan barınamıyoruz diyen öğrencileri sesini yükseltmeye ve hep beraber bu kiralara, bu yurt fiyatlarına, KYK yurtlarına bir çözüm bulmaya davet ediyoruz. İşin bir diğer boyutu da aslında İstanbul’da belki milyonlarca üniversite öğrencisi var. Yurt yapmak New York’a büyük büyük binalar yapmaktan veya çok büyük TOKİ binaları yapmaktan daha zor bir şey değil.”

“DEVLETİMİZİN GELDİĞİ SON NOKTADIR”

İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi olan bir başka öğrenci ise: “İstanbul Üniversitesi Gazetecilik öğrencisiyim geçtiğimiz sene Ankara Üniversitesi’ne gitmek istediğim halde ailemin maddi durumunu sebebiyle yurt çıkmayacağından da emin olduğum için hiçbir şekilde tercih listeme Ankara’yı yazamadım ve bir sene daha hazırlanmak durumunda kaldım. 21. yüzyılda hala öğrencilere barınacak bir yer bulunamaması gerçekten devletimizin geldiği bence son noktadır. Bu kadar insanın sokaklara dökülüyor olması da bir çözüm bulunması gerektiğinin en açık göstergesidir.”

“GENCECİK ÇOCUKLAR EŞCİNSEL OLDUKLARI İÇİN EVLERİNDE ATILIYORLAR”

Barınma sorununun LGBTİ+ öğrencileri çok daha kötü etkilediğini ifade eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi:  “Boğaziçi çevresinde güneş görmeyen yerin üç kat altındaki her yeri dökük tuvaleti kırık evlere 4 bin - 5 bin lira aylık kira verilmesini bekliyorlar. Özellikle barınma sorunu zaten dezavantajlı olan kesimlere LGBTİ+ öğrencileri çok daha kötü vurdu. Türkiye’de yapılan anketleri biliyoruz, yüzde 80 yapılan propagandalar sebebiyle ‘LGBTİ+ komşu istemiyoruz’ diyor. Ev sahipleri deseniz zaten ayrımcılık uyguluyorlar. LGBTİ+ bireylerin evsiz kalması artık çok normal. Gencecik çocuklar eşcinsel oldukları için evlerinde atılıyorlar ve zaten kalacak yerleri yok. Gerçekten hem öğrenci olduğumuz için barınamıyoruz bir de LGBTİ+ olduğumuz için ekstra barınamıyoruz. Hükümetin bizi ‘Bunları öldürün’ diye hedef göstermek yerine bizi gerçekten korumaya ve bizim haklarımızı düşünmeye ihtiyacı var. Zaten diğer insanlarla aynı haklara, özgürlüklere sahip değiliz.”

İSA KARAARSLAN / KENT YAŞAM 

Editör: Haber Merkezi