Bakırköy’de Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile meclis üyesi Ali Rıza Akyüz arasındaki tartışmaya da değinen Kılavuz, “Bakırköy önemli bir mevzidir. Belediye başkanından ve meclis üyesinden ibaret değildir. Herkes haddini bilmeli” dedi.

BU ÜLKENİN CHP’YE İHTİYACI VAR!
Adalet Yürüyüşü ve Adalet Kurultayı sürecinde seçmene verilen önemli mesajlar ile dikkatleri üzerine çeken CHP’de şimdi gözler tekrardan parti içi kongre sürecine çevrildi. Delege belirleme sürecinin yürüdüğü CHP’de ilçe, il ve genel kurultay süreci işleyecek. Yaşanacak süreçle ve yerel yönetimlerle ilgili sorularımızı yanıtlayan CHP Kurultay Delegesi Serdal Kılavuz, “Oldukça önemli bir döneme girdik. Partimizin ve Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye gündeminde belirleyici rol oynadığı bir dönemde, örgütün enerjisi de aynı yönde olmalıdır. Şayet bu sağlanmaz, bu süreç parti içi delege kapma hastalığına kurban edilirse büyük hata olur. Örgütümüzde ciddi bir heyecan ve yenilenme beklentisi var. Hedefinde 2019 seçimleri var. 2019 seçimlerini kaybedersek biz bu davayı asıl o zaman kaybetmiş oluruz” şeklinde konuştu.

DEĞİŞİM YERELDEN GENELE OLUR
“Ankara’dan değişim bekleyen yerel siyasiler önce kendi bulundukları alanlarda değişimin önünü açmalıdırlar” diyen Kılavuz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Parti olarak kendi politikalarımızı hızla güncellemeliyiz. Bu güncelleme yerel siyasetten başlamalı. Çünkü CHP bir tavan hareketi değil taban hareketidir. Temeli ideoloji bütünlüğüne bağlıdır. İdeoloji bütünlüğü dışındaki tüm yapılar partimize zarar verir. Örgütümüz kurultay sürecinde kendine yakışır bir biçimde özgür tercihini kullanmalıdır. CHP’nin üyesi olmak önemli bir mevzidir. Üye bu bilinçle hareket etmeli, kimsenin kişisel güdümüne girmeden ideolojisinin gereğini yapmalıdır. Partimiz 2019 seçimlerinin en büyük alternatifidir, halkın umududur.”

TEK HEDEF 2019 SEÇİMLERİ
Örgütün ve yöneticilerin tek hedefi olduğunu belirten Serdal Kılavuz; “Tek hedef 2019 yılında yapılacak tüm seçimlerde önde çıkmaktır. Gerçekleşen anayasa değişikliği ile sistem tümden değişmiştir. Türkiye’nin sağ siyaset yelpazesinde yaşanan hareketliliği iyi okumalı, yüzde 50 artı 1 sistem değişikliğini unutmadan pozisyonumuzu ideolojimiz ekseninde koruyarak ipi göğüslemeliyiz. Referandumda olduğu gibi partisiz kimliğimizle de, ötekileştirmeden ülkenin kazancına yönelik bir seçimi önce kendi içimizde yaparak örnek olmalıyız. Ülkemizin CHP’nin birleştirici gücüne ihtiyacı var. Referandum sürecinde ülkenin yarısı ‘Hayır’ demiştir. Hayır diyen her ferdin umududur CHP. Dolayısıyla kongre sürecinde ki yapılanma bu eksende gerçekleşmelidir. Hayır’ın tüm bileşenleri CHP ideolojisi ekseninde varım diyen her kesim temsil hakkı yakalayabilmelidir” ifadelerini kullandı.

DELEGE DİZAYN EDENDİR

Ülkenin en önemli meselesinin demokrasi ve adalet olduğunu belirten Kılavuz, “Demokrasi bir toplum rejimidir. Gerçek demokrasi de ancak halktan hiç bir şeyin gizlenmediği, halkın halk tarafından idare edildiği yerde olur. Mahallesinde çalışan, emek harcayan ve elini taşın altına koyan her üye delege olmayı hak edendir. Yani delege ilçe başkanı yada belediye başkanı olmak için dizayn edilen bir yapı değil, aksine dizayn eden bir yapıdır. Onurlu bir görevdir ve partimizi iktidar yapmayı hedefleyenin hakkıdır. Her partide kongre sürecine girilirken kulislerde hareketlenmeler olur. Önemli olan kırmadan, dökmeden, kendi içimizde ötekileştirmeden, öncelikle Adalet Yürüyüşü ve Adalet Kurultayı ile dünyada ses getiren Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da dediği gibi, kavgayı bir kenara bırakıp, hep birlikte ne yapabiliriz ona bakmak lazım. Sistemi güzelleştirmek, yaşamı şekillendirip yön vermemiz gerekiyor. Önemli olan Adalet Sarayları yapmak değil, adalet dağıtmaktır” dedi.

İLÇE BAŞKANI İKTİDARA ADAY OLMALI

Bakırköy özelinde ilçe kongresinin ilk adımı olan delege seçimlerini değerlendiren Serdal Kılavuz, “Bizler; ‘hak, hukuk, adalet’ diyoruz ve ‘iş, aş, ekmek’ kavgası veriyoruz. Öncelikle nasıl bir ilçe başkanı ve yönetimi istediğimizi ortaya koymamız lazım. Kimin ilçe başkanı olduğu değil nasıl bir ilçe başkanı ya da belediye başkanı olması gerektiğini tartışmalıyız. Özellikleri belirlersek isimler içinden bu özelliklere uygun olanlar netleşir. Ekipleşmeler değil sistem öne çıkar. Küskünlükler değil ortak akıl ortaya çıkar. Bakırköy ilçe başkanı öncelikle ilçeyi iyi tanımalı. Her mahallesinde her sokağında bulunabilmeli. Dini, dili, cinsiyeti ya da memleketi değil, bilgisi, birikimi, donanımı ve toplumda kabul oranı yüksek olmalı. İktidar yerelden başlar. Bakırköy ilçe başkanı öncelikle partiyi sadece Bakırköy’de değil, her yerde iktidara taşımaya aday olmalı. Bakırköy’ün 15 mahallesini, tüm STK’larını ve kanaat önderlerini bilmeli, tanımalı ve onların ortak isteği ile aday olmalı. Çevre ilçelerle güçlü bağlar oluşturabilmeli. Örgütün  en azından İstanbul 3. Bölgede sesi, kulağı, gözü olabilmeli. Bakırköy’de her seçimde %60’ın üzerinde oy alan partimiz bu enerjiyi çevre ilçelere yansıtabilmelidir. Bunun yolu da bu yapıya uygun ilçe başkanı, yöneticiler ve belediye başkanından geçer. Bu sistem işlerse her şeyden önemlisi Bakırköy’ün onlarca adayı dururken Bakırköy’e dışarıdan isimler yönetici olarak atanamazlar. Dünyaya baktığımızda sivil örgütlenmeler hayata yön veren etkin bir konumdalar. Belediye Başkanı ve İlçe Başkanlarının vatandaşın nabzının attığı STK’larla fikir alış verişinde bulunarak, ortak projelerde birlikte çalışabilme yetisi olmalı.

BÖLÜNME DEĞİL BÜTÜNLEŞME OLMALI
İlçede iki ayrı liste ile delege seçimine girilmesi taraftarı olmadığını ve belediye başkanının örgütün iç işlerine karışmasının doğru olmadığına inandığını belirten Kılavuz sözlerini şöyle sürdürdü; “Belediye başkanı kendi işini, meclis üyesi kendi işini, ilçe örgütü de kendi işini yapsın. Genel Başkanımızın  belediye başkanlarına ‘Örgütten elinizi çekin’  ifadesini hatırlatırım. Ne yazık ki belediyemizde de, ilçemizde de birbirinden ayrılmış yapılar var. Öncelikle mahallelerde emek harcayan, işinden, evinden fedakarlık gösteren insanların delege olması gerekir. Emek harcayan kişileri onun bunun adamı diyerek yok sayarsak, vefasız davranırsak, ortak aklı ortaya koyamayız.

YÖNETİMDE TEMSİL ÖNEMLİ
Mevcut ilçe yönetimini de değerlendiren Kılavuz, “İlçe başkanının parti tüzüğündeki önemine ortada. İlçenin gurup amiri. Tüzüğümüz İlçe başkanının belediye başkanının da üstü olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor. Meclis Üyeleri de ilçe başkanına bağlıdır. İlçe başkanı örgütün sesidir. İlçe halkının istek ve taleplerini yetkili mercilere iletendir. İlçede alınacak bir karar varsa, ilçe başkanının onayı şarttır. Alınacak kararı önce ilçe başkanı ve yönetimi kabul etmelidir. Bakırköy’de mevcut yönetim ve İlçe Başkanımız şüphesiz ki elinden geleni yapmıştır ama önümüzdeki dönemde kaliteyi biraz daha arttırmak gerekiyor. Yönetimlerde mutlaka avukat, doktor, şehir plancısı, öğretmen gibi toplum üzerinde mesleki etkinliği olan isimler yer almalı. Yöneticiler insan sever, hayvan sever ve doğa sever olmalı ki, yaşayan canlı organizmaya hitap edebilsin. Kadrolarda Bakırköy’de yaşayan ve buraya kendini kabullendirmiş insanların yer alması gerekir ki, mahallenin sorununu bilsin ve yetkililere iletebilsin. Proje üretebilecek, sunduğu projeyle destek alabilecek kişileri seçmemiz lazım ki partimizi ileriye götürebilsin. Ahmet’in, Mehmet’in adamıyla olmaz bu iş. Nasıl ki Adalet Kurultayındaki çalışma komisyonlarında memleketin sorunlarına parmak basıldıysa, ilçe kurultaylarında da ilçenin gereksinimleri belirlenerek çözüm odaklı projelerle çalışmalar yapılmalı” dedi

BAKIRKÖY, BELEDİYE BAŞKANI’NDAN VE MECLİS ÜYESİNDEN İBARET DEĞİL
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu ile CHP İBB ve Belediye Meclis Üyesi Ali Rıza Akyüz arasındaki “ben kurguladım” sözcüğü ile başlayan gerginliği nasıl değerlendirdiğini sorduğumuz Kılavuz, “Belediye Başkanının bunları söylemesi kadar yanlış bir şey olamaz. Bizler aynı parti içindeyiz ve aynı gemideyiz. Nasıl böyle bir ifade kullanır anlamış değilim. Kişiler arasında bir sıkıntı varsa kendi aralarında, dışarıya yansıtmadan çözmeleri gerekir.

Belediye başkanı kendi meclis üyesi ile kavga eder mi hiç? Bizim kavga edeceğimiz taraf ta, parti de belli. Bu parti dedikodularla, kavgalarla değil, projelerle yürümeli. Bakırköy önemli bir mevzidir. Belediye Başkanı ve Meclis Üyesinden ibaret değildir. Herkes haddini bilmeli. Partiye zarar veren bu davranışlar biz parti emekçileri tarafından kabul edilebilir değildir. Bu kavgaları bitirerek, birlik ve beraberlik içinde, somut birlikteliklerle kendi içimizde adaletsizlik yapmadan yolumuza devam etmeli, davullu zurnalı kurultay sürecimizi tamamlamalıyız ki yolumuza devam edelim.”

Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam
 

Editör: Haber Merkezi