ÖZEL HABER: SENAY GÜNCAVAR

Günlerdir yanan ormanlarımızı söndürmek, sel basan yerleri kurtarmak için canla başla çalışan, görev başındaki itfaiye erleri sorunlarını dile getirdi. Tek istedikleri meslek olabilmek.

Türkiye İtfaiye Teşkilatı ve İtfaiye Bölümü Mezunları ve Öğrencileri Derneği meslektaşlarıyla birlikte, sosyal medyada kamuoyu oluşturmak için "#destekolunmeslekolalım" etiketiyle kampanya başlattı. Sorunlarını yetkililere iletmek için binlerce tweet atıldı ve paylaşım yapıldı. Kimi zaman yangınların içinde, kimi zaman enkaz altında; bazen 40 metrelik merdivenin üzerinde bazen de onlarca metrelik kuyuların dibinde çalışan itfaiye erlerinin talebi 'meslek' olmak. Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda öne çıkan talepler ise teşkilatın tek çatı altında toplanması, koordine eksikliğinin ve iletişim aksaklığının giderilmesi, itfaiyecilerin psikolojik destek görmesi, olaya hızlı müdahale edebilme, ödeneklerle araç ve teçhizatların iyileştirilmesi, yıpranma payı ve anayasal haklarının alınabilmesi, görev başında vefat eden meslektaşlarının şehit sayılması oldu.

“65 YAŞINA KADAR EMEKLİ OLAMIYORUZ”

Kent Yaşam Gazetesine bilgi veren, Antalya'da 6 yıldır görev yapan bir itfaiye eri, Türkiye İtfaiye Teşkilatı'nın, farklı illerde görev yapan itfaiye personellerinin bir araya gelerek oluşturduğu ve seslerini duyurabilmek için sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapan bir platform olarak kurulduğunu söyledi. Yaşadıkları sorunları da sıralayan itfaiye eri taleplerini anlattı. Öncelikle şehir itfaiyeleri, belediyelere bağlı olduğundan araç/malzeme alımı, psikolojik destek, koordinasyon gibi sorunlar yaşadıklarına dikkat çekerek “Aslında bizim meslek olmayı isteme amacımız bu. Bununla beraber yıpranma payı gibi haklarımızı da istiyoruz” ifadelerini kullandı İtfaiye eri “Şu an yıpranma payı vb ek göstergelere tabii olmadığımızdan 65 yaşına kadar emekli olamıyoruz. Herkesin tahmin edebileceği gibi bu iş çeviklik istiyor orta yaştan sonra bu mesleği icra etmek imkansız gibi. Bunun yanı sıra meslektaşlarımız emekli olamadığında boş kadro açılamıyor. Yani gençler mesleğe atılamıyor.” dedi.

“SİZ TEHLİKEYE DÜŞMEYİN BİZ ANILMASAK DA OLUR!”

Bir başka itfaiye eri yaşadıklarını şöyle dile getirdi: “Depremde anıldık, unutulduk. 28 Temmuz orman yangınlarında anıldık, unutulmaya başladık. Şimdi Karadeniz’de selle mücadele ediyoruz. Depremde, selde, yangında, trafik kazasında, yüksekten düşmelerde ve daha nice tehlikeye düşmüş her canlının yanındayız. Maalesef sadece büyük afet zamanlarında akla düşüyoruz ve bir süre sonra unutuluyoruz. Oysa biz her gün bu afetlerle birlikteyiz, her gün onlarca vakaya müdahil oluyoruz. Hiç pes etmiyoruz, sürekli bilgilerimizi güncel tutuyoruz, boşta kalınca eğitim yapıyoruz. Siz bizi istasyonlarda belki voleybol oynarken görüyorsunuz; aslında biz sizin için kendimizi dinç, kondisyonlu tutmaya çalışıyoruz. Enkazlarda daracık hollere girebilmek, trafik kazalarında araç içerisinde hareket edebilmek, 10. kattaki bir yangına koşarak çıkabilmek için. Bunun psikolojisi bambaşka. Gece koğuşta yatarken telsiz sesine kulak kesiyoruz, ihbar bizeyse 45 saniye içinde araç çıkmış oluyoruz, nabzımız uykuda 50-60 iken birden 130-140’lara çıkıyor. Biz bunun için varız, biz tehlikeye düşmüş her canlı için varız ve daima hazırız ve bundan daima gurur duyuyoruz. Lütfen siz de bizim sesimize kulak verin. Siz tehlikeye düşmeyin de biz anılmasak da olur.  Biz hakkımız olan yıpranma payı, psikolojik destek, teşkilatımıza yeni araç/malzemeler alabilmek, tek çatı altında olmak, merkezi atama ve meslek sınıfı sayılmak istiyoruz. Sesimize ses olun lütfen.”

“MESLEK YOKSA MESLEK HASTALIĞI DA YOK”

Yaşadıkları pek çok meslek hastalığına da dikkat çeken itfaiye erleri “Mesela hala içinde olduğumuz orman yangınları afet sürecinde hepimiz günlerce yollarda, arabalarda yattık, müdahale ve istirahat esnasında sürekli dumana ve karbon monoksite maruz kaldık. Onlarca hayvanın maalesef cansız bedenlerini gördük, vatandaşımızın açık yaralarına şahitlik ettik, evi yanan insanlarla birlikte biz de kahrolduk. Bunlar ister istemez psikolojik olarak kötü yönde bir iz bırakıyor. Meslek yoksa meslek hastalığımız da yok." diye konuştular.

“EN UFAK HATANIN BEDELİ CAN”

İtfaiyeciliğin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda herhangi bir sınıfta yer almadığını aslında 'meslek olalım' derken kastettiklerinin bu olduğunu söyleyen itfaiye erleri “Örneğin sağlıkçılar bir sınıf olarak belirtilmiş, meclis çalışanları belirtilmiş, kolluk kuvvetleri belirtilmiş fakat itfaiyeciler hiçbir yerde resmi olarak anılmıyor.” bilgisini paylaştı. Bu durumun itfaiye liseleri ve önlisans programlarının eğitim kalitesinin düşmesine neden olmasını ise şöyle açıkladı: “Bu kapsamda bir standart olmadığından son bir kaç yılda gelişi güzel bu okullar açılmaya başlandı ve herhangi bir denetim ya da standarda tabii tutulmadığından mesleki eğitim kalitesi düşüyor. Şöyle düşünün ben kafama göre bir tıp fakültesi açıyorum ilk yardım bilmeyen bir kişi sizin cerrahi operasyonunuzu yapmak üzere işe başlayabiliyor. Bizim işimizde hata payı sıfır, en ufak bir hata yapan sadece kendisini değil ekibini ve çevresinde bulunan herkesi riske atıyor. En ufak hatalar canla ödeniyor bu işte."

 Muhabirimiz Senay Güncavar’a Türkiye’nin her bir ilinden gelen itfaiye erlerinin ortak açıklamasında dikkat çeken başlıklar ise şöyle:

 “Bir yangın çıktığında normal insanlar hayata doğru koşup yangını arkalarında bırakırken; onlar hayatı arkalarında bırakıp yangına doğru koşarlar. İtfaiyeciler, karşılaşacağınız en özverili kamu görevlilerinden bazılarıdır. Bizler televizyonlarda, haberlerde kahraman ilan edilmek,3 gün bahsedilip 4. gün unutulmak istemiyoruz. Hakkımız olanı, hak ettiğimiz unvanı istiyoruz. Meslek olmak istiyoruz. İnsan, ağaç veya hayvan canı söz konusu olduğunda gözünü dahi kırpmadan canını hiçe sayan bizler.  Canlı veya cansız demeden can siperane mücadele eden yine bizler. Yangında, trafik kazalarında, deprem de veya selde her türlü tehlikeli bir olayda, çalışan masa başı memur gördünüz mü? Dünyada meslek olan itfaiyecilik ne yazık ki ülkemizde meslek olarak kabul edilmiyor. Bizim sesimiz olmanız için herkesi canı gönülden desteğe davet ediyoruz. Destek olun ki meslek olalım.”

HER İLDEN İTFAİYECİ VAR

İtfaiyecilerin eğitim sürecini İtfaiye Bölümü Mezunları ve Öğrencileri Derneği Başkanı Süleyman Efe Etçi ise gazetemize şu açıklamalarda bulundu:  

İTFADER, meslektaşların kendi çabalarıyla kurdukları bir dernek. Bu dernekte her ilden itfaiyeciler mevcut. Dernekte itfaiyecilerin mesleki sorunlarını giderebilmek, alımlarda kurumlarla birebir görüşerek mesleki yeterlilik için başvuru şartlarının sağlanabilmesi için çalışmalar yapılıyor. Etçi, İtfaiye bölümü mezunları ve öğrencileri olarak kendilerine değer katmak, itfaiye okulu mezunları ve öğrencilerinin haklarını savunmak, Türkiye'de itfaiyecilik mesleğini çok daha yukarılara taşımak gibi daha birçok amaç ile dernek kurduklarını ifade etti.

30'U AŞKIN DERS ALINIYOR

Etçi, Türkiye genelinde 2021 yılı itibari ile 45 üniversitede Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı, 15 lisede İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği Dalı olduğunu kaydetti. Etçi aldıkları eğitimi şöyle aktardı:“İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği Dalı olarak ortaöğretim eğitimi ve Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı üniversite eğitiminde 30’u aşkın teorik ve pratik bölüm dersi almaktayız. Lise döneminde de alan derslerinin yanında Belediye İtfaiye Birimlerinde, Havaalanlarında, AFAD, Türkiye Rafinerileri Tesisleri, Botaş, O.G.M, Yangın Güvenlik Sistemleri satışı yapan firmalar gibi vs. yerlerde eğitimler alıyoruz. Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı bölümümüzde, alan derslerini uygulamalı ve teorik olarak alıyoruz. Belediye İtfaiye Birimlerinde İtfaiye Eri ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nde ARFF Memurluğu staj eğitimini alıyoruz. Eğitim hayatı boyunca lise ve üniversitede kazanımlar olarak Yangın Bilgisi, Orman-Maden-Tren-Uçak-Gemi-Sanayi vs. Yangınları Çıkış Nedeni ve Müdahele Yöntemleri, İtfaiye Araç Malzeme Bilgisi, İtfaiyecilik Eğitimi, Mesleki Ahlak, İtfaiye Mevzuatı, İlk Yardım Bilgisi, Yangın Güvenlik Önlemleri, ARFF Uygulamaları, Kurtarma Becerileri, Kimyasal Tehlikeler, Yangın Kriminolojisi, Afet Bilgisi , Afetlerin Zararlarının Azaltılması gibi daha bir çok alan derslerini uygulamalı ve teorik olarak alıyoruz. Bu kazanımlar sayesinde İtfaiyeci olarak istihdam ediliyoruz."

“GÖREVİMİZ EMANETE SAHİP ÇIKMAK”

Hedeflerinin günümüzün ilerleyen teknolojik atılımlarını takip ederek katkıda bulunmak olduğunu belirten Etçi “Bu sorumluluk bilinci ile kutsal mesleğimiz olan itfaiyeciliği, itfaiyecilik okulu mezunları ve öğrencileri ile daha yukarılara taşımak hedefimiz. Ülkemizi, cumhuriyetimizin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün emanet ettiği biz gençler olarak bu emanete sahip çıkıp değer katmak, misyonumuz ve en büyük görevimiz." dedi.

İTFAİYECİLERİN ÇAĞRISINA İMAMOĞLU’ NDAN DESTEK

İtfaiye teşkilatının, “Destek olun, meslek olalım” şeklindeki sloganlarından haberdar olduğunu belirten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu da şu açıklamayı yaptı: “İtfaiye teşkilatımızın, sadece yangın anlarında, deprem anlarında, selde ya da bir kısım afet anlarında aklımıza gelmemesi lazım. Gerçekten itfaiye teşkilatımız bunu hak ediyor. Öylesine söylenmiş bir cümle ya da bir an bir afetle ortaya konmuş duygusal bir cümle değil. Meslekleri bir kere şunu emrediyor: Bütün teknik hizmetlerine hazır et, bütün eğitimlerini al ve her konuda donanımlı ol ama gözünü kırpmadan en tehlikeli noktaya dal ve görevini yerine getir. Şimdi bu, her meslekte yok. Dolayısıyla meslek olma noktasındaki taleplerini çok çok önemsiyorum.”

İtfaiyeciliğin bir meslek olarak tanınması noktasında ellerinden gelen çabayı göstereceklerinin altını çizen İmamoğlu, bu konunun merkezi idare ve TBMM tasarrufunda olduğuna dikkat çekti. İmamoğlu, “her zaman itfaiyecilerimizin yanında olmaya devam edeceğim” dedi

Editör: Haber Merkezi