İstanbul - Aydınlar Ocağı tarafından İBB Zeytinburnu Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen kahvaltılı toplantıda, yapay zekânın Türkiye için fırsatları ve tehditleri ele alındı. Sabah saatlerinde başlayan etkinliğe İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Sosyolojisi Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Veysel Bozkurt, Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal ve Oturum Başkanı Dr. Vedat Eryetiş konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Dr. Veysel Bozkurt yaptığı çarpıcı sunumda, yapay zekânın endüstri devrimi kadar kritik bir dönüm noktası olduğunu belirterek, "Google'ın kuruluş felsefesi büyük veri toplamak ve yapay zekâyı geliştirmekti. Bugün veri, yeni petrolümüz" ifadelerini kullandı. Bozkurt, yapay zekânın bir yılda kendini amorti eden robotlar nedeniyle istihdamı tehdit ettiğine dikkat çekerken, "Eskiden 100 kişiyle yapılan işi artık 5 kişiyle yapıyoruz. Peki geri kalan 95 kişi ne yapacak?" sorusunu yöneltti.
MUSTAFA ERKAL'DAN 53. ŞÛRA DUYURUSU VE SİVİL TOPLUMDA DAYANIŞMA ÇAĞRISI
Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal, açılış konuşmasında Ekim ayında İstanbul’da düzenlenecek 53. Büyük Şûra hakkında bilgi verdi. “Simet” adı verilen bu yılki şûranın Kâğıthane’de gerçekleştirileceğini duyuran Erkal, her yıl olduğu gibi bu organizasyonda da Türkiye ve dünyadaki güncel gelişmelerin, kültür, eğitim ve siyaset başlıklarıyla ele alınacağını belirtti.
Konuşmasında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Veysel Bozkurt’u “çok çalışan, hizmet eden ve eser veren bir kardeşimiz” sözleriyle takdim eden Erkal, Dr. Vedat Eryetiş’e ise uzaklardan gösterdiği fedakârlık için özel teşekkürlerini iletti.
Erkal, konuşmasının önemli bir bölümünü Trabzon Aydınlar Ocağı’nın kurucu başkanı merhum Ekrem Akgün’e ayırdı. Onu, “ateş gibi bir insan; koşturan, hizmet eden biri” olarak tanımlayan Erkal, Rauf Denktaş’ın geçmişte Trabzon’daki şûraya katılmasında Akgün’ün katkılarını da hatırlatarak hem Akgün’ü hem de Denktaş’ı rahmetle andı.
“PARTİ KURMAK DEĞİL, İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ”
Sivil toplum kuruluşları arasındaki dayanışmanın altını çizen Erkal, Tekirdağ’daki son şûrada yaşadığı bir anısını paylaşarak “Türk Ocağı ve Aydınlar Ocağı üyelerinin birlikte, ayrım yapmadan çalıştığını görmek beni çok mutlu etti” dedi. Bu birlikteliği örnek göstererek, “Parti kurmak, dernek kurmak... Türkiye’ye fazla bir şey kazandırmaz” sözleriyle ortak aklın ve iş birliğinin önemine dikkat çekti.
Konuşmasını “Bu cumartesi gününü bize ayırdınız, şeref verdiniz” diyerek tamamlayan Erkal, teşekkürlerini ilettikten sonra sözü oturum başkanına bıraktı
ERYETİŞ: İNSANOĞLU YAPAY ZEKAYI KONTROL EDEBİLECEK Mİ?
Oturum Başkanı Dr. Vedat Eryetiş ise panelin ana hatlarını belirten kısa bir konuşma yaptı. Eryetiş sınava giren öğrencileri de unutmayarak şunları söyledi;
"Sizler bizleri burada onurlandırdınız. Allah sayımızı ve bereketimizi artırsın. Geçen hafta 8. sınıf öğrencilerimiz LGS sınavına girdi. İnşallah 8. sınıf öğrencilerimizin liseye giriş sınavındaki sonuçları hayırlara vesile olur. Bugün ve yarın da üniversite adayı öğrencilerimizin imtihanları var. Bütün evlatlarımıza başarılar diliyoruz. Şu anda sınavda ter döküyorlar. Onların da gelecekte Türkiye'mize en güzel günleri yaşatacaklarına inanıyoruz.
Bugün burada çok değerli bir hocamızı ağırlıyoruz... İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Bölüm Başkanı Sayın Hocamız Profesör Doktor Veysel Bozkurt, bizim yapay zekâ ile ilgili bilemediğimiz çok derin bir konuyu sizlere anlatacak... Konu başlığı itibarıyla ben toparlamak istiyorum. Bugünkü sunumumuz: 'Yapay Zekâ Fırsat mı, Tehdit mi?' Çok değerli hazirun, bugün karşımızda duran en büyük teknolojik devrimlerden biriyle karşı karşıyayız. Bu yapay zekâ.
“BİZE SUNDUĞU FIRSATLAR ÇOK”
Önce fırsatlara bakalım... Yapay zekâ tıptan eğitime, tarımdan sanayiye kadar her alanda hayatımızı gerçekten kolaylaştırıyor. Hastalıkları erken teşhis edebiliyor. Kişiselleştirilmiş eğitim sunuyor... Üretim süreçlerini optimize edip maksimum fayda sağlayabiliyor. İklim değişikliğiyle ilgili çabalarda, savaşlarda yapay zekâ öne geçebiliyor, yeni çözümler üretiyor. Engelli bireylerimizin hayatını kolaylaştırıyor ve yapay zekâ sayesinde insanlık tarihinin en karmaşık problemlerini çözme imkânımız oluyor.
“TEHDİTLERİ DE VAR”
Ancak, bu kolaylaştırmanın yanında gerçekten tehditler de söz konusu. İş kayıpları, özellikle rutin işlerde çalışanlar için gerçek bir endişe kaynağı... Algoritmalardan bahsetti hocamız. Fakat algoritmaların önyargıları olunca, onların adaletsizlikleri olabileceğinden de söz etti... Bununla beraber, en büyük risk mahremiyet ve güvenlik riskleridir... Daha da önemlisi, ileride yapay zekânın kontrolden çıkma durumu var. Yani insanoğlu acaba bu yapay zekâyı kontrol edebilecek mi, edemeyecek mi?"
TARİHSEL PERSPEKTİF VE TÜRKİYE'NİN KONUMU
Teknoloji tarihine baktığımızda, her büyük yenilik insanoğluna hem fırsat hem de tehdit getirmiştir... Osmanlı teknolojiyi ıskaladı. Buhar gücü çıktı, makine gücü çıktı, elektrik gücünü atladık, çok geç ülkemize geldi... Şimdi biz, 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'ni çağ atlatma durumundayız. Bu da bu teknolojileri gençlerimize kavratarak olur.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ NEDİR?
Ayıp değil, şunu öneriyorum: Teknolojik okuryazarlık seferberliği olması lazım... Türkiye'mizin derdi okuryazarlık değil, okuduğunu anlamamaktır bana göre, bir eğitimci olarak... Ben sunumdan sonra en basit, ücretsiz, hepimizde bulunan akıllı telefonlar üzerinden ChatGPT'yi nasıl yükleyeceğimizi ve nasıl kullanacağımızı Sayın Genel Sekreterimize attım... En azından bugün yapay zekâyı nasıl kullanacağımızı öğrenerek buradan çıkacağız inşallah."
BOZKURT: EĞER UYUM SAĞLARSANIZ, DÜNYAYA SİZ HÜKMEDERSİNİZ
Panele konuşmacısı olan Prof. Dr. Veysel Bozkurt, etkili bir sunum yaptı. Birçok konuya değinen Bozkurt’un konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“HAYATIMIZIN HER ALANINDA”
"Aramızda kaç kişi yapay zeka kullanıyor? El kaldırabilir mi lütfen? Hiç yapay zeka kullanmayan var mı aramızda? Peki, Facebook kullanmayan var mı aramızda? Veya şöyle, Google'ın navigasyonunu kullanmayan var mı hiç? Aslında bunların hepsi yapay zekayla çalışıyor. Dolayısıyla siz bunları kullanırken, yani Google'ın navigasyonunu veya Facebook'u kullanırken yapay zekayı da kullanıyorsunuz. Yapay zeka hepimizin hayatının bir parçası. Hemen hemen her şeyin içerisinde yer almaya başladı. Oyunun kurallarını değiştiren bir teknolojiyle karşı karşıyayız.
ENDÜSTRİ DEVRİMİ İLE BENZERLİĞE DİKKAT ÇEKTİ
Gözünüzün önüne endüstri devrimi öncesi dünyayı getirin. Birtakım büyük imparatorluklar var. Fakat bir yerde, küçük bir adada bir devrim yapıyorlar. Adına endüstri devrimi denilen bir devrim. Bu devrimden sonra dünyanın bir de bu devrimden sonrasını düşünün. Endüstri devrimini yapanlar, dünyanın üzerinde güneşin batmadığı bir imparatorluk kuruyorlar. Yapamayanlar da ya ölüyorlar ya da sömürgeleştiriliyorlar. Yapay zekanın vadettiği dünya da bir tarafıyla böyle bir dünya. Eğer uyum sağlayabilirseniz, bu teknolojinin öncüsü siz olursanız, hakikaten inanılmaz şeyler yaparsınız ve dünyaya siz hükmedersiniz.
BÜYÜK VERİ VE YAPAY ZEKA İLİŞKİSİ
Google 2002 yılında kurulurken, Google'ın kurucusuna Wired dergisinin muhabiri şöyle bir soru soruyor: 'Dünyada bu kadar çok arama motoru varken siz neden Google'u kuruyorsunuz?' Verdiği cevap şu: 'Bizim asıl meselemiz büyük veri toplamak. Bu büyük veriyle de yapay zekayı geliştirmek.' Şu anda bizim kullandığımız bütün algoritmalar... Veri şu anda dünyanın yeni petrolüdür, yeni altın madenidir: büyük veri.
SAĞLIK VE EĞİTİMDE YAPAY ZEKA
Geçenlerde bir tarama yaptırdım. Tiroid nodülleriyle ilgili. Doktora gitmeden önce merak ettim, fotoğrafını çektim, ChatGPT'ye yükledim. Doktordan önce bana hepsini söyledi. Ama asla yapay zekaya %100 güvenmeyin, çünkü yapay zeka tam bir şizofrenik dahi. Eğitim alanına baktığımızda hem fırsatı var hem tehdidi var. Her öğrenciye bir tane danışman öğretmen veriyorsunuz. 24 saat takıldığınız yerde sorabiliyorsunuz. Ama riski şu: Özellikle iş disiplininin, çalışma disiplininin yeterince gelişmediği toplumlarda insanlar daha kestirme yollara gidebilirler.
İSTİHDAM ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ NE OLACAK?
Bir robot kendini bir yılda amorti ediyor. Bir robot kendini bir yılda amorti ediyorsa, acaba işverenler bundan sonra yeni eleman alacaklar mı? Almayacak. Peki almayacaklarsa biz bu kadar insanı nerede çalıştıracağız? Tercüman dediğimiz insanlar sadece editörlük yapıyor artık. Yapay zekanın yaptığı hatalı kavramları düzeltiyorlar. Yani eskiden 100 insanla yaptığınızı şimdi 5 insanla yapıyorsunuz. Peki bu 95 kişiyi ne yapacağız?"
MANİPÜLASYON VE ETİK SORUNLAR
Yapay zekalar bizi manipüle edebilir mi? Ederler. Hâlihazırda ediyorlar. O Facebook algoritmaları, diyelim ki belli politik amaçlar için geçmişte kullanılmıştır. Yapay zekâ okuryazarlığı nedir biliyor musunuz? Bir: Algoritmalar nasıl çalışır? İki: Etik ilkeler içinde bu algoritmaları nasıl kullanabiliriz? Üç: Bu algoritmaların bize verdiği bilgileri eleştirel bir süzgeçten geçirerek nasıl değerlendirebiliriz?"
GELECEK ÖNGÖRÜLERİ
ABD'de yaşayan bir Türk bilim insanı var, bağışıklık sistemi üzerine çalışıyor. Diyor ki: 'İnsan ömrü 500 yıl olacak.' Nasıl 40 sene öncesine, 50 sene, 100 sene öncesine göre bugün insanlar ortalamada daha fazla ve daha uzun süre yaşıyorlarsa, muhtemelen 20 yıl, 30 yıl sonra ömrümüzün daha da uzadığını göreceğiz. Nasıl ki Endüstri Devrimi sonrasında dünyada eşitsizlikler çok hızlandı, çok derinleşti, çok arttıysa; günümüzde de yapay zeka devrimi sonrasında eşitsizliklerin artması mümkün görünüyor." dedi. CELAL KARAALİ – TAYFUN ERCAN / KENT YAŞAM