Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) pek çok kademesinde aktif görev yapan Taşkan Uysal, 37 yıllık siyaset yolculuğunu 2015 genel seçimlerindeCHP İstanbul3. bölgeden milletvekili aday adayı olarak sürdürüyor.Kararlı tavırlarıyla, halkla iç içe olan, samimi, dürüst, partici ve emekçi aday adayı Taşkan Uysal’a biz merak ettiklerimizi biz sorduk, o cevapladı.

Neden milletvekili olmak istiyorsunuz?
Öncelikle CHP’nin kendi içerisinde bir değişime, dönüşüme ihtiyacı var. Sayın genel başkanımızın söylediği gibi, emek ağırlıklı bir partide, emekçilerin, emek sarf edenlerin, halkın içinde olanların, sokakta olanların, özellikle CHP’nin büro siyasetine değil sokak siyasetine ihtiyacı var. Halkın çözümleri yerinde bire bir yapabilmesi ve bu mevcut düzene dur diyebilmek için buna ihtiyaç olduğunu gördüm. Ben parti emekçisiyim. Solda siyaset yapıyorum. Bütün hayatımı halkına ve siyasete adayan biriyim. 13 yaşımdan bu yana siyasetin içindeyim. Benim yaşamım halkımın sorunlarının çözümüyle geçti. Bu yüzden milletvekili aday adayıyım.

Türkiye yeni bir seçime gidiyor. Seçmenin içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkenin bugünkü vahim durumu, benim duyarlı seçmenim görüyor. Duyarlı seçmen kendisiyle ilgili mesaj verebilecek, ona dokunabilecek, istemlerine cevap verebilecek bir yapının oluşturulmasını istiyor. Onurla şerefle 35 yılın üzerinde üyesi olduğum partimin böyle adaylara ihtiyacı var. Türk seçmeninin içerisinde emek sarf eden, özellikle kendisine dokunan insanların sorunlara çözüm bulması gerektiğine inanıyorum. Seçmenlerimiz de bundan sonra kendisine yakın insanları görmek istiyor. Çok fazla partilere takılı kalmadı bizim halkımız, bugüne kadar kendisine yakın gördüğü veya sağın parçalanmasından dolayı AKP’de umut gördüğü, umut beklediği için AKP’ye oy verdi. Ama bugün, o liberal sağda bulunan seçmen de AKP’ye yönelen seçmende bunun bir çıkmaz olduğunu yanlış yapıldığını gördü.



CHP bu seçimde AKP iktidarına karşı nasıl başarılı olur?
CHP bu dönem başarılı olmanın yollarını zaten araladı. Bence,3. bölgede 72 bin üyesinin kendi vekillerini seçmesiyle, parti içerisindeki demokrasiyi yaşatmasıyla bunu gösterdi zaten. Halk, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra “Ben vekillerimi ben seçeceğim” diyor. Kendi vekillerini kendi seçmesinin önünü ilk defa Türkiye’deCHP açtı. Parti için demokrasiyi sağladı. Kendi adaylarının öne çıkmasıyla ilgili partide emeği öne çıkarmış oluyor. Türk siyasetindeki seçmen emeğe göre kendi vekilimi kendim seçeceğim diyor. Tepeden inme, birilerinin yazmasıyla dayatma bir siyasetçi istemiyor.

Seçmeninize kendinizi nasıl tanıtıyorsunuz? Taşkan Uysal nasıl bir siyasetçi?
Benim bölgemde bulunan seçmenim Taşkan Uysal’ın kendisine bire bir dokunan, çözümlerine ortak olan, dertlerinde, tasalarında, sevinçlerinde üzüntülerinde beraber olan bir insan olarak tanıyor. Ben uzun yıllar siyasetin içerisindeyim ve aktif rol aldım. Sadece parti üyeliği yapmadım; birçok görevde yer aldım. İlçe yöneticiliği yaptım. Bu görevi yerine getirirken, ben kendimi halka karşı sorumlu hissettim. Delegelik görevlerinde, ilçe başkan yardımcılığı görevlerinde bulundum. Beldelerden ve köylerden sorumlu ilçe başkan yardımcılığı, il delegeliği,kurultay delegeliği yaptım. 2 dönem il genel meclis üyeliği yaptım. (2004- 2014 dönemleri 10. ve 11. dönem) il genel meclis üyesi iken 2012 ve 2014 yıllarında İstanbul il başkan yardımcılığı ve il yöneticiliği görevlerinde bulundum. Bölgemde bulunan ne kadar demokratik kitle örgütü varsa, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) başta olmak üzere bunların ya yöneticiliğini ya da başkanlığını yaptım. Zaten ben halkımla iç içeydim. Uzun yıllar siyasetin içersinde halkıma dokunarak bugünlere geldim. İnsanımı tanıyorum, bölgemi tanıyorum, sorunlarını biliyorum ve çözümlerini de biliyorum. Kısacası Taşkan Uysal’ın siyaseti, partiye dayanıyor, emeğe dayanıyor, çözüme dayanıyor.


‘TAŞERONLAŞMAYI KALDIRACAĞIZ’

Siz milletvekili seçilirseniz, nasıl bir milletvekili olursunuz?

Ben milletvekili seçilirsem, Ankara’ya bağlı bir milletvekili olmam. Bugüne kadar yaptığım görevlerde halkımla nasıl iç içeysem, nasıl sokakta onlarla berabersem, çözümlerini, bire bir dinliyorsam yine aynı bölgem de olacağım, sokakta olacağım. Halkımın her türlü haklı talebinde yanında olacağım. Akıl vermeyeceğim, çözüm üreteceğim. Halkım, artık kağıt üzerine yazıp bakarız diyen bir siyasetçi istemiyor. Kendi bulunduğumuz belediyelerde iktidar olunca, taşeronlaşmayı kaldıracağız. Vatandaş işsizim diyor iş istiyor, ‘ben okuyamıyorum’ diyor. Eğitim sorunu had safhada, her bakan değiştiğinde eğitimdeki sistem de değişiyor. Sağlık sorunu keşmekeş bir halde. Bunların gündeme getirilmesi için elinden geleni yapan ve birebir yanında olan siyasetçi olacağım. Ben düzeni değiştirmek için siyaset yapıyorum. CHP’nin artık PASOK değil SYRIZA olmasını istiyorum. Halkın CHP’nin iktidarına ihtiyacı olduğunu biliyorum. Çünkü cumhuriyetin kazanmış olduğu bütün kaleler bugün AKP iktidarı tarafından teker teker el değiştiriliyor. Bunların geri alınması için, kaybedilen bütün değerlerin kazanılması için siyaset yapıyorum ve nefesimin son damlasına kadar CHP’de siyaset yapmaya devam edeceğim.

‘ASLA YALAN SÖYLEMEYECEĞİZ’

Biz iki dönem kısa aralıklarla iktidara geldik. O dönemlere bir bakın, o dönemde Allah rahmet eylesin Sayın Genel Başkanımız Bülent Ecevit ‘toprak işleyenin, su kullananın’ dedi ve CHP iktidar oldu. 1977’de ikinci iktidarı ‘düzeni değiştireceğiz’ dedi adeta halka bir mesaj verdi. Siyaset veya siyasetçi halka umut vermeli. Umut vereceğiz halka, doğruları söyleyeceğiz. Asla yalan söylemeyeceğiz. Siyasetçi halkın seçkin, doğru, dürüst insan olduğunu bu dönem biz iktidar olarak, ülkenin nasıl yönetildiğini göstereceğiz.
Çatalca çok uzun süreden beri milletvekili çıkaramadı. Sizce bu dönem Çatalca’dan milletvekili çıkar mı?
Allah rahmet eylesin Çağlayan ablama. Sayın Çağlayan Ege eski belediye başkanımız ve eski milletvekilimizdi. CHP’nin bugüne kadar Çatalca’dan milletvekili çıkaramamasını sadece Çatalca’ya bağlamıyorum. Parti içerisindeki demokrasiden dolayı, tepeden atamayla yazıldığı için. Yoksa Çatalca’da solda CHP’de siyaset yapan, kendi bulunduğu bölgede değil ülkenin sorunlarını bilen çok değerli siyasetçiler vardı. Ama bu siyasetçilerimiz parti içi demokrasi yaşatılmadığı için öne çıkamadı. Ben de Çatalca’nın değil sadece 3. Bölgedeki bütün parti üyelerimin, Taşkan Uysal’ı tanıdıktan sonra Çatalcalı olarak değil 3. Bölgenin ve İstanbul’un milletvekili olarak görmek istediklerini, bana 29 Mart’ta yapılacak olan ön seçimde destek vereceklerini çok iyi biliyorum. Çünkü ben bütün hayatımı onlarla birlikte geçirdim. Parti üyelerimle birlikteyim. Her koşulda yanlarındayım. Örgüt emek diyorsa, benim parti üyelerim örgütünü, siyaset yapan insanları çok iyi tanıyor ve bunu da 29 Mart’ta en iyi şekilde göstereceklerine inanıyorum.
Kılıçdaroğlu, 7 Haziran genel seçimlerinde hedeflerinin yüzde 35 olduğunu söyledi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bir takım yapılan araştırmalar sonucunda belirlenmiş bir yüzdeliktir o. Ben 29 Mart’ta yapılacak ön seçimlerden sonra yapılan ilk anket sonrasında yüzde 40’ları geçeceğine inanıyorum. Bu sonuçların ne zaman yapıldığıyla ilgili bir bilgim yok. Ama partimin, genel merkezin vermiş olduğu bu yüzdelik yapmış olduğu bir takım anket araştırmalarına saygı duyuyorum. Ben yapılacak ön seçimlerden sonra, sokak siyasetinin ön plana çıkmasıyla birlikte bu oranın çok daha yukarılara çıkacağını düşünüyorum.

‘İÇ GÜVENLİK YASASI, FAŞİST DİKTATÖRLÜK YASASIDIR’

İç güvenlik yasası hakkında görüşleriniz nedir?

İç güvenlik yasası faşist bir diktatörlük yasasıdır. İnsanların yaşam koşullarının ellerinden alınmasını getiren bir yasadır. Böyle bir yasanın çıkması polis devletinin kurulmasına diktatörlüğe gidişinin bir adımıdır.

Son olarak seçmeninize ne söylemek istersiniz?
Ben parti üyelerimin ilk önce 29 Mart’ta, parti içerisindeki demokrasiyi yaşatmalarını, 72 bin üyemin duyarlı olup sandığa gitmesini istiyorum. 3. bölgede 124 tane aday adayı arkadaşım var bunlarla yarış halinde değiliz. Bu rakamlar ve sıralama belirlendikten sonra bütün aday adaylarının ilçe örgütlerimin, il örgütümün sokağa inmesiyle ülkemin ve bölgemin üyelerinin, seçmenlerimizin sandığa gidilmesinin teşvik edilmesi gerekiyor. Yani mutlaka ülkemizin seçmenleri 7 Haziran’da sandığa gitmesini isterim. Çünkü yüzde 25’in üzerinde sandığa gitmeyen bir seçmen dilimi var. Ülkemiz insanının inandığı bir partiye oy vermesini istiyorum. Eğer bu şekilde duyarlı olunursa az önce yüzdelik oranlarından bahsettiğimiz gibi bu yüzdeliğin yukarılara çıkacağını hep birlikte göreceğiz.

Taşkan Uysal Kimdir?
Ben İstanbul’un Çatalca ilçesinin en küçük köyünden ilkokulu bitirdikten sonra orta öğretimime başlamak üzere Çatalca merkeze geldim. Üçüncü günü TÖBDER’e girdim. Burada TÖBDER’de öğretmenlerimle Fakir Bayburt’un kitaplarını okumaya başladım. Ondan sonra kendimi solda siyasetin içinde buldum. Öğrenim yıllarında ülkemize duyarlı bir yurttaş faydalı bir insan nasıl olunur mücadelesinin içerisinde oldum. Hak emek arayışlarının içerisinde yoğruldum. 12 Eylül’de herkesin ara verdiği gibi siyasete bende ara verdim. Bunun üzerime düşen bedeli o günkü şartlarda ne ise onları da ödedik. Daha sonra Halkçı Parti, SODEP, SHP, CHP ve SHP birleşmesiyle Cumhuriyet Halk Partisi’nde aktif siyasete devam ettim.
Çatalca İlçe Yönetim Kurulu Üyeliği
Çatalca İlçe Başkan Vekilliği
İl Delegeliği, Kurultay Delegeliği
İstanbul İl Genel Meclis Üyeliği (2004-2014)
İstanbul İl Yönetim Kurulu üyeliği (2012- 2014)
Kutu
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü de kutluyorum. Bugün Özgecan’ların durumlarını da görüyoruz.Bu ülkede kadın erkek eşitliği diyorsak, kadınlarımıza yapılan işkencenin karşısındayız. Kadın erkek eşitliğini savunuyoruz.
Kutu
“sen yanmazsan,
ben yanmazsam,
biz yanmazsak
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa”

(Senay BADUR-Kent Yaşam)
 
Editör: Haber Merkezi