Laf... Laf... Laf...
Başka da bir şey yok!
Hem millete hem de devlete sürekli zarar veren cinsten...
Ayrıştıran, kamplaştıran, milleti yoksullaştırarak, muhalefeti zindana tıkan laflar...
Milletin kararan yaşamına inat, gösterişli ve ışıklı nice ortamlarda: Hem tehlikeli hem de güncel hayatla bağdaşmayan gür sesli laflar..
Karınları doyurmayan...
Yoksul evsizleri barındırmayan...
Boşta gezenlere iş ve aş yeri açmayan, üretmek yerine başka ülkelerden alarak, öz ülkesinin ekonomisini, yerle bir eden laflar...
TÜİK'in, piyasa fiyatlarıyla ters düşen, siyasal ayarlı enflasyon rakamlarına göre emekçilere. maaş zammı yapan laflar...
Böylece milyonlarca yurttaşı fukara yaparak, kuru ekmeğe bile muhtaç eden laflar...
Ülkede olup biten her şeye canlı tanık olan milletimizi yok sayarak, farklı ve üst telden takla attırılan laflar...
Kendi yanlışlarını millete ve muhalefete yıkarak, sütten çıkma ak kaşık kılıfıyla orta yerde gezen laflar...
SES VE GÖRÜNTÜYLE, SÜSLÜ PÜSLÜ AHKAMLARI ŞAHLANDIRAN ANCAK SIRA İCRAATLARA GELİNCE; en derinden hayal kırıklığı yaratan laflar... Yoksul milletin açlığına çare olmayan... Her tarafı, acımasız yerli ve yabancı maden arayanların kazması ile delik deşik edilen vatan toprağını, görmezden gelen laflar...
Ülke arazisini bayram yeri, milletin buralarda zevkten dörtköşe olarak yaşadığını sananlardan gelen laflar... Yanlış üstüne yanlış yaparak, bunların faturasını millete ve muhalefete kesenlerin sözde siyaset lafları...
Kendilerinin her şeyi söylemesi serbest, ancak hak arayıp eleştiren yurttaşlara yasak... Hemen hakaret davası açarak ceza yağdıranların lafları...
"Parkıma dokunma, ağacımı kesme, yeşile dokunma" diyerek, ses yükselten duyarlı yurttaşlara laf üstüne laflar... "Terörist" dediler, "hükumete darbe yapacaktılar" dediler. İddia üzerine nice iddialar üreterek bu duyarlı yurttaşları zindanlara gönderdiler;
LAF... LAF... LAF...
Oysa bu duyarlı yurttaşlar; ne birbirini tanıyor ne de başka bir amaç taşıyorlardı. Hele hele ne organizeydiler ne de bir su tabancıları vardı. Yani onların hükumeti devirmesi, karıncanın dağı devirmesi gibi süper bir hayal...
Ancak mesele düşünce ve hesaplaşma olunca nice laflar üretildi boş boş... Bu boş laflar yüzünden nice yuvalar dağıldı.
Nice ocaklar söndü.
LAF...LAF... LAF...
Bilimden, plan ve programdan uzakta... Liyakat yoksunu kadrolarla; Lafla Peynir gemisi yürütmek isteyenlerin ülkesinde yaşamanın dayanılmaz zorlukları tam da budur işte!..
Önümüzdeki yılbaşı emekçilere TÜİK'in siyasal ayarlı rakamlarına göre zam yapılacak. Elbette ki yine yoksulluk sınırının çok altında olacak bu zamlar. Oysa Asgari Ücret 100 Bin T.L. En az Emekli Maaşı da yine en az 100 Bin T.L. olmalıdır.
Evet, yıllarca piyasadaki gerçek fiyat artışlarına göre gerçek tespit budur elbette. Ne var ki, başka ülkelerden şunu buna alarak oralara milyar Dolarlar aktaranlar, sıra yoksul milletimize gelince, 'tasarruf' deyip, TÜİK rakamlarını milletin önüne çıkarıyorlar.
Daha nereye kadar acaba? Bu millet aldığı üç kuruş parayla karnını mı doyursun, başını sokacak kiralık ev mi bulsun, yoksa geleceğimiz için çocuk mu okutsun?
Bu ülkenin acı gerçeği budur bu!..
Gerisi LAF... LAF... LAF... HEM ÜST TELDEN SÜSLÜ PÜSLÜ HEM DE İÇİ BOŞ AHKAM KESEN LAFLAR... VATANA VE MILLETE DEĞİL, SADECE SİYASETE GETİRİSİ OLAN LAFLAR... KARIN DOYURMAYAN... MİLLETİ VE DEVLETİ OYALAYAN LAFLAR...
Bu Millet, ülkede olup biten her şeyin canlı tanığıdır. Kimse lafı çevirmesin. Kimse ışıklı tv camlarına güvenerek gümbür gümbür sesle bağırıp çağırmasın!..
ÇÜNKÜ HER ŞEY GÜN GİBİ ORTADA.
İnanmayanlar: Yandaş ve gerçek dışı laflara değil, bir de acı gerçeklerin kanattığı vicdanlara baksın! Hem de gerçek yazı ve de gerçek rakamları inceleyerek baksın!..