Küçükçekmece Belediyesi Mayıs Ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan Belediye Başkan Yardımcısı ve CHP Meclis Üyesi Gökhan Aygün, ilçede afet sonrası müdahale süreçleri, kentsel dönüşüm çalışmaları ve kriz yönetimiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Aygün, Küçükçekmece Belediyesi Kriz Masası’na ulaşan 1210 ihbarın hızlıca değerlendirildiğini, 195 dairenin ve 34 iş yerinin tahliye edildiğini söyledi. Kırmızı kod uygulaması sonrası 80 saat içinde yaklaşık 200 bin kişilik yemek dağıtımı yapıldığını belirten Aygün, yaşanan sağlık sorunlarının çoğunun tahliye sırasında panik nedeniyle meydana geldiğini vurguladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Avrupa Birliği ortaklığında yürütülen Paratus Projesi kapsamında düzenlenen çalıştaya ev sahipliği yaptıklarını da belirten Aygün, ilçede kentsel dönüşümün siyaset üstü bir mesele olarak ele alınması gerektiğini ifade etti. Nükleer Araştırma Merkezi bölgesinin depreme dayanıklı konutlar için değerlendirilmesini öneren Aygün, “Bunu hep birlikte yapabiliriz” diyerek meclis üyelerine ortak çağrıda bulundu.
AYGÜN: DEPREMDE KRİZ MASAMIZ İYİ ÇALIŞTI
Aygün’ün konuşması şöyle;
Acıda ve iyi günde birlikte olmak kaidesini ve kuralını her zaman işlettiğimizi ben görüyorum. Dolayısıyla ben özellikle 23 Nisan günü depremin ilk anından sonra burada bulunan bütün meclis üyelerimizin ve hatta şöyle tarifleyeyim, 45 meclis üyemizin tamamının "Yapabilecek bir şeyimiz varsa biz hazırız" dediğini hem WhatsApp gruplarımızdan hem birebir irtibata geçerek geri dönüş sağladıklarını buradan ifade etmek istiyorum ve hem Küçükçekmece halkı hem bu meclisin huzurunda da bütün meclis üyelerimize bu destek ve katkılarını verebileceklerine olan söylemlerinden ve desteklerinden dolayı da öncelikle teşekkür ediyorum.
Bizler 23 Nisan tarihinde gerçekleşen depremin hemen sonrasında — biliyorsunuz öncelikle şunu bir tarif edeyim — bizler aslında ülke genelinde IRAP (İl Afet Risk Azaltma Planı) planları ve TAMP (Türkiye Afet Müdahale Planı) planları diye adlandırılan, ki bizim Afet İşleri Müdürlüğümüzü ziyaretimiz noktasında orada da anlatmıştık, İstanbul Risk Azaltma Planlarımız... Bu, bir afet başımıza gelinceye kadarki olan dönemde çalışmalarını yürüttüğümüz bir şey. Dolayısıyla burada depremin az hasarla atlatılabilmesi için bu sürekli devam eden bir çalışma ve bizim ana çözüm ortaklarımızdan biri de Küçükçekmece Belediyesi. Yani yüzde 80 belki iş ve işlemlerin yüklenme yerinin de Küçükçekmece Belediyesi olduğunu söylemek istiyorum.
Tabii bunu o noktada sadece belediyenin desteğiyle, katkısıyla ya da yapacağı işlemlerle yapabilmemiz çok zor. Bunun için özellikle yerleşik bir hale dönüşmüş ilçemizde yeni altyapılar yapabilmek, yeni yerler oluşturabilmek, depreme karşı hazırlıklı alanlar oluşturabilmek gerçekten çok zor.
“VERDİĞİMİZ EĞİTİMLERİN BAŞARILI OLDUĞUNU GÖRDÜK”
Bizler kriz masası olarak TAMP eylem planları kapsamında, yani Türkiye Afet Müdahale Planları kapsamında kırmızı kod uygulamasına geçtik ve bu uygulama noktasında 24 saat esasına göre çalışma programına geçmiş olduk. Buradan sonra ilk etapta ilçemizdeki bütün telsiz iletişimiyle irtibat kurabildiğimiz yerlerle ilçemizde bir yıkımın olup olmadığına dair bilgiler edindik.
Şükürler olsun ki bir yıkımın olmadığını öğrendikten sonra tabii yaşadığımız trafik sorunları, bunun haricinde ulaşım sorunları gibi sorunları yaşadık. Bu da aslında şöyle, kısa bir örnek vermek istiyorum: Ben 23 Nisan'da Cennet Kültür Merkezi'ndeki 23 Nisan kutlamaları sırasında depreme yakalandım. Bizler yaklaşık 210.000 civarında öğrenciye afet eğitimi, afet farkındalık eğitimi verdik. Afet İşleri Müdürlüğü olarak o salonda öğrencilerimizin gerçekten bu almış oldukları eğitim sonrasında bulundukları alanda “çök, kapan, tutun” yaptıklarını; daha sonra depremin sallantısı geçtikten sonra görevli öğretmenler vasıtasıyla güvenli alana geçmek için bütün kurallara, kaidelere uyduklarını gördük.
“YEREL PARLAMENTERLERİMİZ SAHA EKİPLERİYLE HAREKET ETMELİ”
Ancak tabii ki bu biraz daha duygusal bir taraf ama ailelerin ise o gün o salonda birbirini neredeyse çiğneyecek vaziyete geldiğini de gördük. Dolayısıyla aslında bu bilinçlendirmeyi bizlerin vatandaşların geneline yaymamız lazım. Veliler üzerine de yaymamız gerektiğini düşünüyorum. Bunu da inşallah Afet İşleri Müdürlüğü olarak elimizden geldiği kadar bütün gayretimizle yapmaya çalışacağız.
Ayrıca ben bir önerimi daha toplantılarda dile getiriyorum. Burada da tekrar onu ifade etmem lazım: Ben bu TAMP planlarında sahada çalışacak ekibin içerisinde mutlaka ilçenin yerel parlamenterleri olan belediye meclis üyelerinin de bir görevi olması kanaatindeyim. Bunun da inşallah en kısa süre içerisinde hayata geçirileceğini biliyorum.
Dediğim gibi, bu kriz masasıyla ilgili çağrıyı, kırmızı kodu aldıktan sonra bizler çalışmalarımıza alanda başladık. Depremin ilk 15 dakikasında bu planla ilgili yıkım olmadığını duyduktan sonra Afet İşleri Müdürlüğümüze bağlı personelimizi ve tüm gönüllülerimizi Afet İşleri Müdürlüğü'nde topladık. Daha sonrasında imar, şehircilik, zabıta, yapı kontrol, sosyal yardım işleri gibi aslında hemen sahaya müdahale edecek müdürlüklerimiz de yine 24 saat esasına göre birim ve görev yerlerine geçmiş oldular.
“ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE BİR ARAYA GELDİK VE ÇALIŞMAYA BAŞLADIK”
12.49’da gerçekleşen deprem sonrası biz ilçemizdeki bütün ilk bilgileri aldıktan sonra Kaymakam Bey’in öncülüğünde, başkanlığında, belediye başkanımızın, ilgili başkan yardımcılarının, müdürlerin, kurum müdürlerinin katıldığı kriz masası toplantısını saat 14.00’te gerçekleştirmiş olduk. Dolayısıyla bu aslında çok hızlı ve yeterli bir süre. İlgili bütün bilgilere ulaştıktan sonra ne yapması gerektiğini bilen bir kriz masasıyla yönlendirmelere başladık.
“ŞİKAYET EDİLEN BİNALARI BOŞALTTIK, VATANDAŞLARIMIZI GÜVENLİ YERLERE ALDIK”
Buradan sonra gelen şikayetler oldu. Binalarında bir risk ve sıkıntı gördüğünü, çökme tehlikesi olduğunu ifade eden vatandaşlarımız oldu. Biz 24 saat içinde yaklaşık 140 binaya bu tür irtibatta bulunan, ihbarda bulunan binaya gidebildik. Bu da güzel ve ciddi bir rakamdı. Özellikle hem Afet İşleri Müdürlüğümüzün ekipleri bir çökme ya da yıkılma olursa tahliye konusunda yardımcı olmak için oradaydılar; İmar ve Şehircilik Müdürlüğümüz ile Yapı Kontrol Müdürlüğümüz hasar tespiti için oradaydılar; Zabıta Müdürlüğümüz de emniyet güçlerimizle birlikte ani boşaltma gerektiren durumlarda tedbir almak için oradaydılar ve görevlerini de tam nakle yerine getirdiler.
O gün 10 binayı boşalttık. Boşaltmış olduğumuz 10 binayı mühürleyerek işlemlerini gerçekleştirdik. Buna “adresten tahliye” diyoruz.
Orada bulunan vatandaşlarımızın bir barınma ihtiyacı varsa bunu yine Milli Eğitim Müdürlüğü yurtları, müftülüğün yurtları, Küçükçekmece Belediyesi'nin barınmaya müsait olan alanları ve aynı zamanda bölgemizde sağlam olduğunu bildiğimiz otellere yerleştirdik.
Daha sonra bunlarla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 24 saatin sonrasında gelen ihbarların kendilerine yapılmasını ve bununla ilgili depremin tek sonucunun oluşturulması ile ilgili binalara bakanlığın kurmuş olduğu ekiplerin gitmesi gerektiğini iletti. Biz binalara kontrol mekanizmasını da o şekilde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na devretmiş olduk.
Kırmızı kod uygulaması pazar günü saat 20.00 itibariyle sona erdi. O saate kadar gelen ihbar sayısı 851'di. Bu 851 binayı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kontrol etti. Bununla ilgili de raporu yakın zamanda hazırlayacak ve hem kaymakamlıkta hem de mahalle muhtarlıklarında sonuçlarını yayınlayacak.
Şu anda ihbar sayısı 1.210'a çıktı ama kriz masası kırmızı kod uygulamasından çıktığı için Çevre Şehircilik üzerinden şu anda ön incelemeleri de yapılıyor. Bize de hasarlı olanları ya da işlem yapılması gerekenleri iletilecek diye umut ediyoruz. Bununla ilgili işlemler yapacağız.
Biz boşalttığımız binalarda 6306 sayılı yasaya göre 7 gün süre verdik karar aldırmaları konusunda. Eğer 7 günü kendileri yapmazlarsa da biz, protokol imzalamış olduğumuz Aydın Üniversitesi ile Aydın Üniversitesi’ne göndermek suretiyle karotlarını aldırıp ilgili işleme, yani sonuca ulaşmayı hedefliyoruz.
Tabii bu protokol bugün de yine meclis gündemimizde var. ARER Üniversitesi’ni de bu protokollerden biri olarak dahil ediyoruz. İlerleyen seviyelerde de bu sayıyı çoğaltmak istiyoruz. Çünkü dediğimiz gibi Küçükçekmece ilçemizde yapılması gereken bir kentsel dönüşüm önümüzde. Ancak şu var: 6306'dan dolayı vatandaşlarımızın da bu konuda hakları var ve belediyeler resen bir kentsel dönüşüme alanları götüremiyor.
Burada bizim elimize ulaşan rakamlar şu an net olarak önümde yok ama bize riskli yapı ihbarıyla ya da müracaatıyla gelen binaların yüzde 95’i şu anda riskli yapı olarak zaten ilan edilmiş durumda ve bunların en az yüzde 80’i yıkılmış durumda. Geriye kalan yüzde 20’sinde ise dediğim gibi yasal süreçler konusundaki zamanlamalar devam ediyor. Bunlar da işte 30, 60, 90 gün içinde tamamlanmış olacak. Küçükçekmece Belediyesi de bu konuda kendisine gelen şikayet ve ihbarlar neticesinde 6306'ya göre hızlı bir şekilde işlemlerini yapıyor.
“SAĞLIK VE GIDA DESTEĞİ SAĞLADIK”
Sağlık konusunda ise yine kriz masasına gelen 176 ihbar vardı. Bu ihbarların geneli bulunduğu alandan yani bir devrilme, çökme vesaire ile ilgili değil; insanların bulunduğu alandan kaçarken yaşadığı sorunlardı. Bu 176 hastaneye başvurunun sadece 10 tanesi yatarak tedavi altına alındı. Bunlar da yüksekten atlama nedeniyle ayaklarını veya kollarını, bacaklarını kıran insanlardan oluşuyordu. Dolayısıyla aslında bu da bir bilinçsizlik konusu olarak önümüze çıkıyor.
Beslenme konusunda, kırmızı kod uygulamasından sonra ilçemizde 3 gün yani 80 saatlik süre içerisinde yaklaşık 200 bin civarında çorba, pilav, ayran, su gibi dağıtımlar gerçekleştirildi. Ayrıca ilçemizde, Küçükçekmece Belediyesi'ne ait ve camilerimiz ile okullarımızın bahçelerinde barınan insanlarımızın tamamının talep ettiği ihtiyaçlar da karşılanmış oldu. Bu manada biz aslında geceyi dışarıda geçiren insan sayısının 8 bin olduğunu gördük. Toplamda bu kadar 80 saat içinde insanlarımız evlerine gece yatmaya girdiler ama daha çok gündüz bu toplanma alanlarını ve parkları kullandılar. Bunlar da yine bizim resmi olarak almış olduğumuz rakamlar.
Biz şu anda dediğim gibi 1.210 civarında bir sayıya ulaştık ihbar konusunda ve bunların hızlıca kontrolleri Çevre Şehircilik tarafından yapılıyor. Bize gönderilenlerin de işlemleri yapılıyor. Daire sayısı açısından da boşalttığımız binalarda 195 daire boşaltmışız. Bu dairelerden 71 tanesi şu anda taşınmış vaziyetteler, evlerini değiştiriyorlar ki buraların kentsel dönüşüme girme olasılığı çok yüksek. Ayrıca 34 iş yeri boşaltılmış. Bunların da 20 tanesi iş yerlerini bulundukları yerden taşımışlar.
“PARATUS PROJESİ HAYATA GEÇİYOR”
Bu manada ben yine diyorum, ilçemizin kriz masası Türkiye'nin afet müdahale planları kapsamında görevini, tüm kurumlarıyla birlikte yerine getirmiştir. Ancak daha büyük olası depremlerde ya da afetlerde biraz daha fazla çalışmamız gerektiğini biliyorum. Bununla ilgili olarak dün Küçükçekmece Belediyesi Afet İşleri Müdürlüğü olarak bir ev sahipliğinde bulunduk. Aynı zamanda Strateji Müdürlüğümüzle, yani Küçükçekmece Belediyesi olarak, İstanbul Teknik Üniversitesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’nın “Paratus” diye adlandırdığı bir Avrupa Birliği projesi kapsamında bir çalıştay gerçekleştirdik.
Bu çalıştayda yaklaşık 150 katılımcı vardı. 39 ilçenin afet işleri müdürleri, ilçemizdeki kurum ve kuruluşlardaki ilgili arkadaşlar katıldı. Belediye meclisimizden de İmar Komisyonumuzu bu çalıştaya davet ettik. Meclis üyelerimizin aslında çıkacak olan sonuç raporuna göre bir değerlendirme yapması, çünkü meclis üyelerimiz yerel parlamenterler olarak bulundukları mahallelerde o meseleye daha fazla katkıyı sonuç raporuna göre sunmaları daha doğru olur kanaati bizde oluştuğu için, yaklaşık bir ay içerisinde İstanbul Teknik Üniversitesi’nden alacağımız sonuç raporunu meclis üyelerimizle, kurum müdürlerimizle ve ilçemizde bu konuyla ilgili STK’larla ayrı toplantılar yaparak katkılarını almak istiyoruz.
Dolayısıyla bu çalışmaların da son derece önemli olduğunu; ilçemiz adına hem kentsel dönüşümün hem de afetlere hazırlık konusunun son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Özellikle bizim dün konuştuğumuzda, İmar Komisyonu’ndan Taylan Başkanımla Soner Başkanım, yine AK Parti grubundan da Umut kardeşim katıldılar. Gördüler, bizzat şahit oldular. Küçükçekmece ilçesinin bu konuda yapması gereken şeylerle ilgili, işlemleriyle ilgili de güzel bir sonuç çıkacağını düşünüyoruz.
Bunun için meclis üyelerimizin davet edilmemesi konusunda bir eleştiri olacaksa bunun aslında ilerleyen aşamada daha büyük katkıya dönüşmesi için olduğunu bilmenizi isterim.
Son olarak, kentsel dönüşümün siyasete hiçbir şekilde alet edilmemesi gerektiğiyle ilgili görüşlerin tamamına katılıyorum. Aslında biz depremi yaşadıktan sonra nasıl bir sıkıntı içinde olduğumuzu, sahada ne kadar zor durumda kaldığımızı görüyoruz. Bununla ilgili samimi bir şekilde, Küçükçekmece’de doğmuş, büyümüş ve Küçükçekmece’nin bir evladı olarak kendini tanımlayan bir kardeşiniz olarak şöyle bir öneride bulunmak istiyorum:
NÜKLEER ARAŞTIRMA MERKEZİ ARAZİSİNİ ÖNERDİ
Biliyorsunuz, geçen pazartesi toplantısında da bununla ilgili birkaç kentsel dönüşüm eleştirisi olmuştu. Ama biliyorsunuz, Nükleer Araştırma Merkezi alanımız var ve 2,5 milyon metrekarelik bir alan burası. Buranın 100.000’lik planları yanlış hatırlamıyorsam yapıldı ve biz buna itiraz ettik. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na askı süresinde itirazda bulunduk.
Buranın, Küçükçekmece’nin en etkili yeri olduğunu düşünerek, Küçükçekmece Meclisi’ne de grup ayırmaksızın, kişi ayırmaksızın, bir Küçükçekmeceli olarak teklifte bulunuyorum: Buranın, Küçükçekmece’nin kentsel dönüşümüne katkı sağlayacak alanların oluşturulması için hep beraber destek olalım. Orada alanlar bırakılsın. Bize de bir yer ayrılsın. Burayı bizler, mahalleleri dönüştürebilmek adına, deprem konutları ya da kentsel dönüşüm konutları yapalım.
Bunu el birliğiyle yapabiliriz, bunu hep beraber yapabiliriz. Ama ben, inşallah orası da yine lüks konutlar ya da piyasaya satışa açık konutlar olmaması için elimizden geleni hep beraber yapmamız gerektiği kanaatindeyim. Bunu da buradan teklif etmiş olayım. Sümeyra Duğan