İTO seçimlerine aday olma süreciyle ilgili konuşan Murat Kalsın, İTO yönetiminde eksikliklerini gördükleri kavramları dile getirdi. Yeni küresel ekonomik düzenin belirlendiği bu dönemde, Türkiye’nin küresel ticaretin merkezi haline gelmesi Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan İTO’ya önemli görevler düştüğü belirten Murat Kalsın, “İTO seçimleri, ülkemizin 2023 Türkiye’sindeki yolculuğuna denk geliyor. İşte bu nedenle Odamıza her zaman olduğundan daha kıymetli bir görev veriyor. Biz, adalet, liyakat ve istişare ile İTO’yu yönetmeye ve güçlü bir ekonomi, güçlü bir Türkiye hedefi için milletimize ve İstanbul iş dünyasına güç katabilmek için İTO yönetimine talip olduk” dedi.
KALSIN: ÜYELERİN ANKARA İLE BAĞI YOK
Toplantıda seçimlere yönelik siyasi destek konusunda görüşlerini ileten Murat Kalsın, “Üyeler sorunlarını Ankara’ya iletemediler. Biz sektör temsilcilerini Ankara ile direk irtibat kuracakları noktaya getirmek istiyoruz. Sorunları aktarmakta hızlı davranmak gerekiyor. Siyaseti siyasetçilere bırakalım. Biz yük olmaya değil, yük almaya geleceğiz” dedi.
Türkiye’nin en büyük odası olan İstanbul Ticaret Odası’nı, üye sayısı ve etkinliği itibarıyla hak ettiği yere taşımak için büyük hedefleri olduğunu ileten Murat Kalsın, beraberliği güçlendirecek adımlar atacaklarını söyledi. Kalsın “Yaklaşık 140 yıllık geçmişe sahip olan sivil toplum kuruluşumuzda birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek adımlar atarak, şeffaflık ilkesiyle, kimseyi ötekileştirmeden, ecdadımıza layık olmaya çalışarak yola devam edeceğiz. İTO’nun değerli üyelerinden alacağımız destek sayesinde ülkemize, milletimize, devletimize ve ekonomimize gönülden hizmet edeceğimizin sözünü veriyoruz. Sektörlerin ve üyelerimizin sorunlarına en doğru şekilde çözüm bulabilmek amacıyla, iş birliği ve güç birliği kapsamında bir kümelenme projesi başlattık” dedi.
“ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERİLİYOR”
Seçim çalışmalarını sivil toplum kuruluşları başkanları, iş dünyasını önemli temsilcileri, KOBİ’ler ve büyük ölçekli şirketlerin temsilcileri ve tüm yol arkadaşlarımızla istişareler yaparak yürüttüklerini kaydeden Kalsın, “Fakat istişareler yürüttüğümüz, ziyaretler yaptığımız STK’lar ertesi gün aranıyor. Aba altından sopa gösteriliyor” dedi.
“SÖZ DEĞİL, İŞ ÜRETİYORUZ”
Seçim ofisinde yaptıkları çalışmalarda sivil toplum ve iş dünyası ile istişarelerde bulunduğu belirten Murat Kalsın, “İTO’yu ekonomimizin en güvenilir çatısı olarak yapılandırmak, ticarette yeni bir bu başarı hikayesi yazmaya adayız. Bunun için 3’lü bir yol haritamız var” dedi.
Projeleri, ekonomimizin lokomotifi olan KOBİ’lere odakladıklarını aktaran Kalsın, bunun için yapacakları çalışmalar hakkında bilgi verdi. İTO üyelerinin kurumsal altyapısını güçlendireceklerini, böylece küresel pazarlarla buluşturacaklarını açıkladı. Aynı zamanda, KOBİ’lere finansal desteklerle ilgili bilgi alabilecekleri bir merkez kuracaklarını belirtti.
“ÜYELER KIRGIN”
700 bin üyeli İTO’da başkanlık seçimlerine katılım ise sınırlı düzeyde kalıyor. Yüzde 6-10 arasında bir katılım olan seçim sürecinde aidat borcu olanlar maalesef oy kullanamıyor. 260 bin üyenin aidatı ödeyemediğini ifade eden Murat Kalsın, seçimlere sınırlı sayıda katılıma şu sözlerle açıklık getiriyor:
“Aidatı ödeyemeyen üyeler oy kullanamıyor. Maalesef seçimler bir günde yapılıyor ve zorlu koşullarda ilerliyor. Üyeler kırgın ve küskün. Seçimlere de o nedenle ilgi göstermiyor.”
İTO Başkan Adayı Murat Kalsın’ın konuşmasının ardından kürsüye çıkan TÜMKİAD Başkanı Nihat Tanrıkulu, yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. TÜMKİAD’ın sahadaki mücadelesinden bahseden Tanrıkulu gece gündüz çalıştıklarını ifade etti. Tanrıkulu, “9 Kasım’da İstanbul Ticaret Odası’nın seçimleri var. Bizler her zaman hakkımız istedik. Biz devlete ihanet etmeyiz. Devletin güçlenmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Güçlendikçe devlete müdahale eden değil, güçlendikçe devlete hizmet eden bir kurum olacağımızın sözünü veriyoruz. Bu yolda iş dünyasının kalbi uluslararası ticarette ithalatı değil ihracatı geliştireceğiz. Ülkenin ekonomisini güçlendirirken eşit derecede güçlendireceğiz.” dedi.
TANRIKULU: BÜROKRASİ TERÖRLERİNİN SALDIRACAĞINI BİLİYORDUK
Yerel yönetimle ilgili eleştirilerini dile getiren Tanrıkulu, “Yeni yüzler yeni isimler yeni girişimciler lazım bu ülkenin genç girişimci insanlara ihtiyacı var, bu ülkenin yenilenmeye ihtiyacı var. Yolumuzun zor ve çetin geçeceğini biliyorduk devletin koltuklarına oturmuş bürokrasi terörlerinin bize saldıracağını biliyorduk. Milletin oylarıyla seçilmiş hangi parti olursa olsun belediyelere hizmet etmesi gereken, millete hizmet etmesi gereken insanları sokağa salıp siyaseti iş dünyasına sokacağını ben biliyordum. Korkmadım korkmuyorum da çünkü seni insanlar belediyecilik yapman için seçmiş sen gidip evrak toplayamazsın. O insanların önünü aç senin ne işin var İstanbul Ticaret Odası’nın oyunu topluyorsun.” dedi.
“İTO SİYASET ALANI DEĞİL”
Tüm siyasi partilerin belediye başkanlarına seslenen Nihat Tanrıkulu, “Tüm siyasi belediye başkanlarına sesleniyorum. İstanbul ticaret odası siyaset alanı, kavga alanı değil. Bizler bu devletin yetenekli dürüst ve devletine hizmet eden insanların var olduğuna inanıyoruz. Hepimiz inşaatçıyız hepimiz tekstilci, mobilyacıyız ve aramızda mimarlar da var, o mimarlara sesleniyorum sizler kalbinizle beyninizle en önemlisi vicdanınızla sandıklara gidin” ifadelerini kullandı.
Anlayışlarında ayrımcılığın olmadığını söyleyen Nihat Tanrıkulu, “Türkiye genelinde üyesi olan 36 ilde örgütlenmiş Anadolu’nun yiğitleriyiz. Biz şu sözlerle yola çıkmışız benim masamda Aleviler Lazlar yan yana oturur benim masamda Özbek ve Roman yan yan oturur bizde insan ayrımı yok. Devri vatan olan devri kardeşlik olan bayrağının ve devletinin güçlü olmasını isteyen herkes bu masada oturur. Bu salonda her renkten var, biz kardeşiz.” dedi.
10 KASIM TARİHİNE DİKKAT ÇEKTİ
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım tarihine de dikkat çeken Tanrıkulu, konuşmasını şöyle sonlandırdı;
“10 Kasım’da Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde Murat Kalsın’ın İstanbul Ticaret Odası’na girişi tarih olacaktır. Binlerce iş insanını arattırdık ve biz gelmiyoruz dediler, niye? Trafik oluyor dediler. Cumhuriyetin çınarını herkes sulamak zorunda. Siyasetten aldığınız oylarla gider destek verirseniz bu çınarın dallarını kesersiniz. Kalbinizle vicdanınızla oy verirseniz bu çınara su dökmüş olursunuz. Yolları kapatsanız trafik olsa bile ben inanıyorum ki millet yürüyerek gelecek kimseyi durduramazsınız. 15 Temmuz’da olduğu gibi.” Sude SARCAN-KENT YAŞAM