Açıklamasında, hukukun üstünlüğünün esas alındığı, ayrımcılığın ortadan kaldırıldığı, sosyal destek mekanizmalarının güçlendirildiği ve ifade özgürlüğünün güvence altına alındığı bir düzeni savunduklarını belirten Çürük, “İnsan Hakları Haftası bizim için bir hatırlatma gününden öte, insan onurunu merkeze alan adil bir düzen kurma sorumluluğumuzu yeniden ifade ettiğimiz bir zaman dilimidir” dedi.
Çürük, “Hakların korunduğu yerde adalet, adaletin olduğu yerde insan onuru yaşar. Ve bizim, bu adaleti yaşatmak için sözümüz var” ifadeleriyle partinin temel yaklaşımını özetledi.
“FİLİSTİN’DEN SUDAN’A, DOĞU TÜRKİSTAN’DAN YEMEN’E KADAR HAK İHLALLERİ DERİNLEŞİYOR”
Feyzullah Çürük, dünyanın birçok coğrafyasında yaşanan ağır insan hakları ihlallerine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:
Gazze ve Batı Şeria’da soykırım, kuşatma ve bombardıman altında yaşam mücadelesi veren Filistinlilerin açlık ve susuzluğa mahkûm edildiğini, Sudan’da iç savaş ve etnik temizlik ile milyonların yerinden edildiğini ifade etti. Doğu Türkistan’da Uygurların zorla çalıştırma, gözaltılar ve kültürel asimilasyon politikalarıyla temel güvencelerinden yoksun bırakıldığını belirten Çürük, Kongo’da ise doğal kaynak sömürüsü, silahlı çatışmalar ve cinsel şiddet sarmalının milyonları yaşama tutunamaz hâle getirdiğini söyledi. Yemen’de yıllardır süren savaş, abluka ve salgın hastalıkların neden olduğu yıkımın ise insanlık dramının en çarpıcı örneklerinden biri olduğuna dikkat çekti.
“SESSİZLİK VE ÖLÇÜLÜ TEPKİLER İNSAN HAKLARI DİLİNİ JEOPOLİTİK ÇIKAR ARACINA DÖNÜŞTÜRÜYOR”
Açıklamada, Batı’nın ve İslam dünyasının “gecikmiş veya faili güçlü aktörlere yönelik ölçülü tepkiler” vermesinin insan hakları söylemini zayıflattığını vurgulayan Çürük, bu yaklaşımın adalet arayışını gölgelediğini ifade etti.
“Filistin, Sudan, Doğu Türkistan, Arakan, Yemen, Kongo ve Kırım gibi coğrafyalarda yaşanan kitlesel hak ihlallerine verilen tepkilerin failin kimliğine göre değişiklik göstermesi, insan hakları normlarının inandırıcılığını aşındırmakla kalmıyor; mağdurların adalet duygusunu zedeliyor” diyen Çürük, bu tutarsızlığın küresel ölçekte derin bir güvensizlik yarattığını dile getirdi.
“ULUSLARARASI TOPLUM SOMUT ADIMLAR ATMAKLA YÜKÜMLÜDÜR”
Feyzullah Çürük, hukuk dışı uygulamalara karşı açık ve ilkeli bir duruş sergilemenin tüm devletlerin sorumluluğu olduğunu vurguladı. Uluslararası toplumun ise sivillerin korunmasını önceleyen somut mekanizmaları devreye sokması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
“Uluslararası toplum; savaş suçları ve ağır hak ihlalleri karşısında yaptırım uygulamak, diplomatik baskı oluşturmak, silah satışlarını sınırlamak ve bağımsız soruşturma mekanizmalarını hayata geçirmek zorundadır. İnsan haklarının korunması, ertelenemez bir görevdir.”





