Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından yaptığı "Dışarıdan aşı tedarik sürdürebilirliği şüphelidir. Dünyada bu konuda yaşanan ve giderek ayyuka çıkan kriz bize yerli aşı çalışmalarına hız vermemiz gerektiğini gösteriyor." açıklamasını işaret ederek Erdoğan’ın gecikmiş aşı itirafın yaptığını ve gereğini ivedilikle yapılması, ulusal aşı üretimi için seferberlik ilan edilmesi gerektiğini belirtti. Bacaksız ulusal aşı üretimi konusunda yapılan açıklamanın gereği yapılması gerektiğini ve 2 Kasım 2011 tarihinde kapatılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nin acilen bağımsız yapıda yeniden açılması gerektiğini aktardı. Bacaksız bu kapsamda kapatılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nin yeniden bağımsız bir kurum haline getirilerek faaliyete geçirilmesini sağlamak amacıyla yapılacak yasal düzenleme ile ilgili bir çalışma grubu oluşturulması önem arz ettiğininin altını çizdi.

“Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi ivedilikle faaliyete geçmeli”

Bacaksız, 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde ilk Covid-19 vakasının açıklanmasından bu yana salgını kontrol altına alabilmek için tüm sağlık çalışanları fedakârca hizmet vermekte olduğubu, canını dişine takarak mücadeleye devam ettiğibi ifade etti. Gelinen noktada salgını sona erdirebilmek için en önemli aracın aşı olduğnun görüldüğünü belirten Bacaksız, “Genel Sağlık-İş olarak ulusal aşı üretiminin önemine dikkat çektiğimiz 28 Nisan 2020’de yaptığımız açıklamada Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi’nin toplum sağlığının korunmasına katkı sunabilmesi için yeniden bağımsız yapısına kavuşturularak ivedilikle faaliyete geçirilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Bu çalışma grubunu oluşturacak üyelerin, sadakat değil, liyakat esaslarına göre belirlenmesi özellikle enfeksiyon hastalıkları, immünoloji, mikrobiyoloji, parazitoloji, hematoloji, viroloji, mikoloji, biyoloji, farmakoloji, biyokimya, toksikoloji ve benzeri alanlarda uzmanlıkları ve dünyaca kabul görmüş çalışmaları bulunan kişilerden ya da bu alanlarda var olan uzmanlık derneklerinin temsilcilerinden oluşturulması ayrıca özellikle halk sağlığı uzmanlarının danışmanlığının alınması gerekmektedir. ” dedi.

“Ulusötesi ilaç tekellerinin insafına bırakılmamalı”

İktidarın, sağlığı ticarileştiren, ülkeyi yıllar içerisinde aşı ve ilaç konusunda dışarıya bağımlı hale getiren belirten Bacaksız, pandemi süresince de doğru sağlık politikaları izlenmediğini iddia etti.. Ülkenin ne zaman ve ne kadar geleceği belli olmayan Çin Sinovac aşısına mahkûm edildiğini ifade eden Bacaksız, “BioNTech ve Pfizer2021 için Covid-19 aşı üretim hedefinin, yeni tesis ve üretim süreçlerinin iyileştirilmesiyle 2 milyar doza çıkarıldığı belirtmiştir. Bu rakam 8 milyar olan dünya nüfusunun sadece 1 milyarının aşıya ulaşabileceğini ortaya koymuştur. Ülkelerin ekonomik gücü vatandaşlarının öncelikle aşıya ulaşmasını sağlarken, aşıya erişim konusunda sadece paranın yeterli olmadığını ulusal ilaç ve aşı üretimin hayati önemini de bir kez daha gözler önüne sermiştir.Parasız, güvenli, eşit ve etkili bir aşılama için aşı üretiminin ulusötesi ilaç tekellerinin insafına bırakılmaması gerekmektedir.” dedi.

Milli servet de ülke içinde kalır

Aşı konusunda dışarıya bağımlılığın azaltılmasının yalnızca salgın hastalıkların önlenmesini kolaylaştırmayacağını ayrıca yabancı firmalara ödemek zorunda kalınan milli servetin ülke içinde kalması sağlayacağını ifade eden Bacaksız, güvenli aşı temini konusunda her geçen gün yaşanacak gecikmenin bedelinin öncelikle insan yaşamı ve bunun kaçınılmaz olarak tetikleyeceği sosyal ve ekonomik krizler olacağının altını çizdi. Bacaksız, “Genel Sağlık-İş olarak; siyasi iktidarı bir kez daha yaşamsal öneme sahip ‘ulusal aşı üretimi’ konusunda gerekli ekonomik kaynağı bir an önce ayırarak, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü bağımsız yapıda yeniden faaliyete geçirmeye çağırıyoruz.” dedi. KENT YAŞAM

Editör: Haber Merkezi