Son yıllarda 30’lu yaşlarda kalp krizi vakalarındaki artış dikkat çekiyor. Kovid-19 pandemisinin ardından 'aşılar' nedeniyle kalp krizi riskinin arttığı spekülasyonları yapılsa da asıl nedenler bambaşka ve uzmanlar bu konularda vatandaşları uyarıyor.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Yılmaz, Türkiye’de her yıl yaklaşık 300 bin kişinin kalp krizi geçirdiğini belirterek, özellikle son yıllarda genç yaşlarda görülen kalp krizi vakalarında artış olduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Yılmaz, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
- "Son zamanlarda 30’lu yaşlarda kalp krizi vakalarında artış gözlemliyoruz. Bunun en sık nedenleri arasında hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme, erken yaşta sigara ve madde kullanımı ile genetik yatkınlık yer alıyor."
DİYABETE DİKKAT ÇEKİLDİ
Doç. Dr. Yılmaz şöyle devam etti:
- “Nefes darlığı, soğuk terleme, mide bulantısı, sırt ya da çeneye vuran ağrılar kalp krizinin habercisi olabilir. Özellikle kadınlarda mide bulantısı ve terleme gibi belirtiler öne çıkabiliyor.
- Diyabet hastalarında ise ‘sessiz kalp krizi’ olarak bilinen, fark edilmeden geçirilen krizler ciddi risk oluşturuyor.
- Bu hastalar kalp krizi geçirmiş bir şekilde karşımıza geldiği için kalpte artık hasar geri dönüşümsüz olur ve hastalarda kalp yetmezliği gelişir. Sonrasında ritim bozuklukları ya da ani ölüm gibi komplikasyonlarla hastaneye başvuru olabilir."
"KRİZDE SAATLER HATTA DAKİKALAR BİLE ÇOK ÖNEMLİ"
Kalp krizinde ilk saatlerin, hatta dakikaların kritik olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yılmaz, şu ifadeyi kullandı:
- "Her geçen dakika kalp hasarını artırır. Erken tanı ve hızlı müdahale, kalbin zarar görmesini önleyebilir. Özellikle bu şikayetler ani başladıysa ve hastanın yaşı ve belirli risk faktörleri varsa tabii ki kalp krizi olabilir.
- Bu nedenle ani başlayan sırt ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı veya mide bulantısı gibi belirtiler, özellikle diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, sigara kullanımı ya da ailede kalp hastalığı öyküsü gibi risk faktörleri varsa, mutlaka ciddiye alınmalı."