Aydoğan hazırlamış olduğu Kanun teklifi üzerine Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada özellikle pandemi sürecinde yaşanan büyük yoksulluğun altını çizdi. Aydoğan; “Hani, apartman merdivenlerini silen bir anne vardı, hatırlarsınız, değil mi? Otuz yıl çalıştıktan sonra hiçbir destek almaksızın apartman merdiveni siler hâle geldi ve demişti ki: ‘Ben bu devlete otuz yıl çalıştım. Şimdi çocuğum için apartman merdiveni siliyorum. Bu devlet bana bir yıl bile bakamadı.’ Çocuklar aç, çocuklar yoksul, çocuklar bir dünya savaşının yıkımını yaşar gibi salgın döneminde ihmal edilmiş bir dünyanın içerisinde yaşıyorlar ülkemizde. Bu kanun teklifi bu amaçla verilmiş bir kanun teklifidir. Arzu ediyorum ki siz de vicdanınızla dinleyin, bu kanun teklifini reddetmeyin, reddedecekseniz de çıkın burada ‘Aslında içeriği doğruydu, bir haftaya kadar biz getireceğiz.’ deyin, biz destekleyelim, siz geçirin.” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARIMIZ AÇ KALMASIN

Teklifin içeriğini açıklayan Aydoğan, “Teklifin içinde ne var? Diyor ki: ‘Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu'nun 2'nci maddesine bir ek yaparak her türlü acil durum, afet ve salgın hastalık döneminde fakir, muhtaç durumda bulunan insanların 0-6 yaş grubu çocuklarının temel ihtiyaçlarının karşılanmasının fon kurulu ile sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarıyla belirlenecek kriterler ve süreler içerisinde karşılanması.’ Yani çocuklarımız aç kalmasın, çocuklarımız, kendi kaderlerini tayin etme haklarının olmadığı bir dünyada, bir zulmü yaşar hâle gelmesinler. Eminim ki sizin de vicdanınız bu görüntülerden dolayı kanıyordur.” şeklinde konuştu.

EĞER SİZİN DE VİCDANINIZ SIZLIYOR İSE BUNA ÇÖZÜMÜ BURADA ÜRETMEMİZ GEREKİR

Marketlerde bebek mamalarına takılan alarmları hatırlatan Aydoğan, “Mesela, son bir yıl içerisinde market raflarında alarmlar oluşmaya başladı, çocuk mamalarında alarm, çocuk bezlerinde alarm, çocukların zorunlu ihtiyaçlarıyla alakalı alarm; benim vicdanım çok sızlıyor biliyor musunuz, gördüğümde gözlerim doluyor, bunu burada laf olsun diye söylemiyorum, biliyorum ki siz de aynı duyguları yaşıyorsunuz. O zaman -yasama hakkı bu Meclis’tedir- eğer sizin de vicdanınız sızlıyor ise buna çözümü burada üretmemiz gerekir. Bu yasa teklifi ondan dolayı geldi, ya kabul edin ya benzerini getirin -tekrar ediyorum- biz bunu geçirelim.” dedi.

SOSYAL DEVLETİ YASAMA RUHUNUN İÇERİSİNDE GÖREVE ÇAĞIRIYORUM


İşsizliğin geldiği noktaya değinen Turan Aydoğan şunları söyledi: “10 milyondan fazla işsizin olduğu, son bir yıl içerisinde 1,5 milyon insanın katlamalı olarak bu işsiz ordusuna bir şekilde dâhil olduğu, yüzde 50'sinden fazlasının asgari ücretle geçinmek zorunda olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Anayasa'nın 2'nci maddesindeki sosyal devlet ilkesini önce anımsamak zorundayız: ‘Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir, sosyal devlettir.’ diyor. Sosyal devlet nedir biliyor musunuz? İşte bu yoksulluğa, bu açlığa, bu korunmaya muhtaç insanlara aktif müdahale edecek olan devlettir. Ben şimdi sosyal devleti yasamanın ruhunun içerisinde göreve çağırıyorum, bu görevi Anayasa'yla yüklenmişsek yasalarla da yolunu açalım. Anayasa'nın 17'nci maddesinde yaşama hakkından bahsediyor, biz yaşama hakkını sadece canlı olma hakkı olarak anlayamayız; yaşama hakkı, beslenme, sağlıklı yaşama ve çağın koşullarına uygun olarak her türlü donanımla yaşamaktır. Bir mamayı bile çocuklara çok görebileceğimiz bir ortam yarattıysak, bırakın yaşama hakkını, çocuklara zulmü reva görüyoruz demektir. Bugün 800 gramlık bir mama bile 135 liraya satılıyor marketlerde, devam maması 800 gram, bir çocuğa almaya kalkarsanız. Asgari ücretin rakamsal olarak belirlediği tablo ortada, işsizlik ortada, yüzde 30'a varmış açlık sınırının altında yaşayan insanların olduğu bir toplumda çocuklara bu zulmü reva göremeyiz”

Aydoğan’ın önerdiği Kanun teklifi AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.  FİDAN UĞUR / KENT YAŞAM


 


 

Editör: Haber Merkezi