İstanbul’un saygın ve gözde Gazetesi YAŞAM,

Bugün bininci sayısıyla çıktı.

Yıl 1994… Yıl 2018…

24 yıldan beri yayın hayatındadır YAŞAM GAZETESİ.

Daha nice yıllara… Daha nice binlerce sayılara ulaşasın YAŞAM GAZETESİ.

Emekçi İmtiyaz Sahibi Celal Karaali ile tüm zamanlarda emeği geçen herkese:

Selam, saygı ve de sevgiler olsun.

Geçen 24 yıl içerisinde…

Yani gazetenin bininci sayısının çıktığı bugüne kadar…

Yurtta ve dünyadaki okurlarınıza gazete gibi bir gazete sunduğunuz için…

İstanbul’un en gözde yerel gazetesi olarak:

İstanbul haberlerini,  İstanbullulara sunarak, onları bilgilendirdiğiniz için…  

En önemlisi de: Tek yanlı değil, çok yanlı bir sosyal siyasetin sesine tercüman olduğunuz için…

Ülke gazeteciliği adına sizlere selam olsun!

Bu gazetenin yayın politikasına tanık olup, buraya bağlanıp kalmam tam 16 yıl oldu.

Evet, 16 yıldan beridir YAŞAM GAZETESİ’NDE köşe yazarlığı…

Zaman zaman haber iletisiyle de servis yapıyorum.

Hem İletişim eğitimi gören bir uzman gazeteci olarak…

Hem de bu işkolunda, 13 yıl (1979- 1992)  bir sendikada profesyonel başkanlık yapan biri olarak bu işleri yapıyorum.

Özetle, şu gazetecilik mesleğinin A’dan Z’ye tüm çilelerini iyi biliriz.

Sahiplerinden yönetenlerine… Oradan da tüm emekçilerine kadar iyi biliriz.

Demokrasi ve ekonominin az geliştiği ülkelerde:

Gazetecilik, kısa süreli huzurlu… Uzun süreli çileli bir işkoludur.

Gün olur yöneten siyasetlerle ters düşülür!

Gün olur nice kurum ve de kuruluşlarla...

Bir de kişisel kaprisler var ki… Tam da çilenin en koyusundan…

Bu yüzden şehit olanlarımız… Yarlı kalanlarımız… Hapis damlarında yatanlarımız var…

Yöneten siyasetlerin işine gelmediği için, kepenk kapatanlardan tutun…

Çoluk çocuk evlerinde aç yatanlar bile var.

Bu işin yöneticiliğini yaparken, 12 Eylül zindanlarında yattık!

Yargılanmadığımız sıkıyönetim mahkemeleri kalmadı.

Karakollar, savcılıklar, mahkemeler… Daha neler neler…

Ancak, meslek hayatımın en yıkıcı yanını:

Kısa bir zaman diliminde, İstanbul Basın Yayın Bölge Müdürlüğü’nde…

İşine son verilen bir gazetecinin, Sarı Basın Kartı’nı iade ederken yaşadım!

Yanında da 5 yaşlarında bir çocuğu vardı. Elleri titreye titreye kartı iade edip, çocuğunun elinden tuttu.

Buğulu gözler, titreyen dizlerle ayrıldı oradan…

Onca çile çekerken ağlamayan ben, oradaki bir kadın görevlinin gözleri önünde ağladım!

Ey siyasiler ve herkes!

Siz siz olun, insanların statüsü ve de ekmeğiyle asal oynamayın!

İster gazetecilikte olsun ister başka işlerde…

İnsanlarımız, ne bir kin ve intikam uğruna bir siyasal mağdur olsun…

Ne de işsiz kalarak ekmeğinden olsun…

Bizim gazetemiz YAŞAM, bugün bininci sayısıyla çıkıyor.

İşte o sayıların bir tamamında insan olmanın erdemine dair nice haberler yer aldı.

Başta İstanbul olmak üzere, şehirde yaşamakla… Şehirde yapılaşmanın bir tamamına dair nice haberler yapıldı.

YAŞAM GAZETESİ, ülke doğasını koruma adına iş yapıyor.

YAŞAM GAZETESİ, betonlaşan şehirleşme yüzünden, kesilen nice nefeslere tercüman oluyor.

Ulaşımdan, imar işlerine, sosyal çevreden…

Sağlıklı yaşamın her adresine kadar insancıl işlere imza atıyor.

Bunu yaparken: Her sayfası bir özgürlük meydanı gibidir YAŞAM GAZTESİ’NİN…

Her sosyal ve siyasal irade orada kendisine yer bulur.

İstanbul’un her köşesi orada haber olur.

Şu yan bu yandan önce, YAŞAM GAZETESİ’NDE öncelik:

Sağlıklı bir çevre… Sağlıklı bir toplum…

Yaşanabilir bir şehir… Huzur ve de güvende yaşayan şehir insanlarının yanı gelir!

Yönetenlerden haber verip, halktan haber ileten…

Bunu yaparken de hizmet üretenlere, adeta rehberlik eden bir yandır.

Bu yayın politikasını çok sevip, 16 yıldan beri aralıksız yazdığım gazetem YAŞAM’A…

Daha nice bininci sayılar diler…

Emeği geçen herkesi kutlarım.