Türkiye’nin nüfusu açıklandı. TÜİK verilerine göre nüfusumuz 83 milyon 614 bin kişi oldu. Dikkat çekici bir nokta var, nüfus artış hızımız düşüyor. Yıllık nüfus artış hızı binde 13,9’dan 2020 yılında binde 5,5’e geriledi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ben birkaç yıldır bu konuda Türkiye’yi uyarmaya çalışıyorum. Fırsat aralığını kaçırıyoruz. Nedir fırsat aralığımız? Türkiye genç bir nüfusa sahip. Ortalama yaş Avrupa Birliği ülkelerinde 42,9, Amerika Birleşik Devletleri’nde 38,1. Bizde 32,1. Yani üretici, dinamik, enerji dolu nüfusumuz yaşlı nüfusumuzdan fazla. Bu ne demek? Yani üretici insan sayımız, sosyal destek alan insan sayımızdan fazla demek. Elimizdeki kaynakları doğru kullanırsak, kalkınma, gelişme yolunda önemli bir imkana sahibiz. Ancak bu imkanı doğru kullanmıyoruz. Türkiye yaşlanıyor. Fırsat penceresi kapandığında, yaşlı nüfusumuz genç nüfusumuzdan fazla olacak, sosyal güvenlik sistemi açıkları büyüyecek. Bütçe açıkları büyüyecek. Çok ağır bir tablo ile karşı karşıya kalabiliriz.

Nüfus artış hızımız neden düşüyor?

Özgürlük ve güvenlik yoksa, ekonomik kalkınma olmaz. Neden? Çünkü insanların özgürlüğü ve güvenliği teminat altında değilse, insanlar geleceklerine güvenle bakamaz. Korku içerisinde yaşar. Yatırım ortamı daralır. İstihdam olanağı daralır. İşsizlik artar, yoksulluk artar. Bakın otoriter rejimlerde nüfus artış hızı düşüyor veya eksiye dönüyor. Rusya’da nüfus artış hızı -0,17. Yani Rusya’nın nüfusu azalıyor.  Türkiye de aynı şeyi yaşıyor. İnsanlar evlerini geçindiremiyorlar, geleceklerinden emin değiller. Gıda enflasyonu yüzde 20. Maaşlar yüzde 7-8 arttı. Millet boğazından kesiyor. İnsanlar aç uyuyor. Bu şartlarda kim nasıl geleceğe güvenle bakıp çocuk yapsın? AKP Türkiye’yi sefalete mahkum etti. Yoksulluk yüzünden millet çocuk yapamıyor. “3 çocuk yapın” diye slogan atmakla hiçbir yere varılmaz. Doğan çocuğa Saray mı bakacak? Millet çocuğuna mama alacak para bulamıyor. Diyebiliriz ki AKP yüzünden nüfusumuz azalıyor. KENT YAŞAM

İstanbul’un nüfusu 20 yıl sonra ilk kez azaldı. 2020 yılında önceki yıla göre 56 bin 815 kişi azalarak 15 milyon 462 bin 452 kişiye indi. Bu durumu nasıl görüyorsunuz?

İstanbul yaşanmaz bir şehir haline geldi. Yıllardır söylüyorum bu haliyle giderse dünyanın incisi İstanbul’u kaybedeceğiz. Deprem riski çok yüksek. Olası bir depremin sonucunda Türkiye beka sorunu yaşayabilir. Halk bunu görüyor. Fiyatlar uçmuş durumda. Gıda maliyeti çok yüksek. Neden? Çünkü beton lobisi İstanbul’a lojistik olarak yakın tarım arazilerini öldürdü. İstanbul’un tarım havzaları bina mezarlığı oldu. Diğer illerde üretilen ürünler dolar garantili köprülerden ve yollardan geliyor. Köprü ve yol fiyatları zamlandıkça gıda fiyatları zamlanıyor. Türk lirası değer kaybettikçe, enerji maliyeti yükseliyor, bu da gıda fiyatlarına yansıyor.  İstanbul’da barınma maliyeti de çok yüksek. Bunun haricinde yaşam çok zor. İnsanlar İstanbul’dan kaçıyor. Dünyaya ışık verecek, örnek olacak, sanatın, kültürün merkezi olacak bir şehri AKP zihniyeti yüzünden kaybediyoruz. Çok acil çok önemli adımlar atmak, İstanbul’daki çiftçileri korumak, özel destek projeleri geliştirmek, insanları doğduğu yerde doyabilecek hale getirmek lazım.

Editör: Haber Merkezi