DİSK Genel-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubesi öncülüğünde Esenyurt Belediyesi önünde düzenlenen basın açıklamasında, 43 gündür işlerine geri dönmek için direnen işçilere destek verildi. Açıklamaya Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de katıldı.
DİSK Genel-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Süreyya Doğan yaptığı konuşmada, hiçbir gerekçe gösterilmeden ve disiplin soruşturması olmaksızın SGK 04 koduyla işten çıkarılan işçilerin, haklı mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı. İşten çıkarılan 57 işçinin hiçbirinin hakkında resmi bir tutanak veya suçlama bulunmadığını belirten sendika yetkilisi, "Tek yaptıkları, belediye başkanına destek vermek ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle cezalandırıldılar" dedi.
KADIGİL: ASIL HIRSIZLIK YAPILAN BU ATAMALAR
TİP İstanbul Milletvekili Kadıgil ise yaptığı konuşmada, Esenyurt Belediyesi'ne atanan kayyumun göreve gelir gelmez emekçileri hedef aldığını ve halkın iradesine rağmen bu kararların alındığını ifade etti. Kadıgil, “İşçilere yönelik terör ve uyuşturucu suçlamaları yöneltmek büyük bir ayıptır. Asıl hırsızlık, Esenyurt halkının iradesine karşı yapılan bu atamalardır” dedi.
Kadıgil ayrıca, işten çıkarılan bazı işçilerin cemevlerinde gönüllü çalışan Alevi yurttaşlar olduğunu vurgulayarak, bu durumun açıkça ayrımcılık içerdiğini söyledi. İşçilerin sadece işe dönüş değil, aynı zamanda tazminat ve ayrımcılık tazminatı haklarının da takipçisi olacaklarını belirtti.
Basın açıklaması, “Esenyurt işçisi kazanacak!” sloganları eşliğinde sona erdi.
BASIN AÇIKLAMASI
DİSK Genel-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube Süreyya Doğan:
Değerli dostlar, 43 gündür hiçbir haklı gerekçe bildirilmeden, 04 SGK koduyla haksız ve hukuksuz şekilde işten atılan işçi arkadaşlarımızla birlikte burada direniş sergiliyoruz. En başta belirttiğimiz gibi arkadaşlarımızın hiçbirinin disiplin kurulu soruşturması yok, teftiş kurulu soruşturması yok.
İlk gün basın açıklaması yaptıktan sonra kayyumun açıklaması olduğu suçlayıcı bir açıklama sosyal medyadan yapıldı. Arkadaşlarımızı ihaleye fesat karıştırmaktan, terör suçlamasından, uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasından suçladılar. Hiçbir belge olmadan, haksız ve hukuksuz şekilde arkadaşlarımızı işten attılar. Çünkü fesih gerekçesinde Esenyurt Belediyesi şirketi ESAŞ’ta 04 SGK koduyla çıkış verildi.
Biz buradan bütün kamuoyuyla bunu paylaştık ve dedik ki: Arkadaşlarımız işe dönene kadar bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Ve mücadelemizin başından sonuna kadar bize destek veren Türkiye İşçi Partisi’ne, Cumhuriyet Halk Partisi’ne, Emek Partisi’ne ve diğer STK ve sivil toplum örgütlerine teşekkür ediyoruz.
TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil:
Belediye meclis üyelerimiz bizimle birlikte. Cumhuriyet Halk Partisi’nden siyasetçi dostlarımız bizimle birlikte. Biz de bugün buradayız çünkü müthiş bir haksızlık seyrediyoruz. Esenyurt Belediyesi’nde sevgili Ahmet hocamızın, Ahmet Özer’in tutuklu olduğu, yerine bir kayyumun Esenyurtluların iradesi hilafına buraya oturtulduğu yetmemiş olacak, oturduğu o koltuğa oturduğu günden beri ilk işi bu belediyenin emekçilerini kıymak oldu.
Bildirebildiğimiz 57 işçinin ekmeğiyle oynadılar burada. Ve bu işçilerden direnebilecek gücü olan bir kısmı tam 43 gündür burada direniyorlar. Ve bu insanların istediği tek bir şey var: Ekmeklerini geri istiyorlar. İşlerini geri istiyorlar.
Özellikle sordum: “Ya dedim sizi niye işten attılar? Ne yaptınız siz? Ne sordular size?” Hiçbir şey sormamışlar sevgili arkadaşlar. Bir tek birinin bile disiplinsizlikle ilgili bir soruşturması yok. Birinin bile hakkında herhangi bir tutulmuş tutanak yok.
Bu insanlara ne sormuşlar, ne göstermişler biliyor musunuz? Çıkışını verirken “Mesai saati sonrasında katıldığı CHP eylemleri” gösterilmiş. Kendi belediyesine, çalıştığı belediyeye kayyum atanmış. Belediye başkanına desteğe gitmiş. “Vay sen buraya niye gittin?” diye sorulmuş. Kapısının önüne, kendisine yapılan haksızlık için miting koymuş. “Vay senin ne işin vardı burada?” diye sorulmuş. Sosyal medya paylaşımları sorulmuş ve bu şekilde bildiğimiz 57 işçi — af buyurun — kapının önüne konulmuş.
Yanımda Meriç var, orada Günay var. Soruyorum buradan: Çocukları var onların. Biri 14 yaşında bir kız çocuğu büyütüyor mesela. Arkamdakinin bir çocuğu askerde, bir tanesi daha 13 yaşında. Diğer erkek arkadaşlarımın çoluğu çocuğu, evi... Hiçbir vicdanınız yok ya sizin!
Ali Yerlikaya! Bak memur arkadaşları buraya yollamışsın, çektiriyorsun. Onların vesilesiyle de, basın mensupları vesilesiyle de sorayım ben sana: Bu kayyum kime bağlı kardeşim? Esenyurt halkı mı seçti bu kayyumu? Yok. Sen seçtin bu kayyumu. Şimdi çık, cevap ver bakalım nasıl bu kadar kolay oynanıyor bu insanların ekmeğiyle. Çık bir açıklama yap bakalım. Gel bakalım. Yüzlerine bakabilecek bir yüzün olacak mı senin? Çocuklarının yüzüne bakacak durumun olacak mı senin?
Tazminatlarını bile vermemişler. 5 kuruş para vermemişler. Günahsız insanları yanlarına çağırmışlar, “Kovuyorum sizi kardeşim,” demişler. Yetmiş mi, yetmemiş. Ne oluyoruz ya? “Bizim hakkımız yok mu?” diyen işçilere bir de utanmadan, terbiyesizce bir basın açıklamasıyla hakaret etmişler arkadaşlar. Hakaret etmişler!
Uyuşturucu kaçakçısı demişler. Uyuşturucu müptelası demişler. Terör örgütü üyesi demişler. Hırsız demişler. Ayıptır!
Ve asıl hırsız kimdir biliyor musunuz? Esenyurt halkının iradesine rağmen Esenyurt’a kayyum atayanlar… İşte onlar hırsızdır arkadaşlar. Siz değilsiniz!
İstanbul’da, milyonlarca İstanbul’lunun iradesine rağmen Ekrem İmamoğlu’nu tutuklayıp yerine atanmak istenenlerdir gerçek hırsız!
Buradaki işçi kardeşlerim değildir!
O yüzden bir kere daha buradan, Esenyurt Belediyesi’nin önünden, sırça köşkünde muhtemelen bizi dinleyecek cesareti olmayan kayyuma ve onun iplerini tutan siyasilere sesleniyorum: Mert olun! Biraz mert olun. Biraz dürüst olun. Biraz insan olun. Biraz hakka, hukuka saygılı olun. Ve bu insanların ekmeğini derhal geri verin! Tazminatlarını derhal geri verin!
Ve son olarak şunu söyleyeceğim: Bir hakları daha var. Bir hakları daha var. Ayrımcılık tazminatı diye bir hak var. Çünkü yapılan, adıyla sanıyla ayrımcılıktır.
Kendileri belki bu açıklıkla söyleyemeyecek ama arkamda işten atılan insanların dördü bu bölgedeki cemevlerinin yönetim kurullarında da gönüllü olarak çalışan insanlar. Ayrımcılığın adıdır, ayrımcılığın resmidir bu yaptığınız. Ve bu yaptığınızın peşini emin olun bırakmayacağız. Bu insanların ekmeğinin, bu çocukların rızkının takipçisi olacağız diyorum.
Tekrar teşekkür ediyorum beni davet ettiğiniz için. Direnen ayaklarınıza, cesaretinize ve bu düzene meydan okuyan aklınıza sağlık!
Esenyurt işçisi kazanacak!
Esenyurt işçisi kazanacak!
Esenyurt işçisi kazanacak!