ÇEVRE

Dünyada ilk, Türkiye’de tek Balık Müzesi

Balıkçı Kenan, dünyada ilk, Türkiye’de tek olan Balık Müzesi’nde gazetemizi ağırlayarak samimi bir söyleşi verdi.

Abone Ol

Balıkçılığa çocuk yaşlarda kendi imkanlarıyla yaptığı oltalarla deniz olmayan bir şehir olan Kars’ta başlayan Balıkçı Kenan, derya deniz hikayesiyle dünyada ilk, Türkiye’de tek Balık Müzesi’ni hayata geçirmenin gururunu yaşıyor.

Gazetemizin İmtiyaz Sahibi Celal Karaali’yi bu sıra dışı müzede ağırlayan Balıkçı Kenan, denize ve deniz canlılarına olan merakının çok küçük yaşlarda başladığını, kendi imkanlarıyla yaptığı oltalarda ilk balıklarını tuttuğunu ve sonrasında Kars’tan İstanbul’a taşındığında Kadıköy’de yaşamaya başlayıp profesyonel ve ticari anlamda nasıl balıkçı olduğunu anlattı.

“DENİZLERİMİZ EKMEDEN BİÇTİĞİMİZ TARLALARIMIZ”

Denizleri yüksek verimli tarlalara benzeten Balıkçı Kenan, “320 çeşit deniz canlısı bulunuyor. Ücretsiz giriş Balık Müzesi. Denizlerimiz tükenmeyen madenlerimiz. Ekmeden biçtiğimiz tarlalarımız. Tutuyoruz tutuyoruz bitmiyor, satıyoruz satıyoruz bitmiyor. Çocuklarımız gelsin, balıklarımıza dokunsun, balık kültürleri oluşsun diye müzemiz ücretsizdir.” ifadelerini kullandı.

“SİNDİRİMİ KOLAY, KİLO VERMEK İÇİN İDEAL BESİN”

Balığın besin değerinden bahseden Balıkçı Kenan, “Balık anne sütünden sonra yıpranan dokuları onaran, katkı maddesi olmayan tek besin kaynağıdır. Denizlerimize daha çok sahip çıksın öğrencilerimiz ve halkımız. Herkes kilodan rahatsız, kilo vermek için haftada üç kez balık yememiz lazım. Sindirimi de kolaydır.” dedi.

“DÜNYADA İLK, TÜRKİYE’DE TEK”

Yaptığı sıra dışı müzeyi anlatan Balıkçı Kenan, “Dünyada ilk, Türkiye’de tek. 50 yıldır kimseden bir talebimiz olmadan burayı açtık, kimseden herhangi bir destek almadık. Daha çok teşvik etmek için de girişler ücretsizdir. Bakın doktorlarımızın reçeteye yazmadığı tek ilacımız balıktır.” diye konuştu.

BALIKÇILIĞA NASIL BAŞLADI?

Hikayenin nasıl başladığını anlatan Balıkçı Kenan, “Kars’ta deniz yok ama akarsu var. Biz Kars’ta çocukken çobanlık yapardık. Kaz çobanlığı yaparken annemin yorgan iğne ve ipliğiyle olta yapıp balık tutmaya başladım. Bir balık tuttuğumda bile çok mutlu oluyordum. 1969’da İstanbul’a göç ettik ve Kadıköy’de yaşamaya başladım. Orada önce farklı işlerde çalıştım ama sevmediğim için hemen hepsinden ayrılıp balıkçı olmak için harekete geçtim. Denizcilik, balıkçılık zor iş. Biz bu zorluklara göğüs gererek bugünlere geldik. Bu müzemizi böyle sergilemek de bizi daha çok mutlu ediyor.” dedi.

DENİZLERDE BALIK DURUMU NASIL?

Balıkçılıkta verimin yükselmesi için yapılan düzenlemeleri de takdirle karşıladığını söyleyen balık ustası, “Tutmayla balık bitmez. Bir hamsi 100 bin yumurta yapıyor. Bir palamut 1 milyon yumurta yapıyor. Balık azalmaz, yer değiştirir denizde bu da balık az diye yorum yapmamıza neden olur ama azalmaz. 20 sene önce avlanma yasağı yoktu, yaz döneminde yumurtlama döneminde av yapılıyordu. Yani balık yumurtalarını dökmeden avlanıyordu. Bu balıkların azalmasına neden oluyordu. Av yasağının gelmesiyle bu sorun çözüldü.” diye konuştu. Celal Karaali-Sümeyra Duğan/KENT YAŞAM