Hülya Güntaş, kendisine yöneltilen, “İlk olarak aday adaylığını açıklayan kadın olarak yola çıktınız, bu sürece başlarken ne bekliyordunuz, neler yaşadınız, geldiğiniz noktayı ve beklentilerinizi anlatır mısınız? Sorusuna geniş kapsamlı bir cevap verdi. İşte Güntaş’ın görüşleri;

İKTİDAR YOLUNDA YALNIZ DEĞİLİZ

“İlk aday adaylığını açıklayan bir kadın olarak başlarda sürecin nasıl işleyeceği ile ilgili kuşkularım vardı. Bunun asıl nedeni ise siyasetin içinde olmama rağmen parti içinde çalışma yürütmememin verdiği bir heyecandı. Hep siyaset ile ilgili çeşitli olumlu olumsuz şeyler duyardık, hali ile bu duyumlar siyasetin parti tarafına katılmadan insanda ister istemez bir merak oluşturuyor. Tabi zaman içinde alanda çalışırken bu merakın yok olmaya başladığını fark ediyorsunuz. Bu öyle bir süreç ki bir dalga düşünün, ona kapılıyorsunuz ve onun yarattığı enerji ile bir bakmışsınızki arkanızda uzunca bir yol kalmış. Nasıl bu kadar gelmişsiniz, neler yapmışsınız anlamakta zorluk çekiyorsunuz. Sabah erken saatlerde çıkıyor, gece geç saatlere kadar alanda çalışma içinde bulunuyorsunuz. Bir gününüz bile boş geçmiyor, bir ara vereyim diyecek durumunuz olmuyor. Yoruluyorsunuz, aç kalıyorsunuz, zaman zaman coşku, zaman zaman heyecan, zaman zaman ise belirsizlikler yaşıyorsunuz ama bir fırsat bulup da dönüp arkanıza baktığınızda görüyorsunuzki esasında çok yol katetmişsiniz. Evet ilk bakışta bu yol sanki tek başınıza aldığınız bir yol gibi görünüyor ama aslında uzun bir aradan sonra fark ediyorsunuz ki hayır, bu yol tek başınıza aldığınız bir yol değil, sizle beraber bu yarışa girdiğiniz tüm dostlar ve yoldaşlarla beraber aldığınız bir yoldur.

Hiç tanımadığınız insanlarla tanışıyor, kaynaşıyor, paylaşımda bulunuyor ve bir sinerji yaratıyor ve yakalıyorsunuz. Sonunda diyorsunuz ki işte ön seçimin büyüsü bu. Bu büyü ile aldığınız yol sizi umutlandırıyor, heyecanlandırıyor. Biz yola çıktığımız zaman hedef olarak önümüze şunu koyduk, dedik ki söylemlerimizin temelini “SOL” ve “İKTİDAR” oluşturacak, binayı bunun üstüne kuracağız dedik, işte böyle yola çıkıp, yukarıda yaşadıklarımızı da bunun üstüne ekleyince, içimizdeki SOL ışık ile İKTİDAR yürüyüşümüz daha anlamlı hale geldi.

Biz ekibimizle bu iki söylemi sadece seçim taktiği olarak önümüze koymadık. Biz bu iki söyleme olan inancımız ve umudumuzla çalışmalarımıza başladık. Zaten hiç bir noktada, hiç bir eleştiri de veya yaklaşım da bu söylemlerimizi değiştirmedik, aksine daha da güçlendirdik ve daha da büyüttük. Çünkü 12 ilçede gezdiğimiz her bir alanda, her bir örgüt emekçisinin yüzünde, bize karşı bir yaklaşımı ve samimiyeti gördük. Bunu da değerlendirirken, bu yaklaşımın bize değil de tabiki söylemlerimize ve yaklaşımımıza olduğunu asla yadsımadık.

Halkımızın örgütümüzün beklendisi çok yüksek, ön seçimin yarattığı atmosfer bu beklentiyi daha da yükseltiyor. Kimse artık AKP diye cümleye başlamak istemiyor, herkes “biz iktidar olduğumuzda” “bizim iktidarımızda” diye başlıyor. Çünkü arzu var, özlem var, umut var.

Biz adaylara da düşen bu umuda ve özleme denk gelecek çalışma yürütmekteyiz. Biz işte tüm bunları değerlendirerek daha çok iktidar ve daha çok sol diyerek, yola devam ediyoruz, edeceğiz de. Amacımız yönünü ve yüzünü sola ve halka dönmüş bir CHP yaratmak, buna katkı sağlamak.

ESKİ SİYASETÇİLERİN TECRÜBESİNE KARŞI BİZİM DE ÇABAMIZ VAR

Çalışmalarımız ve benim aday adaylığı sürecimdeki duruma gelirsek. Bu yola başladığımız zaman önümüzde iki zorluk vardı. Birincisi yıllardır parti içinde çalışan insanların örgüt içindeki birikimlerine karşı, ilişkilerine karşı, yarattıkları atmosfere karşı mücadele edecektim ve bu arayı kapatacaktım. İkincisi ise kadın aday adayı olarak, erkeklere göre hareket kabiliyeti olarak sıkıntı yaşayabileceğimi düşünüyordum. Sonuçta ister istemez fiziksel bir farklılık var ve bedenimin buna nasıl tepki vereceğini, bu yorgunluğun altından nasıl kalkacağımı merak ediyordum. Bir de üçüncü ve sonradan eklenen bir zorluk karşımıza çıktı ki, o da siyasetin eskileri diye tabir edilen daha önce vekillik yapmış, bakanlık yapmış, başkanlık yapmış popüler isimlerin yaratacağı ortam. Bunlarla mücadele etmek ve öne çıkmak. Ama siz çalışmalarınızı yaptıkça bunun çok da sizin durumunu etkilecek bir olgu olmadını anlıyorsunuz. Yani bir aday adayının durumunu sadece ve sadece kendi yaptığı çalışma belirliyor.

“ŞU AN ÇOK İYİ DURUMDAYIZ?”

Biz bu çalışmaya başlamadan önce programımızı üç aşamaya yaydık, birinci aşamada çok başarılı olduk ve yukarıda saydığım ilk aşamayı çok iyi geçtik, ismimin bilinirliğini yükselterek, konuşulur biri olmayı başardık. İkinci aşamada siyasal bakışımızı ve duruşumuzu örgüte aktarmaya, kabullendirmeye başladık ve üçüncü aşamaya geçtik. O aşama ise şu günlerde hala yaşanan bir çalışma takivimi içinde sürüyor, bu da tüm hızı ile başarılı bir şekilde devam ediyor.

Burada ‘Hülya Güntaş aday olabilecek mi?’ sorusuna şu cevabı verebilirim, ‘Ben umutsuzluğu hiç bir zaman yaşamadım. Başladığımız gün ne kadar gerçekçi yaklaştıysak ve hangi umutla devam ettiysek, bugün de aynı gerçekçi bakışımız ve umudumuz ile çalışıyoruz. Çalışmalarımızda meyvesini aldığımız bazı özel durumlar var. Bize ip uçları veren, süreçle ilgili umudumuzu büyüten. Ama bunları buradan paylaşmak takdir edersinizki taktiksel olarak doğru olmaz. Fakat biraz alana çıktığınızda bazı ip uçlarına ulaşmak mümkün olabilir.

BİRLİK VE BERABERLİK BİZİ BAŞARIYA TAŞIYACAKTIR

Son olarak şunu söylemek istiyorum, daha önce memuriyet nedeniyle parti üyesi olamayan ben, aday adaylığı süreci ile CHP ailesinin bir parçası olmuş olan ve bundan sonraki hayatımı da CHP ailesi içinde sürdürmeye karar vermiş Hülya Güntaş olarak, gördüm ki halkımız iktidar olmayı çok arzuluyor. Bunu başarmak için çok heyecanlı. Bunu 70 yaşındaki bir üyemizde de, 18 yaşında ki bir üyemizde de, ilçelerimizde çalışan bir emekçide de, il başkanımızda da çok net görüyoruz.

Biz aday adayları olarak çok düzgün ve özverili bir şekilde attığımız her adımla çalışmalarımıza devam ediyor ve CHP’nin başarısı için çalışıyoruz, kimsenin kişisel bir ego ile çalıştığını görmemek çok güzel. Bu durum örgüte de yansıyor. Bu durum birlik ve beraberliği büyütüyor ve çalışmaları ateşliyor. Bu ateş inanıyorum ki 7 Haziran’a kadar sönmeyecek ve 8 Haziran’da da bu ateşin verdiği aydınlanma ile ülkemiz yepyeni bir hayata başlayacaktır. İktidara olan inancım ve tüm sol yanımla, CHP üyesi emekçi dostlarımı ve halkımızı sevgiyle kucaklıyorum.”  (Tuncay DAĞLI-Kent yaşam)

 

Editör: Haber Merkezi