Veliler okul yönetimlerinden erken kayıt ile ilgili mesajlar almaya başlıyor. Mesajda bir yıl sonraki eğitim dönemi için erken kayıt yaptıracak ve ödeme yapacak tüm öğrenciler için zamsız tarife uygulanacağı ya da erken kayıt indirimi olacağı belirtiliyor. Birçok veli okulun yolunu tutup yöneticilerle temasa geçiyor. Maddi durumuna göre kimi ücretin tamamını kimi yarısını ödüyor. Enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde okul ücretine gelecek zamdan etkilenmeyeceklerini düşünmenin rahatlığı içinde 2018-2019 eğitim sezonunu tamamlıyorlar.

KAPIYA KİLİT VURULUYOR

Sonrasında garip şeyler olmaya başlıyor. Okul işletmecileri önce franchising aldıkları okul markasıyla anlaşamadıkları gerekçesiyle bırakacaklarını söylüyor. Veliler endişelerini dile getirdiklerinde de yola kendi markalarıyla devam edeceklerini belirtiyor. Sonrasında yeni yatırımcı bulacaklarını söylüyor ve bir başka okul markasını anlaştıklarını söyleyerek velilerle tanıştırmaya başlıyorlar. Aradan bir iki gün geçmeden veliler yeni okul markası ile de anlaşma sağlanamadığını öğreniyor. Sonrası ise tam trajedi! İflas ettiklerini açıklıyorlar. Okulların kapısına kilit vuruluyor ve velilerin muhatap olacağı kimse bulunamıyor. 2019-2020 eğitim dönemi ise kâbus şeklinde velilerin üstüne yığılıyor.

GELECEKLERİ ZİNCİRLİ KAPININ ARKASINDA MI?

Okul işletmecisine ulaşamayan veliler soluğu franchising veren isim yapmış, markalaşmış okullara gidiyorlar. Ancak buradaki yöneticiler de olayın kendi sorumluluklarında olmadığını yapacak bir şey bulunmadığını söylüyor. Onlarca veli giden paralarına mı yansınlar çocuklarının iyi bir okul hayallerinin, geleceklerinin zincirli bir kapının ardında kalmasına mı?

HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATTILAR

Birçok veli yasal haklarını kullanarak hukuki işlem başlattığını söyleyerek süreci takip ettiklerini belirtiyor. Bu süreçte yaşadıkları sıkıntıları dile getiren bazı velilerin gazetemize yaptığı açıklamalar.

“MUHATAP ALACAĞIMIZ KİMSE YOK”

Okul velilerinden T.K çocuğunun öğrenim hayatında sorunlar yaşadığını ve çeşitli konularda mağduriyete yaşadıklarını aktardı. Yetkililere seslenen T.K “Okul bizi davet etti. Erken kayıt adı altında para yatırmamızı istedi. 14 bin 350 TL’yi yatırdım. Çocuğum da yüzde yüz burslu.  Aradan biraz zaman geçti. Okulla ilgili kapanacağına dair söylentiler çıktı. Biz de merak edip var mı böyle bir şey diye okula geldik. Geldiğimizde öğretmenlerin 6 aydır maaş alamadığını öğrendik. Öğretmenler maaşlarını alamayınca derslere girememeye başladılar ve çocuklarımız da eğitim alamamaya başladılar. Öğretmenlere de kırgınız bizi uyarabilirdiler. Biz de veliler olarak kaydımızı sildirelim ve paramızı alalım diye görüşmeler yapmaya çalıştık. Çünkü biz 2019-2020 yılı için kayıt yaptırmıştık. Okul yönetimi bizim bu isteğimize tam cevap veremedi. Milli Eğitim Müdürlüğüne gittik ve oradan da cevap alamadık. Kiminle muhatap olacağımızı bulamadık. Kimse bizimle görüşmek istemedi. Paramızı alacağız diye bekliyoruz ama muhatap yok. Dolandırıldığımızı düşünüyoruz.  Biz veliler, çocuklarımız hepimiz mağduruz. Yasal haklarımızı kullanarak hukuk sürecini başlattık” dedi.

“ERKEN KAYIT DÖNEMİNİ KAÇIRDIM”

Yine aynı okulda çocuğu okuyan M.Ç adlı veli de şu ifadeleri kullandı. “Okulun başkaları tarafından devir alındığında bazı düzensizlikler görmeye başladım bu da beni son derece tedirgin etti. Öğretmenlerin istifa edip ya da işten çıkarılmaları, okulla ilgili faturaların ödenmemesi, kaloriferlerin yanmaması gibi birçok şey sayabilirim. Aldığımız duyumlara göre öğretmen maaşları da ödenmiyordu. Bu yüzden okul yönetiminin çok ısrarlarla aramalarına rağmen yeni dönem için erken kayıt yaptırmadım. Bu süreçte okul arayışına girdim. Ama hangi okula baksam aynı sorunlar var. Korkuyordum. Zaten zor şartlar altında en iyi bir şekilde çocuğumu okutmaya çalışıyorum. Okul arayışları içinde de erken kayıt dönemini kaçırdım. Burs sürecini kaçırdım. Çocuğumun psikolojisi bozuldu. Peki, soruyorum bu mağduriyetlerimizi kim giderecek?”

 “BİZLER MAĞDURUZ”

Yine bir başka okuldaki veli yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti: “Biz veliler de, çocuklarımız da mağdur. Muhatap alacağımız kimse yok. Ödediğimiz paraları geri istiyoruz. Her önüne gelene okul açtırıyorlar. Bunun bir standardı olmalı ve sık sık denetim yapılmalı.”

DAL “DEVLET BU KONUYA EL ATMALI”

Konuyla ilgili görüş aldığımız Türkiye Özel Okullar Derneği ( TÖZOK) Başkanı Nurullah Dal, finansal sorun yaşayan birçok okul olduğuna dikkat çekti. Bunun nedenlerini, arz talep dengesinin yapılmaması, fazla okullaşma, yanlış lokasyon, borçla bu işe girme ve ekonomideki genel sıkıntı, şeklinde sıralayan Dal, kurumların yanlış hesaplar yaptığını ve bu hesapların tutmadığını vurguladı. Kurumsal yapısını tamamlamış, köklü okullarda sıkıntı olmadığını dile getiren Nurullah Dal, özel okul sektörünün genel sıkıntıları olduğunu kaydederek, şunları söyledi: “KDV indirimi, vergi muafiyetleri gibi taleplerimiz var ancak şu an ekonomik sıkıntıya girenler için yapılacak bir şey yok. Bu durum nedeniyle özel okullara karşı bir korku olacak. Devlet bu konuya el atmalı. Özel okul açmanın bu kadar serbest olması sektörün büyümesine değil, batmasına neden olur. Devlet, okul kuracak olanlardan teminat almalı, belli şartlar istemeli, plansız büyümeye izin vermemeli.”

MEB’DEN ÖZEL OKUL AÇILMASINA YENİ DÜZENLEME

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk katıldığı bir televizyon kanalında eğitim gündemine ilişkin değerlendirmesinde, Özel eğitim kurumlarına standartlar getirilmesi konusunda çalışma yürüttüklerini belirterek, “Kim okul açmaya ehildir, yetkindir anlamında bazı standartlar çalışılıyor, bunun yönetmeliği de bitmek üzere” dedi.

Selçuk “Bu yıl özel eğitim kurumlarına standartlar getirilmesi konusunda çalışma yürütüyoruz. Özel okul açılabilmesi için fiziksel ve mekânsal şartların ötesinde, kurumun yetkinliği ve yatırım sermayesiyle ilgili konularda bazı kriterler getirip bunlar doğrultusunda kim okul açmaya ehildir, yetkindir anlamında bazı standartlar çalışılıyor, bunun yönetmeliği de bitmek üzere” bilgisini paylaştı.

Binlerce özel okulda çok az sayıda problem yaşandığını dile getiren Selçuk, “Sistemin bütünü üzerinden, bir okul üzerinden bütün özel öğretim kurumlarını, özel okulları yaftalarsak bu bir gereksiz güvensizlik oluşturur. Ama bu tür bir okul varsa da gereğini yapmak öncelikle öğretmenimizi, çocuklarımızı, velilerimizi mağdur etmemek için tedbir almak bizim sorumluluğumuz. Bu olayın da farkındayız” ifadelerini kullandı.

Mektebim Koleji Genel Müdürü Servet Özkök, konu ile ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Velilerin yaşadığı bu sıkıntılar, özel okulların hızla büyümesi, getirdiği sonuçlar, özel okullar açılırken ne gibi kriterlerin olması gerektiğini şu şekilde anlattı.

Türkiye'de son günlerde özel okullarda yaşanan ciddi sıkıntıların olduğunu dile getiren Servet Özkök, “Bu sıkıntıların sonucunda öğretmen, öğrenci ve veli mağduriyetleri yaşanıyor. Ağustos ayındayız, ilerleyen günlerde bu sıkıntıların daha da artacağını düşünüyorum. Sıkıntıların ayak sesleri çok önceden geldi. Sektörün özelliği gereği; okullar çok erken kayıta başlayarak Ocak ve Şubat aylarında bir sonraki yılın kayıt ücretlerini topladı. Ücretlerin yaklaşık yüzde 90'ı okullar açılmadan toplandı, fakat giderler bir sonraki dönem başlıyor. Okul sahipleri tarafından denetimsiz bir şekilde toplanan bu tutarların serbestçe kullanılması, bir sonraki dönemde giderlerin karşılanmasında ciddi sıkıntılar yaşanmasına yol açıyor” dedi.

NİTELİKTEN ÖNCE NİCELİK OLMALI

Özkök konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Okulların fiziki koşullarını Milli Eğitim Bakanlığı standartlarına göre kurumlar sağlamak zorundadır. Ancak kimlerin okul açacağı, finansal anlamda yeterli olup olmadığı konuları denetlenmemektedir. Türkiye'de eğitim sektörünün en büyük sorunu; nitelikten öte nicelik üzerinde durulmasıdır. “Şu kadar okulumuz var, şu kadar öğrencimiz var” diyerek övünülmektedir. Bana göre bu hatalı bir durumdur. Bir özel okulun genel müdürü yakın zamanda şöyle bir ifade bulunmuş: “500 tane kampüsümüz olacak”. Peki, bu kampüsler nasıl denetlenecek? Bu kampüslerle ilgili nasıl standartlar belirlenecek? Öğretmenler nasıl bulunacak? Bunlarla ilgili sorgulama yapılmıyor.”

FRANCHİSE VERME İŞLEMİ ZORLAŞTIRILMALIDIR

Son sözlerinde Franchise sisteminde, franchise veren kurumun sorumluluğunun olması gerekiyor cümlesi ile vurgulayan Özkök “Bu okulların dönem sonuna kadar faaliyetini devam ettirebilmesi için gerekirse banka teminat mektubu gerekirse başka yöntemler ile en azından okulun dönem sonuna kadar faaliyetini sürdürmesi sağlanmalı. Franchise verme işlemi zorlaştırılmalıdır” ifadelerini kullandı. 

Senay GÜNCAVAR BADUR- Kent Yaşam


 

Editör: Haber Merkezi