Bazıları yayaların rahat ulaşımı için trafiğe kapatılan sokakların, bazıları ise esnaf tarafından adeta işyerine çevrilmiş durumda. Sokak ortasına masa sandalye atanı mı dersiniz, kaldırımı kafe salonu gibi kullananı mı dersiniz, dükkanının önünü tabelalarla, dubalarla kendi malı gibiymiş gibi işgal edeni mi dersiniz, hepsi var.

Bu arada kaldırım ortasında “gel bana çarp” der gibi duran aydınlatma direği, elektrik trafosu ya da devam eden bir inşaatın kalas ya da saçtan paravanı hep insan yaşamını zorlaştıran unsurlar olarak kendini gösteriyor.

Objektifimize takılan bir başka görüntü ise araç trafiğine kapatılan caddenin girişine yerleştirilen ve kumanda vasıtasıyla inip kalkan bir metal bariyerin, çarpmanın etkesiyle yerinden sökülüp, orta yerde öylece duruyor olması.

Merkezdeki ana caddeye belediye tarafından görme engellilerin yollarını bulmaları için yaptırılan özel sarı bantın bu hengâme de işe yarayıp yaramayacağı ise belli değil.

Kent Yaşam

Editör: Haber Merkezi