Gazeteci Yazar Sinan Karaçay’ın dedesi ile birlikte geçirdiği kırk iki senelik yaşamını anlattığı ‘Dedemin Gölgesinde’ kitabında ayrı başlıklar halinde yaşanmış onlarca hikayeler ile bölgenin kültür ve tarihine dair bilgilendirici hikayelerin yanında aynı zamanda küçük bir çocuğun penceresinden ayrılan anne ve babaların çocuklarının hissiyatı ve hayata dair korkularının ve çekincelerini anlatarak günümüzde sayıları hızla artan boşanmaların toplumsal ve psikolojik yönlerine dair de önemli mesajları barındıran gerçek yaşam hikâyelerinden yola çıkılarak anlatılan mesajlar veriyor.

“42 KOCA YIL BERABER GİTTİK”

Karaçay, kitabını okurlarla buluşturduğu Kars - Ardahan - Iğdır tanıtım günlerinde Kent Yaşam gazetesi İmtiyaz Sahibi Celal Karaali’nin sorularını yanıtladı. Kitapta kendi çocukluğundan başlayarak özellikle Serhat Bölgesi’nin bütün değerlerini, bazı kültürel örf adet geleneklerinin unutulmaması ve kayıtlara geçmesi adına anlatmaya gayret ettiğini ifade eden Karaçay, “Burada şah kaldırmaktan tutun da tarladaki bedel gitmeye kadar güzel topraklarımızı ve orada yaşayan büyüklerimizin yaşadıklarını anlatmaya gayret ettim. Tabi burada en önemli faktörlerden biri küçücük bir çocuğun dedesinin kanatlarının altına tutunması oldu. Çünkü bizim farklı bir hikâyemiz vardı. Hayat bir şekilde bizi birbirimize bağladı ve biz o bağla yaklaşık 42 koca yıl beraber gittik. Hayat öyle bir şey ki onun bana söylediği laylasıyla başladı benim ona söylediğim laylayla bitti.” dedi.

“ULAŞILMASI ZOR BİR KALEYDİ VE BİZ ONUN SURLARININ ETRAFINDA BÜYÜDÜK”

“ O gerçekten ulaşılması zor bir kaleydi ve biz onun surlarının etrafında büyüdük.” diyen Karaçay, “Bütün aldığımız görgüyü bilgiyi ondan aldık. Yeni nesile de dede-torun ilişkilerini unutulmaması anlatmak hem dedemin adı yaşasın diye hem benim bundan evlatlarıma, okuyan dostlarımıza bu ilişkilerin var olduğunu unutturmamak adına bu kitabı kaleme aldım.” ifadelerini kullandı.

“BİR ABİ NASİHATİ OLSUN İSTEDİM”

Kitabın bir başka özelliğinden bahseden Karaçay, “Dedem ile kaderimizi ortak kılan benim küçük yaşta annesiz onun küçük yaşta babasız olmasıydı. Dolayısıyla iki eksik birbirini tamamladı diyebiliriz. Burada yine toplumsal bir mesaj da vermeye çalıştık. Ayrılan anne ve babanın çocuklarının hissiyatı, dünyaya bakışları, eksikleri, görebildikleri… Onların gözüyle dünyayı anlatmaya çalıştım ki yeni yuva kuran çiftlere evliliklerine başlarken bir daha bitmemek üzere sağlam adımlar atması adına. Yoksa ani verilmiş kararlarla yapılan evliliklerin sonucunda çocuklar bu işin en çok mağduru ve mazlumu oluyorlar. Ben şanslı olandım, dedem vardı ama herkesin kol kanat gerdiği böyle bir dedesi olamayabiliyor. Bu açıdan da bizden genç olanlara yeni evlenen kardeşlerimize bir abi nasihati olsun istedim. Yaşanmış 42 yılı dilim döndüğünce, elimden geldiğince izah etmeye çalıştım.” dedi.

Karaçay sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Kitabın sunuşunu yazan Ardahan Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz hocama, bana bu kitabın kıvılcımını yakan İSTAD Başkanımız Sayın Sefer Karakoyunlu’ya ve Çıldır’daki çok değerli kardeşim Çıldır Manşet gazetesinin sahibi Ahmet Rıfat Vural’a bu konuda beni gönüllendirdikleri, şevklendirdikleri için çok teşekkür ediyorum. İnşallah okuyanlar burada kendilerinden bir hikaye bulacaklar diye ümit ediyorum.” İSA KARAARSLAN / KENT YAŞAM

Editör: Haber Merkezi