Son yıllarda hem diyette hem beslenme takviyesi olarak hem de antiaging kremlerin içinde çok fazla antioksidan kullanılmaktadır. Çeşitli kollajen türlerinin benzersiz amaçlara hizmet ettiğine dair pek çok popüler bilgi bulunmaktadır. Bu nedenle farklı kollajen türleri takviye olarak kullanılmaktadır. Peki bu kollajen takviyelerini cidden kullanmak gerekir mi, anlatıldığı kadar faydalı mı, sizler için Uzman Dermatolog Şeyma Demirci’ye sorduk.

Kollajen nedir?

Kollajen kemiklerde, kaslarda, ciltte ve tendonlarda yer alan vücudun birçok bölgesinde yapı sağlayan, insan vücudunda en çok bulunan önemli bir proteindir. Kollajen vücut tarafından sentezlenebilir veya dışarıdan alınabilir. İleri yaşlarda vücudumuz daha az ve daha düşük kalitede kollajen üretmeye başlar. Cildin orta tabakası olan dermisin%70-80’i kollajendir. Cildin güçlenmesini, elastik olmasını ve su tutma kapasitesini etkileyen önemli faktörlerin başında kollajen gelmektedir. Yaşlandıkça kollajen üretimi azalır. 20 yaşından sonra her yıl yaklaşık %1’i kaybedilir. Buna bağlı olarakta cilt elastikiyetini kaybeder. Ciltte kuruma, sarkma, kırışıklıklar, lekeler, incelme ve tırnaklarda kırılmalar meydana gelir. Kollajen yaşlanma sürecini yavaşlatır, cildin daha parlak, daha canlı, daha genç görünmesine katkıda bulunur. Genç cilt görünümünü sürdürmek için kollajen takviyeleri pek çok kişi tarafından kullanılmaktadır. Ancak güvenli kullanımı için mutlaka uzmana danışılmalıdır. Hidrolize kollajen popüler bir antioksidan peptittir. Son yıllarda yaşlanma sürecini yavaşlatma, ciltteki kırışıklıkları ve sarkmaları tedavi etmesi amacıyla besin takviyesi olarak kullanılması son derece popülerlik kazanmıştır.

Cilde faydaları nelerdir?

Kollajen birçok kozmetik ürünün içinde bulunan nemlendirici antioksidan bir peptittir. Cildimizi nemlendiriyor. Biliyorsunuz hassas ciltlerde cilt bariyerinin bozulmasına bağlı kuru cilt sorunu, kızarıklık, lekelenmeler meydana gelebiliyor. Yapılan çalışmalar sonrasında hidrolize kollajenli nemlendiricilerin kullanılmasının cilt yüzeyinin pürüzsüzlüğünü ve parlaklığını arttırdığı, cilt bariyerini ve pH’sını koruduğu, hassas cilt semptomlarını hafiflettiği gösterilmiştir. Yine yüzeyel ince kırışıklıkların tedavisinde düzenli ve uzun süre kullanımının faydalı olduğu gösterilmiştir. Ayrıca ağızdan alınan hidrolize kollajenin de yapılan çalışmalarda cildi daha nemli tuttuğu ve cilt elastikiyetini arttırdığı gözlenmiştir. Cildi pürüzsüzleştirdiği, ince kırışıklıkların görünümünü ve derinliğini azalttığı, 4 haftalık kullanım sonrasında UV ışınlarına bağlı lekelerin görünümünü azalttığı, ciltteki gözeneklerin yoğunluğunda azalma ve sıkılaşma sağladığı gösterilmiştir. Ağızdan alınan kollajenin yapılan bir çalışmada melazmayı azalttığı ileri sürülmüştür.

Kollajeni birçok kişinin yaşlanma sürecini yavaşlatmak, cilt kırışıklıklarının görünümünü azaltmak ve gençleşme amaçlı gıda takviyesi olarak kullanılması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Vücudumuz sağlıklı ve dengeli bir beslenme halinde ihtiyacımız olan kollajeni üretebildiğinden, takviyeler herkes için gerekli değildir. Kemik suları en zengin kollajen kaynaklarıdır. Ayrıca kırmızı et, balık, tavuk eti, süt ürünleri ve yumurta gibi bazı gıdalarda da kollajen bulunmaktadır. Yine yüksek oranda C vitamini içeren portakal, avakado, mandelina, nar gibi gıdalar vücudumuzda kollajen sentezini uyarmaktadır. Ancak kalori açığı yaratmak için sağlıksız beslenme durumunda, ileri yaşlarda vücutta azalmasına bağlı kollajen eksikliği meydana gelebilir. Yine sigara içmek, çok fazla güneş ışığına maruz kalmak, çok fazla rafine şeker ve karbonhidrat tüketmek vücudumuzdaki kollajene zarar verir ve eksikliğine neden olur. Böyle durumlarda cilt güzelliği ve sağlığı açısından ağızdan kollajen kullanılmasını elbetteki önerebiliriz.

Piyasada birçok kollajen tablet veya toz var. Özellikle sosyal medya kullanıcılarının kafası hangi kollajeni kullanmalılar ya da mutlaka kullanmalılar mı konusunda çok karışık. Hepsi etkili mi ya da hangileri etkili?

Biraz öncede bahsettiğim gibi sağlıklı ve dengeli beslenme sayesinde vücudumuz tükettiğimiz gıdalardan kollajen üretebiliyor yine birçok gıdadan kollajen alabiliyoruz. Vücutta belirttiğim gibi eksikliğe neden olabilecek herhangi bir durum varsa kollajen kullanımı fayda sağlayabilir. 8 çalışmayı kapsayan bir derlemede kollajen takviyesinin cilt yaşlanma sürecini yavaşlattığı, deri elastisitesini arttırdığı, cildin su tutma kapasitesini arttırması nedeniyle cildi nemlendirdiği, ciltte kollajen yoğunluğunda artış sağladığı bildirilmiştir. Başka bir çalışmada ise günlük 1 gr kollajenin 12 hafta boyunca kullanılması sonrasında deri kuruluğunda %76, çizgilerde %12 azalma, deri kan akımında iyileşme ve kollajende %6 artış sağladığı gözlenmiştir. Düzenli ve uzun süreli kullanımda kollajen takviyelerinin cilt güzelliği ve sağlığı üzerine birçok çalışmada çeşitli faydaları olduğu gösterilmiş ümit vadedici bir tedavi modülitesi olduğu düşünülmüş ise de, bu faydalara dair güçlü, geniş kapsamlı bilimsel kanıtlar henüz mevcut değildir. Daha çok hasta sayısıyla yapılacak olan randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır. Kaldı ki günde ne kadar kollajen alınması gerektiğine dair resmi bir klavuz bulunmamaktadır. Uygun dozaj miktarı hangi formu aldığınıza ve neden aldığınıza bağlı değişmektedir. Cilt sağlığı ve güzelliği için 10 g ve üzeri olan dozların etkili olabileceği düşünülüyorken; eklem ve kemik sağlığı için daha yüksek dozlara ihtiyaç olduğu gösterilmiştir. Hidrolize kollajen ve jelatin kollajen olmak üzere iki takviye şekli mevcuttur. Ancak jelatin takviyeyle ilgili yapılmış çalışma sayısı daha kısıtlıdır. Hidrolize kollajen ile ilgili çalışma sayısı daha fazla olmakla birlikte, günlük dozaj ve kullanım süresiyle ilgili resmi bir klavuz olmasa bile yapılan çalışmalarda günlük 2,5 gr hidrolize kollajen almanın cildin nemlenmesine katkı sağladığı gösterilmiştir. Yine günlük 10 gr hidrolize kollajen kullananlarda 130. günde cilt sıkılığının maximum arttırdığı gösterilmiştir. Kırışıklıkların görünümünü azaltmak için kullanılacaksa en az 8 hafta kullanılması önerilmektedir. Yine 2019’da yapılan bir çalışmada her gün 15-25 gram hidrolize kollajen peptit almanın güvenli ve etkili bulunmuştur. O yüzden kullanacak olanlara dozaj ayarı daha doğru yapılabilen, yan etkiler açısından sıkıntı yaratmayacağı düşünülen, etkinlik açısından daha güvenilir olan hidrolize kollajenin kullanılmasını öneriyoruz. Ayrıca hidrolize kollajen küçüktür ve daha kolay emilir. Sıcak veya soğuk yiyecekler ve içeceklere eklendiğinde yapısı bozulmaz. Tavuk kıkırdağından elde edilen tatlandırılmış kollajen, hayvansal gıdalardan elde edilen jelatin kollajenin kullamımını destekleyen araştırmalar oldukça kısıtlıdır. Yine etkinlik açısından 5 kDA molekül ağırlığından daha küçük hidrolize kollajen etkili bulunmuşken; 10 kDA ve üzeri molekül ağırlığına sahip kollajenin etkisiz olduğu gösterilmiştir.

Peki balık kollajeni mi yoksa sığır kollajenimi daha çok etkili?

İkisi de etkili ancak balık kollajeninin daha fazla antioksidan etkiye sahip olduğu gözlenmiştir. Ve sindirim sisteminden emilimi daha kolay olduğu için daha etkilidir. Dezavantajı daha pahalı olmasıdır.

Gereksiz yere fazladan kollajen kullanmak zararlı mıdır?

Kollajen toksik olmayan ve güvenli bir takviye olarak kabul edilir. Kullanıcıların birçoğu olumsuz bir yan etki bildirmemiştir. Fakat bazıları aşırı tokluk hissi, tad almada bozukluk ve mide şikayeti bildirmişlerdir. Bu yüzden kollajen tablet kullanılacaksa mutlaka bir doktora danışılmasını öneriyoruz.

Toparlayacak olursak okuyucularımız kollajen seçerken neye dikkat etmeliler?

Kollajen takviyeleri tablet, kapsül, toz, sıvı ve hatta sakız olarak bulunabilmektedir. Takviye olarak kullanıldığında sindirim sisteminde yapıtaşı olan aminoasitlere parçalanır ve aminoasit şeklinde kana karışır. Sindirim sisteminden emilimini arttırmak adına hidrolize, peptid kollajenler ve likit formların tercih edilmesini öneriyoruz. Kullanılan kollajenin miktarı da oldukça önem arz etmektedir. Takviyenin kollajen içeriği tercihen 10gr ve üzeri olmalıdır. Vücutta kollajeni tetikleyen çinko, bakır, C vitamini içeren kollajenli takviyelerin etkinliği daha yüksektir. Kollajenin sindirim sistemimizde daha iyi emilebilmesi düşük molekül ağırlıklı (3000 dalton civarında ) kollajenler tercih edilmelidir. Cilt, saç ve tırnak sağlığı ve güzelliği için kullanılacaksa Tip 1 ve Tip 3 kollajen karışımlarını öneriyoruz. Kollajen kullanmaya başlamadan önce doktorunuza mutlaka danışmalısınız. Özellikle hamileler, emziren anneler, deniz ürünlerine, sığır-tavuk etine alerjisi olanlar ve diyabet hastaları da bu ürünler nedeniyle istenmeyen etkilerle karşılaşabilirler.

Son olarak eklemek istediğiniz birşey var mı?

Gıda takviyeleri uygun endikasyonda, uygun dozda ve doğru ürün kullanıldığında fayda sağlar. Bu takviyelerden mucize sonuçlar beklemek anlamsızdır. Vücudumuzdaki kollajeni korumak ve üretimini arttırmak için illaki gıda takviyesi kullanmak zorunda değiliz. Kendi kollajenimizin yıkımımı azaltmak ve vücutta kollajen üretimini arttırmak bazı yaşam tarzı değişiklikleriyle mümkündür. Bunlar;

1.Düzenli egzersiz yapmak,

2.Sağlıklı ve dengeli beslenmek (özellikle yumurta, balık, kemik suyu gibi kollajen içeren gıdalar tüketmek; kollajenin yıkımıma neden olan rafine şeker ve yüksek karbonhidrat içeren gıdalardan uzak durmak),

3.Retinol, C vitamini, glutatyon gibi kollajen üretimini tetikleyen antioksidan serumları kullanmak; yine kollajen üretimini tetikleyen lazer, fraksiyonel radyofrekans (altın iğne), dermapen, dermaroller, PRP gibi uygulamaları uzman dermatolog kontrolünde yaptırmak,

4.Kollajenin artan yıkımını önlemek için düzenli güneş koruyucu kullanmak, sigara içmemek cildinizdeki kollajen üretimini arttırır ve var olan kollajenin korunmasına yardımcı olur.

Daha detaylı bilgi için Uzman Doktor Şeyma Demirci’nin kollajenlerle ilgili videosunun linkini bırakıyoruz. Keyifli seyirler. https://youtu.be/Nf9I7MNrtfk

Editör: Haber Merkezi