Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), tüketici kredilerine ve kredi kartı harcamalarına sınırlama getirecek bir adım attı. Tüketici kredilerinde vadeler kısaldı, kredi kartlarında ise asgari ödeme miktarı arttı.

25 bin TL’nin altında olan kredi kartları için asgari ödeme tutarı dönem borcunun yüzde 20’si, limiti 5 bin TL’nin üstünde olan kredi kartları için asgari ödeme tutarı dönem borcunun yüzde 40’ı olarak belirlendi.

Tüketici kredilerine ilişkin genel vade sınırı; kredi tutarı 50 bin TL’nin üzerinde, 100 bin TL’nin altında olan krediler için 24 ay, 100 bin TL’nin üzerinde olan krediler için 12 ay olarak belirlendi.

Konuyla ilgili İstanbul Kadıköy’de yurttaşlara mikrofon uzattıldı, “Kredi kartlarınızın borçlarını ödemekte zorlanıyor musunuz? Yeni ödeme koşullarını nasıl karşıladınız?”  Konuşulan 10 vatandaştan ikisi kredi kartı borcu nedeniyle icralık olduğunu; üçü ise ödeyememekten korktuğu için son 3-4 yıldır kredi kartı kullanamadığını söyledi. Sorulara verilen yanıtlar şöyle oldu:

KARIN TOKLUĞUNA YAŞIYORUZ

Ödeyemiyorum. Şu anda icralığım. Beklemekten başka yapabileceğim hiçbir şey yok. Kredi kartlarıyla ilgili yapılandırma falan olursa belki insanlar bu borçların bir kısmından kurtulabilir. Şu an toplam borcum 25 bin TL. Ev kiraları 3 katına çıktı zaten. Bin lira ödediğim yere şimdi 3 bin lira ödüyorum. Ev sahibi, “Ödüyorsan öde, ödemiyorsan çık” diyor. Şu an mahkemeliğiz.

ÇOCUĞUMU ÜNİVERSİTEYE GÖNDEREMEDİM

– Zorla karnımızı doyuruyoruz. Karın tokluğuna bu dünyada yaşıyoruz desek daha doğru. Borcunu ödeyecek bir pozisyon yok kimsede. İnsanlar geçimini zor sağlıyor. Ben geçen yıl çocuğumu üniversiteye gönderemedim. Durumum yoktu. Bu sene de yok ama bir şekilde, ne yapacağım ne edeceğim çocuğumu okumaya göndereceğim. Babamın bir evi var, olmazsa onu satacağız.

İKİ DÜKKANIM BATTI, ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞIYORUM

 Şu anda icra dairesinden geliyorum. Esnaftım, hem çay ocağım hem de ufak bir bakkalım vardı. Pandemiden dolayı onları kapatmak zorunda kaldım. Şu an asgari ücretle bir yerde çalışıyorum. Eskiden yanımda 5 kişi çalışıyordu, şu an ben başkasının yanında çalışıyorum. İcralarla başa çıkamıyorum. 5 bin lira kredi kartı borcum vardı, faizliyle birlikte 8 bin 250 lira oldu.

40 YAŞINDAYIM, BABAMIN ELİNE BAKIYORUM

– Faiz artık neredeyse ana parayı katlıyor. Ödeyemediğim için de icra takibi başlatıldı ve her ay maaşımdan kesildi. 4 bin 250 lira maaşımın 4’te 1’i kesildi. Bu şekilde borcumun birini kapattım, diğerini kapatmaya gidiyorum. Bu borcum da yaklaşık 5 bin 700 lira. Bu da maaşımdan kesilecek.

– Eşim çalışamıyor rahatsızlığından dolayı, bin 700 lira ev kirası var. Şu an ev sahibi de “Çık” diyor. Kardeşim Almanya’da, biraz o yardım ediyor, biraz babam yardım ediyor. Ben babama harçlık göndereceğime babam bana gönderiyor. Yaşım 40 oldu, babamın eline bakıyorum.

HERKES CEBİNDE OLMAYAN PARAYI HARCIYOR

 Hemen hemen hiç kullanmadığım için çok da zorlanmıyorum. (Niçin kullanmamayı tercih ediyorsunuz?) Ekonomik durum belli, yarın ne olacağı belli değil. Bu sebeple o yükün altına girmek istemiyorum.

– Borçları ödeyememe düşüncesinden dolayı kart kullanmıyorum. (Hiç mi kullanmıyordunuz yoksa son dönemde mi kullanmamaya başladınız?) Çok zorunlu şeyler dışında son 3-4 yıldır kullanmıyorum. (Yeni ödeme koşullarını nasıl karşıladınız?) Asgari ödemesi artsın ya da yükselsin fark etmez ki…

– Toplumun ödeme şansı yok. Herkes cebinde olmayan parayı harcıyor. Haliyle asgari ödemesi yüzde 5’e de gelse de ödeyemeyecekler…. Bu böyle kar topu gibi büyüyüp gidiyor ve iflasa gidiyoruz toplum olarak.

Editör: Haber Merkezi