Bakırköy’de görev aldığı 5 yıl boyunca en büyük kazanımının dostluklar olduğunu söyleyerek, sorularımızı cevaplayan Avukat Taner Kazanoğlu, dününü, bu gününü ve siyasete girme sürecinin yanı sıra, kamuoyunda çokça merak edilen CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan’la olan ilişkisini anlattı.

Bize kısaca Avukat Taner Kazanoğlu’nu anlatabilirmisiniz?

“5 yaşında annesini kaybetmiş, Savcı bir babanın oğluyum. Çok küçük yaşta annemi kaybedince, Burdur Gölhisar’da dedem ve nene diye hitap ettiğim anneannemin yanında büyüdüm. Bu küçük kasabada ilk ve ortaokulu bitirdikten sonra, lise eğitimi için önce Burdur merkeze, sonrasında ise Eskişehir’e giderek Ahmet Kanatlı Lisesi'nden mezun oldum. Henüz Lise 1. sınıfta ailesinin yanından ayrılan bir öğrenci olarak yerleştiğim Eskişehir’de, eskilerin çok iyi bildiği Hamamyolu Caddesi’ne kurulan işporta tezgahlarında çalışarak eğitim hayatımı tamamladım”

ÜNİVERSİTE HAYATI BUCA’DA BAŞLADI, BAKIRKÖY’DE TAMAMLANDI

“Lise eğitiminin ardından ilk olarak Ege Ziraat Fakültesi’ne başladım ve İzmir’in Buca ilçesinde bir öğrenci evinde kaldım. Yeniden girdiğim üniversite sınavında ise İstanbul Hukuk Fakültesi’ni kazanarak İstanbul Bakırköy’e taşındım.

Yaklaşık 30 yıllık meslek hayatının ardından Kazanoğlu’na, siyasete geçiş sürecini sorduk

2014 yerel seçimleri öncesi Bakırköy Belediye Başkanı olan Bülent Kerimoğlu ile tanışıp iki iyi arkadaş olduk. Bakırköy Belediyesi’ne adaylık müracaatı oldu ve birlikte siyaset yapmamızı teklif etti. Doğruyu söylemek gerekirse, üniversite yıllarımda yaşadığım, İstanbul Caddesi, İncirli Caddesi, Yeşilköy Sahili ve tren istasyonu ile hafızamda hep İstanbul’un metropol kenti olarak yer etmiş Bakırköy’de siyaset yapmak çok cazip geldi”

MECLİSDE HUKUKÇU KİMLİĞİMLE YER ALDIM

“Yerel siyasetin kesinlikle yerel yöneticilerle yapılması gerektiğine inanan biri olarak, bunu defalarca dile getirmişimdir ama belli meslek gruplarına sahip olan insanların, mevcut iktidarla etkili şekilde mücadele edebilmesi için de, teknik donanımı tam olan bazı insanların meclis üyelikleri içinde il ve ilçe ayrımı yapılmaması gerektiğini düşünenlerdenim.

Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi hem de Bakırköy ilçesinde, hukukçu avukat kimliğimle yer aldım ve meslek etiğimin dışına hiç çıkmadım, bundan sonra da çıkmayacağım.

Mecliste de zaten ‘Hukuk Komisyonu Başkanlığı’ yaptım. Elimden geldiğince de Bakırköy Belediyesi'nin hukuka aykırı bir iş yapmaması yönünde ciddi gayret sarf ettim. Hukukçu kimliğimle girdiğim bir toplantıda, alınan karara tek başıma mecliste RED oyu verdiğim için ilçe yönetimim tarafından da disipline verildim. İlerleyen süreçte zaten alınan kararın hukuka aykırı olduğu fark edilince, belediye başkanımız da almış olduğu yetkiyi kullanmayarak meclise iade etmişti”

Anadolu'dan gelmiş bir üniversite öğrencisi olarak, mega kent Bakırköy’ün kendisinde ayrı bir yeri olduğunu ve öyle de kalacağını söyleyen Kazanoğlu’na, 5 yıllık meclis üyeliği sürecini sorduk

Özellikle son dönemde AK Parti'nin büyükşehir kanunu ile belediye meclislerini etkisizleştirildiğini ve yaptırımı olmayan kurumlar haline getirdiğini söyleyen Kazanoğlu, belediye başkanı ve belediye meclisinin yetkileri arasında ise uçurum olduğunun altını çizdi.

Kazanoğlu, şöyle devam etti;

“Belediye meclis üyesi olarak Bakırköy’e kalıcı bir eser bırakmış olmayı çok isterdim ama ne yazık ki başaramadık. Bu yüzden de kendimi Bakırköylülere karşı borçlu hissediyorum ve bu düşüncelerle belediye başkanlığına talep açtım. Genel merkezimiz mevcut başkanımızla devam etme kararı aldı. Doğruyu söylemek gerekirse bu dönemde aktif siyaseti bırakmayı düşünüyordum. Bu düşünceler içerisindeyken,  kardeşim gibi sevdiğim meslektaşım eski Buca Belediye Meclisi Gurup Başkan Vekili Erhan Kılıç belediye başkan adayı olarak açıklanınca, belediyecilik tecrübemi ve mesleki vizyonumu bildiği için benimle birlikte siyaset yapma talebini iletti. İlçe siyasetinde verimli bir meclis üyeliği yapamamış olsam da, Büyükşehir’de hukukçu kimliğimle ciddi önergeler verdim ve birçoğu ulusal medyada da yer aldı. Erhan Kılıç’tan da böyle bir talep gelince hayır diyemedim”

“Bu gelişmelerden sonra hayat yönümü kaderinde bir cilvesi de olduğuna inanarak, okuduğum ilk üniversite olan Ege Ziraat Fakültesi’nde öğrenciyken yaşadığım, 40 yıl İzmir’de yaşayan ve Kaynaklar Merkez Mahallesi’ndeki mezarlıkta ebedi istirahat ahındaki babamın mezarının da bulunduğu Buca’ya gitmeye karar verdim”

5 YILLIK SİYASİ HAYATIMDA ÖĞRENDİKLERİMİ, 30 YILLIK MESLEK HAYATIMDA ÖĞRENMEDİM

“30 yıllık meslek hayatım, 5 yıllıkta siyasi hayatım var ama anladım ki insan hayatında eğitim hiçbir zaman bitmiyormuş. Şimdi geriye bakıyorum da, 5 yıllık siyasi hayatımda öğrendiklerimi 30 yıllık mesleki hayatımda öğrenmemişim. Siyasetle uğraşmayan kişiler olarak dışarıdan daha sofiyane duygularla bakıyormuşuz bazı olaylara. Oysa işin içine girince hem farkındalık, hem de teknik olarak çok daha farklı düşünmeye başlıyor insan. Örneğin eskiden bir kış bahçesi gördüğüm zaman dekoruna, hizmet kalitesine ve menüsüne bakardım. Şimdiyse ‘mekanın ruhsatı var mı, mutfağı hijyen mi, çalışanlarının sosyal hakları tam mı ya da sağlık bakanlığınca uygun bir yer mi gibi sorulardır aklımdan ilk geçen”

*Kazanoğlu’na, Bakırköy siyasetine Bülent Kerimoğlu ile girdiğini ve dolayısı ile toplum tarafından Kerimoğlu’nun dışarıdan getirdiği ekipten biri olarak bilindiğini ama sonrasında neden ekip arkadaşlığından ayrıldığını sorduk

İnsanlık tarihinde MÖ (milattan önce) ve MS (milattan sonra) diye iki ayrı dönemin olduğunu ifade eden Taner Kazanoğlu, “Siyasette de insanların KÖ (koltuktan önce) ve KS (koltuktan sonra) diye iki ayrı dönemlerinin olduğunu gördüm. Kerimoğlu ile aynı otobüste Bakırköy'e muavin olarak geldim ama ilk durakta inmeyi daha uygun gördüm. Kerimoğlu’nun dostluğu gerçekten çok daha keyifliydi”

TUNCAY ÖZKAN’LA OLAN DOSTLUĞU VE ERGENEKON SÜRECİ

Tuncay Özkan'la olan yakınlığını da sorduğumuz Kazanoğlu “Aynı anadan doğsak, belki de bu kadar yakın kardeşlik duygusu içerisinde olmazdık” diyerek, KanalTürk’ün Kazakistan’a satışı esnasında yine avukat olarak bulunduğu görüşmeler sonrasında, satışın olmadığını ama Tuncay Özkan’la dostluğunun geliştiğini söyleyerek devam eden Kazanoğlu;

“Daha sonra 2000'li yıllarda başlayan sözde Ergenekon soruşturması kapsamında Tuncay Özkan’da tutuklandı. Ergenekon sürecinde 6 yıl boyunca her hafta sonumu cezaevinde geçirdim. Cezaevinde kalan tutukluların dünyaya açılan tek penceresi ziyaretçileridir. 6 yıl boyunca her hafta sonu sabah 11-12 gibi başlayarak, gece saat 23-24’e kadar cezaevinde kaldım. Gerek Tuncay Özkan’la, gerekse onun yönlendirdiği pek çok kişiyle uzun saatler geçirdim ve hemen hemen her konuda sohbet etme fırsatı buldum.

Başından beri karşı olduğumuz Ergenekon süreci, nihayet usul ve esas yönünden 21 Nisan 2016'da Yargıtay kararı ile bozuldu. Tabi bizim Tuncay Özkan ile olan dostluğumuz tahliyenin ardından daha da ilerledi ve bu kez ailece görüşmeye başladık. Sonrasında fark ettik ki biz artık arkadaştan öteye, iki kardeş olmuşuz.

Şunu iyi biliyorum ki, Tuncay’ı ne para, ne de makamlar değiştirmez. Ben de böyle bir arkadaşım olduğu için her zaman onur ve gurur duymuşumdur. Ama şu da bilinmelidir ki;  siyaseten kimse kimsenin üstünde değildir. Aramızda böyle bir hiyerarşi de yoktur. Dostumdur, kardeşimdir.

Bazı internet sitelerinde “Tuncay Özkan Avukatına İstanbul'da yer bulamayınca Buca'ya taşıdı” şeklinde çıkan haberleri de sorduğumuz Kazanoğlu, “İlçe belediyesinde değil belki ama İBB’de verimli bir meclis dönemi geçirdiğime inanıyorum ama öncesinde de belirttiğim gibi aslında aktif siyaset yapmayı çok fazla düşünmüyordum. Tam da bu dönemde Buca Belediye Başkanı meslektaşım Erhan Kılıç'ın teklifi üzerine meclis üyesi olmayı kabul ettim”

Ergenekon davalarına vekil sıfatı ile katılan ünlü Avukat Taner Kazanoğlu’na, soruşturma kapsamında uzun yıllar hapis yatan bir avukatın, gazetecilere verdiği demeçte “Tutuklu bulunduğum süre içerisinde,  hemen herkesin yaşadığı vefasız yaklaşım örneklerini ben de yaşadım. Üniversite yıllarıma dayanan, 35 yıllık dost bildiğim pek çok arkadaşımın, işine ve yaşantısına zarar gelmemesi için 6 yıl boyunca bir kez dahi ziyaretime gelmekten çekindiğine de tanık oldum, bunun tam tersine, dava boyunca her hafta sonunu cezaevi ziyaretine ayırarak büyük bir vefa örneği gösteren Avukat Taner Kazanoğlu gibi birine de tanık oldum” dediğini hatırlatarak, düşüncelerini sorduk.

Ergenekon sürecini baştan sona haksız ve hukuksuz bir dava olarak değerlendirdiğini, insanların boş yere esaret altında yaşadığını söyleyen Kazanoğlu, “Birçok kişinin korktuğu bir dönemdi. Bazı insanların tıpkı Ahmet Kaya’nın şarkısında söylediği gibi zamanla nasıl korktuğunu, nasıl mum gibi söndüğünü ve nasıl kaçtığını ne yazık ki çok gördük. Korkmadık, direndik ve en sonunda haklı olduğumuz ortaya çıktı. Ergenekon kumpasının Türkiye'ye bir operasyon olduğu gerçeği de ortaya çıktı. Haklılığımızın vermiş olduğu gururun yanı sıra, insanların hayatından çalınan yılların üzüntüsü ile bu süreci kapattık” dedi.

YANDAN GELDİK, CANDAN OLDUK

Bakırköy için her zaman kullandığı “Yandan geldik, candan olduk” cümlesini bir kez daha ifade eden Avukat Taner Kazanoğlu, Bakırköylülere veda ettiği konuşmasının sonunda, “Özellikle Bakırköy halkına, CHP İlçe Örgütüme ve CHP’ye gönül vermiş tüm yoldaşlarıma çok teşekkür ediyorum” dedi.

Kazanoğlu şöyle devam etti;

“Bakırköy’e öğrencilik yıllarımdan kalma nostalji içeren güzel duygularla geldim. Geldiğim ilk günden itibaren de Bakırköylerle kanım uyuştu ve ilk siyasi deneyimimi yaşadığım Bakırköy, bende bir sevdaya dönüştü. Bakırköy’de siyasi anlamda çok çirkinlikler gördüğüm gibi, birçok güzelliği de bir arada yaşadım. En büyük kazanımım ise dostluklarım oldu. Partili arkadaşlarım, yoldaşlarım ve ilçe örgütümle kurduğum bağ, ölene dek benimle birlikte kalacak. Bakırköy bir anlamda benim de vizyonumu değiştiren yerdir. Bu yüzden de Bakırköy halkına minnettarım ve dediğim gibi de, çok güzel ve iyi insanlar tanıdığım gibi, tam tersine çok kötü insanlar da gördüm. Kötü insanların bir daha hayatımda olma şansları olmadığı gibi, tanıdığım güzel insanlar ise ömrümün sonuna kadar benimle birlikte olacak. İzmir siyasetinde olsam da Bakırköy aşkım hiçbir zaman bitmeyecek ve her zaman hayatımın bir yerinde hep olacak. İzmir'e gitmem demek Bakırköy siyasetinden uzak olacağım anlamı da taşımıyor. Ve son olarak diyorum ki, Bakırköy halkına borçluyum ve bir gün o borcu mutlaka ödeyeceğim”

İLÇE BAŞKANI ASIM KÖKSAL MUŞ, KAZANOĞLU’NU UĞURLADI

Son olarak CHP Bakırköy İlçe Başkanlığı’na gelerek partilileriyle helalleşen Avukat Taner Kazanoğlu’na konuşan İlçe Başkanı Asım Köksal Muş, “Öncelikle ilçe meclis üyesi olarak hakkın ve hukukun temsilciliğini yaptığın ve de Bakırköy halkının menfaatleri için verdiğin her kararlardan dolayı halkım adına teşekkür ederim. Disipline verildiğin süreçte ilçe başkanı değildim ama ‘Kanunsuz emir, emir değildir’ diyerek gurup kararına uymadığın için disipline verilmiş olmandan yana bir üzüntüm olmasa da, aksine haklı olduğun anlaşılarak bir yanlıştan dönülmesine vesile olduğun içinde seninle gurur duyuyorum” dedi.

Siyaseten ilk göz ağrısı olan Bakırköy’de, Bakırköylülerin de Taner Kazanoğlu’nu asla unutmayacağını söyleyen Köksal Muş, “Yıllar sonra bile, buradan bir Taner Kazanoğlu geçti ve iyi ki de yolu buradan geçti, diyeceğimiz birini tanımanın gururunu bizlere yaşattığın için var ol” diyerek, İzmir Büyükşehir ve Buca Belediye Meclis Üyeliği için başarılar diledi.

İzmir Buca’ya giden evli ve 3 çocuk babası olan Avukat Taner Kazanoğlu, ilk olarak baba mezarlığını ziyaret ettikten sonra CHP Buca İlçe Başkanlığı’na giderek, seçim çalışmalarına başladı.

Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam

Editör: Haber Merkezi