Öyle bir meslek düşünün ki en az mesai harcayan kişi günde ortalama 150 ile 200 lira arası para kazansın. Günde üç-dört saat çalışsın, haftada iki gün dinlensin ve bir cümlenin ardına sığınsın: “Allah rızası için bir sadaka.” Geçtiğimiz trafiğin en yoğun olduğu bölgelerde dilencilerin yarattığı tehlikeyi “Trafik fırsatçıları cana mâl olacak” başlıklı haberimizde işlemiştik.  Peki, bu şahıslar sadece trafikte mi?  İstanbul’un birçok noktasında bu şahıslarla karşılaşmak mümkün. Kimisi fiziksel engelli gibi hareket ederek, kimisi eski kıyafetler giyerek insanların duygularını sömürüyor.  Ama en kötüsü ise küçük çocukları kullanarak yapılan duygu sömürüsü.

AÇIKÇA ÇOCUK İSTİSMARI

Son olarak Küçükçekmece Kemalpaşa Mahallesi Halkalı Caddesi’nde karşılaştığımız manzaranın az önce anlattıklarımızdan hiçbir farkı yok. Kaldırımın üstünde oturan şahıs kucağında çocuk önünde birkaç mendil ile duygu sömürüsü yaparak insanların iyi niyetini suiistimal ediyor.

Soruyoruz;

Dilenmek suç mu?

Evet, suç.

Çocukları dilendirmek ağır suç mu?

Evet, ağır suç.
 

Bu durum çocuk istismarına girer mi?

Evet, girer.
 

Bu ufacık çocuklar geleceğin suçluları olmadan gerekli yasal tedbirlerin alınması lazım.

İKİ FARKLI MÜCADELE YÖNTEMİ

Aynı cadde üzerinde sadece 100 metre ileride karşılaştığımız bir başka manzarada ise çöpten kağıt toplayarak geçimini sağlayan bir başka vatandaşı gördük. Hayatın zorlukları karşısında iki farklı tutum, fotoğraflı, belgeli… Karar sizin. İSA KARAARSLAN / KENT YAŞAM

Editör: Haber Merkezi