104. Dönem Kaymakamlık Kursu açılış töreninde Cumartesi Anneleri’nin 700’üncü gösterileriyle ilgili konuşan İçişleri Bakanın Süleyman Soylu, “İzin vermedik, doğrudur; çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Ne yapsaydık yani; anneliğin, terör örgütü tarafından istismar edilmesine, anneliğin teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık? Çocuklarımızı terör örgütü üyeliğine özendirip, ‘İstanbul’un göbeğinde anılacaksınız’ diye teşvik etmelerine, anneleri gözü yaşlı bir şekilde evlat yolu gözler halde bırakmalarına göz mü yumsaydık?” demişti.

‘ALLAH’TAN KORK’

Bunun üzerine Soylu’ya “Ayıp Allah’tan kork!” diye seslenen 12 Eylül darbesinden sonra gözaltında kaybolan Nurettin Yedigöl’lün abisi Muzaffer Yedigöl, “37 yıldır kemiklerini arıyoruz. Eğer devlet arşivlerini açarsanız 12.04.1981 İstanbul birinci şubede abimin işkencede nasıl öldürüldüğünü, kimler tarafında işkence yapıldığını göreceksin. Biraz empati yap, biz istismar mı yapıyoruz yoksa kandırmaca mı? Acılarımızı haykırıyoruz. Bu açıklamanızı bir kayıp yakını olarak kınıyorum” ifadelerini kullandı.

YEDİGÖL NASIL KAYBEDİLDİ?

Nurettin Yedigöl, 10 Nisan 1981'de Çağlayan'da kuzeninin düğününden çıktıktan sonra arkadaşlarının kaldığı İdealtepe'deki eve gitmek üzere düğünden tek başına ayrıldı. Gittiği evden bir gün önce de arkadaşları gözaltına alınmıştı, polis evde bekliyordu. Günler sonra Muzaffer Yedigöl, ağabeyinin evine gitti, onu evde bulamayınca not bıraktı. Notu alan ev arkadaşı A.T.Muzaffer Yedigöl'e ulaşarak Nurettin'in uzun süredir eve gelmediğini söyledi.

Haberi alan Muzaffer Yedigöl ve yengesi Sayzer Yedigöl her haftasonu Gayrettepe 1. Şube'ye giderek Nurettin Yedigöl'ü sordu ve kendisine iletilmek üzere sigara, para ve iç çamaşırı bıraktı. Ancak emanetleri önce teslim alan polisin daha sonra ‘burada öyle biri yok’ diyerek hepsini geri verdiği belirtildi. 12 Nisan 1981'den sonra kendisinden haber alınamadı.

‘ÇOK ŞEY Mİ İSTİYORUZ?’

Cumartesi Anneleri’nin yıllarca ciddiye alınmadığı gibi, yıllarca farklı amaçlara hizmet etmekle suçlanmasını da asla kabul etmediğini söyleyen Yedigöl, kardeşi Nurettin Yedigöl’ün gözaltına alınışının üzerinden 37 yıl geçtiğini, babasının (İsmail Yedigöl) 1998’de kalbine yenik düşene kadar aradığını söyledi. Annesi Zeycan Yedigöl’ün yıllarca kayıp oğlunu beklediğini, sırf oğlunu bulmak için başvurmadığı yer kalmadığını ve hayatını meydanlarda geçirdiğini söyleyerek, “Şu an annem 98 yaşında ve hala abimin hayali ile yaşıyor. Biz makam mevki değil, ağabeyimin kemiklerini istiyoruz. Mezarı olsun istiyoruz. Babam kabrinde rahat uyusun. 98 yaşındaki annemin hasta yatağında oğluna yaktığı ağıtları son bulsun. Devletten çok şey mi istiyoruz? Sadece kemiklerimizi arıyoruz. Biz mezarı olsun ve üzerine çiçek koyup, dua edelim istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz?” diyerek acısını dile getirdi.

Abisi Muzaffer Yedigöl ile birlikte gözaltına alınan arkadaşları Ümit Efe ve Harun Kartal’ın ağabeyinin içeride çok ağır işkencelere maruz kaldığını kafasına çiviler çakılarak, elektrik verilerek işkencede gördüklerini ve öldürüldüğünü söyleyen Yedigöl, yetkililere empati çağrısı yaparak, göreve davet etti.

Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam

Editör: Haber Merkezi