Çin’in orta kısmında bulunan Wuhan kentinde ortaya çıkıp tüm dünyaya korku salan Corona Virüsü hızla yayılırken Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bugün İsviçre’nin Cenevre kentinde toplanıp, küresel ölçekte “acil durum” ilan etmeyi masaya yatıracak.Corona salgını nedeniyle Çin’de ölenlerin sayısı 170’e yükseldi. Tespit edilen vaka sayısı ise 8 bine yaklaşıyor.Corona Virüsü ne kadar tehlikeli henüz tam bilmiyoruz. Ama hemen yanıbaşımızda hızla yayılan bu olayla ilgili hükümet ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi de umarız konuyu ciddiye alıyor ve bu konuda gerekli hazırlıkları yapıyor.

‘Geçmişte yaşanan bir salgın tekrar yaşanabilir’

Hekimler biliyordur bu tür pandemiler(dünya çapında çok etkileyici salgın veya epidemi) hep Orta Çağ’daki kara vebayı ve 1. Dünya savaşı sonrası yaşanan İspanyolGribi’ni akla getiriyor. Geçen yıl özellikle okuyarak ve araştırma yaparak epeyce bilgi edindiğim İspanyol Gribi’nin tarihi korkunç bir gerçek olarak karşıma çıktı. Bu yüzden şunu ifade etmek isterim dünya bu tür salgınlar için biraz panik olsa bence iyi eder. Hazırlanmak iyidir! Çok ölümcül bir pandemi tarihte yaşandığı gibi gelecekte de olabilir. Son büyük pandemiyle ilgili yani İspanyol Gribi konusunda bir şeyler okumak bu konuda aydınlatır. Peki, bu kadar geniş bir alanı etkisi altına alabilecek bir hastalık ile ilgili alınacak önlemler neler olabilir? Örneğin geçmişte Almanya’da yaşanan İspanyol Gribi’nin etkisiyle o gün çıkarılan yasalar bugüne kadar geçerliliğini koruyor. Özellikle solunum yollarını etkileyen bu tür hastalıklara karşı 1940’lı yıllardan bugüne ortaya çıkabilecek solunum cihazı ihtiyacı nedeniyle elde edilen solunum cihazları atmak ve imha etmek suç sayılmakta. Eskiyen solunum cihazları Sağlık Bakanlığı’na teslim edilmek mecburiyetinde. 1940 yılların solunum cihazları dahil eski bütün cihazlar periyodik bakımları yapılarak devletin depolarında duruyor. Acaba ülkemizin bu kadar kapsamlı ve eskiye dayalı bir pandemi ile mücadele hazırlığı var mıdır? Ben şahsen üzülerek ifade ediyorum açıkçası hiç zannetmiyorum. Ülkemizin deprem gerçekliğin ve yetersiz hazırlığını göz önüne getirin ve hükümetin bu konuyu elle almasıyla birleştirin. Aynı ciddiyetsiz yaklaşımsa, fazla bir şey de beklememek lazım.

‘Corona Virüsü hızla yayılıyor’

İngiltere’nin saygın üniversitesi Imperial College’e göre Corona Virüsünün yayılma oranı 2,6. Bu çok kötü! Yani Corona Virisü’ne yakalanan bir hasta bu hastalığı ortalama 2,6 kişiye hastalığı bulaştırıyor. Harvard Üniversitesinden Dr. Eric Feigl-Ding’e göre mevsimsel gribin yayılma oranı ortalama olarak 1,28 ve 1918 pandemesinin yani İspanyol Gribi’nin yayılma oranı 1,8 idi. MRC adındaki dünya salgın hastalıkları konusunda analiz yapan kuruluşa göre ölüm oranını tahmin etmek henüz zor da olsa muhtemelen % 1- %10 arasında olmakta. Tahminlere göre İspanyol Gribi’nin ölüm oranı % 10- %20 arasıydı. Corona Virüsü’nün akrabası SARS’ın da ölüm oranı Alman ‘Euro AmSonntag’ gazetesine göre % 10’du ve MERS de %30’du. İspanyol Gribi’nin dünyadaki toplam kurban sayısı tarihçiler tarafından 50.000.000 ile 100.000.000 arası tahmin edilmektedir. Ama 1918’de dünya nüfusu 2 Milyardan azdı!


 

“Zaman kaybetmeden hazırlıklara başlamalıyız”

Çin, hastalığı karantinayla izole edebilecek mi bilmiyoruz ama olamazsa sonucu hepimiz için çok ağır olabilir. Hastalığın henüz aşısı yok ve tedavisi de yok. Bill Gates ve eşi Melinda Gates Vakfı bir yıl önce dünyayı pandemi konusunda uyarmıştı ve ilk 6 ayda olası bir salgında 33 Milyon insanın ölebileceğini tahmin etmişti. Bill Gates de o zaman konuyla ilgili bu tür bir pandemi tehdidine karşı nasıl bir savaş için hazırlanıyorsa öyle hazırlanması gerektiğini ifade etmişti. Sevindirici olan tek şey şu, bilim dünyası bu konuda daha önce var olmayan bir hızla aşıyı geliştirmeye çalışıyor. Ki daha önce CoronaVirüsü’nün akrabası olan SARS Virüsü için bir aşı mevcut. Çinli bilim insanları CoronaVirüsü’nün genomunu hızlı bir şekilde çözüp internette koydular. Dünyanın muhtelif yerlerinde bilim insanları bu tehditte karşı bütün elde ettikleri verilerini anında birbiriyle paylaşıyorlar. Dolayısıyla bu virüse karşı bir aşıyı geliştirmek yıllar ya da uzun aylar sürmeyecek. Muhtemelen bir kaç ay içerisinde ilk testler için bir aşı hazır olabilir. Ayrıca Ebola ve HIV gibi virüs hastalıklarında etkin olan bazı yeni ilaçlar da CoronaVirüsü’nüne karşı deneniyor. Tabi yine de tarihteki pandemi felaketleri düşünerek tedbirleri bırakmamak kazım. O yüzden sormak isterim. Olası bir pandemi felaketine karşı bir ülke olarak bir planımız var mı? Bir hazırlık var mı? Sağlık bakanlığımızın olası bir pandemi için herhangi bir hazırlığı var mı? Varsa eğer bu hazırlıklar yeterli mi? Ayrıca yurtdışından her gün binlerce insanı ağırlayan ve milyonlarca insanın yaşadığı İstanbul’da, büyükşehir belediyesinin böyle bir felaket için planı ve hazırlığı var mı?

Pandemi

Pandemiler veya pandemik hastalıklar, bir kıta, hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara (epidemi) verilen genel addır. WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tanımlamasına göre bir pandemik ancak aşağıdaki Üç koşulu sağladığında başlamış sayılır:

-Nüfusun daha önce maruz kalmadığı bir hastalığın ortaya çıkışı

-Hastalığa sebep olan etmenin insanlara bulaşması ve tehlikeli bir hastalığa yol açması

-Hastalık etmeninin insanlar arasında kolayca ve devamlı olarak yayılması

Bir hastalık veya tıbbi durum sadece yaygın olması ve çok sayıda insanın ölümüne yol açması nedeniyle pandemi olarak nitelendirilemez, aynı zamanda bulaşıcı olması gereklidir. Örneğin, kanser, insanlarda çok sayıda ölüme sebep olan bir hastalık olmasına rağmen bulaşıcı olmadığı için pandemi olarak adlandırılmamaktadır (Bazı kanser türlerinin bulaşıcı etmenler tarafından ortaya çıkabildiği unutulmamalıdır


 

İspanyol Gribi

Espanyol Gribi H1N1[1] virüsünün yani grip virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. Bu pandemi 1918 ve 1920 arası tahmini olarak 50 Milyon ile 100 Milyon insanın ölümüne sebebiyet verdi. Bu o günün dünya nüfusunun %2,5 ile %5 arasına tekabül etmektedir.


Ülkemize etkileri:

Tabiki bu grip salgını bizim ülkemizi de etkilemiş. Tarihçi Murat Yolun bunu şöyle anlatıyor: “İspanyol gribi hemen hemen bütün dünyayı etkilerken Osmanlı Devleti de bu salgın hastalıktan kaçamamıştır. Salgın muhtemelen Avrupa üzerinden Osmanlı’ya giriş yapıp Anadolu’nun pek çok yerine ulaşmıştır. Salgınla mücadele edebilmek için okul gibi kamuya açık mekânların kapatılması gibi önlemler alınmıştır. Mevcut kaynakların yetersiz olması nedeniyle Osmanlı’da ölenlerin sayısı ile ilgili olarak tam net bir sayı ortaya koyulamasa da şu söylenebilir: Sadece başkentte İstanbul şehremanetine göre 6403 kişi hayatını kaybetmiştir. İstanbul’daki ölü sayısı ortalaması binde 5,6’dır.” Mustafa Kemal Atatürk Kendisi Samsun'a hareket etme hazırlıkları içerisindeyken bu hastalığa yakalanmış ve hastalığı Beşiktaş'taki evinde atlatmıştır.İspanyol gribi bütün dünyayı kasıp kavurduğu gibi İstanbul'u da etkilemiştir. Nâzım Hikmet dizelerinde İspanyol gribine şöyle yer verir: "Biz ki İstanbul şehriyiz,  Seferberliği görmüşüz:  Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin,  Vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesi bir de İttihatçılar, bir de uzun konçlu Alman çizmesi 914’ten 918’e kadar yedi bitirdi bizi."

Editör: Haber Merkezi