“Çamur kent” olarak bilinen Esenyurt’u modern bir yerleşke haline getirerek, kültür ve eğitim konularında büyük adımlar atan, Esenyurt’a 20 okul ve kültür merkezleri kazandıran, Esenkent, Boğazköy ve Beylikdüzü projelerini oluşturarak hayata geçiren ekibe başkanlık eden, devamında bu ekiple birlikte kentsel oluşumun altına imzasını atan Gürbüz Çapan’ın Habitat ve Dünya Kentleşme Ödülü aldığını belirten Çetinkaya, “O bir rol model” dedi.

Küba’nın efsanevi lideri Fidel Castro’dan devraldığı Dünya Sosyalist Delegeler Birliği Başkanlığı görevini sürdüren Dr. Gürbüz Çapan, öncelikle böyle bir kanalla halka ulaşan Nurhan Çetinkaya’ya teşekkür etti. Çetinkaya’nın bir nevi kendi televizyonunu kurarak, çokta başarılı bir iş yaptığını söyledi.

“Dün çocuktum, bu gün iki çocuk babasıyım. Tek derdim, çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak ve çorbada tuzum olması” diyen Çetinkaya, Gürbüz Çapan’a sözü bırakarak tecrübelerini izleyicilerle paylaşmasını istedi.

Türkiye'nin genel siyaseti ile ilgili “Tamam” diyen Gürbüz Çapan, “İnsan yaşadığı yere, yaşadığı coğrafya ya benzer” diyerek konuşmasına başladı.

Şehirlere yukarıdan bakıldığında bir insan vücudu gibi gördüğünü ve ‘Doktor’ olarak da şehri, vücudun parçaları gibi değerlendirdiğini ifade eden Gürbüz Çapan, “Her şey kafada çözülür. Kafa vücuda komut verir ve kafa küçük olursa vücut işlevini yerine getiremez” dedi.

“İnsan vücudu kafa, akciğer, şah damarı, kalp, böbrek, pankreas gibi bölümlere ayrılır. Şehre indirgeyince akciğerler yeşil alanları, şah damarı ana alterleri, kalp ticaret merkezlerini, böbrekler boşaltım sistemlerini, pankreas ana hücreyi oluşturur. Adliyesi, Zaptiyesi, Kültür Merkezleri, Okulları ve farklı yapıları ile kentin kafasını da bunlar oluşturur”

ŞEHİRLERE FONKSİYON YÜKLEYEMEDİK

“Bir tane kültür merkezimiz vardı onu da yıktılar. Klasik Sanatlara çok uzağız. Uzun zaman Müslüman kadınlar tiyatro oynayamaz diyerek tiyatroyu kirletmeye çalıştılar. Tepebaşı Tiyatro ve Opera binası varmış onu yok ettiler. Taksim Meydanı'nda camiyi yukarı çıkaracağım diye kültür merkezini yıkan bir zihniyet var karşımızda ve bize sizi yedik diyor. Bende buna karşılık diyorum ki; yanınıza kalmayacak”

“Şehirlere fonksiyon yükleyemedik. Avrupada şehirler Sanayi, Kültür ve Ticaret Kenti şeklinde ayrılmış. Şehirleşme böyle olmamalı. Ticaret merkezi ya da çarşı diye özel alanları olmalı. Ev altı iş yeri olmamalı. Her şey yerli yerinde olursa, yaşam nizam bulur. Ülkemizde ise şehirler parçalara ayrılmış ve her bir belediye başkanının farklı şekilde yönettiğine tanık oluyoruz. Derebeyi usulüyle yöneten belediye başkanları görüyoruz”

AYVAZOVSKİ İSTANBUL’A GELSE TANIYAMAZ

“İstanbul büyük ressamlara ilham kaynağı olmuş bir şehir. Bunun en belirgin örneği de Ayvazovski’dir. Şimdi alın Ayvazovski’yi İstanbul’a getirin vallahi tanıyamaz. Osmanlı'nın yaptığı silüeti bozdular. Süleymaniye Cami’nin etrafı gökdelenlerle dolu. Boğaz’ın silüeti bozuldu. Türklerde bir gelenek vardır, ev alma komşu al diye. Şimdi bir apartmanda 400 daire var. Hangisini komşu yapacaksın. Bu mümkün müdür? Feodal ilişkiler bozulunca dayanışma da ortadan kalktı. Artık insanlar evde yalnız ölüyor ve sadece ölünün kokusu çıkınca anlaşılıyor”

KABAHAT BİRAZDA SİZDE

Belediye Başkanı olduğu dönemlerde 2,5 kat imar verdikleri yere şimdi 30-40 kat çıktıklarını söyleyen Çapan, “Mahallem çirkin oldu diyorsanız kabahat biraz da sizde. Mahallenin ağacını, kuşunu, böceğini kollamazsanız, güzellikte beklemeyin” dedi.

Okuduklarını ve tecrübelerini birleştirerek bir kentin kent olduğunu ifade eden üç şey olduğunu söyleyen Gürbüz Çapan, kentin denizinin, kedisinin ve güvercininin korunmaya muhtaç olduğunu, şehirlerin de dayanışma odağı olduğunu belirterek, “Farabi'nin dediği gibi; bir üst kültüre ancak bir kentte ulaşabilirsiniz. Kentten aşağı bir yerleşmede bir üst kültüre ulaşmanız mümkün değil” diyerek devam etti.

ÖNCE KENTLİ OLMAYI ÖĞRENMELİ

İstanbul'da hemşehri derneklerinin olduğunu, önceliklerinin ise yaşadıkları yeri güzelleştirmek olmaları gerektiğini söyleyen Gürbüz Çapan, “Kimse geldiği yeri unutmasın ama önce kentli olmayı öğrensin. Önce İstanbullu gibi düşünmek lazım ki, geldiğin yerin güzelliklerini, iyiliklerini yaşadığın yere yansıtabilesin. Mesela Dağıstandan geldin, ne yapacaksın kılıç kalkan ekibi mi kuracaksın burada” diyerek düşüncelerini paylaştı.

Yaklaşan 24 Haziran seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Nurhan Çetinkaya, her siyasi partinin Cumhurbaşkanı adayı olduğunu ve Muharrem İnce’yi çalışmalarında çok başarılı bulduğunu söyleyerek, Gürbüz Çapan’ın konuyla ilgili düşüncelerini sordu.

TAYYİP BEY KAYBETTİ

Kimin kazanacağı konusunda isim söylemeyen ama kimin kaybedeceğini söyleyen Gürbüz Çapan “Tayyip Bey kaybetti” dedi. Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzüne bakınca zaten kaybettiğinin çok açık şekilde mimiklerinden belli olduğunu, doların da onu dövdüğünü söyleyen Çapan, “Tayyip Bey'e sormak lazım. Bu güne kadar dolarla, dış güçlerle aran iyiydi de şimdi ne oldu” diyerek Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alaattin Duran’ın görevden alınmasını eleştirdi.

Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a seslenen Çapan konuşmasına şu şekilde devam etti.

YOK ETTİKLERİNİZİ, VAAD EDİYORSUNUZ

“Demek ki seni onlar getiriyor onlar götürecek. Bu güne kadar ne verdin de şimdi vermiyorsun. Muharrem İnce'ye çay ikram etti diye bir dekan görevden alınır mı? Adil seçim süreci yaşamıyoruz. Birini hapishaneden çıkarmıyorsun, diğerlerini medya ya çıkarmıyorsun. Biraz vicdanınıza dönün. Mağdur olarak geldiniz, başkasını mağdur etmeyin. İsrail’e orantısız şiddet kullandıkları için karşıyız. Çünkü şiddet onlarda içselleştirmiş. Vakti zamanında Yahudilere yapılan baskılardan dolayı içlerine şiddet kaçmış ve şu anda onu kusuyorlar. Bundan kurtulmanın tek yolu tedavidir. Biz Solcular zamanında Müslüman, dindar arkadaşlarımızı MHP’liler dövdüğünde korurduk. Siz şimdi gittiniz MHP’ye sarıldınız. Nereden nereye geldik diye kendinizi sorgulayın. Siz mağdur olunca ben taraftım. Sizde mağdurun yanında taraf olmalıydınız. Biz düşman değiliz savaşmıyoruz, sadece yarışıyoruz. Siz kaybediyorsunuz, sizin hikayeniz bitti. Anlatacak bir şeyiniz kalmadı. Daha çok demokrasi daha çok adalet getirecekmişsiniz. Peki bunları kim yok etti? Yok ettiklerinizi vaad ediyorsunuz”

GÜRBÜZ ÇAPAN SEÇMENE SESLENDİ

Ak Parti hükümetinin problemler olsada iyi işlerde yaptığını, problemlerin düzeltilebileceğini ama imalat aşamasının çok pahalıya mal olduğunu düşünen biri olduğunu söyleyen Gürbüz Çapan, son olarak seçmene seslenerek, “Bizi okumak kurtaracak, dialog kurtaracak. Lütfen birbirinize dalaşmayın. Yarışan insanların hepsi bizimdir. Tayyip Bey seçimi kazandı da onu mu vurduk. Birbirinizin ölüsünü siz kaldıracaksınız, iyi kötü siz paylaşacaksınız” diyerek herkesi duyarlı olmaya davet etti.

Selvi Sarıtaç / Kent Yaşam

Editör: Haber Merkezi