İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), yıllardır dokunulmayan Beşiktaş Barbaros Meydanı ve Barbaros Bulvarı Prestij Caddesi yenileme çalışmalarını tamamladı. Beşiktaş’a yeni bir meydan ve çehre kazandıran projenin tamamlanması nedeniyle düzenlenen açılış töreni; CHP TBMM Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve vatandaşların katılımıyla gerçekleştirildi. Yenilenen Beşiktaş Meydanı, dün Suudi Arabistan’da oynanması gereken Süper Kupa maçı öncesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yapılan saygısızlıklar silsilesi nedeniyle Türk bayraklarıyla donatıldı. Alanın tarihi İstanbul siluetine sahip hakim bir noktasına, Atatürk’ün fotoğrafının yer aldığı, üzerinde “Mustafa Kemal Atatürk Her Zaman Kazanır” yazısının bulunduğu flamalar asıldı. İmamoğlu’nun sosyal medya hesaplarından yaptığı, “Bayrağını al, Beşiktaş'a gel” çağrısına uyarak meydanı dolduran coşkulu kalabalık, ellerinde bulunan Türk bayrağı, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş bayrakları ve üzerinde Atatürk fotoğrafının bulunduğu flamaları sallayarak, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını attı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan açılış töreninde sırasıyla, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.

“16 MİLYON İNSANA ÇOK YAKIŞAN BİR MEYDANI HİZMETE AÇIYORUZ”

Konuşmasına, “Ne güzel sizlerle burada olmak ve bir olmayan meydanı hep birlikte meydan haline getirmenin keyfini yaşamak” sözleriyle başlayan İmamoğlu, “Burayı hatırlıyorsunuz, biliyorsunuz. Evet, Beşiktaş Meydanı, meydan değildi. Büyük bir kısmı arabalarla işgal altındaydı, otobüsler vesaire. Orada bir köprüyü hatırlıyorsunuz. Yukarıdan bir köprü geçiyordu ve aslında köprü, uzun yıllardır pek de işe yaramayan bir köprüydü. Üstünden araba geçtiğini nadiren görürdünüz. Hatta büyük bir bölümü otoparka dönmüştü. Biz gelir gelmez, bu ihmal edilmiş köşeleri tespit ederek, ‘Süreci nasıl çözeriz’ anlayışını ortaya koyup, arkadaşlarımla yoğun bir çalışma sürdürdük. Ve pırıl pırıl bir meydan oluştu” ifadelerini kullandı. İstanbul Boğazı manzaralı meydanın geçmiş yıllarda işgal altında olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, “Meydanın, neredeyse adım atacak bir köşesi bile olmayan şekliyle ne kadar yakışıksız olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Şimdi ne oldu biliyor musunuz? Hem Beşiktaş'a, Beşiktaşlıya hem de 16 milyon insana çok yakışan bir meydanı hizmete açıyoruz” dedi.

“BÜTÜN RENKLER; HOŞ GELDİNİZ, SEFALAR GETİRDİNİZ”

Dün akşamki olaylı Süper Kupa maçını oynamama kararı alan Fenerbahçe ve Galatasaray kulüplerini kutlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

“Bugün, aynı zamanda bayraklarınızla, her renkle buradasınız. Ne güzel sizleri renklerle, hep birlikte karşılamak ve bu renklerle birlikte Beşiktaş Meydanı'nda olmak. İstanbul'un renkleri burada. Fenerbahçe burada, Galatasaray burada. Hem de Beşiktaş'ın ev sahipliğinde burada. Bütün renkler; hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Tabii dün yaşadığımız olaylar ve süreç bizi üzdü. Evet, canımızı sıktı. Bu milletin hassasiyetlerine kimsenin dokunamayacağını, milletçe bir kez daha gösterdik. Bizim çok hassas olduğumuz konular vardır, milli meselelerimiz vardır. İnançlarımızla ilgili hassasiyetlerimiz vardır. Hiçbir yerde, hiçbir noktada hassasiyetlerimize pervasızca, saygısızca davranışa asla müsaade etmeyiz. Gereğini yaparız. Bu anlamda kendine yakışanı yapan her iki camiayı da tebrik ediyorum. O maç orada yapılsaydı, çok kötü olurdu. Geri dönerek, en doğrusunu yaptılar. Altını çizelim; gidilmesi de yanlıştı.”

“BÜTÜNLEŞMENİN HARCI, YİNE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OLDU”

“Bugün burada birleştik. Bu bütünleşmenin harcı, yine Mustafa Kemal Atatürk oldu, yine Türk bayrağımız oldu, yine İstiklal Marşımız oldu” diyen İmamoğlu’nun sözleri, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla kesildi. İmamoğlu, konuşmasını, “Bugün böyle bir birlik ve beraberlikle açılışı yapmak, beni inanılmaz mutlu etti, bahtiyar etti. Tabii keşke dün bu olay olmasaydı. Ama oldu. Kıymetli dostlar, birleşmek güzeldir. Omuz omuza vermek iyidir. Bölmek, ufalamak kolay; bütünlemek, birleştirmek, büyütmek zordur. Biz, hep zor olanı yaptık, zor olanı başardık. Zor olanı başarmak zorundayız. Milletçe, kardeşçe, maddi-manevi değerlerimize sahip çıkıp, gönül birliğimizi çok güçlü kılmalıyız, güçlü olmalıyız. Çünkü, daim olmalıyız. Asla yıkılmamalıyız. Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin dediği gibi; ‘Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.’ İşte tam da bugün burada olduğu gibi, dayanışma içinde olacağız. Bütün bayrakların kardeşliğiyle, Türk bayrağımızın en yukarıda olduğu şekliyle, dostluğumuzun ebedi olduğu bir zamanı yaşıyoruz. Dün söyledik: ‘Mustafa Kemal Atatürk her zaman kazanır, her zaman milletine kazandırır” sözleriyle devam ettirdi.

“SÜPER KUPA’NIN SUUDİ ARABİSTAN’DA OYNANMASI KARARI SORGULANMALI”

Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” sözlerinin bir kez daha gündeme gelmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren İmamoğlu, Süper Kupa finalinin neden Suudi Arabistan’da oynanmasına karar verilmesinin de sorgulanması gerektiğinin altını çizdi. “Bu gidişin mimarları kim” sorusunu yönelten İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

“Hangi akla hizmetle böyle bir süreç tariflediler? Hangi detayları hesaba katmadılar? Bakın; bugün ülkedeki yönetici akıl, her olaydan sonra, böyle kritik olaylardan sonra kayboluyorlar ortadan. Bir süre ortadan kayboluyorlar. Ses bile çıkarmıyorlar. Niye biliyor musunuz? Sözüm ona olur ya, halk bir hata yapar, oradan faydalanırız. Bunlar, yarın, buraya bayraklarıyla gelenleri suçlarsa şaşırmayın. Bakın sizi bile suçlayabilirler. Bunun hesabı sorulmak zorundadır. Bu kararı kim verdi? Niçin oraya gidildi? Buna neden ihtiyaç vardı? Başka bir şey: Spor birleştirir. Spor için o ülkeye de gidilir. Başka bir ülkeye de gidilir sporun birleştirici gücüyle. Bu değerlidir, faydalıdır. Ama altını, üstünü, kıyısını, kenarını düşünmeden bu yapılamaz. Bu memleket, ne yazık ki düştüğü ekonomik durum üzerinden itibarlı bir dış politika yönetme marifetlerini kaybetmiştir. Bakın bu, büyük bir sıkıntıdır. Dünyada hiçbir ülke yok ki; çatır çutur vatandaşlık satsın. 400 bin doları veren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oluyor.”

“BİZİM VATANDAŞLIĞIMIZ, PAHA BİÇİLMEZ BİR VATANDAŞLIKTIR”

“Bir yabancı gazetecinin raporuna göre, dünyada parayla vatandaşlık satılan rakamın yaklaşık yarısının Türkiye'ye ait olduğu söyleniyor. Bunlar acı raporlar. Sevgili kardeşlerim, bizim vatandaşlığımız paha biçilmez bir vatandaşlıktır. Bizim vatandaşlığımız, bu toprakların altında yatan binlerce şehidin kanına bedeldir. Kolay değildir vatandaşlık. Bir ülkeden vatandaşlık alınır mı? Tabii ki alınabilir. Bizim de başka ülkelerden vatandaşlarımız var. Olmalıdır da. Ama bu 400 bin doları alarak ya da bina alarak da değil… Vatandaş olmanın bilinci var. Dilini öğrenme var. Orada yaşama prensibi var. İnsanlarını tanıma prensibi var. Başka ülkelerde vatandaşlık alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımız var. Yıllar geçiyor ve vatandaşlık alabiliyorlar? Bu konuyu niye buraya getirdim? Sebebi şu:  Ülkenin düştüğü ekonomik durum, çatır çutur satılan vatandaşlık, ülkenin yığınla mülteci sığınmacı ortamı ve bu ortamla birlikte ülke hazinesinin tamtakır olması, bazı ülkelerden birkaç milyar dolar alacaksınız diye boyun eğmeniz, işte sizi böylesi bir olayda çaresiz bırakıyor, sesinizi bile kısıyor, ortadan kayboluyorsunuz. İşin özeti bu kadar.”

“İTİBAR NEDİR BİLİYOR MUSUNUZ?”

“Siz, sözüm ona nezaket olsun diye ya da ilişkileriniz üzerinden bir ülkenin kralına yas ilan ediyorsunuz, ama o ülke, Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafına tahammül edemiyor. Onun için itibar çok önemlidir. İtibarımızı hep yukarıya çıkaracağız. İtibarımızı aşağı doğru eğen, boynumuzu büktüren… Öyle lafla iş olmaz; ‘Yıkılmayız, dimdik ayaktayız’… Öyle böyle değil o iş. İtibar nedir biliyor musunuz? Çalışacaksınız, üreteceksiniz, ekonominiz güçlü olacak. Şehirleriniz güçlü olacak. İnsanlarınıza fırsat vereceksiniz. Liyakatli insanlar, liyakatine göre görev alacaklar. O tek kişilik akılla yönetilen bir sistemin itibar elde etme şansı yoktur. Demokrasiniz güçlü olacak. Adalet sisteminiz güçlü olacak. Boşuna boşuna Tayfun (Kahraman) hapiste yatmayacak. Boşuna Can Atalay’ın Meclis’e gidemeyeceği bir ülke olmayacak. İşte o zaman siz, itibarlı bir ülke olursunuz. Bizim bugün görevimiz var. İstanbul, bu coğrafyanın en kadim şehri. Bu coğrafyanın değil, belki dünyanın başkenti. Bu şehrin itibarını yüksek tutmak, bu şehrin her kuruşunu tertemiz bir şekilde yöneten bir yönetim olmak, sizin paranızı hijyenik yönetmek, bereketli bütçesini doldurmak, güzel işler yapmak… İlk gün dediğimiz gibi, ‘Her şey çok güzel olacak’ dediğimiz gibi, her şeyin çok güzel olduğu ve olacağı günleri sizlerle birlikte yaşamak; amacımız bu.”

“KAMUSAL ALANLARI İŞGAL EDENLERİ TEK TEK SÖKÜP ATIYORUZ”

“Barbaros Meydanı; İstanbul'un adı var, ama kendi yok meydanı. Bu alandaki karmaşa ortadan kalktı, düzenli bir şekil aldı. Kamusal alanları işgal edenleri, tek tek söküp atıyoruz. Beşiktaş'tan da kaldırıyoruz, Üsküdar'dan da kaldırıyoruz, Her yerden kaldırıyoruz. Milletin malını, millete emanet ediyoruz. Milletin parasıyla güzel işler yapıyoruz. İstanbul'un her ilçesine eşit hizmet sunduk. Onlar, ‘Oy vermeyenlere metro yok’ diyordu. Biz, oy vermeyenlere de metro inşaatı için yeni bir süreci başlatacağız; oy versin, vermesin. Biz, Mart ayında Çekmeköy'den Sancaktepe'ye ve Sancaktepe'den Samandıra'ya giden hattımızı açıyoruz. İnşallah, önümüzdeki sene sonu, Sultanbeyli'ye kadar gidiyor. Bizde insan ayırmak yok. Burası Beşiktaş Belediyesi. Başka bir partiden diye, 25 sene buraya çivi bile çakılmadığını bütün İstanbul gördü ve yaşadı.”

“ONLAR AYRIMCILIK İÇİN ÇALIŞTI; BİZ BİRLEŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

“Bunlar, ayrımcılık için çalıştı; biz, birleştirmek için çalışıyoruz. Bunlar, insanlar birbirine karşı kutuplaşsın diye süreç yönetti. Biz, tam tersini yapıyoruz. Biz hem milli inançlarımıza hem dini inançlarımıza yapılan her saldırıya karşı topyekun bir oluruz, bir olacağız. Aynı zamanda biz, hep birlikte bütün değerlerimizi koruyacağız. Başta Mustafa Kemal Atatürk gibi, tarihinden gelen bütün değerlerini koruyacak bir millet olacağız. Öyle kafasını kuma sokan asla olmayacağız. İstanbul'da ‘fetret devri’, 2019’da kapandı; yatırım ve atılım dönemi başladı. Fetret dönemi bitti. Onun için bu şehrin derinliğini, insanlığını, vicdanını, bütün dünyaya servis eden, iyileştiren, güzelleştiren, meydanlarını açan, gençlerine burs veren… 100 bin gencimize bu sene burs veriyoruz. Daha önce, senede bir kişiye burs veriyorlardı. Bilin bakalım kim? Biz şimdi 100 bin kişiye veriyoruz. Bilin bakalım kim? Milletin evlatlarına veriyoruz.”

İMAMOĞLU’NDAN, “MAÇ OYNANMASIN, KUPA İKİYE BÖLÜNSÜN”

Ataşehir'de pazar gününe özel inşaat yasağı Ataşehir'de pazar gününe özel inşaat yasağı

İmamoğlu, kupa mücadelesiyle ilgili de öneride bulunarak, “Bu kupa maçı, artık oynanmasın. Millet, bu anıyı unutmayacak. Burada ortaya konan tavrı unutmamalı. Vallahi o kupayı ikiye bölün; birisi Galatasaray Müzesi’nde, birisi de Fenerbahçe Müzesi’nde ilelebet, dostluk için yaşasın. Ama bir şölen yapın, o şölenin yeri de Beşiktaş'taki Dolmabahçe Stadı olsun. 3 takımın, bütün Türkiye'nin takımlarını davet ettiği bir spor şöleni olsun. Bu benim önerim; takdir camiaların” dedi.

Editör: Editör Yazar