BAE, Suudi Arabistan’ın "24 saat içinde askerlerinizi çekin" ültimatomunun ardından Yemen’de bulunan son birliklerini de çekme kararı aldığını açıkladı.
Reuters’a konuşan BAE Savunma Bakanlığı yetkilileri, Yemen’deki terörle mücadele birliklerinin görevine gönüllü olarak son verildiğini bildirdi. Bakanlık, ülkede yalnızca 2019’da sona erdirilen askeri varlığın ardında kalan sınırlı sayıdaki özel personelin bulunduğunu belirtti.
Uzun yıllardır savaşların ve istikrarsızlığın bitmediği Yemen'de Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap Koalisyonu uluslararası toplumun tanıdığı hükümeti destekliyor.
BAE'nin desteklediği ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi'nin, ülkenin doğu ve kuzeydoğusunda Suudi Arabistan ile Umman sınırında yer alan vilayetleri aralık ayının ilk günlerinde ele geçirmesi tansiyonu daha da artırmıştı.
Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri, hafta başında Yemen’in güneyindeki Mukalla Limanı’nı vurmuştu. Riyad, hava saldırısının BAE bağlantılı silah sevkiyatını hedef aldığını açıklarken, bu saldırı iki ülke arasındaki anlaşmazlıkta şimdiye kadarki en ciddi askeri tırmanış olarak değerlendiriliyor.
BAE ise sevkiyatın silah içermediğini ve kendi güçlerine ait olduğunu savundu.
ABD DEVREDE
ABD Dışişleri Bakanlığı, Bakan Marco Rubio’nun Suudi Arabistan ve BAE dışişleri bakanlarıyla Yemen’deki gerilim ve bölgesel güvenlik konularını ele aldığını duyurdu.
Kuveyt ve Bahreyn başta olmak üzere bazı Körfez ülkeleri, diyalog ve siyasi çözüm çabalarına destek vereceklerini açıkladı. Katar ise Suudi Arabistan’ın güvenliğinin, Körfez ülkelerinin güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.
YEMEN SAVAŞIN MERKEZİ OLDU
Suudi Arabistan ve BAE’nin, son yıllarda petrol politikalarından jeopolitik nüfuza kadar birçok konuda çıkarlarının ayrışması dikkat çekiyor.
Riyad, BAE’yi Yemen’in güneyindeki Güney Geçiş Konseyi’ni Suudi sınırlarına doğru ilerlemeye teşvik etmekle suçluyor ve bunu “ulusal güvenlik için kırmızı çizgi” olarak niteliyor..
BAE’nin çekilme kararının kısa vadede tansiyonu düşürebileceği ifade edilirken, ülkenin ayrılıkçı güçlere verdiği siyasi ve askeri desteği sürdürüp sürdürmeyeceği belirsizliğini koruyor.