Moderatörtüğünü İşbirliği ve Proje Platformu Başkanı Gürkan Özensoy’un yaptığı programa konuşmacı olarak katılan İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi, Ailemiz Fatih Platform Kurucusu ve S Kuşağı Platformu Kurucu Üyesi İlay Aksoy ile Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Ali Semin göçün ve Ortadoğu’daki iç savaşların Türkiye’ye etkilerini masaya yatırdılar.

İşbirliği ve Proje Platformu Başkanı Gürkan Özensoy

“BU GÖÇ DEĞİL BAMBAŞKA BİR POLİTİKA”

Toplantıda ilk konuşmayı yapan İlay Aksoy, Suriye meselesinin bir göç meselesi olmadığını direkt olarak Türkiye’nin egemenliğini tehdit eden bir sessiz işgal olduğunu vurguladı. Aksoy, “Hiçbir ülkeye 5 milyon kişi gelip yerleşemez. Bu bir göç değil bu bambaşka bir politikadır ve bu tamamen bir ülkeyi demografik, güvenlik, sosyolojik olarak ve ilerleyen zamanda tamamen hudutlarını da değiştirmek üzere kurulmuş bir projedir. Bunu ancak nüfus transferiyle yapabilirsiniz. Bu olay önce Suriye’nin parçalanmasıyla arkasından bu nüfus transferiyle birlikte farklı fraksiyonlar yaratıp Türkiye’nin parçalanmasıdır.” dedi.

İlay Aksoy

“UYUM SAĞLAMAK İSTEMİYORLAR”

2011 yılından itibaren geldiğimiz noktada birçok ticari alan ele geçirildiğini ve kayıt dışı ekonominin bir sektör haline geldiğini ifade eden Aksoy, “Ekonomik olarak egemenliğimiz yitiriyoruz. Biz resmi çalışarak fakirleşiyoruz onlar gayrı resmi çalışarak zenginleşiyor. İnanılmaz bir adaletsiz ortaya çıkıyor. Onlar hiçbir şekilde vergi doğru dürüst ödemiyor, Türk çalıştırmıyorlar, kendi insanlarını kayıtsız ve asgari ücretin 3’te 1’ine çalıştırıyorlar. Ayrıca dil sorunları var. Türkçeyi konuşmayı, Türkçeyle işbirliği yapmayı reddediyorlar. Her şey kendi aralarında dönüyor ve inanılmaz bir mikro milliyetçilik var. Onlar bu topraklarda kendilerini yabancı görüyorlar, uyum sağlamak istemiyorlar ama bizi de yabancı görüyorlar. 5 milyon kişiye ücretsiz sağlık, ücretsiz eğitim bütün kamu hizmetlerimizi bütün belediye işlemlerimizi doğumundan cenazesine kadar hizmet verdiğimiz insanlar dönüp bizden bir ekmek bile almıyor. ” dedi.

Suriyeliler kayıt dışı çalıştırılıyor

“BİZE KARŞI ÖFKELİ ŞEKİLDE BÜYÜYORLAR”

Türkiye’de mülteci sıfatında 2 milyonun üstünde 18 yaş altı bir genç kitle olduğuna dikkat çeken Aksoy, “Okulu görmeyen küçük yaşta sanayiye katılmak zorunda kalan Türk dil bilgisi eksik, Türk toplumunu, Türk tarihini tanımayan, Atatürk’le hiç tanışmamış hatta geçici eğitim merkezlerinde tamamen anti Atatürkçülük öğretilen çocuklarla biz ilerleyen zamanlarda karşı karşıya kalacağız. Ve bu çocuklar bize karşı şu an çok ciddi anlamda öfkeli şekilde büyüyorlar. Bu çocuklar ne Türk ne de Arap olarak yetişiyorlar. Ortada arafta bir nesil var. Bu arafta kalan nesil terörün besleneceği, yeşereceği bir nesildir. Özellikle Amerika’nın tam istediği kıvamda bir eleman kitlesi topraklarımızda yetişiyor.” dedi.

Terör örgütü PKK'dan yeni hamle! Harekete geçtiler - Haberik

“SURİYELİLER ÜLKEMİZDE HİÇBİR MADDEYE BAĞLI OLMADAN KALIYOR”

Türkiye, Cenevre Sözleşmesi’ne göre Suriye’den göç alamazdı. Çünkü bizim ‘demografik çekincemiz’ var. Avrupa ‘hızır’ gibi ‘AB Direktiflerine göre alın.’ dedi. Bizim yöneticilerimiz de uygun gördü. Oysa o şartlara göre de alamazdı. AB Direktifinin 1’inci bölümünün 10. Maddesine göre direktifin Cenevre Sözleşmesi’ne uyumlu olması gerekiyor. Yine 1’inci bölümün 13. Maddesi ‘Geçici koruma sınırlı bir süre içindir.’ diyor. Başından beri ihlaller dizi koşullarla bu insanlar burada. 14’üncü maddede ‘Geçici koruma süresi kabul öncesi anlaşılması lazım.’ diyor. Yani 2011’de planlanması gerekiyordu. Bize 5 milyon alacağımızı hiçbir seçimde kimse söylemedi. Geçici koruma statüsünün de süresi AB Direktifine göre 1 yıldır. Özel komisyon izniyle 6 ay ile 1 sene uzatılabilir. Onun dışında 2 seneyi aşamaz. Dolayısıyla Suriyeliler ülkemizde 8 yıldır hiçbir maddeye bağlı olmadan kalıyor.” dedi.

“AB BU İNSANLARIN KALICI OLMASI İÇİN VAR GÜCÜYLE ÇALIŞIYOR”

Avrupa Birliği’nin Suriyelilerin Türkiye’de kalması için var gücüyle çalıştığına dikkat çeken Aksoy, “Mevzuata göre Türkiye’de sadece devlet eğitimi alabilirler. Son zamanlarda görüyorsunuz AB, Göçmen Eğitim Merkezleri adında büyük büyük binalar yapıyor. Bu tamamen aykırıdır. Milli Eğitimin dışında hiçbir yerde eğitim alamazlar. Şu an AB ciddi anlamda bu insanların kalıcı olması için var gücüyle çalışıyor.” dedi.

Bursa'da Suriyeli göçmenler için 4 okul yaptırılacak - Norm Haber

“AB VATANDAŞLIK VERMEMİZİ İSTİYOR”

Türkiye’de doğan 600 bin çocuk Suriye vatandaşlığını henüz elde edemediğine dikkat çeken Aksoy, “Bu çok önemli bir nokta. Avrupa Birliği bize sürekli bu noktadan vuruyor. Yabancı kanunumuzun 8’nci maddesine göre ülkemizde doğan vatansız bir kişi otomatik olarak Türk vatandaşı oluyor. AB bu boşluktan yararlanarak onları vatansız göstererek bizim onlara vatandaşlık vermemizi istiyor. Vatandaşlık verdiğinizde anasını babasını da kalıcı hale getirmiş oluyorsunuz.” dedi.

“ÜNİVERSİTELERİMİZDE  BÜYÜK BİR GÜVENLİK TEHDİDİ VAR”

Suriyeliler 2011 yılında beyan esas kimlikle gediklerini ifade eden Aksoy, “2011 yılında hükümet bunları aynı şekilde kabul etti günümüze kadar hala beyan esas kimlik geçerlidir. Ama bugün özellikle üniversitelerimizde çok büyük bir güvenlik tehdidi var. 2014 yılında tam 5 bin 560 Suriyeli beyan esas şekilde bizim yedi tane devlet üniversitemize yerleştirildi. İstediği üniversite, istediği koşullarda tam burslu yurdu sağlayarak hepsi sağlandı ve çoğu da şu an vatandaş oldu.  Şimdi bu 5 bin 560 kişi kim, niye GBT’leri kontrol edilmeden bu insanları üniversitelerimize aldık, niye vatandaşlık verdik? Çok fazla soru var.” dedi.

“VERİLEN VATANDAŞLIKLAR İPTAL EDİLEBİLİR”

Aksoy, konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı: “Umut var mı? Evet var. Yeter ki devlet iradesi olsun. Ama şu anki mevcut koşullarda da bize en sık gelen sorulardan bir tanesi şu; verilen vatandaşlıklar iptal edilebilir mi? Türk Vatandaşlığı Mevzuatının 31’inci maddesine göre Türk vatandaşlığı kazanma kararı ilgili kişi yalan beyanda bulunduysa ve o ispatlanırsa iptal edilebilir.”

Osmancık'taki Suriyelilere Türk vatandaşlığı verildi – OSMANCIK

SEMİN: SINIR GÜVENLİĞİ KONUSUNDA CİDDİ BİR SORUN

Aksoy’un ardından konuşan Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı Ali Semin, Türkiye açısından bakıldığı zaman Suriye meselesinin ulusal güvenlikten ziyade sınır güvenliği konusunda ciddi bir sorun olduğunu belirtti. Semin, “ Türkiye’nin bunun için baştan veri yapması gereken pek çok konu vardı. Bunların başında öngörmesi gerekiyordu. Suriye iç savaşı ilk başladığı zaman Esad’lı ve Esad’sız Suriye üzerine konuşuluyordu ama bugün baktığınız zaman Esad hala Cumhurbaşkanı." dedi

“YÜZDE 76’SI GERİ DÖNMEK İSTEMİYOR”

“Misafir dediğimiz Suriyelilerin o gün doğan bir bebeği bugün 10 yaşında ve daha da 3-4 yıl burada kalacak gibi görünüyorlar.”  diyen Semin, “14 yaşındaki bir gencin Suriye’ye dönmesi mümkün değil. 2019 yılında Barış Pınarı Harekatı sırasında Türkiye’de bir araştırma yapıldı ve o araştırmaya göre Türkiye’de bulunan Suriyelilerin yüzde 76’sı geri dönmek istemiyor.” ifadelerini kullandı.

Suriyelilerin sınırdan geçişi sürüyor - Anadolu Ajansı

“HATA YAPTIK”

Süreç boyunca bzı hatalar yapıldığını aktaran Semin, “Türkiye’deki sorun şu; bazı konuları Suriyeliler çözsün diyebilirdik. Burada muhalif güçler var ‘Siz ilgilenin, biz bunları bu şekilde yapacağız. Orada hükümet kurmuşsunuz her şeyinize destek veriyoruz ve siz bu insanlar için bir proje ayarlayın.  Nasıl dönecekler?’ diyebilirdik. Bence burada büyük bir hata yaptık.” dedi. İSA KARAARSLAN / KENT YAŞAM

Editör: Haber Merkezi