Adalet ve Kalkınma Partisi Küçükçekmece İlçe Başkanı Nejat Öztürk ve Ak Parti Küçükçekmece Belediye Meclis Grup Başkan Vekili Özlem Erol misafirimiz oldu. Her ikisi de İstanbul Büyükşehir ve Küçükçekmece belediyelerinde meclis üyeliği görevlerini yürüten Öztürk ve Erol ile İBB’nin Küçükçekmece’ye yönelik çalışmalarını konuştuk. Yaşam Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanımız aynı zamanda Genel Yayın Yönetmenimiz Celal Karaali ve Haber Müdürümüz Tayfun Ercan ile birlikte ağırladığımız Ak Parti heyetiyle yerel yönetimleri değerlendirdik.
Pek çok problemi konuştuk. Kendimize hangi eleştirilerin ön plana çıkarılması gerektiğini sorduğumuzda, her biri değerli olan ifadelerin yazıya dökülmesi, gazete sayfalarımızı Ak Parti Küçükçekmece İlçe Başkanlığı’nın bülteni gibi kılabilirdi. Bu nedenle, en önemli sorunlarla sayfamızı kapatmak istedik.
AK PARTİ KÜÇÜKÇEKMECE İLÇE BAŞKANI NEJAT ÖZTÜRK, KİRAZLI-HALKALI METROSU’NU SERT ELEŞTİRDİ: "KREDİLER BAŞKA ALANLARA YÖNLENDİRİLDİ"
AK Parti Küçükçekmece İlçe Başkanı Nejat Öztürk, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) Kirazlı- Halkalı Metrosu projesine ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Proje için iki kez kredi çekilmesine rağmen sahada herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini belirten Öztürk, “Halkalı Metrosu için iki kere kredi çekildi ama bir metre dahi imalat yapılmadı. Şantiye alanı şu an atıl durumda, yeşillenmiş ve boy boy otlar çıkmış,” dedi.
İBB yönetiminin kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmediğini vurgulayan Öztürk, “İstanbul’un merkezi projelerinden birine bu kadar büyük yatırımlar yapılırken, halkın parası nasıl harcanıyor? Ne kadar ilerleme kaydedildiği konusunda bir bilgi verilmesi gerekmiyor mu?” ifadelerini kullandı.
“ 10 AY GEÇMEDEN TEKRAR KREDİ İSTEDİLER ”
İBB’nin yıl sonuna kadar kredi almayacağını açıklamasına rağmen son 10 ayda yeniden kredi talebinde bulunduğuna dikkat çeken Öztürk, “Bakın, ‘Kredi almayacağız’ dediler ama üzerinden 10 ay geçmeden tekrar kredi istediler. Halkalı Metrosu’nun şu anki durumu ortada. İnşaat, AK Parti iktidarı döneminde başladı. Bugün ise tamamen durmuş durumda,” diye konuştu.
“İBB BUNU YAPAMAYACAĞIM DEMELİ, PROJEYİ BAKANLIĞA DEVRETMELİ”
Projenin sahipsiz bırakıldığını belirten Öztürk, sürecin böyle devam etmesi halinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na devretmesi gerektiğini söyledi:
“Proje sahipsiz kaldı. Bakanlık, İBB ‘Bunu yapamayacağım’ derse gerekirse devreye girip projeyi tamamlayabilir, diğer metrolarda olduğu gibi; ama onu da yapmıyorlar,” dedi. Metro başladı ama devam ediyor mu, etmiyor mu belli değil. Ödeneği var mı, yok mu? Büyükşehir Belediyesi şu anda yüklenici firmalara ödeme yapmıyor. Proje böyle ortada bırakılamaz. Harcanan halkın parası, ihtiyaç halkın ihtiyacı”
“KREDİ LİMİTİNİZİ DOLDURMUŞSUNUZ. NEDEN DOLDURDUĞUNUZU MİLLETE ANLATIN”
Çekilen kredilerin metroya harcanmadığını öne süren Öztürk, “Bu projeye ayrılan krediler başka alanlara yönlendirildi. Sonra da çıkıp 'Beylikdüzü Metrosu için kredi verilmiyor' diyorsunuz. Önce size verilen kredileri nasıl kullandığınızı açıklayın. Kredi limitinizi doldurmuşsunuz. Neden doldurduğunuzu millete anlatın, ondan sonra yeni taleplerde bulunun,” dedi.
Son olarak, kamuoyunda oluşturulmak istenen algıya da değinen Öztürk, “Tabelalara ‘6 defa reddedildik’ yazıyorsunuz ama zaten kredi limitiniz yok. Mevcut kredilerin ödemesini yapmamışsınız,” diyerek İBB yönetimini daha şeffaf olmaya çağırdı.
Ne diyorlar? ‘Devlet bizi engelliyor, hükümet krediye onay vermiyor. Yurtdışından krediler hazır hâle getirildi, görüşmeler yapıldı, hiçbir sıkıntı yok.’ Ama yurtdışı finans kuruluşları ne diyor? ‘Devlet kefil olsun’ diyor. Çünkü sen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bu parayı ödemezsen, o kurum dönüp devletten alacak. Bu da gayet doğal.”
Devletin tutumunu da değerlendiren Öztürk, “Ankara da diyor ki, ‘Ben sana kefil olurum ama önce mevcut kredilerini düzgün şekilde öde. Borç seviyeni makul bir düzeye indir. Zaten mevcut kredilerini bile zamanında ödemiyorsun.’ Bu tabloya rağmen hâlâ mağduriyet algısı yaratmak iyi niyetli değil,” dedi.
ÖZLEM EROL’DAN HALKALI METROSU ELEŞTİRİSİ: ‘6 YILDIR DURUYOR, SAHİPSİZ KALDI, ŞANTİYE BOŞ’
Öztürk’ün eleştirilerinin ardından söz alan AK Parti Küçükçekmece Belediye Meclis Üyesi ve İBB Çevre ve Enerji Komisyonu Üyesi Özlem Erol, Halkalı Metrosu’nun şantiye süreciyle ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Ben 2021 yılında Halkalı ’ya gittim. 15 Temmuz Gaziler Platformu’nun bulunduğu binanın tepesinden şantiye alanını görüntüledim. O tarihte şantiyeler sökülüyordu. Kurulmuş, vinçleri yerleştirilmiş alan tamamen boşaltılıyordu. O gün orada bulunan vatandaşlar bana, ‘Şantiyeler kuruldu iki sene önce, ama buraya bir işçi dahi gelip çalışmadı. İki yıldır hiçbir faaliyet olmadı, şimdi de söküp taşıyorlar. Boş yere vinçler ve şantiye öylece durdu. ‘Bu bizim paramız,’ dediler. Ben de bu durumu belgelemek için o alanı videoya aldım.”
“İNŞAAT EKİPMANLARI KALDIRILMIŞ. ALAN ADETA DOĞAYA TERK EDİLMİŞ DURUMDA”
Erol, projenin durumu hakkında sahadan izlenimlerini şu sözlerle aktardı: “Şantiye alanına tepeden bakıldığında, her şey çok net görülüyor. Vinçler gitmiş, inşaat ekipmanları kaldırılmış. Alan otlarla kaplanmış, adeta doğaya terk edilmiş durumda. Bugün 2025 yılındayız. Aradan altı yıl geçmiş ama herhangi bir ilerleme yok. Bu, metro projesinin artık ciddi şekilde sahipsiz kaldığını gösteriyor.”
Erol ayrıca finansal disiplinsizlik nedeniyle projenin çıkmaza sürüklendiğini belirterek, borçların zamanında ödenmemesinin ciddi faiz yükleri oluşturduğunu söyledi. İBB’nin yeni kredi taleplerinde bulunduğunu ancak mevcut borçlarını kapatmadan yeni borç yükü altına girmesinin doğru olmadığını vurgulayan Erol, “Bütçe denkliğinden söz ediliyor ama bu faiz yükü ve sorumsuz harcama disipliniyle o denklik sağlanamaz,” dedi.
“AK PARTİLİ BELEDİYELER AYNI ŞİKAYETLERİ YAPIYOR MU?”
Özlem Erol, CHP'li belediyelerin sıkça dile getirdiği bütçe kısıtlamaları ve ödenek eksiklikleri ile ilgili şikayetlerin, AK Partili belediyelerde aynı şekilde gündeme gelip gelmediğini değerlendirdi. Erol, hemen yanımızdaki Bahçelievler, Bağcılar, Başakşehir ve Arnavutköy gibi AK Partili belediyelerden, benzer şikayetleri duymadıklarını vurguladı. "Aynı koşullar altında belediyecilik faaliyeti yürütülüyor, ama bu belediyeler herhangi bir bütçe kısıtlamasından bahsetmiyor," diyerek, AK Parti'nin belediyecilikteki yönetim anlayışını öne çıkardı.
Erol, ayrıca Küçükçekmece, Bakırköy ve Avcılar gibi CHP'li belediyelerin de benzer şekilde şikayetlerde bulunduğunu belirterek, AK Parti ve CHP belediyeleri arasındaki farkları ortaya koydu. "Burası aynı İstanbul, aynı koşullarda yönetim yapılıyor, ancak bir tarafta sürekli bütçe eksiklikleri ve ödenek çıkmaması gibi şikayetler duyulurken, diğer tarafta bu şikayetler yok. Bu durum, her iki partinin belediyecilik anlayışlarının ne kadar farklı olduğunu gösteriyor," dedi.
“İBB'NİN GELİRLERİNİN YAKLAŞIK %80'İ DOĞRUDAN DEVLET TARAFINDAN VERİLİYOR.”
Özlem Erol, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) gelirlerinin büyük bir kısmının devletten sağlandığını belirterek, "İBB'nin gelirlerinin yaklaşık %80'i doğrudan devlet tarafından veriliyor. Yani Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesinin %80'i İller Bankası'ndan gelen parayla karşılanıyor. Bu da demek oluyor ki, belediyenin bu geliri sağlamak gibi bir derdi yok, bu %80'i zaten garanti alıyorlar," dedi. Ancak Erol, bu durumun ilçe belediyeleri için geçerli olmadığını vurguladı. "İlçe belediyelerinde bu durum farklı. Burada %2-3 gibi bir azalma söz konusu olabilir. Yani, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin o garantili gelir düzeni ilçe belediyelerinde yok," diyerek, ilçe belediyelerinin daha sınırlı bütçelerle çalıştıklarını belirtti. Bu değerlendirmeler, CHP'li belediyelerin yaşadığı bütçe sıkıntılarının, AK Partili belediyelerde benzer şekilde yaşanmadığını ortaya koyuyor.” dedi.
ÖZTÜRK “İBB'NİN GELİR YARATMA POTANSİYELİ YOK, SADECE ZARAR EDİYOR”
Özlem Erol'un sözlerinin ardından yeniden söz alan İlçe Başkanı Nejat Öztürk, İBB'nin yönetememe sorununu gündeme getirerek şöyle konuştu:
“AK Parti belediyesi Kadir Topbaş döneminde, ekstra gelirler yaratılıyordu. Örneğin, sosyal tesisler işletiliyordu ve küçük karlarla da olsa, bu bütçeye katkı sağlıyordu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne. Ancak şu anki İBB’de bu tür katkılar yok. Mesela İSPARK, geçmişte kazanç sağlıyordu, ancak şu anda battı. Ayrıca asfalt satıyorsunuz, ama bu işi boşuna yapmıyorsunuz. Yani bedavaya yapılmıyor. İSKİ, yıllar sonra 260 milyon TL zarar açıkladı. Bu durum, aslında sistemsel bir sorun olduğunu gösteriyor.
“HER ŞEYİN ÇÖZÜMÜ BASİTTİR ASLINDA, SADECE DÜZGÜN BİR YÖNETİM GEREKTİRİR.”
İSKİ'nin zararını şu şekilde açıkladı: Yatırım yaparsınız, şebekeyi değiştirirsiniz ve buna yatırımlar yapmanız gerekir, evet, ancak şu anda bu tür yatırımlar da yapılmıyor. Yani durum böyle olunca, bu projelerde kaynak ve planlama eksikliği olduğu aşikar. Bir liralık aldığınız şeyi 3 liraya fatura ediyorsanız ve 2000 işçi çalıştırılması gereken yerde 3000 işçi çalıştırıyorsanız, bunun nedeni bütçe planlamasının zayıflığıdır. Her şeyin çözümü basittir aslında, sadece düzgün bir yönetim gerektirir.
“YÜKLENİCİ FİRMALARA ÖDEME YAPILMIYOR. NASIL HİZMET ÜRETSİN?”
Örneğin, belediye otobüslerini görüyoruz; tamir ve bakım ücretleri 3-4 aydır ödenmiyor. Yüklenici firma, 'Ben aracı tamir ediyorum, parçayı tedarik ediyorum, ama ödeme almazsam nasıl doğru dürüst bakım yapabilirim?' diyor. Belediye, bu firmaya ödeme yapmadığı için bakımda aksaklıklar yaşanıyor. Aynı sorun asfaltla ilgili de var. Hammadde alınıyor, ama parasını zamanında ödemezseniz, asfaltı almak için insanlar sırada bekliyor. Bu yönetimsel bir sorundur.
Bütün bunlar, aslında iyi bir yönetimle aşılabilecek problemler. Eğer belediyenin mali kadrosu yeterliyse, öngörüsü kuvvetliyse ve planlama doğru yapılırsa, bu tür sıkıntılar yaşanmaz. Burada mesele şu ki, gelirler her halükarda geliyor. 'Gelirler alınmıyor' gibi ifadeler doğru değil. Bu tür sıkıntılar, belediyeciliğin başarısı ve etkin yönetimiyle doğrudan ilgilidir.
KİPTAŞ gibi büyük projelerde de benzer bir durum var. 'Devlet para vermiyor, ödenekler kısıtlandı' deniyor. Ancak bu, doğru bir açıklama değil. Çünkü AK Partili belediyelerde de SGK ödemelerinin çok düzenli yapıldığını söyleyemeyiz. Bu, aslında belediyelerin iç yapılarıyla ilgili bir sorun. Eğer belediye mali anlamda yeterli bir kadroya sahipse, öngörüleri kuvvetliyse ve yönetimi doğruysa, bu tür sorunlar yaşanmaz. Sonuç olarak, gelirler zamanında alınmıyor ve bu durum, iyi bir yönetimle aşılabilir bir sorun." diye konuştu. SÜMEYRA DUĞAN- KENT YAŞAM