Paneli yöneten eski il yöneticilerinden Nazan Ekinci, “Bizler kadın cinayet ve tecavüzlerinin gün geçtikçe çoğalmasının ve bir o kadar da umursanmamasının altında yatan nedenlere sosyo, politik ve kültürel açıdan baksak da, günümüz iktidar zihniyetinin bağnazlıktan beslenen yapısı gün geçmiyor ki, çeşitli ortamlarda başta en üst düzeydekiler olmak üzere, kadına bakış açısını pervasız biçimde ifade ediyor” dedi.

“Dekolte giyene tecavüz edilir”, “Hamile kadının sokakta dolaşması terbiyesizliktir”, “Tecavüz edene dört gün odaya kapatma cezası yeterlidir” diyenlere atıfta bulunan Ekinci, “Kadına şiddetin bizdeki yorumu, Türkiye’de kadın olamamaktır” diyerek panelin açılışını yaptı.


 “Bir erkek olarak bunları söylerken utanıyorum”

 Panelin ilk konuşmasını yapan İlçe Başkanı Celal Sevinç, “Bir Kadın diyor ki; Konuşursan ‘din’ öldürür. Seversen ‘töre’ öldürür. Giyinirsen ‘sapık’ öldürür. Boşanırsan ‘eski koca’ öldürür. Devrimciysen ‘devlet’ öldürür. Kısacası bu ülkede, ‘Kadın ölüm demektir’ dörtlüğü ile başladığı konuşmasına, “Bir erkek olarak bunu söylerken utanıyorum” dedi.

Ulus olarak bir çok Avrupa ülkesinden önce kadına siyasi haklarını vermekle övünen ancak kadına şiddette, tecavüzde ve tacizde de Avrupa ülkelerinin en önünde ve utanacak bir yerde olduğumuzu ifade ederek konuşmasını sürdüren Sevinç, şiddeti güçsüz üzerinde otorite sağlamak amacı ile güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmelerine neden olan bir davranış biçimi olarak tarif etti.

Şiddeti sadece kaba kuvvet içeren bir davranış olarak değil, aşağılamak, tehdit, ekonomik özgürlüğü kısıtlamak, ihmal, tecavüz, zorla evlendirme, cinsel ve psikolojik şiddet olarak ta tanımlayan CHP İlçe Başkanı Celal Sevinç,  katledilişinin birinci yılını dolduran  Özgecan Arslan’ı da sevgi ve rahmetle andı.

“Tutanaklar davalarda esas teşkil eder”

Kadına şiddetin hukuki boyutu hakkında bilgi vermek üzere panele katılan panelistlerden Avukat Duygu Eroğlu, şiddete maruz kalan kadınların yapması gerekenleri anlattı. Yapılacak ilk işin durumu doktorla paylaşmak ve rapor vermesini istemek olarak sıralayan Erdoğdu, hastanede bulunan polis memurlarına başvurulabileceğini,  İfade verirken tutanaklara çok dikkat edilmesini ve  tutanakların düzgün düzenlenmesi konusunda ısrarcı olunması gerektiğini vurguladı.


Şikayetin veya şiddete maruz kalındıysa bunun detaylı bir şekilde açıklanmasını, tutanakların çok önemli olduğunu, tutanakların davalarda esas teşkil ettiğini belirten Av. Duygu Eroğlu, “ Yanlış tutulan tutanaklar yüzünden haklıyken haksız duruma düşebilirsiniz. İlk tutanaklar önce savcının, sonra hakimin kararı haline dönüşecektir” dedi.

6284 sayılı ailenin korunması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair yasanın iyi okunması gerektiğini, insanların yaşama hakkı ve bedensel bütünlüğünün anayasa ile koruma altına alındığını ve son yıllarda önemli adımlar atıldığını belirtti.

“Kızımın yaşama özgürlüğünü kısıtlayarak çözümler üretmeye çalışıyorum”

Panele konuşmacı olarak katılan kız çocuk annesi Yasemin Şencan’da toplumda kız çocuğu yetiştirmenin zorluklarını anlatarak, “Kızımın yaşama özgürlüğünü kısıtlayarak çözümler üretmeye çalışıyorum” diyerek, yaşadığı korkuları anlattı.

“Şiddet, dünyada giderek artan önemli bir toplum sağlığı sorunudur”

Programa konuşmacı olarak katılan Yard. Doç. Dr. Sosyolog Mehmet Görgülü, kadına yönelik şiddetin dünyada yaygın olarak görülen evrensel bir olay olduğunu fakat son yıllarda ülkemizde fazlasıyla arttığına dikkat çekerek,  “Kadına yönelik şiddet aile içinde ve dışında olmak üzere her iki alanda da yer almaktadır. Aile içinde şiddeti uygulayanlar olarak özellikle erkekler gösterilmektedir. Bir erkek olarak bu durumdan utanıyorum” diyerek konuşmasını sürdürdü.

Ülkemizde daha anne karnında şiddete maruz kalındığını, cinsiyetinden dolayı yargılandığını ve öğrenilmiş bir davranış biçimi ile insanların yaşantılarına yön verdiğini belirten Görgülü, “Şiddet insan yaşamının her alanında görülebilen ve dünyada giderek artan önemli bir toplum sağlığı sorunudur. Kadının şiddete bakış açısı, yaşadığı toplumun kültürüne, mevcut yasal düzenlemelerine, eğitim ve sosyo-ekonomik düzeyine göre değişmektedir” dedi.


“Kadınlar yaşamın her alanında hakkını alamıyor”

Programın sonunda yaptığı stand up tarzı gösteri ile büyük beğeni toplayan (KA-DER) Kadın Adayları Destekleme Derneği Üyesi Canan Ermiş, dünya üzerindeki oluşumların yüzde 65’i ni kadınların ürettiklerini belirterek, aldıkları payın ise yüzde 10 gibi bir oran olduğunu ifade etti. “Kadınlar yaşamın her alanında hakkını alamıyor” diyen Ermiş, siyaset hayatında da kadının hak ettiği yerde olmadığını ama kadınlar olarak örgütlenmenin önemini bildiklerini ve yılmayacaklarını belirtti.










Panelin sonunda kadın cinayetlerinin konu alındığı slayt gösterisinin ardından, Gençlik Kolları’nın kızlı erkekli yaptıkları monologla izleyicilerden büyük alkış aldı. Gençlik Kollarındaki erkekler, panelin sonunda tüm kadın katılımcılara kırmızı karanfil dağıttı.
Panele Bahçelievler Kadın Kolu Başkanı Hülya Oğuz ve yönetimi katılırken, Bakırköy meclis üyelerinin birçoğunun katılmaması dikkat çekti. 

Selvi Sarıtaç

 

Editör: Haber Merkezi