Yaz mevsiminde Adalar, kış mevsiminde ise Bakırköy Yeşilyurt’ta yaşayan Çetinkaya, mahallesinde yapılan delege seçimlerinde oy kullanmak için görevini yerine getirdiğini ama listede gayrimüslim vatandaşların ağırlıklı olarak oturduğu mahallelerden olan Yeşilköy ve Yeşilyurt’ta gayrimüslimlere delege listelerinde yer verilmemesine tepki gösterdi.

Yerel ve genel siyasette, gayrimüslim vatandaşların hemen her partiden ilgi odağı olduğunu ama kendisini yönetecek iradeyi seçme hakkı verilmemesini eleştiren Nurhan Çetinkaya, bu durumu da Bakırköy, Şişli ve Fatih gibi azımsanmayacak bir oy oranına sahip gayrimüslimlerin vitrin süsü olarak kullanıldığını düşündüğünü ifade etti.

“Peki belediye seçimlerinde aday gösterenler mahallelerde neden gayrimüslim kimseyi delege adayı bile yapmazlar” diye soran Nurhan Çetinkaya, bundan çıkan sonucunda “Siz, bizim istediğimiz zaman, size ihtiyaç duyduğumuz zaman ancak vitrin olarak siyaset yapabilirsiniz.” demek olduğunun altını çizdi.

Bu duruma en çokta İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun karşı çıkması gerektiğini söyleyen Çetinkaya, “Bizim başımızı kuma gömüp bunları görmediğimizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tek tek not ediyoruz” dedi.

“Yerel seçimler geldiğinde hangi yüzle gelip oy isteyeceksiniz?” diye CHP’li yöneticilere serzenişte bulunan Çetinkaya, sahte bir hoşgörü gülücüğü kondurarak bayramlarında kiliselere gelecek yöneticilere, kendilerinin de söylenecek sözleri olacağını söyledi.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “eşit yurttaşlık” ilkesinin CHP’de yok sayıldığını iddia eden Nurhan Çetinkaya “biz nereye gidelim?” diye sordu.

DELEGELİKTEN ŞİKÂYET EDENLER, DELEGE AĞASI OLMA HEVESİNDELER

Kesinlikle delegelik beklentisinin olmadığını, delegelik sisteminden şikâyetçi olanların da yeni delege ağası tavırlarını hiç yakışık bulmadığını belirten Nurhan Çetinkaya, kendisine gelen “Aday yapmadılar, o yüzden böyle yazıp çiziyorsun” eleştirilerini de komik ama trajikomik bulduğunu söyledi.

Böylesi ufak hesaplar peşinde olmadığını ve asla da olmayacağını belirten Nurhan Çetinkaya, Atatürk’ün 1914’te Sofya’da arkadaşı Mm. Corinne’e yazdığı bir mektupta yazdığı satırları hatırlattı. “Benim ihtiraslarım var, hem de pek büyükleri, fakat bu ihtiraslar yüksek makamlarda bulunmak veya büyük paralar elde etmek gibi maddi emellerin doyumuyla ilgili değil. Ben bu ihtiraslarımın gerçekleşmesini vatanıma büyük faydaları dokunacak, bana da gerektiği gibi yapılmış bir görevin canlı iç rahatını verecek büyük bir fikrin başarısında arıyorum. Bütün yaşamımın ilkesi bu olmuştur. Ona da genç yaşımda sahip oldum ve son nefesime kadar da koruyacağım”

BİRLİK VE BERABERLİK SÖYLEMLERİNDEN UZAK TAVIRLAR SERGİLENİYOR

Son günlerde sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla dikkat çeken CHP’li Nurhan Çetinkaya, partisinin birlik, berberlik söylemlerinin aksine vefa duygusundan yoksun, eleştirileri düzeltmek yerine yine partililer tarafından karalandığını söyleyerek, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma ve ülkemizin en köklü partisi olma özelliğine sahip CHP’nin öncelikle eleştirinin ne olduğunu bilmesi lazım dedi. Faşizmin ve eleştirinin kendisindeki karşılığını ifade etti.

FAŞİZMİN ve ELEŞTİRİNİN NE OLDUĞUNU BİLMEK LAZIM

Çetinkaya, “Faşizm sadece kendi düşüncesinin doğru olduğuna inanan ve diğer insanların düşüncesine saygı göstermeyen, hatta diğer insanları da kendi gibi düşünmeye zorlayan insana denir.

Eleştiri ise, bir konu hakkında olumlu ve olumsuz düşüncelerinizi beyan etmenizdir. Bir konu hakkında yorum yapıyor ve o konuyu geliştirip o konu hakkında yeni bilgiler katarak başka bir yöne çekiyorsanız eleştiri yapıyorsunuzdur. Eleştiri bir konu hakkında fikir, çözümleme ve analizler yaptığınız konuşmalar olarak da görülebilir. Eleştirinin genel olarak inceleme ve sorgulamaya yönelik bir yorumlama türü olduğunu söyleyebiliriz” diyerek düşüncelerini paylaştı.

Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam

Editör: Haber Merkezi