SAYIN AYNALI, BU BAŞARININ YOL HİKAYESİ NEDİR ? Öncelikle şunu söylemeliyim ki doğru zaman da doğru yapılan yatırımlar başarının ana temelini oluşturur. SİZ SMMM VE İNŞAAT İŞLERİYLE UĞRAŞIYORSUNUZ, TARIM VE HAYVANCILIK NEREDEN GELİYOR? Tarım ve hayvancılık yabancısı olduğum bir alan değil. Çocukluk dönemlerimde aile büyüklerimizle birlikte bende tarım ve hayvancılık alanında aktif olarak çalıştım. Üniversite eğitimimi tamamlayınca İstanbul’da iş hayatına atıldım. 1996 yılında babamın vefatı ile birlikte tüm sorumluluk ben ve kardeşlerime kaldı. Aslına bakılırsa tarım bir ülkenin sağlıklı gelişimi için önemli bir ihtiyaçtır. Doğduğum yörede tarım da hayvancılık da yaşanan zorlukları ve sorunlarını bildiğim için bu alanda gerekli yatırım ve çalışmaları kendime görev addettim. Yüzde 60’ı ailemize ait geri kalan kısmı iş ortaklarımızın olmak üzere yaklaşık 300 dönümlük arazimiz var. Bu alana her yıl ortalama 124 Bin kök fideler ekip üretime katma değer sağlıyoruz. Ağırlıklı olarak Tokat iline özgü boncuk fasulyesi, sarımsak, karpuz, domates üretimi yapılıyor. Açıkçası zorlu bir dönem sonunda hasat alıyoruz. Kazançlı bir yıl geçirmişsek aile fertlerinin de iş ortaklarımızın da yüzleri gülüyor. Bazen iki-üç yıl üst üste zarar ettiğimiz dönemler de oluyor. Her şeye rağmen ne üretimimize ara verdik, ne de çalışanlarımızın işine son verdik. SAYIN AYNALI, BAZEN ÜST ÜSTE ZARAR ETTİĞİNİZİ SÖYLÜYORSUNUZ. BU DURUM ÜRETİMİN SONLANMASINA NEDEN OLMUYOR MU? Böyle bir olayın yaşanmaması için ben 26 yıldır aralıksız olarak aile fertlerimizden kardeşlerim Ender ve Bülent’in yönettiği şirketimize finans sağlıyorum. Her ne kadar zaman zaman zarar etsek de üretimin durmaması, çalışanlarımızın sürekli işlerle ilgilenmesi, tarıma katkı sağlaması için finans desteğimi hiç kesmedim. 550 haneli bir yerleşim merkezinde iş imkanlarının ne kadar sınırlı olduğunu sizler de bilirsiniz. Maazallah finans desteğimi kesmiş olsam belki de o verimli topraklar çorak hale gelecekti. Tam da bu noktada iş insanlarımıza bir çağrı yapmak yerinde bir davranış olur. Köklü büyük firma sahipleri ata topraklarında tarım ve hayvancılık işleriyle uğraşan hemşerilerine imkanları ölçüsünde destek verseler, hem kendi yörelerinin kalkınmasına, hem de ülke kalkınmasına katkı sağlamış olurlar. Türkiye tarımsal alanda Dünya nüfusunun yüzde onundan fazlasını besleyebilecek alana sahip. Ben Anadolu topraklarını tarımın AVM’si olarak görüyorum. İş insanlarımız ve devletin uygun şartlarda tarımı desteklediği sürece insan göçünün önü kesilir, işsizlik oranı ortadan kalkar. Üzülerek ifade etmeliyim ki tarım desteklenmediği sürece yok olmaya, dışa bağımlı kalmaya mahkumdur. SAYIN AYNALI, AİLE ŞİRKETİNİZ TARIMIN YANINDA HAYVANCILIKLA DA UĞRAŞIYOR MU? Evet yöremize özgü kaz’ı biz yetiştiriyoruz. Beş yıl öncesine kadar büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği de yapıyorduk. Küçükbaş hayvanların yetiştirilmesi bizim yöremizde oldukça sıkıntılı olduğu için beş yıl öncesin de vazgeçtik. Ağırlıklı olarak büyükbaş hayvan yetiştiriyoruz. 10 Bin dönüm arazi üzerinde kendimize özgü bir gölet yaptık. Kaz’ın yanı sıra tavuk üretimi de yaptık. Günün koşulları ve ihtiyaçlarına göre üretim yapıyoruz. Üretimin artırılması bölge dışına taşmak demektir. Bölgemizin dışına çıkmamız halinde üretim ve nakliye fazladan maliyet getirir, bunun yanında artan maliyetleri karşılayıp zarar etmemek için iyi bir Pazar araştırması da yapmak lazım. Büyükbaş hayvan üretiminde gerekli olan ot, saman gibi besin kaynaklarının yüzde 70’lik bölümünü kendi üretimlerimizle karşılıyoruz. Açıklıkla ifade edeyim modern tarım ve hayvancılık yapıyoruz. Yaptığımız işlerle bölgeye istihdam sağlamanın yanında diğer ilçelerimizde de örnek projelerle katkı sunduk. Bölgemizin kalkınması için sunmaya da devam ediyoruz. KISACA SİZİN İÇİN TARIM NEDİR ? Tarım hayatı dönüştürme merkezidir. İnsanların gelişimi ve sağlıklı olması için tarıma önem vermek zorundayız. Sayın Aynalı, SMMM, iş insanlığı, tarım, hayvancılık ve bunların yanında sizin bir de siyasi kimliğiniz var. Siyasi arenada gelecekle ilgili planlarınız var mı? Siyaset yaşamımın her anında var olan bir şeydi. Pandemi nedeniyle bir süre ara vererek işlerime odaklandım. 1992 yılından beri Cumhuriyet halk Partisi ve bir dönem SHP olmak üzere uzun yıllardır Sosyal Demokrat Partilerde siyaset yaptım. Gençlik kolları Başkanlığı, kurultay delegeliği belediye başkan adaylığı ve aday adaylığı gibi çok farklı görevlerde bulundum. Görev aldığım her kulvardan da anlımın akıyla başarılı bir süreç geçirdim. Siyaset önümüzdeki süreçlerde ne getirir, ne götürür onu bilemem. Mensubu olduğum partim CHP Genel Başkanım sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve örgütümüz şahsıma herhangi bir görev verirse görev almaktan imtina etmem. O nedenle hep hazırlıklı olmak lazım. Amacımız ülkedeki demokrasinin gelişmesine katkı sunmak ve ülkemize hizmet etmektir. Celal KARAALİ- KENT YAŞAM GAZETESİ