Nihat Hatipoğlu'ndan pahalılık tepkisi; Bereket kalmadı Nihat Hatipoğlu'ndan pahalılık tepkisi; Bereket kalmadı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Ordu milletvekili adayı Seyit Torun ile İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Giresun Atatürk ve Ordu Cumhuriyet meydanlarında vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Eşi Dilek İmamoğlu ile birlikte vatandaşları selamlayan İmamoğlu, meydanları dolduran kalabalığa seslendi.

MÜLAKATI KALDIRMAK 21 YIL SONRA MI AKLINIZA GELDİ ?”

Meydanları dolduran vatandaşlara Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını ileten İmamoğlu, şunları söyledi:

“Geçen hafta bir konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı ne demiş? Gençlere seslenmiş, demiş ki, ‘Artık işe girişlerde mülakat yok.’ Bak, bak, bak, bak. Siz acaba, 21 yılda kaç milyon kişilik hukuksuzluk yaptınız? Kaç milyon kişilik insanların hakkını yediniz? 21 yıl sonra mı aklınıza geldi, ‘Artık mülakat yok’ demek. Ne zaman dedi? 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Mülakat kalkacak’ dedi. O da ‘kalkacak’ diyor. Peki 21 yıldır mülakatla istediğini alan, istediğini almayan, hakkını, hukukunu koruyan değil, liyakati değil; ‘Partili misin, değil misin, kimin yakınısın, akrabası mısın, değil misin’ diye sorana mı inanacaksınız, Kılıçdaroğlu'na mı? (Kalabalıktan ‘Kılıçdaroğlu’na’ sesleri.) Bitti. Doktora diyor ki, ‘İstersen git kardeşim.’ Gence diyor ki, genç kızlarımıza, ‘Bana ne, istersen sen de git’ diyor. Biz de diyoruz ki, ‘Benim memleketimin gençleri, o güzel kızlarımız, oğullarımız, hayallerini Ordu'da kuracak. Orduyu terk etmeyecek. Ordu'dan vazgeçmeyecek. 21 yıl yönettiniz, ‘Efendim İstanbul'da deprem sorununu 5 yılda çözeceğiz’ diyorsunuz. 21 yıl bu ülkeyi yönettiniz, şimdi size gelecek, ‘Fındığın sorununu biz çözeriz’ diyecekler. Bence, 100 binlerce Giresunlular, buna kahkahayla gülün. Bunların dediğine inanmayın sakın.”

 “FINDIĞIN TARLADAN EN AZ 4 DOLARA ALINDIĞI BİR DÖNEMİ BAŞLATACAĞIZ”

“Dış politikada hamaseti bitireceğiz. Aklı selimi inşa edeceğiz. Türkiye, sözü bütün dünyada güçlü duyulacak bir ülke olacak. Dış politikada Türkiye'nin sözü, her yerde muteber olacak. Tabii ki hem Avrupa'nın hem dünyanın en güçlü kuvvetlerinden biri olacak. Neyle? Aklıyla, bilimiyle, teknolojiyle, ürettikleriyle birlikte 2 yıl içinde, bir canavar değil de kuyruğunu sıkıştırmış tek haneli yerlere indireceğiz enflasyonu. Türk lirasının en büyük parası, neredeyse yarım kilo et bile alamıyor. İşte biz, Türk lirasına itibar ve göreceksiniz istikrar kazandıracağız. Bu memleketin kişi başı gelirini, en az iki katına çıkaracağız 5 yılda. Gençlerimiz size sesleniyorum: İşi de aşı da umudu da bu topraklarda arayacaksınız. İstanbul'da yaptığımız gibi; insanlarımızın eşitlendiği, insanlarımızın güçlendiği, çiftçilerimizin borçlandığı değil, borçlarının faizlerinin ödendiği bir dönemi vaat ediyoruz. Fındık denince akla Ordu gelir, Giresun gelir. Dünya markası fındığın tarladan en az 4 dolara alındığı bir dönemi başlatacağız. Her konuda destek olacağız çiftçimize. Tarımdan sanayiye, üretime erişen ve katma değeri yüksek ürünlerin olduğu bir dönemi başlatacağız. Türkiye'de gıda ucuzlayacak. Tarım ürünleriyle ilgili, üretim arttıkça, memleketimizin alım gücü de yükselecek. Ay-yıldızlı pasaportumuzu tek yönlü gidiş bileti olmaktan kurtaracağız. Vatandaşlarımızı ayırt etmeyeceğiz. Vatandaşlarımıza, 86 milyon insanımıza, ‘yerli ve milli’ diyeceğiz. Yani ‘senden, benden olanları’ kaldıracağız. Herkesi yerli göreceğiz. Herkesi makbul göreceğiz. Herkesi muteber göreceğiz. Türkiye'de israf düzenine son vereceğiz. Sosyal adaleti yeniden kuracağız.”

“DEVLETİN BAŞINDAKİ İNSAN, İBB BAŞKANI’YLA GÖRÜŞEMİYOR BİLE”

“Bir kişinin dediğinin olduğu değil, milletin dediğinin olduğu, 86 milyon insanın fikrinin alındığı, devletin vatandaşa gücünü değil; devletin vatandaşa şefkatini, anlayışını, güzel duygularını gösterdiği bir dönem geliyor. Devletin başındaki insanın çocukları, gençleri, yetişkinleri, hanımefendileri, beyefendileri fırçaladığı değil; Atatürk'ün gözünün içine baka baka dinlediği bir dönem geliyor. Somurtkan, yüzü asık, konuşurken döver gibi, söver gibi konuşan değil; güler yüzlü… Cumhuriyet nedir biliyor musunuz? Cumhuriyet, bu devletin yöneticilerinin, vatandaşa karşı haddini bildiği bir yönetim biçimidir de. Yönetici, vatandaşa karşı haddini bilecek. Millet seçtiği için, biz buradayız. Ve partizanlığı yok edeceğiz sevgili gençler. Efendim işe gideceksin, ‘Git o partiye üye ol.’ O dönem bitecek devletimizde. ‘O partili belediye, bu partili belediye’; o bitecek. Giresun Belediyesi. Evet, seçimi kazandı. Bir hemşehrimiz, AK Parti'den aday oldu, kazandı. Evet, şimdi biz onunla çalışacağız. Onunla uyum içinde çalışacağız. Bakınız; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'yla, devletin başındaki insan, -sanki yirmi beş yıldır yönettiği şehri malı mülkü zanneden o bir avuç insandan söküp aldık ya, sanki malını aldık- bizimle görüşemiyor bile. Niye? Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet Halk Partili. Ekrem İmamoğlu, Millet İttifakı'nın Belediye Başkanı. Allah aşkına ne bu devlet senin ne bu şehir senin. İstanbul'da Giresun'da yani 785 bin kilometrelik Türkiye de 86 milyon insanın malı. Bu memleketin güzel evlatlarının malı. Onun için, bizimle görüşemeyen insanlar, partizanlığı dibine kadar yaşayan insanlar. Biz, buna son vereceğiz.”

“FINDIK DALDA TEKLEME / TAYYİP BİZİ BEKLEME

Alanda bulunan vatandaşların yükselttiği dövizlerden bazılarını okuyan İmamoğlu, konuşmasını, “’Fındık dalda tekleme / Tayyip bizi bekleme / Ekrem gelmiş şehrime / Heç keyfimi elleme.’ ‘Bekle bizi Anadolu / Her zaman bir aklın yolu / Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu.’ ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır.’ ‘Çanakçı kabuğunu kırdı, birleştik, kardeş olduk, geliyor gelmekte olan.’ Son bir tane var, onu beraber okuyacağız ve ayrılacağım. Sizi çok seviyorum. İyi ki varsınız. Her birinizi bu kardeşiniz kucaklıyor. Sevgili eşimle birlikte sizi selamlamaktan onur ve gurur duyuyoruz. Sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyuz. Allah sizi korusun. 14 Mayıs seçiminde demokrasi kazansın, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsun. 15 Mayıs'ta çok güzel bir güneş doğsun memleketime ve güzel hemşerilerim; her şey çok güzel olacak” sözleriyle noktaladı.