Özdağ’ın açıklamaları şu şekilde: “Türkiye ilginç bir süreçten geçiyor. Terör konusunda uzman isimler bir süreden beri, Türkiye’de bir suikastlar sürecinin başlayacağı açıklamalarını yapıyorlar. Sistemin bir sıkıntı içerisinde olduğunu, bu sıkıntının ancak ulaşılan aşamada daha önceki deneyimlerden sadece Türkiye’deki değil dünyadaki deneyimlerden de hareket ederek bir suikastlar dalgası başlatacağı uyarısında bulunuyorlar. Bu uyarının ben çok ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum. Birkaç gün önce bana yönelik bir suikast uyarısı geldi. Ve bu suikast uyarısından sonra savcılık bu konuyla ilgili soruşturma başlattı ve hala devam ediyor. O çerçevede, benim çevremde de güvenlik tedbirleri arttırıldı. “EĞER BİZ PROGRAMA UYGUN HAREKET EDEBİLSEYDİK ORADA OLACAKTIK” İlginç olan husus, dün benim İzmir programım çerçevesinde, önceden açıklanan ziyaret edeceğim, Sivil Toplum Örgütlerinden birisi HDP’nin yanındaki binadaydı. Ben programa geciktim, ekibimiz programa gecikti, başka yerde daha uzun bir kalma gerekti. Ve bu arada, bu saldırının gerçekleşmiş olduğunu duyduk. STÖ yöneticileri bizi aradılar. ‘Burada böyle ilkel saldırı gerçekleştirildi. Siz buraya gelmeyin, biz size başka yer gösterelim’ dediler. Biz onların gösterdiği diğer yere yönlendik. Arkadaşlarımız da oraya geldiler. Onlarla toplantı yaptık. Eğer biz programa uygun hareket edebilseydik ya o saatte ya bir saat öncesinde ya yarım saat öncesinde ya yarım saat sonrasında orada olacaktık. Ve bu programımızı da nasıl buraya gelebileceğimizi açıkladıysak kamuoyuna internet üzerinden, onu da açıklamıştık “BİR MAĞDURİYET YARATTI HDP TARAFINDA” Fakat bu arada, bu alçakça saldırının mantığının anlaşılması lazım. PKK terör örgütü bundan kısa bir süre önce Gara’da rehin tutmuş olduğu silahsız askerlerimizi kafalarından vurarak şehit etti. Kamuoyunda büyük bir infial vardı. HDP’nin hiçbir binasına yönelik bir saldırı olmadı. Ve PKK’nın birçok alçakça eylemi oldu. HDP arasına terör ile mesafe koymamasına rağmen bir HDP’linin burnu kanamadı. Bırakın burnunun kanamasını, önünde kimse gösteri dahi yapmadı. Şimdi, kimliği çok sanki fotoğraflarla belli, ülkücü gibi gösterilmek istenen bir figür, ortada hiçbir şey yokken, HDP binasını bastı ve genç bir kızımızı öldürdü. Bir mağduriyet yarattı HDP tarafında. Aslında saldırının gerçek amacı bu muydu diye sorulması gerekiyor. "MHP VE ÜLKÜCÜLERE YÖNELİK OPERASYONA ÇEVRİLMEYE ÇALIŞILIYOR" İkincisi bu kişinin, Ülkücü Türk Milli İletişim Milliyetçi Hareket Parti olmadığını düşünüyor, hatta onun da ötesini de biliyorum IŞİD bağlantılı birisi bu. Bu aynı zamanda bir taraftan bir HDP mağduriyeti algısı yaratılırken, diğer taraftan da MHP ve ülkücülere yönelik operasyona çevrilmeye çalışılıyor. Onun için dün akşam Sayın Bahçeli’nin yapmış olduğu açıklama yerinde ve ne nedir doğru ortaya koyuyor. Özellikle siyasi tarihi iyi incelediğiniz zaman ve olayları birbirlerinin yanına koyup, istediğiniz zaman bu tür siyasi suikastların bu tür terör eylemlerinin aslında başlatılmak istenen bazı siyasi süreçleri tetiklemek için gerçekleştirildiğini görürsünüz. "HER ŞEY BİZE GÖSTERİLDİĞİ GİBİ DEĞİL" Mesela Türkiye’de hükümetin açılım süreci bizlerin terörle müzakere süreci dediği süreç nasıl bitmiştir hatırlayalım 2015 Temmuz. İki polis kardeşimiz kaldıkları evde PKK tarafından şehit edildiler. Açılımın resmen bitmesi böyle gerçekleşti. Ve ondan sonra terörle mücadele dönemi başladı. Şimdi burada bir HDP binası basılıyor, terörle en ufak ilgisi olmayan, aslında da binada çalışmayan annesinin yerine gelip orada kahvaltı yapan genç bir kız anlaşılan sanatçı da katlediliyor. Bu bir genç kızın katledilmesi operasyonu değil. Bu HDP’ye saldırı operasyonu da değil. Bu bunun ötesinde Türk siyasetinin yeniden şekillendirilmesi süreçlerinde önemli bir aşama. Daha detaylı ve ayrıntılı girmek istemiyorum. Ama önümüzdeki süreçte bu yapmış olduğum tespitin doğru olduğunu kamuoyu görecek ve kamuoyu gördükçe de ben bunlarla ilgili olacakları öngörülerimi, sadece bir siyaset bilimci ve siyasetçi olarak değil ama aynı zamanda güvenlik ve terör konularında yıllarca öngörü analizleri geliştirmiş ve bu öngörü analizleri gerçekleşmiş bir kişi olarak Türk toplumuyla paylaşacağım. Kritik bir dönemden geçiyoruz ve bu kritik dönemde her şey bize gösterildiği gibi değil bunu bilelim.” KENT YAŞAM