Küçükçekmece İnönü Mahallesi Süleyman Efendi Sokak’ta ki iki binada 15 aile 19 yıldır hukuk mücadelesi veriyor. 1997 yılında aynı kişiye ait iki arsada yan yana iki bina yapılıyor. O dönemde arsa sahibi ile sözleşme yapan Müteahhit Eyüp Çelenk,  32 daire yapmayı ve  toprak sahibine yüzde 25’i olan 8 daireyi vermeyi taahhüt ediyor. Fakat 15 daire yapıyor. Arsa sahibi Mehmet Haliloğlu’na  karşı yükümlülüğünü yerine getirmiyor. O dönemde imar işleri henüz kara düzen gidiyor. Plan proje yok.  Belediyelerden ruhsat ve iskan alınmıyor. İnşaat devam ederken 17 Ağustos 1999 depremi oluyor. İnşaatın henüz yarısı kaba olarak bitmişken durduruluyor.  Malikler dairelerini anahtar teslim olarak satın almalarına rağmen müteahhitin devam edememesi üzerine karkas olarak teslim alıyorlar. Dairelerini bir kez daha para ödeyerek  kendileri tamamlıyorlar.

Daha sonra 2000 yılında toprak sahibinin mahkemeye başvurması ile süreç başlıyor. Toprak sahibi Haliloğlu müteahhit Çelenk kardeşlere değil de maliklere dava açmayı tercih ediyor. Bu süreçte kendisine mağduriyet oluşturan müteahhitlere hiçbir husumet beslemiyor.

TAHLİYE TEPKİ İÇİN İNTİHAR GİRİŞİMİ

Tapu Dairesi’nden hisse satın alan maliklerin ellerindeki  tapu toprak sahibinin hakkını alamadığını ispatlaması nedeniyle yasa gereği iptal oluyor.  Bu arada üzerinde dava olmasına rağmen uzun yıllar içerisinde sembolik bedellerle arsalar iki farklı kişiye satılıyor. Önce Musa Gül, sonra Bünyamin Ak arsaları alıyor. Son sahibi Bünyamin Ak mahkemeyi kazanıp arsanın tahliyesini talep ediyor. Malikler, yaklaşık 380 bin TL’ye satın aldığı arsalar için 1,5 milyon TL teklif ediyorlar. Ak “ satılık arsam yok” diyerek kabul etmiyor. Küçükçekmece İcra Müdürlüğü’ne başvurarak tahliye istiyor. İcra Müdürlüğü defaten işlem yapıyor.

Son olarak 28 Mayıs Cuma günü yüzlerce polis ve TOMA’larla birlikte Ak’ın avukatı ve icra memuru kapıya dayandı.  Malikler isyan etti. 16 yaşındaki bir kız daha önce icra ile elinden alınmak isteyen laptop bilgisayarını sokağa fırlattı. Bunun ardından babasının binanın çatısına daha önceden kurmuş olduğu  darağacındaki urganı boğazına geçirmiş olduğu fark ediliyor. İntihar eylemi son anda engellenirken küçük yaştaki bir başka kızı buna şahit olarak sinir krizleri geçiriyor.

KEMAL ÇEBİ MÜDAHİL OLDU

Bekleyişin sürmesi nedeniyle sokağa Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ile İlçe Emniyet Müdürü Cevdet Hürol’da geldi. Başkan Çebi, arsa sahibiyle bir telefon konuşması gerçekleştirdi. Çebi tahliye için süre istedi. Önce süre vermeyeceğini belirten arsa sahibi Bünyamin Ak uzun görüşmeler sonrasında 15 gün süre verdi. Bu sürede tahliye olunacak olana vatandaşlar Küçükçekmece Belediyesine ait sosyal konutlarına yerleştirilecek.



 

YAPTIKLARINDAN FAZLASINI SATMIŞLAR

Maliklerin avukatı Hüdaverdi Yıldırım gazetemizi ziyaret ederek yaptığı açıklamada :

“ Mehmet Haliloğlu 1997  yılında arsasını  kat karşılığı olarak Eyüp Çelenk’e veriyor. Aralarında kat karşılığı sözleşmesi yapıyorlar. Eyüp Çelenk’te bu sözleşmeye istinaden çalışmalara başlıyor. İmar’da düzenleme yapıyorlar. İnşaata başlanıyor. Bu aşamada Eyüp Çelenk’in kardeşi Nihat Çelenk’te müteahhit olarak ağabeyi ile hareket etmeye başlıyor. Bu şekilde 1999 Ağustos depremine kadar geliyorlar. İnşaat şuanda bulunduğu noktaya geliyor. 15 daire olarak kalıyor. Planlanan ise 16’şar daireden 4’er kat 32 daire yapmak. 24 daire müteahhitin  8 daire toprak sahibinin olacak  şekilde planlıyorlar. 1999 depremi sonrasında inşaat durdurulup  daha da kat çıkması engelleniyor. O saate kadar müteahhit, yapacağı 32 daireyi düşünerek 24 tanesini satıyor. Şuanda 24 kişiden 15 tanesi binanın içinde 9 tanesi yerleşeceği daire olmadığı için hiç gelemedi. Onlarda şuan hiç yoklar.

DAVA SÜRECİNDE SATIŞA DEVAM EDİLMİŞ

Arsa sahibi 2000 yılında bir dava açıyor. Bu dava Küçükçekmece 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüyor. Bu dava tapu iptal ve hukuk davası.  Bu davada müteahhitle yaptığı anlaşmadan dolayı mağdur olduğunu yapılan anlaşmaya sadık kalınmadığını belirterek hisselerin kendisine geri dönmesi istiyor. Tapusu bulunan müvekkillerime karşı açıyor. 2006 yılında karar çıkıyor. Müvekkillerim davaya müdahil olmuyor. Nasıl olsa biz tapularımızı devletin tapu dairesinden aldık. Bizim yasalarımızda kanun maddesi var. Diyor ki “bir kişi tapu kaydına güvenerek bir mal satın alırsa onun buradaki iyi niyeti korunur” diyor. Normalde tapudaki kayda güvenen müvekkiller dava sürecinin onlar açısından sorun olamayacağını sorunun arsa sahibi ile müteahhit arasında olduğunu düşünüyorlar. Oysa arsa sahibi davayı sadece içeride dairesi olanlara karşı açıyor.  Bu sırada müteahhit hala tapu satmaya  devam ediyor.

“ANLAŞACAĞIZ DEYİP, KANDIRIYORLAR”

Yargıtay’ın problemli içtihadı birleştirme kararı var. Arsa sahipleri ile müteahhitler arasında bir sorun olduğunda eğer arsa sahiplerinin mağdur olduğunu düşünüyorlarsa müteahhitler kaç kişiye satarsa satsın 7-8 el değiştirse bile bütün tapular arsa sahibine geri döner diyorlar. Yargıtay’ın bu problemli içtihadından dolayı tapular arsa sahibine geri geçiyor. Davanın kesinleşmesi Yargıtay’a gitmesi gelmesi 2011 yılını buluyor. Arsa sahibinin avukatı Erkan Hasanoğlu “ hiç bu sürece müdahale etmeyin. Biz sizinle anlaşırız” diyor. 250-300 bin lira gibi bir rakamla bu insanlarla anlaşacağını söylüyor. Daha doğrusu müvekkilllerimi kandırıyorlar. Dava Yargıtay da kesinleşiyor. Müvekkillere “biz sizden 1 milyon lira istiyoruz” diyorlar.

“MÜTEAHHİTLER VE ARSA SAHİBİ TAZMİNAT ÖDEYECEK”

Daha sonra müvekkillerle tanıştık.  2012/34 esas ile Küçükçekmece 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtık. Dedik ki  müvekkillerden tapuları almışsınız ama buradaki binada hepsi tapu kaydına güvenerek hisse satın almışlar. Bu hisse tapusunu sadece bir kişiden almamışlar. İki kardeş müteahhitten almışlar. Eyüp ve Nihat Çelenk’ten birde direkt arsa sahibinden almışlar. Müvekkillerim içinde her üçünden de daire alan var. Fakat mahkeme 2014’de  öyle bir karar verdi ki sanki ortada arsa sahibi yok. Müteahhitte bir kişiymiş gibi karar verdi. Ödediğiniz parayı Eyüp Çelenk’ten alabilirsiniz. Çünkü sözleşmeyi o yaptı. Ama bizde  Eyüp Çelenk tek başına müteahhitlik yapmadı dedik. 

Biz tekrar hukuk mücadelesine başladık. Biz buradaki daireleri sadece müteahhitlerin birisinden  almadık. İki müteahhitten aldık. Ayriyeten mal sahibinden de aldık diye dava açtık.  Yargıtay temyiz talebimizi de reddetti. En son karar düzeltmeye gittik. Bu olağanüstü bir yargı yoludur. Orada biz derdimizi anlattık. İnsanlar parayı her üçüne beraber vermişler. Yargıtay burada bizim bir mağduriyetimiz olduğunu kabul etti.  Mahkeme bu mağduriyeti gidermek için  tazminatın üç kişiye paylaştırılması yönünde ara karar aldı. Mahkemenin geldiği aşama budur.

ŞÜPHELİ ARSA SATIŞLARI BAŞLIYOR

Bu süreçte Haliloğlu arsayı önce Musa Gül’e satıyor. 10 ay sonra Bünyamin Ak’a geçiyor arsalar. İkişer bin lira farkla satış gerçekleşiyor. Arsa bedeli 370-380 arası bir rakam.  Musa Gül ve Bünyamin Ak’ın avukatı  aynı kişi. Eyüp Korkmaz diye bir avukat. Bu da iki kişinin birlikte hareket ettiğini gösteriyor.

İLÇE PROTOKOLÜ DEVREDE

İlçe Kaymakamı ve  İlçe Emniyet Müdürü “oturun anlaşın bu insanlar mağdur” diyorlar. Bünyamin Ak ise “siz onları tutuyorsunuz” diyor. Belediye başkanı gelip müvekkillerime vekil olduğunu söylüyor. Fakat arsa sahibi belediye başkanının kefaletini kabul etmeyecek kadar cüretkar davranabiliyor.” diye konuştu.

Müteahhit müşterilerinden aldığı parayı cebe indiriyor. Arsa maliyeti olamdan  15 daire yaptığı yerde fazlasını da  satıyor, dışarı da kalan farklı mağdular dahi var.  Para kazanıp gidiyor. Arsa sahibi arsasının üzerindeki 15 daireye çöküyor. 8 daire alacakken 15 daire sahibi oluyor. Müteahhit ve arsa sahibi  deyim yerindeyse bir koyundan iki post çıkarıyorlar. Buradan zararlı çıkan mağdur olan 15 aile oluyor.

 “VATANDAŞLARIN MAĞDURİYETLERİNİ GİDERECEĞİZ”


Kendisinind e içinde olacağı bir uzlaşma masası kuracaklarını belirten Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, “Çok uzun yıllar devam eden bir dava, bugün bir tahliye kararı çıkmış mahkemeden. Ancak buradaki insanlar da buna direniyorlar, haklı olduklarını iddia ediyorlar. 15 Aile var bu binada, bir taraftan bir yasa var, diğer taraftan kendilerinin mağdur olduğunu iddia eden insanlar var. Gün içinde tahliyeye tamam deseler dahi, ki demiyorlar. Gidecek yerleri yok, bunun için taraflarla görüşmelerimizin neticesinde, bir 15 günlük süre içerisinde ikna edebiliriz diye. Uzlaşma sağlayabiliriz diye, 15 günlük çok kıymetli bir zaman dilimini aldık. Biz de 15 gün içerisinde oturtturabilirsek tarafları oturtacağız. Oturtamazsak, kendilerini mağdur olarak hisseden vatandaşlara yardım için belediye olarak elimizden gelen imkanı sağlayacağız” dedi. TAYFUN ERCAN / KENT YAŞAM

Editör: Haber Merkezi