Gazete olarak yerel yönetimlerdeki siyasi nabzı tutmaya devam ediyoruz. Farklı partilerin temsilcileri meclis üyelerini gazetemizde ağırlayıp birinci ağızlardan ilçe yönetimi konusundaki gelişmeleri alırken, kamuoyunun isteklerinin de meclis üyeleri aracılığıyla belediye meclisi gündemine taşınmasına yardımcı oluyoruz.

Küçükçekmece Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Bahadır Gönenç, gazetemize konuk oldu. İkinci kez seçilen Belediye Başkanı Kemal Çebi’nin sosyal belediyecilik politikalarının halkta güçlü bir karşılık bulduğunu belirten Gönenç, “Artık vatandaş kreş, halk market, emekli evi gibi hizmetler istiyor; beton değil sosyal hizmet talep ediyor” dedi. Gönenç, Gaziosmanpaşa’da yaşananları ise “sandıkla alamadıklarını masa başında almaya çalışıyorlar” diyerek eleştirdi. Kentsel dönüşüm konusunda da yeni düzenlemelerin yolda olduğunu söyleyen Gönenç, “Küçükçekmeceliler rahat olsun, hizmetlerimiz artarak sürecek” mesajı verdi.

Bugün Bahadır Gönenç’le beraberiz. Bahadır Bey’le de yine gündemi konuşacağız, ilçeyi konuşacağız. Buyrun Bahadır bey, kısaca Bahadır Gönenç kimdir?

Ben Bahadır Gönenç, 43 yaşındayım. Aslen Yalovalıyım. Rumeli-Balkan kökenli bir aileye ve soya mensubum. Cumhuriyet Halk Partisi'nde geçmişten bu yana 20 yıla yakın bir siyasi yolculuğum var. Bu süre içinde Gençlik Kolu Başkanlığı, İlçe Ana Kademe yöneticiliği gibi görevlerde bulundum. Haydar Koparan’la partinin tabanından yetişmiş biriyim.

2015-2017 yılları arasında bilişimden sorumlu ilçe başkan yardımcılığı görevini yürüttüm. 2019 yılındaki yerel seçimlerde, sizin de malumunuz olduğu üzere, belediye meclis üyesi seçildik. İlk dönemimiz biraz daha belediyeyi, meclis üyeliğini anlamak ve siyaseti belediyecilikle harmanlamakla geçti. Bu süreci yönettik.

“ÜLKEDE GÜNDEM NEYSE KÜÇÜKÇEKMECE’DE DE GÜNDEM AYNI”

Belediye meclisinde ulusal siyaset gündemi polemikleri dönüyor, ne diyeceksiniz bununla ilgili?

Özellikle ilk dönemin başlarında Türkiye’de yeni bir süreç başladı. Müthiş bir ekonomik krizle boğuşan bir ülke ve bu ekonomik krizin içinde boğulan vatandaşlar ortaya çıkmaya başladı. Az önce söylediğiniz ülke gündemini konuşuyorsunuz meselesi var ya, bence aslında biz ülke gündemini konuşmuyoruz. Ülke gündeminde ne varsa zaten Küçükçekmece’de var. Yoksulluksa var, pazardaki yangınsa var, çarşıdaki yangınsa var. Benim meclis oturumlarında konuştuğum her şey, çarşıdan, pazardan, sokaktan, sivil toplum kuruluşlarından, ilçedeki diğer STK'lardan aldığım geri bildirimlerdir. Dolayısıyla Küçükçekmece, sizin de bildiğiniz gibi, tabiri caizse 72,5 milletin yaşadığı bir yerdir. Ülkede ne kadar renk, ne kadar farklı görüş varsa burada da var. Bizim görevimiz, onların sorunlarını ve düşüncelerini buraya taşımak. Yani aslında ben ülke gündemini konuşmuyorum mecliste, tamamen Küçükçekmecelinin çarşıda, pazarda ne hissettiğini konuşuyorum. Yokluğu, eksikliği, hukuksuzluğu konuşuyorum. Bunlar zaten sokakta gittiğimizde insanların bize haykırdığı şeyler. Benim görevim de bir yerel parlamenter olarak, yerel siyasetçi olarak, meclis üyesi olarak en doğru dille bunları meclise taşımaktır. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum.

I M G 8306

“BU SİYASİ VE HUKUKİ SÜREÇ İBRET OLARAK OKUTULMALI”

Özellikle Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yönelik baskılar var, görevden almalar var, tutuklamalar var, görevden el çektirmeler var. Meclis üyesi olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu iş nereye gidiyor? Sizin tarafınızdaki algı nedir?

Bu iş, aslında genel başkanımızın da söylediği gibi, ben de konuşmalarımda söylüyorum; dünya demokrasi ve hukuk tarihinde ileride ibret olarak okutulacak bir süreçtir. Şöyle düşünün; İstanbul, dünyanın en büyük beş metropolünden biri. İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanını tutukluyorsunuz. Elinizde ne var? Hiçbir şey. Ne için tutukluyorsunuz? Kaçma şüphesiyle. İstanbul gibi bir metropolün belediye başkanı nereye kaçacak? Kovsan gitmez yani. Gidemez. Ayrıca da genel başkanımızın söylediği gibi, ne zaman Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı oldu, biz bu operasyonları yaşamaya başladık. Adaylığı tescillendiği ve büyük bir halk kitlesini arkasına aldığı andan itibaren tamamen bir hukuk baskısı başladı. Bu sadece Ekrem Başkan’la da sınırlı kalmadı. İlçe belediyelerimize gelmeye başladılar. Çeşitli itirafçıların anlamsız ifadeleriyle belediye başkanlarımızı tutuklamaya başladılar.

Hukukta, birini bir şeyle suçluyorsanız, iddia makamının bunu ispatlaması gerekir. Ama Türkiye'de iddia makamı diyor ki, “Ben seni tutukluyorum, sen suçsuzluğunu ispatla.” Dünyanın neresinde görülmüş, neresinde duyulmuştur bu? Bu da meclise yansıyor mu? Elbette yansıyor. Çünkü bir taraf bunu savunmak istiyor, diğer taraf bunun hukuksuz olduğunu söylüyor. Dolayısıyla yansıması kaçınılmaz.

“AK PARTİLİ BİR ARKADAŞIMIZLA PAZARA GİDELİM”

Siz zannediyor musunuz ki sokaktaki vatandaşın gündemi bu değil? Gidelim, defalarca teklif ettim. Alalım bir kamera, hatta siz Yaşam Grubu olarak öncülük edin. AK Partili bir meclis üyesi gelsin, ben de geleyim. Onların seçtiği pazarda yürüyelim. Benim söylediklerim mi vatandaşın gündemi, onların söyledikleri mi? Bunu kayıt altına alabiliriz. Vatandaş bu operasyonlardan o kadar mutsuz, o kadar üzgün ki… Yaşlı teyzelerimizin, amcalarımızın ağladığına şahit oluyorum. “Evladım, bu iş nereye gidiyor?” diye bize dert yanıyorlar. Bizden umut duymak istiyorlar. Çünkü her geçen gün umudunu kaybediyorlar. Hukukun yok olduğu bir ülkede vatandaşın mutlu, umutlu olması mümkün mü?

Peki bu belediye hizmetine yansıyor mu? Bu sizde bir endişe yaratıyor mu? Küçükçekmece Belediyesi özelinde durum nasıl?

Küçükçekmece Belediyesi özelinde şunu söyleyebilirim: Cumhuriyet Halk Partililer korkmaz. Doğru bildiğinden bir milim bile geri adım atmaz. Genel başkanımızın, milletvekillerimizin, parti yöneticilerimizin olağanüstü çabasına biz de omuz vermiş durumdayız. Hiçbir şeyden korkumuz yok. Belediye hizmetlerimiz de dün olduğu gibi, bugün de aynı kararlılıkla, inançla ve doğru bildiğimiz yolda devam ediyor. Herhangi bir olumsuz etkisi yok.

I M G 8307

Belediye meclisinde karar alma sürecine nasıl bir katkı sunuyorsunuz?

Karar alma süreci şöyledir: Meclis üyeliği yerel parlamenterliktir. Her ay başkanlık makamından bize teklifler gelir. Bunlar madde madde değerlendirilir. Kimi zaman 5 madde olur, kimi zaman 10. Kimi imarla ilgilidir, kimi çeşitli yarışmalarla, protokollerle veya borçlanmalarla ilgilidir. Bunların hepsini ilgili komisyonlara aktarıyoruz. İlk mecliste komisyona gider, ikinci mecliste de komisyon raporları doğrultusunda değerlendiririz. Buradaki en temel kriterimiz şudur: Bu yapılan iş Küçükçekmece halkına katkı sağlayacak mı, sağlamayacak mı? Mutlu edecek mi, etmeyecek mi? Birinci önceliğimiz budur.

Daha sonrasında zaten hukuki altyapılarına da bakarak gerekli kararları veriyoruz.

“VATANDAŞ SOSYAL BELEDİYECİLİĞİ TERCİH ETTİ”

Sosyal belediyecilik anlayışı doğrultusunda Küçükçekmece'de hangi projeleri önemsiyorsunuz ve bundan sonra kamuoyuna vereceğiniz bir müjde var mı?

Bu sadece Küçükçekmece özelinde değil aslında. Ekrem İmamoğlu öncülüğünde İstanbul genelinde yürütülen bir anlayış var. Ben Küçükçekmece özelinde de yanıtlayacağım. Zaten Ekrem İmamoğlu’nun ve Küçükçekmece Belediyesi'nin uyguladığı politikalarla bunu gören vatandaşlarımız, 14 olan belediye sayımızı 26'ya çıkardı. Bize büyük bir teveccüh gösterdiler. Peki bu sosyal belediyecilikte ne vardı da vatandaş bu kadar teveccüh gösterdi? Sayayım: Küçükçekmece’de kreş yoktu, taziye evleri yoktu, halk market yoktu. Bugün emekli kampüslerine giderseniz orada insanların birlikte nasıl kaynaştığını, nasıl mutlu olduğunu ve sosyal belediyeciliğin ne demek olduğunu görürsünüz. Sosyal belediyecilik, o kentte yaşayan insanların belediye hizmetlerinden en iyi şekilde faydalanarak mutlu olması demektir. Kemal Çebi bunu son beş yılda çok iyi yaptı ve halen de devam ediyor. Bu süreklilik bize hem Küçükçekmece’de hem de İstanbul genelinde rekor farklarla seçim kazandırdı. Zaten rahatsızlık da buradan kaynaklanıyor.

“DİLLERİNDEN DÜŞÜRMEDİKLERİ ‘MİLLET İRADESİ’ NEREDE?”

Şu anda sadece Küçükçekmece özelinde değil, belediyelerimizin önünün kesilmek istenmesinin, belediye başkanlarımıza yapılan operasyonların nedeni de budur. Size bir örnek vereyim: Gaziosmanpaşa’dan... AKP iktidarının yıllardır siyasal olarak en çok vurgu yaptığı kavram millet iradesidir, değil mi? Peki ne yaptılar Gaziosmanpaşa’da? Millet iradesine darbe vurdular. Nasıl? Ne olduğu belli olmayan bir itirafçının ifadeleriyle belediye başkanımızı tutukladılar. O da yetmedi, Gaziosmanpaşa’nın tertemiz oylarıyla seçilmiş belediye başkanının yerine kendi başkan vekillerini oylatıp göreve getirdiler. Şimdi nerede kaldı millet iradesi? Sandıkla alamadıklarını bu şekilde alıyorlar.

I M G 8310-1

“İNSANLAR TANEYLE MEYVE, SEBZE ALIYOR”

Ben 20 yıla yakın süredir siyasetin içindeyim. Vatandaşın bu kadar kararlı, kenetlenmiş ve yapılanlara inanmadığı bir süreç daha görmedim. Sokakta geziyorum, vatandaş bu operasyonlara inanmıyor. Diyorlar ki: “Bir itirafçı var, peki ispatın ne?” Genel Başkanımız ne diyor? “Biz yargılanmaktan korkmuyoruz. Hepimizi yargılayabilirsiniz ama tutuklamak niye? Bir kentin belediye başkanı nereye kaçacak?” Kaçsa bile senin işine gelir. Kaçan adam zaten suçlu olduğunu kabul eder. Ama burada mesele başka. Burada başka bir plan var, siyasal durumu buna göre şekillendirmeye çalışıyorlar. Vatandaş bu operasyonlara inanmıyor. Derin bir yoksulluk yaşanıyor. Çarşı, pazar perişan. İnsanlar taneyle meyve, sebze alıyor. Bu ülkeye yıllarca hizmet etmiş insanlar şu anda açlığa mahkum edilmiş durumda.

Gençler, kadınlar ve dezavantajlı gruplarla ilgili hizmetler bağlamında şunu söyleyebilirim: Sosyal belediyecilik anlamında açtığımız gençlik merkezleriyle gençler unutulmadı. Engelsiz yaşam alanlarıyla da engelli bireyler için imkanlar sağladık. Bir annenin çocuğunu kreşe bırakması, sosyal hayata katılıp özgürleşmesi demektir. Çarşıya gitmesi, bir sivil toplum kuruluşuna katılması demektir. Siz orada insanları özgürleştiriyorsunuz. Artık beton belediyeciliği bitti. Türkiye'de sosyal belediyecilik var ve son seçimlerde vatandaş bunu benimsedi. “Ben sosyal belediyecilik istiyorum” dedi. “Çocuğuma kreş, süte erişim, anne kartı ile ücretsiz seyahat istiyorum” dedi. Vatandaş buna tavır koydu.

“YARISI BİZDEN DEĞİL, TAMAMI BİZDEN DESENİZ YİNE OLMAZ”

İstanbul’u bekleyen büyük bir deprem var. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Başkan Mutlu Yerel Basınla Buluştu
Başkan Mutlu Yerel Basınla Buluştu
İçeriği Görüntüle

Küçükçekmece de yapı stoğu itibariyle yaşlı bir kent. Bu nedenle kentsel dönüşüm temel gündemimiz. Belediyelerin bu alanda görevleri var. Proje onayı ve ruhsat verme gibi süreçlerde vatandaşımızın yanındayız. Ancak Sefaköy gibi yerlerde alanlar dar, parseller küçük. Vatandaşın cebinden para çıkması gerekiyor. “Yarısı bizden” kampanyası yapıldı ama vatandaşın sokağa çıkacak hali yok. İki emekli, 28 bin TL maaşla hem evini dönüştürecek hem kiraya çıkacak, mümkün değil. Mecliste bu konuda çokça gündemimiz var. Yeni bir uygulama geçirdik: Çatı piyesi alanlarının bağımsız bölüm olarak sayılması. Bu sayede vatandaşın yükü bir miktar hafifleyecek. Şu an İBB Meclisi'nde, birkaç ay içinde uygulamaya geçmesini bekliyoruz.

I M G 8312

“KEMAL BAŞKANIMIZIN ULAŞILABİLİRLİĞİ BÜYÜK KATKI SAĞLIYOR”

Halkın yönetime katılması adına da ciddi çalışmalar var. Kemal Başkan çok ulaşılabilir biri. “Kemal Başkan dinliyor” adlı bir saha ekibimiz var. Vatandaşla sürekli temas halindeler. Biz meclis üyeleri de kendi bölgemizi bilen insanlarız. Kemal Başkan çarşı, pazar geziyor, vatandaşı dinliyor. Seçim sürecinde hangi mahalleye gitsem “Ulaşabildiğimiz tek başkan” diyorlardı. Bu da halkla belediye arasında güçlü bir bağ oluşturuyor ve bizleri de rahatlatıyor.

Meclis üyeliği, yerel parlamenterliktir. Önünüze gelen konuları, kanun çerçevesinde değerlendirip karar vermekle sorumlusunuz. Ama sadece o değil, sahada olup vatandaşla istişare içinde olmak gerekir. Bir pazar yerinin ya da otobüs durağının yeri bile vatandaşla konuşularak belirlenmeli. O ilçeyi tanımanız, vatandaşa ulaşabilir olmanız gerekir.

Son olarak Küçükçekmece halkına şunu söylemek isterim: Ben Küçükçekmece'yi çok seviyorum. Nerelisin diye sorulduğunda önce “Küçükçekmeceliyim” diyorum. Görevde olduğumuz 6 yıl boyunca en iyi hizmeti sunmaya çalıştık. Küçükçekmecelilerin içi rahat olsun. Belediye başkanımız da biz temsilcileri de haklarını savunmak ve onlar için en iyisini yapmak adına ciddi mesai harcıyoruz. Sizlerin desteğine layık olmak en büyük hedefimizdir. Tüm Küçükçekmecelileri saygıyla selamlıyorum.

I M G 8305