Yöneten siyaset ne derse desin.

Yöneten siyasete yakın medya ne yazıp ne konuşursa konuşsun.

İster nice toz pembe siyasal ayarlı rakamlar dolaşsın her bir yerde.

İster nice gerçek dışı siyasal telkinler…

Artık bu millet neye inanacağını…

Artık bu millet neye inanmayacağını çok iyi biliyor!

Öyle bir deneyimli bilinçlenme ki…

Ne kuru kuru oyalayan söylemlere…

Ne de millete fayda sağlamayan siyasal eylemlere itibar var!

Tepkilerini şimdilik İçlerine gömen bu millet:

Elbette ki, seçim günü demokratik bir yanıtla gereğini yapacaktır!

Gerçek şu ki, derinden bakınca yüzlerine:

Karşımızda ‘’SUSARAK KONUŞAN’’ bir millet vardır!

Hem de öyle bir anlamlı susma ki…

Kimi her ay maaş alırken… Kimi tarla ve bağda hasat yaparken…

Kimi akşam kapadığı kepenginin acı gıcırtısıyla…

Kimi satmaya kalktığı mülküne müşteri bulamazken…

Kimi okuyan çocuklarına para yetiştiremeyip yurt bulamazken…

Kimi hak ettiği halde emekli maaşına ulaşamazken…

Kimi atama beklerken, önünü kesen liyakat yoksunlarına bakarken…

Öyle bir bilinçlendi ki…

Öyle bir susarak konuşuyor ki…

Elbette ki, görene, duyana ve de bilene…

Evet, böyledir milletin gerçeği böyle…

Kasaları dolu dolu olan tuzu kurular bilmese de böyledir.

Oturdukları koltuklar sayesinde köşeyi dönenler bilmese de böyledir.

Çünkü milletle yöneten siyaset ve yandaşları öyle farklı adresteler ki…

Aralarında bir eksik demokrasinin uçurumu…

Tartışılan bir adaletin, insaf, ahlak ve de vicdan yarası…

Milli birlik ruhunun bir dayanılmaz ayrışması…

Yöneten bir siyasetle yönetilen bir milletin…

Dağlar kadar farklı bir gündemi vardır!

Bu yüzden, ayda ortalama 10 Bin TL. alması gereken emekli ve çalışanlara…

Sadece dörtte biri… Yani ortalama 2.500 TL. Maaş ödenirken…

7.500 TL. olması gereken Asgari Ücret, ancak 2.800 TL. olaraködeniyor!

Son 5 yıllık gerçek piyasa fiyatları artışları, ele geçen maaş ortalamalarının neredeyse 5 katı fazladır.

Yani çalışan ve emekli tüm emekçilerin satın alma güçleri 4 kat birden erimiştir.

Geriye kaldı esnaf ve çiftçiler…

Hani bir dokunana bin ağlayan kesimler…

Bunların tümünün toplamı, neredeyse ülke nüfusunun yüzde 80’i eder.

Yaklaşık 65 Milyon yurttaş demektir.

Açlık ve yoksulluk sınırı altında kalan, 65 Milyon insanımızdan söz ediyoruz.

Tam da o ‘’SUSARAK KONUŞAN MİLLET’’TEN…

Bir ayrıştıran ve de kavgacı siyaset yüzünden haksız yere fatura ödeyen…

Yetersiz siyasetler yüzünden, yurtta ve cihanda zorda kalan öz devletine…

Bir dayanılmaz üzüntüyle seyirci kalan bu milletten söz ediyoruz.

Hapis damından hastanelere… Okullardan marketlere…

 Tüm çalışma alanlarından tüm ulaşım alanlarına kadar her yerde ‘’SUSARAK KONUŞAN BU MİLLETTEN’’ söz ediyoruz.

Bir demokratik kararla bir gün mutlaka suskunluğunu bozacak olan bir milletten…

Evet bu AZİZ MİLLETTEN söz ediyoruz!