Geçmiş tecrübelerin, geleceği aydınlatma da büyük rol oynadığını belirterek sokağı nasıl bulduğunu soran Çetinkaya’ya cevap veren Mustafa Kul, tarihi açıklamalarda bulundu. CHP’nin baraj altında kaldığı yıllardan beri siyasetin biraz dışında ama ilgisiz olmadığını söyleyerek konuşmasına başlayan Mustafa Kul, hiç bir şeye aday olmasa da şartlların kendilerini duyarlı olmaya zorladığını söyedi.  Kul “Her şeçimde yine sokaktayız, çalışıyoruz” dedi.


Ak Parti göreve geldiğinden beri 9 kez seçim olduğunu ama hiç bir seçimde 24 Haziran’da yapılacak seçim tablosunu görmediğini ifade ederek konuşmasını sürdüren Kul, “Her seçimde kesin kazanacağız diye yola çıkıyorduk ama gelen tepkilerden anlıyorum ki  bu sefer tamam” diyerek devam etti. 


1 dönem Hükümet, 2 dönem de Muhalefet milletvekilliği yapan Mustafa Kul, siyasette bir seviyenin olduğunu, liderlerin belli bir uslup çerçevesinde konuştuğunu, son dönemlerde ise ağıza alınmayacak konuşmalarla siyasetin devam ettiğini söyledi. “Bu gün hanedanlık olsaydı Topkapı Sarayı’nın bahçesinde bahçevanlık, bekçilik yapamazlardı” diyerek mevcut iktidarın uslubunu eleştirdi. 


80 YILLIK BİRİKİMİMİZİ 8 YILDA BİTİRDİLER


İslam ülkeleri arasında tek saygı duyulan ülkenin laik ve demokrat olduğu için Türkiye olduğunu söyleyen Mustafa Kul,  Ak Parti’nin tek derdinin TC ifadesini kaldırmak olduğunu ve buna okullarda andımızı yasaklayarak, ulusal bayramlarda hasta ya yurt dışında olarak başladıklarını söyledi. 
Kul, “80 yıllık birikimimizi yok etmeye çalışıyor. 80 yıllık birikimimizi 8 yılda sattı bitirdiler. Elde avuçta bir şey kalmadı, şimdi de 20-25 yıllık geleceğimizi çalıyorlar” diyerek zehir zemberek açıklamalarda bulundu. 


GEÇMİŞ BİRİKİMLERİMİZİ SATTILAR, GELECEĞİMİZİ SATIYORLAR
 

Havaalanı, Köprü ve Kanal İstanbul Projeleri ile geleceğin de ipotek altına alınmaya çalışıldığını belirterek açıklamalarını sürdüren Mustafa Kul, “Geçmiş birikimlerimizi sattılar, geleceğimizi satıyorlar” diyerek devam etti. 
Yasama,  Yargı ve Yürütme’nin 3 ayrı kuvvet olduğunu, medyanın da 4. güç olduğunu sözlerine ekleyerek devam eden Kul,  konuşmasını şöyle sürdürdü.


“2002 ten beri AKP hükümetinden parlamentoya gelen gönderilenlere tasarı deniliyor, milletvekillerinin verdiğine kanun teklifi. O günden bu güne tek bir milletvekilinin verdiği teklif görüşülmemiş, müzakere edilmemiş, sadece hükümetten gelenler görüşülmüş. Demek oluyor ki yasama organı tamamen yürütmenin emrine girmiş. 2010 yılında yapılan referandumla Anayasanın 24 maddesi değiştirildi. Tüm yetkililer değiştirildi. HYSK’nın tüm görevlilerinin işine son verildi. Ergenekon Balyoz davaları ile TSK itibarsızlaştırıldı. Yasama, yargı, yürütme başkanlarının işine son verildi. Yetmedi 15 Temmuz olayı ile kalanların görevine de Fetöcü diye son verildi. Açığa alınan hakim, savcı, rektör, vali, kaymakamlar, pilotlar içeriye atıldı. Cumhurbaşkanın yaveri bile Fetöcü çıktı. Bunlar kimin tarafından işe alınarak o mevkilere yerleştirildi” diye sordu.


BU SEÇİM BANA GÖRE BİR KAÇIŞ


“Yasama, yürütme, yargı emrinde. Anadolunun en ücra köşesindeki hakim bile Ak Parti ilçe başkanından korkuyor. Her şey tek adamın iki dudağı arasına kaldı. Medya tamamen kuşatıldı ve talimatla manşet atan, görüntü veren bir hal aldı” diyerek devam eden Mustafa Kul,  “Yetmedi OHAL uygulamaları ve KHK ile her şeye hükmedebilen bir yapı haline geldiler. Şimdi neden mi erken seçim?  Çünkü ekonomide tehlike başladı. Doların hali ortada. Dünyada komşumuz yok. Sıfır sorundan, sıfır komşuya geldik.  2016’da Avrupa’ya vizesiz gireceğiz dediler, şimdi vize alamaz hale geldik. ABD ile ilişkilerimiz kötü.  AKP VE Tayyip Erdoğan’ın daha fazla yürütemeyeceği ortada. Bu seçim bana göre bir kaçış. MHP ile ittifak yaparak bir dönem daha kurtarabilirmiyim diye düşünüyor ama ittifak ta onları kurtaramıyor. Sokaktaki izlenimim AKP gidiyor.” 


CHP’YE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
 

“Yaptıkları tahribatı düzeltmek için bence CHP’ye çok iş düşüyor. Hükümet olur olmaz yapılacak ilk iş demokratik parlamenter sisteme dönmek. Gerginlikleri bitirerek, ötekileştirmeden, barış ve kardeşlik içinde yaşamanın koşulları oluşturmalıdır. Türkiye dünyadaki sevilen ve sayılan yerini almalıdır” diyerek düşüncelerini paylaşmaya devam eden Mustafa Kul’a Cumhurbaşkanı adaylarının tutum ve davranışlarından bahseden Nurhan Çetinkaya, Vatan Partisi Adayı  Perinçek’in, ikinci tura kalınması halinde CHP'nin adayı Muharrem İnce'ye destek vermeyeceklerini açıklamasını, İnce’nin Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmesinden dolayı bu tepkiyi vermesine anlam veremediğini söyleyerek “Ekmelettin olayında olduğu gibi, bizim gülle gittiğimiz kişilerin  bu tavrını nasıl yorumluyorsunuz. Bu nasıl bir davranış modeli ve uslubudur” diye sordu. 
Bu gün bir konsensüs oluşturulduğunu  ve CHP’nin de burada pilot olduğunu belirten Çetinkaya, “Bizim genel başkanımız kimin imzası eksikse gidin imza verin diyor, daha dakika bir, gol bir” diyerek tepkisini dile getirdi. 


CHP’nin İYİ Parti’nin gurup kurabilmesi için 15 milletvekili vermesini bir demokrasi dersi olarak değerlendirerek Çetinkaya’ya cevap veren Mustafa Kul, Perinçek’e ithafen “Sen ceza evinde yatarken, biz mahkemeleri izlemeye gelirken sen AKP’ye parmak sallıyordun şimdi ne oldu? Kandil’de Abdullah Öcalan’ı ziyaret ediyordun. O ne olacak peki?” dedi.


Toplumsal barıştan yana olduklarını, bir Kürt toplumu ve seçmeni olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, Selahattin Demirtaş’ın da barajı aşmış ve 80 milletvekili ile toplumu temsil eden bir siyasi partinin başkanı olduğu gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini söyleyen Mustafa Kul, “HDP’nin 21 seçilmişinin milletvekilliğini düşürmüş. Eş başkanını içeriye atmış. HDP’li belediyelerin hepsine kayyum atamış iktidar bu ülkede nasıl toplumsal barışı sağlayacak. Bu ülkeden gidin mi diyeceksiniz” ifadeleriyle düşüncelerini paylaştı. 


BARIŞ MASADA OLUR, DAĞDA OLMAZ


Bu ülkede kardeşçe ve barış içinde yaşamak için toplumların meşru zeminlerde siyaset yapmasına olanak sağlamanın gerektiğini söyleyen Kul, “Meşru zeminlerde siyaset yapma olanağı açmadığımız taktirde kimsenin terörden ve PKK’dan şikayet etmeye hakkı yoktur” diyerek, son olarak tespitlerine göre ittifak hükümetinin yüzde 40’ı aşamayacağını, Türkiye de bir tek oyu zayi etmeden ve sandıklara sahip çıkarak, hile yapmalarına fırsat vermeden Türkiye’yi AKP’den kurtaracağız” dedi. 


Son olarak “Barış masa da olur, dağda olmaz” diyerek, tarihe not düşen açıklamalarda bulunduğu için eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul’a teşekkür eden CHP’li Nurhan Çetinkaya, “24 Haziran’da inanıyorum ki fabrika ayarlarına geri döneceğiz” diyerek programını sonlandırdı.

Editör: Haber Merkezi