Küresel salgın korona virüsten korunmanın en temel öğeleri arasında yer alan maskeler hakkında İstanbul İkitelli’de bulunan Triko Center içerisinde maske üreticiliği yapan Görkem Moda Süs Tekstil Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin Sahibi Bülent Tanrıverdi ile bir söyleşi yaptık.  Özellikle sertifikası olmayan atölyelerde üretilen sahte ve korumasız maskeler hakkında bilgi aldığımız Tanrıverdi, kaliteli maske ile sahtesi arasındaki farkları anlattı. Bazı üreticilerin ‘’Ucuza talep çok olur’’ mantığı ile hareket ederek, standartlara uymayan maskeler ürettiğine değinen Tanrıverdi, vatandaşların bu tuzaklara düşmemesi gerektiğini vurguladı.  Tanrıverdi, ‘’Maske satın alırken 3 katlı maskelerin ortasında olması gereken ve asıl filtre görevi gören 'Meltblown' kumaşının olup, olmadığına dikkat edin’’ dedi.

 




 

‘’TORNA ATÖLYESİNDE MASKE ÜRETİYORLAR’’

Yaklaşık 4 aydır Sağlık Bakanlığı onaylı maske üretimi yaptıklarını anlatan Bülent Tanrıverdi, ‘’Devletin yürüttüğü bir politika var. Buna göre Sağlık Bakanlığı’ndan maske üretmek için onay alman gerekiyor.  Bu onayı almak için 3 aylık bir çalışma yapıyorsun. Çok ciddi anlamda işi sıkı tutuyorlar. Lakin buna rağmen hala doğru filtre kumaşı kullanmadan üretim yapan çok atölyeler var. Torna atölyesinde adam ürün basıyor, maske yapıyor. Merdiven altı yerlerde Suriyeliler, Afganistanlılar çalıştırılarak sağlıksız ve kurallara uymayan bir şekilde üretim yapılıyor. Elli tane insanın eli değiyor.


 



 

‘’ÜÇ KURUŞ KAR İÇİN SAHTE MASKELERİ TERCİH EDİYORLAR’’

Fiyat politikasıda çok önemli. Kaliteli, birinci sınıf şekilde, el değmeden üretilen ürüne 30 kuruş diyorsun, adam 25 kuruşa nerede üretildiği belli olmayan, tek tek elle basmalı ürün alıyor. Senin ürününü almıyor. Çünkü ucuza talep çok olur. Ucuza kim ürün üretiyorsa, onun maskesi satılıyor. Kaliteli ürün yapayım, içinde doğru filtreyi kullanayım, tüm standartlara uyan bir ürün olsun diyorsan sen fiyatı ister, istermez on kuruş yukarı çekiyorsun. Buna da kimse yanaşmıyor. İşin içine merdiven altı atölyelerde dahil olunca, bizim Sağlık Bakanlığı onayı almamızın da hiç bir artısı kalmıyor. Sahte maskeleri standartlara uygunmuş gibi servis ediyorlar. Firmalarda ucuz diye onları tercih ediyor.  Biz sertifikalı atölyeler olarak bunlarla rekabet etme gücüne sahip değiliz. Bir an evvel Bakanlığın bu konuya el atarak, denetim getirmesi lazım. Üretimin denetlenerek, gerekli cezanın kesilmesi lazım’’ dedi.
 


 

‘’ ADI MASKE AMA KENDİSİ MASKE DEĞİL’’

Kaliteli ve kalitesiz maskenin arasındaki farkları anlatan Tanrıverdi, ‘’Maskenin arasında kullanılan meltblown dediğimiz bir filtre kumaşı var. Bu kumaşın fiyatı maskenin alt ve üstünde kullandığımız kumaştan 5 katı daha pahalı. Yani mesela maskenin alt ve üst kumaşı 3 dolar ise arasına konulan kumaş 15 dolar. Piyasada da bu kumaştan çok fazla olmadığından dolayı, herkes direk adı maske ama kendisi maske olmayan bir sürü üretim yapıyor. Maske normalde 3 kattan oluşuyor. Makas ile ortadan kestiğiniz zaman açıp, 3 tane kat saymanız lazım. Ortadaki meltblown dediğimiz filtre kumaşı göremediğiniz taktirde o toz maskesi oluyor. Yani sizi salgın hastalıktan koruyabileceği yok. Ortadan kesip, çektiğiniz zaman kağıt gibi kopan bir kumaştır. Peçete gibi. Fakat hangimiz maske alırken bunu ben ortadan keseyim de kumaşını kontrol edeyim diyoruz? Kimse yapmıyordur bunu. O yüzden de pandemi için gereken, asıl sağlıklı olan maske meltblown. Standartları 75-80 gram, lastik ölçüleri kulağı acıtmayacak şekilde 18 ile 20 cm arasında olması lazım.Tabi hijyende çok önemli. Otomatik makinelerde olması, el değmemesi, düzgün bir şekilde paketlenmesi, problemsiz ve sıkıntısız şekilde müşteriye ulaştırılması da çok önemli’’ diye konuştu.

Tolga ÖZDEMİR-  KENT YAŞAM

 

Editör: Haber Merkezi