Avcılar Atatürk Ortaokulu’nda öğretmenlere yönelik idari baskılar ve hukuksuz disiplin cezaları verildiği iddiaları nedeniyle yaşanan gerilim, Eğitim-İş İstanbul 3 No’lu Şube tarafından kamuoyuna duyuruldu.
Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası ( Eğitim-İş) Şube Başkanı Oğuz Akkaş ve Şube Sekreteri Bilge Turan’ın ve şube yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında, okul yönetiminin öğretmenlere yönelik haksız uygulamalarının yargıya taşınacağı bildirildi.
AKKAŞ: “ÖĞRETMENLER FİŞLEME, ASILSIZ SORUŞTURMALARLA KARŞI KARŞIYALAR”
Eğitim-İş 3 No’lu Şube Başkanı Oğuz Akkaş, okulda son iki yılda yönetim değişikliklerinin ardından öğretmenler üzerinde ciddi baskı ve ayrımcılık politikalarının uygulandığını belirtti. Akkaş, “Atatürk Ortaokulu yıllardır bölgemizin en başarılı okullarından biridir. Ancak öğretmenlerimiz artık okula giderken huzursuz, ayakları geri geri gidiyor. Fişleme, asılsız soruşturmalarla karşı karşıyalar” dedi.
Akkaş, öğretmenlerin sadece demokratik ve yasal haklarını kullandıkları için ötekileştirildiğini ve ağır disiplin cezalarıyla sindirilmeye çalışıldığını ifade etti. “Savunma hakları yok sayıldı, verilen cezalar haksızdır. Bu idari anlayış çocuklarımızın geleceğini de doğrudan tehdit ediyor” diye konuştu.
TURAN : “HUKUKSUZ CEZALAR EĞİTİM ORTAMINI ZEDELİYOR”
Akkaş’ın açıklamasının ardından sendikanın resmi bildirisi Şube Sekreteri Bilge Turan tarafından okundu. Turan’ın tam metni şöyle:
“Değerli Basın Emekçileri, Kıymetli Meslektaşlarımız ve Eğitim Dostları, Eğitim-İş İstanbul 3 No’lu Şube olarak, Avcılar Atatürk Ortaokulu’nda görev yapan bazı meslektaşlarımızın maruz kaldığı baskı, adaletsiz ve haksız soruşturmalar ve hukuka aykırı disiplin cezaları nedeniyle sesimizi yükseltmek için buradayız.
Uzun süredir bu okulda, okul yöneticisinin uygulamaları nedeniyle öğretmenlerin psikolojik baskıya, ayrımcılığa ve mesleki itibar zedelemesine maruz bırakıldığı tarafımıza iletilmiş, bu iddialar titizlikle değerlendirilmiştir.
“ÖTEKİLEŞTİRMEKİ YILDIRMAK VE SİNDİRMEK İSTİYORLAR”
Öğretmenlerimiz; yalnızca görevlerini layıkıyla yerine getirdikleri için, sendikal duruşları, demokratik haklarını kullanmaları ya da eleştirel tutumları nedeniyle ötekileştirilmiş, soruşturmalarla yıldırılmak istenmiş ve ceza ile sindirilmeye çalışılmıştır. Bu durum, sadece bireysel hak ihlali değil; kamusal eğitim ortamına yönelen açık bir tehdit, çocuklarımızın öğrenme iklimine vurulmuş ağır bir darbedir.
Buradan bir kez daha ilan ediyoruz: Öğretmenlerimizin haklarını gasp eden meslektaşlarımızı sindirmeye yönelik hukuksuz cezalar iptal edilmelidir. Bu okulda huzurlu ve eşit bir çalışma ortamı yeniden tesis edilmelidir. Eğitim emekçileri baskıyla değil, saygıyla yaşar. Öğretmenin sesi kısılırsa, geleceğimizin sesi kısılır.
Bizler, bu haksızlık karşısında susmayacağız. Öğretmenin onuru için, emeğin itibarı için, örgütlü gücümüzle buradayız.
Bu mücadele bir kişinin, bir okulun değil; hepimizin mücadelesidir.
Dayanışmayla kazanacağız!” TAYFUN ERCAN – KENT YAŞAM
