Yıkım çalışmalarını teknik ekibi ile birlikte yerinde inceleyen Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, 17 Ağustos depreminin üzerinden geçen 22 yıla rağmen İstanbul’un depreme hazırlanamadığını söyledi. Kentsel dönüşüm çalışmalarını hız kesmeden sürdüren ve bugüne kadar 30 binden fazla konutu yıkılarak yenileyen Büyükçekmece Belediyesi, Atatürk, Fatih ve 19 Mayıs mahallelerinde farklı noktada 64 bağımsız bölümden oluşan hasarlı 5 binayı yıktı. Yıkımları teknik ekibi ile birlikte yerinde inceleyen Akgün, “Umudum o dur ki İstanbul depremini yaşamadan İstanbul’u depreme hazırlarız” dedi. “İSTANBUL’UN AYAKTA KALMASI TÜRKİYE’NİN AYAKTA KALMASI DEMEKTİR” Akgün şöyle konuştu: “Arkadaşlar bugün biliyorsunuz 17 Ağustos. 1999’da saat sabahın üçünde ben evimin balkonundaydım. Sıcak bir havaydı. Denizin yüzeyinin gri bir renk aldığını gördüm. Arkasından o korkunç sallantıyı hissettim. Onun ile beraber dışarı çıktık. İlk gittiğimiz yer Avcılar’dı. Oradaki insanlarımızın bağrışması, çağrışması ve oradaki kurtardığımız insanları hatırlıyorum. Hepimiz bunu biliyoruz. 17 Ağustos 1999 depreminde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz. Allah rahmet eylesin. Bugün 17 Ağustos 2021. Geldiğimiz nokta itibariyle İstanbul’u depreme hazırlayamadık. 1999’dan sonra biz yapmış olduğumuz çalışmalarla Büyükçekmece’yi çok emin adımlarla depreme hazırlama yolunda büyük yollar katettik. Bugün de 4 ayrı noktada 64 konut ve iş yerlerini yıkıyoruz. Bunlarla birlikte 33 binin üzerinde konutu yenilemiş olacağız. Büyükçekmece’yi depreme hazırlama noktasında aciliyet arz eden, çok hızlı yıkılacak, ayakta duramayacak binaların yıkımını aşağı yukarı gerçekleştirdik. Sadece Kumburgaz bölgesindeki binaları henüz yıkamadık. Çünkü onların imar planları Büyükşehir Belediye Meclisi’nde bekliyor. Çalışmalar devam ediyor. Büyükşehir Meclisi’nden çıktıktan sonra en büyük tehlike arz eden Kumburgaz sahilinde kumun üzerine, denizin içerisine yapılmış 8,9 katlı blokları yıktıktan sonra Büyükçekmece’de vatandaşımızın depreme karşı can ve mal emniyeti sağlanmış olacaktır. Umudum o dur ki İstanbul depremini yaşamadan İstanbul’u depreme hazırlarız. İstanbul ayakta kaldığı zaman diğer bölgelerimizde vuku bulan sel felaketine, yangın felaketine ne kadar büyük katkı sağladığını herkes gördü, anladı. Bu iki büyük felaketi yaşadığımız için söylüyorum. İstanbul yıkılırsa İstanbul’a koşup gelecek ve aynı büyüklükte yardım sağlayacak mekanizma çok fazla değil. Bu nedenle İstanbul’un ayakta kalması bir bakıma Türkiye’nin ayakta kalması demektir. Her yönüyle İstanbul’u 39 İlçe Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız hep birlikte ve vatandaş, mal sahipleri ile birlikte insanlarımız ölmeden, insanlarımızın canı gitmeden biz bu depreme karşı olan hazırlığı yapmak zorundayız.” KENT YAŞAM