TELİF ÖDEMEK YASAL BİR ZORUNLULUK MUDUR?

Abone Ol

Telif hakkı kişinin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği ürünler üzerinde hukuken sağlanan haklardır. Telif tüm dünyada evrensel kanunlarla güvence altına alınmıştır. Yani telif bir insan hakkı, bir kul hakkıdır.

Kendi birikiminle aldığın gayrimenkul mülkiyet ne ise telif de fikri yaratımın sonucunda ortaya çıkan mülkiyettir. Mülkiyet hakkı da kutsaldır.                                     

Son günlerde medyada tartışılan telif ödemek yasal zorunluluk mudur konusuna gelecek olursak, müzik ve sanat da bir fikri üretim olduğuna göre elbette zorunlu bir durumdur. Ülkemizde telif hakkı koruması, 13 Ocak 1951 tarihinde yürürlüğe giren 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile sağlanmaktadır. Bu kanun bilimsel ve edebi yayınları, güzel sanatlar ile müzik eserlerini ve filmleri kapsar. Bu ürünlerin hak sahiplerine maddi ve manevi haklar tanır.

Fikri haklar alanında yapılan ilk uluslararası düzenleme de Bern Sözleşmesidir. Yani aslında telif tüm dünyada, bütün ülkelerde zaten uygulanıyordu.

Türkiye'de 1986 yılında ülkemizin ilk müzik ve meslek birliği MESAM (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) ve akabinde başka meslek gruplarının kurulmasıyla telif hakkı daha çok duyulmaya başlandı. Kısacası telif zaten vardı ama ülkemiz telifle biraz geç tanıştı. Bu konuda öncelikle radyo, televizyon, dijitaller, restoranlar ve otellerin telif kapsamında adı geçerken son zamanlarda güzellik merkezleri, kuaförler, düğün salonları, giyim mağazaları, alışveriş merkezleri, taksiler, cafeler, özel hastaneler, toplu taşıma araçları, benzin istasyonları ,marketlerin de telaffuz edilmesiyle konu tartışmaya açıldı. Ve kanun da diyor ki ; "Umuma açık alanlarda müzik yayını yapılıyorsa, eser sahiplerinin haklarının korunması için ücret alınmalıdır". Yani ticari bir işletmede müzik çalınıyorsa (hangi aygıt üzerinden çalarsa çalsın) ilgili yasaya göre telifini ödemek zorundadır.

Telif ticari kullanımlarda başlar. Lisans anlaşması yapıp ödeyenler elbette var. Ama telif verme taraftarı olmayanlar da var. Bir işletme her gün  kullandığı elektrik, su, dogalgaz vs faturaya itiraz edebiliyor mu? Müzik de kullanıyor o işletmede.. Ama müziğe itiraz edebiliyor. O gün o işletmede çalışan herkes nasıl parasını alıyorsa çalınan müziğin sahibi de payını almalıdır diye düşünüyorum. Müzik hayatın her alanında, her yerde var. Bir ülkenin içinden sanatı, kültürü, sinemayı, edebiyatı, müziği alırsan geriye hiçbir şey kalmaz. Ve bunlara ulaşmak, bunlardan faydalanabilmek de her vatandaşın hakkıdır. Ama bunların üretiminin de bir bedeli var. Bu bedeli müziği üretenler nereden sağlayacak.. Ülkemizde yapımı en pahalı tüketimi en ucuz olan şey müziktir. Bir şarkının yapım maliyeti, klip, tanıtım vs giderleri ciddi rakamlara ulaşıyor. Sanatçı müziğe yatırım yaparken karşılığını alamazsa bir daha müzik üretemez ki.. Kendinde ne o motivasyonu bulur ne de buna gerek duyar. Peki böyle bir durumda zaten niye müzik yapsın ki.. Müziğin her yerinde çok büyük bir emek var. Söz yazarı, besteci, aranjör, yorumcu, icracı, fonogram yapımcıları.. Sonuçta pek çok kişinin hakkı var. Özellikle son zamanlarda MESAM Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ergül'ün bu konuyla ilgili başarılı girişimlerde bulunduğunu görüyorum. MESAM, MSG gibi meslek birliklerinin sanatçıları koruyacağı ve hak edilen telifleri alacağı inancındayım.

Devlet politikaları, toplumsal bilinçlenme tabiki çok önemli. Hukuk ve denetim sistemindeki birtakım eksiklikler de giderildiğinde verilen tüm bu emeklerin karşılığının alınacağı düşüncesindeyim..

{ "vars": { "account": "G-LFQRKY8JGD" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }