Anadolu kadını için adeta bir basma devrimi yapmıştı Sümerbank.  Rengârenk, püfür püfür, desen desen emprime basmalar üretti yıllarca. Rahşan Ecevit’in, annelerimizin dallı güllü basma elbiseleri, Karaoğlan’ın mavi gömleği, babalarımızın çizgili pijamaları hep Sümerbank’tandı. Biz çocukken de birçok kıyafetlerimiz Sümerbank’tan alınırdı. İngilizleri hayran bıraktıran Azra Akın’ında elbisesi Sümerbank basmasındandı. 

BELKİ DE TEK ORTAK YANIMIZ SÜMERBANK’TI

Ülkenin bambaşka bir köşesinde, benzer olmayan koşullarda büyümüş, başka okullara gitmiş, farklı tip bir yaşam sürmüş ve sürmekte olan, kısacası başka sosyal, ekonomik ve kültürel bir gerçekliğin içindeki birisiyle belki de tek ortak yanımız Sümerbank’tır…

KAPISINA KİLİT VURULALI 24 GÜN OLMUŞTU

Ve ne acıdır ki Azra Akın’ın 2002 Dünya Güzeli seçildiği yıl Türkiye’nin en önemli kamu kuruluşlarından olan 66 yıl ürettiği rengârenk, cıvıl cıvıl basmalarla ülkeyi baştanbaşa süsleyen ‘Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nın kapısına kilit vurulalı henüz 24 gün olmuştu. Tarih,14 Kasım 2002.

ATATÜRK, NAZİLLİ VE AZRA AKIN

Bu yarışmadaki en güzel detay ise Atatürk, Nazilli ve Azra Akın! Azra Akın'ın Dünya Güzeli seçilmesi ile Atatürk ve Nazilli'nin ne ilgisi var, diyeceksiniz!  Sonuna kadar okursanız ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.

İşte Nazilli'den Bir 'Basma-Fistan' Hikâyesi… Ve Atatürk!

- Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası “ekonomik bağımsızlık olmadıkça, ulusal bağımsızlık olmaz” ilkesiyle kuruldu. Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, devlet eliyle kurulan ilk basma fabrikası olma özelliğine sahipti. 

- Üreten yeni Türkiye, Tarih 9 Ekim 1937 Atatürk hastaydı. Açılışa gitmeyi çok arzuladı. Zor yürüyordu ve kolunda Celal Bayar vardı. Mustafa Kemal Atatürk’ün açılışını yaptığı son fabrika ‘Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’ olacaktı.

- Atatürk coşku içindeki halkı, fabrika girişindeki müdüriyet binası balkonundan selamladı. Açılış konuşması bittikten sonra erkekli kadınlı işçiler, Atatürk’ün önünden geçit töreni yaptı.

- Atatürk kırmızı kurdeleyi kesti, sarı madenden yazılmış Sümerbank harfleri ile yapılmış anahtarla fabrika kapısını açtı.

- Ve… Atatürk’ün direktifiyle 480 makine çalışmaya başladı.

- Atatürk şöyle dedi: “İşte bu bir musiki’dir…” Yeni Türkiye inşa ediliyordu; lafla değil alın teriyle, emekle… Satarak-çalarak değil üreterek…

BAŞARILARLA DOLU YILLAR

İlk yıl 1938’de; yaklaşık 9 milyon metre basma; 145 ton iplik üretildi. Bir yıl sonra; basma üretimi 12 milyon metreye ve iplik üretimi 407 tona çıktı. 10 yılsonunda; basma üretimi 20 milyon metreye ve iplik üretimi 2 bin 800 tona çıktı. 1960’lı yıllar fabrikanın istikrarı yakaladığı; 1970’li yıllar ise verimlilik ve kârlılık açısından zirve yaptığı dönemdi. 1974 yılında elde ettiği 71,5 milyon liralık kârla Türkiye’nin o yıl en büyük 100 işletmesi arasında 26. sıraya yükseldi. 

VE ACI SON

Türkiye’ye sokulan gümrüksüz ham bez ithalatının yanı sıra, suni ve sentetik hazır giysilerde rekabet etmekte zorlanıldı. Pazar kaybedildi; 1998 yılında 4.3 milyon metre basma ve 598 ton iplik üretildi. 2001’de ise, üretim basmada 1.5 milyon metreye ve iplikte 500 tona düştü. Ve… Fabrika kapatıldı ve bedelsiz olarak Adnan Menderes Üniversitesi’ne devredildi. Üniversitenin kullanımı dışındaki büyük bir bölümü, içindeki tarihi dokuma makineleri, araç ve gereçleriyle çürümeye terk edildi.

“SOSYO-KÜLTÜREL” EKONOMİ PROJE

Atatürk’ün,  Akıllı Sosyal Projesi Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, 1930’ların dünyasında bir benzerine daha rastlanmayacak kadar özgün bir “Sosyo-Kültürel” ekonomi projesidir.

Türkiye’de üzerinde pek durulmayan bir gerçek var; “insan okulda değil, fabrikada eğitilir. Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası bunun güzel örneğiydi…” 

İşte o detaylardan satır başları:

1. Fabrika, balolar, danslar ve partiler düzenlemiştir: 1930’ların ortalarına kadar kadınlı erkekli hiçbir toplantıya katılmamış halk, fabrikanın organize ettiği balolar, danslar ve partilerle sosyalleşmiş, özellikle kadın ön plana çıkmaya başlamıştır..

2. Fabrikada sinema salonu vardır: 1937 yılında 12 bin kişinin yaşadığı bir kentte, bu fabrika bünyesinde 700 kişilik bir sinema salonu açılmıştır.

3. Fabrika Halkevi kurmuştur: Fabrika “Sümer Halkevi” adıyla bir halkevi kurarak halkı her konuda bilinçlendirmeye çalışmıştır. Bir fabrika bünyesinde açılan ilk ve tek halkevi Sümer Halkevi’dir. Şubelerinde çalışanların büyük çoğunluğu fabrika işçisidir. Halkevinin, hazırladığı oyunları sergilemesi için fabrika içinde bir sahnesi vardır. Sümer Halkevi biçki-dikiş kurslarında her yıl birçok genç kız meslek sahibi olmuştur. Halkevi civar köylere geziler düzenlemiş, köylülerin sorunlarıyla ilgilenmiş, köylere ilaç ve sağlık elemanı göndererek hastaların tedavisini sağlanmıştır.

4. Fabrikanın korosu vardır: Fabrika çalışanları arasında bir müzik grubu oluşturulmuştur.. Klasik müzik seslendiren grup Nazilli, Aydın ve Denizli’de konserler vererek “Çok Sesli” müziğin Anadolu’da tanınmasını sağlanmıştır. Fabrikada yemek aralarında dünya klasiklerinden eserler okuyan bu koro (grup), işçilerin Beethoven zevke ulaşmaları sağlanmıştır. Fabrikada, çalmayı bilen işçilerin kullanımlarına açık bir de piyano vardır. Bugün Türkiye’deki fabrikalarda Beethoven dinleyerek çalışan hiç işçi var mı? Dün vardı.

5. Fabrikanın hamamı vardır: Fabrika bünyesinde kurulan bir hamam, hem işçilere hem de Nazilli halkına hizmet vermiştir.

6. Fabrikanın Ressamları vardır: Fabrika bünyesindeki desinatörler belli zamanlarda fabrika dışına çıkarak Nazilli ve çevresinin güzel resimlerini yapmışlardır. Fabrika ressamlarının yaptığı bu tablolar açık arttırmalarda satılmıştır. Resim heykel sergileri de düzenleyen fabrika Nazilli’de güzel sanatların gelişmesini sağlamıştır.

7. Fabrikanın spor kulübü vardır: Fabrikanın bünyesinde kurulan lacivert-beyaz renkli Sümer Spor, futbol, basketbol, atletizm, voleybol, bisiklet, güreş, yüzme, boks branşlarında faaliyet göstermiştir.

8. Fabrika halka bedava basma dağıtmıştır: Bir sosyal fabrika olarak tasarlanan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, altı ayda bir halka “ıskarta basma” dağıtmıştır.

9. Fabrikada işçi hakları üst düzeydedir: Çok sayıda işçiyi barındıran fabrika işçi haklarına da çok önem vermiştir. İşçi ve Memur Biriktirme Sandıkları, İşçi Ölüm ve Hasatlık Yardım Sandıkları oluşturulmuş, fabrika içinde işçi sağlığını koruyacak 40 yataklı bir hastane, bir eczane bir de laboratuar kurulmuştur. Ayrıca bir işçi radyosu ve işçi çocukları için 26 yatak ve 40 mevcutlu bir kreş kurulmuştur. İşçiler ve memurlar, fabrikanın hemen önünde özel olarak inşa edilen 264 dairelik ve 1000 kişilik lojmanlarda çok uygun bir ücretle kalırken, bekâr işçiler için 350 kişilik bir “Bekâr İşçi Pavyonu” vardır.

10. Fabrikanın ar-ge bölümü vardır: Daha fabrika açılmadan fabrikada kullanılacak kaliteli pamukların çevrede yetiştirilmesi için 200 adet modern tohum ekme makinesi satın alınmıştır. Yine pamuk işinde kullanılmak üzere birçok modern tarım aleti ve makinesi bölgeye getirilerek çiftçilere dağıtılmış ve bunları nasıl kullanacakları öğretilmiş. Fabrika içinde mekanik odası, fizik laboratuar, tarım laboratuarı gibi ar-ge bölümlerinde, fabrikada yapılacak üretiminin kalitesini arttırmak için çalışmalar yapılmıştır.

11. Fabrikanın atölyesi vardır: Bu atölyenin demirhanesi, marangozhanesi, dökümhanesi, kaynak ve teneke işleri yapan bir kısmı vardı. Diğer fabrikaların ahşap parça ihtiyacı olan makine vurucu kolları burada yapılmış.

12. Fabrikanın elektrik ve su santralleri vardır: Bir dönem hem kendi elektrik ihtiyacını hem de Nazilli kentinin elektrik ihtiyacını kendi bünyesindeki bir elektrik santraliyle sağlamıştır. Dört kazan ve üç türbinli olan bu santral, 2500 kw gücündedir. Fabrikanın su ihtiyacını karşılamak için bir de su santrali vardır.

Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’ün Akıllı Sosyal Fabrika projesi, Köy Enstitülerini kuranlara ilham kaynağı olmuştur. 

EDİTÖRÜN NOTU

Geçmişten bugüne neler başardık, neler kaybettik? Bu bilgiler, nerelerde hata yaptığımıza dair önemli ipuçları içermektedir. Sonuç olarak Atatürk’ün ekonomik bağımsızlık sürecinde ülkeye hediye ettiği, Sümerbank gibi köklü kuruluşlar birer tarih olurken bu değerleri, geride bıraktığımız süreci ve hatta bugün geldiğimiz noktayı tarafsız şekilde yeni baştan sorgulamamız gerektiği de açıkça ortaya çıkmaktadır.

1930'ların en zor koşullarında üretilen başarıların, 21. yüzyılda tüketilmesi ne kadar acı değil mi?

Hayal edin, bu fabrikalardan Anadolu’nun her yanına dikildiğini; Edirne’ye, Manisa’ya, Konya’ya, Tunceli’ye, Diyarbakır’a, Hakkâri’ye; Kars’a, Erzurum’a, Tokat’a… Türkiye ne duruma gelirdi! Sizce? 

İşte Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nın acı hikâyesi… İşte Atatürk’ün “Sosyal Fabrika Projesi”nin ilk uygulaması… İşte genç cumhuriyetin, halkına, insanına, işçisine bakışı… Var mı bundan daha ötesi?

Şimdi Gazi Mustafa Kemal Atatürk kalksa gelse, size emanet bıraktım. Bu emanete sizler böyle mi sahip çıkıyorsunuz dese ne cevap verebiliriz ki…

Özür dilerim Ata’m!

Senay GÜNCAVAR BADUR-Kent Yaşam

KAYNAK: Banu Avar, Sinan Meydan, Soner Yalçın

Editör: Haber Merkezi